Nihat Ergün, yeni çek kanunu adaletli olmalı mı?

Sayın Nihat ERGÜN; Çek Yasası ilgili basında yapmış olduğunuz açıklama,
Adli para cezaları ödenebilir miktarda olursa,Karşılıksız çek verenler hapis yatmamış olur, bu da çeke olan güveni azaltır.
Adli para cezası ödenmediği taktirde bu hapis cezasına dönüşüyor, hazırlanan tasarıda karşılıksız çekin ödenmiş miktarı, adli para cezasından çıkarılıyor, bu durumda adli para cezası ödenebilir duruma geliyor bu çeke olan güveni azaltır.

Bankalar çekin güvenceye tabi tutulması talebini seslendiriyor, beklentiler çok büyük.. !!

Sayın Nihat ERGÜN, ülkemizde “ADALET'” anlayışından çok uzak yasalar vardır sizin göreviniz beklentileri karşılamak değil ADALETİ sağlamaktır, Bu çok büyük beklentiler, üzerinizde lobi oluşturan Banka ve faktöringlerin baskısı ile mi oluşmuştur? Adalet Komisyonu, Çek Kanunu ile ilgili olarak Faktöring şirketleri ve Bankalardan görüş aldığını belirtmiştir, Karşılıksız Çek Kanununu bu çıkar çevrelerimi hazırlamaktadır?

karsiliksiz-cek

Çek Kanunu, Adaletsiz bir kanundur hukuk normlarına uygun değildir, Ülkemiz dışında hiç bir ülkede borcundan dolayı kimse cezaevine girmemektedir ve yeni çek yasası adalete hukuk normlarına uygun olmalıdır..

Ülkemizde, ticari ilişkilerde üç ayrı ödeme aracı kullanılır, fatura edilmiş açık hesap, Kambiyo senedi ve Çek.
Faturalı açık hesap ve senetlerde ödeme yapılmadığı taktirde, kanuni takip icra dairelerince yapılır ve herhangi bir tazminat yoktur, sadece kanunlara göre belirlenmiş faiz uygulanır.. Karşılıksız çek borcunda ise, tazminat, faiz, hapse çevrilen Adli Para cezası uygulanır ve Ödeme güçlüğünde olan bir kişinin hapse düşmesi ise kaçınılmazdır..
Senet ve Faturalı borçlara tanınmayan bu adalet ve hukuk kurallarından uzak ayrıcalık ÇEK borçlarına neden tanınmıştır?

Tefeciler,Faktöring şirketleri ve Bankalar, çek ile faizle para satmaktadırlar? Nedeni ne olursa olsun, çekini ödemeyen bir kişiye Faktöringler, Bankalar ve banka Avukatları çek tazminatı ve cezaevi tehdidiyle acımasızca davranıp uzlaşma kapılarını da kapatarak haklarının kat kat fazlasını (Faiz hak mıdır?) almakta mıdırlar?

Bu durum Adalet komisyonu üzerinde Tefecilerin, Bankaların ve Baroların baskısı olduğunu göstermez mi? Ticari yaşamda Alacak Borç ilişkisinde, diğer borçlanma sistemlerine tanınmayan imtiyazların, acımasız bir şekilde çeklere tanınması, bunun en büyük ispatı değil midir?.

Yanlış ve Adaletsiz kanunları düzenleyecek olan sizsiniz, Bir kısım çıkar çevrelerinin beklentilerini karşılamak yerine, vatandaşınıza Adaleti sağlayacak düzenlemeleri yapınız..
Vatandaşın sizden beklentisi, bu Adaletsiz çek yasasının, evrensel hukuk kurallarına uygun olarak bir an önce yapılmasıdır.
Vatandaşın sizden başka müracaat edeceği başka bir yerde yoktur, Yargı, geçerli kanunu uygular ve hüküm kurar, vatandaşın Adil olmayan bir yasa için Anayasa Mahkemesine müracaat hakkı olmadığı gibi hiç bir imkana sahipte değildir. Yasaları uygulamakla görevli olan Yargı'nın Anayasa Mahkemesine başvuru hakkı vardır yani kanunları uygulamakla yükümlü Yargı, Yargıya teslim edilmiştir.

Sayın Bakanımız Nihat ERGÜN, Banka ve Tefeci lobilerinin beklentilerini karşılamak yerine, Adaleti sağlayacak yaklaşım içinde olmanızı ve esasen olması gereken VATANDAŞIN BEKLENTİLERİ doğrultusunda düzenlemeler yapmanızı bekliyoruz..



İlgili yazılar:
Çek yasası hapis cezalarına devam..



Sami Selçuk bilge bir hukukçumu?

Sayın Sami SELÇUK, bilge bir hukukçu olarak anılıyor, gerçekten öylemdir?

Star gazete de kaleme aldığı bir makalesi var, okuyoruz ve sayın bilge hukukçumuza soruyoruz..
Siz yargının en üst noktalarında görev yaptınız, iflas etmiş bütün mal varlığını kaybetmiş, yuvası dağılmış ve en uç noktasına kadar mağduriyeti ön plana çıkmış, bir iş adamının bir esnafın, karşılıksız çek nedeniyle cezaevine göndermek, yaşam hakkından sonra gelen en kutsal değer olan özgürlüğünü elinden almak, hangi hukukun geçerli bir kuralıdır..

Sayın Sami Selçuk makalesinde diyor ki; Hukuk kavramı olarak suç, yasal tanıma uygun, hukuka aykırı, kusurlu ve bir değeri çiğneyen insan eylemidir. Ancak hukuk bütün bu nitelikleri taşıyan her eylemi, her insanı cezalandırmaz. Sözgelimi, kişi arabasıyla istemeyerek birine çarpmış, ağır derecede yaralamıştır. Ama cezalandırılması kendisi ve/ya ailesi açısından ağır sonuçlar doğuracak, gereksiz mağduriyetlere yol açacaktır.

Bütün bu durumlarda yargıçlar, suçu bütün öğeleriyle saptadıktan sonra, “ceza verilmesine yer olmadığı kararı” verirler.

Ne aklanma kararı verirler ne de cezalandırma.

Hukuk bunlara “cezalandırmayı engelleyen kişisel nedenler” der..

Kuşkulular, dağdan indiler. Anlatımları alındı, sorguları yapıldı.

Kimisini sadece savcılar dinledi. Kimisini de hem savcılar, hem yargıçlar. Hiçbiri tutuklanmayınca yorumlar başladı.

Kimileri, “bu bir af uygulaması” dedi.

Kimileri, aklanma kararı verildiğini söyledi.

İşin en ilginç yanı, bunları kimi hukukçuların da söylemesiydi.

Gülünecek, ağlanacak olan ise dosyayı bilmeden, yasaya bakmadan ayaküstü hüküm kurulması, yargının sorgulanmasıydı.

Dosyayı elbette bilmiyoruz.

Ama Türk Ceza ve Ceza Yargılama yasalarının maddelerini biliyoruz.

Savcılar ve yargıçlar bu maddelere göre işlem yaparlar.

Dosyadaki kanıtları değerlendirirler, maddelerdeki koşulları incelerler, sonuçlar çıkarırlar, kararlar verirler..

dedikten sonra ekliyor!

Yeni Türk Ceza Yasasının yargıçları en çok rahatlatan hükümlerinden biri 23. maddesinin son fıkrasıdır: “Taksirli davranış sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez, bilinçli taksir halinde ceza yarıdan altıda birine kadar indirilebilir.

karsiliksiz.cek

Bizde soruyoruz Sayın Sami Selçuk;

İşadamı, esnaf, iflas eşiğindeyken, icra davalarıyla, ticari defterleriyle, Vergi, SSK gibi kılı kırk yaran incelemelere tabiyken,

Belki de bunların içinde en önemlisi, borcu olduğu kadar, alacaklarının tahsili içinde mücadele veren, bir günü bile hayati öneme sahip olan, mağduriyetleri her şeyiyle, her anıyla yaşayan bu iş adamını kolundan tutup cezaevine atmak hangi hukuk akıl ve vicdan ürünüdür,

Yeni Türk Ceza Yasası, bankaların, faktöringlerin çıkarları söz konusu olunca, hukukçular tarafından askıya mı alınıyor?

Yıllardır, karşılıksız çek hapsi uygulamasını gözlemlediniz, belki de bir çok iş adamını cezaevine gönderdiniz, bilemiyoruz, ama bu konuda bir kelimenize şahit olmadık, olamadık..

Ama suç konusu, dağdakilere gelince mağduriyet söz konusu edilebiliyor da..

Ama söz konusu çekleri karşılıksız çıkmış, alacağını alamamış ve bu nedenle cezaevi tehdidi ile karşı karşıya kalmış mağdurlar olunca, ağzınızı bıçak açmıyor..

Bilgelik gördüğü her haksızlıkta, adilane olmayan her davranışta fikir beyan etmektir?

Siz bilge, adil, bir hukukçu musunuz?

İlgili yazılar:

Çek yasası hapis cezalarına devam..


Çek yasası hapis cezalarına devam..

Çek yasası tamamıyla ele alınmalıdır, sağına ve soluna yapılacak müdahalelerle sorunu çözmek pek mümkün değil. Zira çek yasasıyla ilgili olarak bankaların sorumluluğu hiç dikkate alınmıyor. Ayrıca çekin senet gibi kullanılması ve getirdiği büyük külfetler de hiç dikkate alınmıyor.


Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, çekte kısmi ödeme yapmış olanlar için adli para cezasının düşürülmesi yönünde uzlaşıldığını söylüyor. Ancak bu, büyük sorunun ne kadarını çözebilir yada nasıl çözebilir ki? Gerçekten çek yasası çok kritik bir konu ve acilen ele alınıp düzenlenmesi gerekiyor. Gerçek şahıslara ve şirketlere olduğu kadar, çek defteri düzenleyen bankalara da bir taraftan sorumluluk yüklemek icap ediyor.


Çeke olan güveni artırmak veya güven kaybının önünü geçmek yerine güvenilir ve işleyen bir ödeme sistemi kurmak gerekiyor. Bir çok gelişmiş ülkede çek nasıl kullanılıyorsa, Türkiye’de benzeri yapılanmaya gidilmelidir. Çek, karşılıksız para basmak veya hatır çekiyle insan aldatmak ve olmayan geleceği satmak gibi konumlardan kurtarılmalıdır.
Yeni düzenlemede de elbette hapis cezası olabilir. Ama bunun tanımı hapis cezasını hak ettirecek şekilde yapılmalıdır. Çek kanunu uygulamasında alacaklı, muhatabını hapse gönderiyor. Yetki tamamen alacaklı tarafta, yetki şahıslarda değil adli makamlarda olmalıdır. Bankacılık sistemimizde çek kullanımı farklı algılanıyor. Çek para demekken, farklı bir uygulama yapılıyor.


Bankaların çek defterlerini nasıl verdikleri ortada. Üstelik bu sistemi en acımasız kullanan, en fazla verim alıp, zarar görmeyen de onlar. Bankada parası olana ya da nakit kredibiletisi bulanana çek verilmesi gerekirken, müşteri edinme mantığı öne geçiyor.


Bir başka husus ise karşılıksız çeklerin büyük çoğunluğunun limitet şirketler kaynaklı olması. Şahıs her şeyi ile mesulken, şirketler mal varlıklarıyla sınırlı. Böyle bir durumda çeki veren bankaların mesul olması, kefil durması gerekmez mi?
Çözüm olarak, bankalar çek ödeme hesaplarını özel bir hesapta, teminatlı olarak toplayabilirler. Kesilen çek Yaprakları takip edilir, teminat bedellerine riayet edilir, bankalarda çek yapraklarındaki tutar kadar mesul olursa, karşılıksız çek olayı da ortadan kalkar.


Bir örnek; İş Bankası’na gittiniz. Bankadaki nakitlerinizi teminat gösterip, 24 ay ödemeli 100 bin TL’lik oto kredisi talep ettiniz. Banka hemen sizin paranızdan krediye karşılık gelen kısmına ipotek koyuyor. Krediyi veriyor. İki yıl boyunca da 100 bin TL’den ipoteği kaldırmıyor. Kredi taksitlerinin bitmesine iki aya kala 85 binin ödedin, 15 binine ipotek koyalım demiyor.


Kredide böylesine katı olurlarken, çek konusunda da sorumluluk üstlenmeleri gerekmez mi?

İlgili bağlantılar: Karşılıksız çek suçu; ya diğer suçlar!

Güntay Şimşek - HABERTÜRK

Karşılıksız çek suçu; ya diğer suçlar!

Eşim 40 gün önce karşılıksız çek suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi
Kızım özel okulda okuyor ama okulun sahibi eşimin lise arkadaşı, tam burs alarak masrafsız okuyor, ama kızımda hak ediyor çünkü sınıfının değil, tüm 6. sınıfların içinde birinci, “bütün bu yaşadıklarına rağmen, bütün bu kaçışlara, parasızlığa, evsizliğe,imkansızlıklara rağmen” başarısında hiçbir eksilme olmadı.

Kızımızın okulu 14 Eylülde açıldı, her sene olduğu gibi ilk gün beraber gittik okula, törenden sonra okuldan çıktık arabaya bindik, o saniye arka kapı açıldı içeri 3 kişi girdi oturdu,adamlardan biri bağırmaya başladı "seni bulamayacağımızı zannettin" eşime belindeki tabancayı göstererek arabayı sür dedi, boş bir yere gelince arabayı durdurdular..

Tehditler başladı, çekleri neden ödemedin, parayı bugün bulup bana vereceksin, başka yolu yok, para gelene kadarda seni bırakmayacağız, ya öleceksin, ya çek borcunu ödeyeceksin, adamlarım yemin etti seni öldürmeye, seni gördükleri yerde bir şarjör boşaltacaklardı midene, şimdi ben tutuyorum, parayı verme ben yapacağım şimdi artık, diye bağırdı durdu, eşimde paramızın olmadığını, bulamayacağını söyledi hep, ama nafile..

Bana dönüp, parayı bul kocanı kurtar, deyip arabada beni bıraktılar , eşimi kendi arabalarına alıp gittiler, bu arada araba bizim kendi arabamız da değil eşimin teyzesinin arabası, kızımızı okulun ilk günü olduğu için almıştık....

Ne yapacağımı şaşırdım, hayatımda bu kadar telefonda konuştuğum bir günü hatırlamıyorum, eşimin karşılıksız çek nedeniyle araması var biliyoruz ve onlarda polise gidemeyeceğimizi bildikleri için rahatlar.

bu adamlar atölyeci bize fason mal dikiyorlarmış ama işlerimiz iyiyken o kadar çok iş veriyorduk ki onlara başka kimsenin işini yapmadan sadece bize çalışıyorlardı, iflas ve batış olayları patlak vermeye başladığı günlerde bir kere karşılaşmıştık,

Benim kocam çok gururludur, herkes gibi, belki de iflası kabullenmedi, sıfırdan başlayıp 10 m.karelik bir dükkandan çok iyi yerlere gelmişti, kurtaracak sandı ne var ne yok satıp çekleri ödemeye çalıştık ama olmadı olamadı..

Eşimin bu adamlara çek borcu varmış, o gün hepsini istedi bizden, para yok ki iflas etmişiz nereden bulacağız? zaten kaçak olduğumuz için kimseyle görüşmüyoruz, teyzesinin bir evi vardı onu adamların üzerine geçirelim dedik bunları bulduk adama dedim ev var ilk önce tamam dedi daha sonra daha fazlasını istedi, siz yanlış anladınız miktarı serbest bırakabilmemiz için daha fazla istiyoruz dediler, o an ben bittim zaten, bunlar eşimi öldürecekler, çünkü bulmama imkan yok...

Sabah 6 da telefon çaldı eşim telefonda, kaçtım geliyorum dedi, evi terk edip bir tanıdığımıza gitmemizi söyledi ve eşimde oraya geldi, yarım saat sonra telefonlar başladı, telefona cevap vermiyoruz, mesajlar gelmeye başladı, bittin, öleceksin, artık karın kızında ölecek, daha neler neler, ne yapacağımızı bilemedik, tek çare polise gitmek,

Bir tanıdık vasıtasıyla G.B.T. ye baktırdık eşim temiz çıktı, nasıl olur ya dedik, çek davaları düştü mü acaba dedik çok sevindik boşuna polisten gizlenmişiz, hemen karakola koştuk.. Karakolda ifadeler verildi, komiser pek inanmadı, darp yok, iz yok, dayak yok bu nasıl kaçırılma dedi, o esnada mesajlar gelmeye devam ediyordu, polis mesajları okuyunca istemeye istemeye tamam dedi yakalama çıkartıyoruz ben arabalarının plakasını almıştım, onu da verdik eve döndük..

Ertesi gün tanıdıklarımızın aracılığı ile bir avukat bulduk, eşim buluşup tam avukata giderken komiser aramış, gelin müjdeli haberlerim var diye, geri dönmüş eşim, gitmiş komiserin yanına, 2 dakika sonra polis geliyor komiserin yanına abinin karşılıksız çek vermekten tutuklaması var....şok ..

Beni aradı eşim, bende yakalandı adamlar haber verecek zannettim, sadece şunları dedi, çok kötü şeyler oluyor, sana anlatırlar, telefon kapandı...

Avukat aradı eşimi kaçıran adamlar yakalanmış, ifadeleri alınmış ve serbest bırakılmışlar, kanunlar adam kaçırmayı, ölümle tehdit etmeyi suç saymıyor sanırım, hala arayıp benimle görüşmek istediklerini çekleri bir şekilde ödememi söylüyorlar.

Bu adamların mahkemeye bir ifadeyle hemen serbest kalacağını, hiç düşünmemiştik, eşim dışarıda olsaydı mutlaka bulup öldürürlerdi, şimdi en azından o içeride ama güvende diyorum.

Bizim yaptığımız ticari bir hata, yada beceriksizlik olsun adı, sonucu: çek borcun var diye tüm özgürlüklerin elinden alınıyor, devlet seni yakalamadan, peşindekiler yüzünden hapis hayatı yaşıyorsun zaten, alacaklı seni öldürse elini kolunu sallayarak gezecek nerdeyse, borçlarını ödemek için her işte çalışmaya razısın, ama yok o fırsat tanınmıyor..

Şimdilik ben saklanıyorum, ama kızım okuyor, okumak zorunda!!

Benzer yazılar: En tehlikeli örgüt 'ÇEK MAĞDURLARI'

Burhan Kayatürk

Burhan Kayatürk


Burhan KAYATÜRK, Türk-Pakistan Dostluk Derneği Başkanı,Türkiye Mühendisler Birliği Onur Kurulu Başkan Yardımcısı ve Araştırmacı Girişimci İşadamları Derneği İstişare Kurulu Başkanı, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi, Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara 23. donem Milletvekili ve Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara Siyaset Akademisi Başkanı.

23 Ağustos 1970'te Van'da doğdu, Elektronik Mühendisi, Pakistan Lahore Teknik Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu. American International University'de işletme dalında yüksek lisans yaptı. İngilizce, Arapça dahil olmak üzere birçok dil biliyor Japonca, Hintçe ve Urduca'da bilen Burhan Kayatürk, evli ve 3 çocuk babasıdır.

karsiliksiz cek

Burhan KAYATÜRK, Van'lı bir Kürt, seçim Bölgesi Ankara, Ankara'ya göç etmiş Van'lıların sayısı yalnızca 10.000 kişi, fakat seçim bölgesinde 90.000 insandan oy aldı. Bu nedenle kendisini, Kürt kökenli bir Türk vatandaşı olarak tanımlıyor, çünkü ben seçmenlerimin büyük çoğunluğu "Türk'lerdir".

Burhan Kayatürk, Ankara Atatürk Lisesi’nden mezun oldu, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Pakistan eğitimi için burs aldı ve eğitimini Pakistan Lahore Teknik Üniversitesi elektronik ve elektrik mühendisliği alanında tamamladı, American International Üniversitesi'nde iş yönetimi üzerine master yaptı. O Pakistan ve Hindistan'da 10 yıl boyunca istihdam sağladı.

Türkiye'ye döndükten sonra Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) içinde siyasete katıldı. Pakistan ve Hindistan ile ilgili bir çok dostluk örgütleri için faaliyet göstermektedir. Ayrıca Kimlik adı altında, büyük perakende mağazalar zinciri işletmektedir, tüketicilere yüksek kaliteli kumaş ürünleri pazarlamaktadır.

KAYATÜRK, aynı zamanda kâr amacı gütmeyen Türkiye-Pakistan Dostluk ve Kültür Vakfı başkanıdır. Türk halkının Pakistan'da yaşayan halkla dostluklarının, Cumhuriyet döneminden çok eskilere dayandığını ekleyerek Pakistan halkının Türkiye ve Türk halkı için son derece saygılı olduğunu ifade etmektedir, ancak, Pakistan'da iş yapan Türk şirketlerinin ödemelerini ülkedeki ekonomik koşulların kötüleşmesi nedeniyle toplamada sıkıntı yaşandığını, yükselen militan ayaklanmaya karşı mücadele eden Pakistan'ın ekonomi ve istikrar için, bu ülkeye altyapı, sağlık ve eğitim mali yardım yatırımlarının yapılabilmesi için Bağış komitelerinde yoğun faaliyet göstermektedir..

burhan-kayaturk

KAYATÜRK çocukları ile vakit geçirmeyi çok seviyor, Kayatürk, Kadriye ve evli ve üçüzleri var, çocukların bakımı nedeniyle sık sık uyandığını ifade eden Kayatürk, nerdeyse gece yarısı tüm vaktimiz, çocukların bakımıyla geçiyor diyor..

E-mail : bilgi@burhankayaturk.com
AK PARTİ ANKARA MİLLETVEKİLİ SAYIN BURHAN KAYATÜRK’E ÇEK MAĞDURLARINA VERDİKLERİ DESTEKLERİNDEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUZ.



İlgili konular: Eşlerimize babalarımıza katil muamelesi yapılmasın



Eşlerimize babalarımıza katil muamelesi yapılmasın

Eşlerimize babalarımıza dolandırıcı, katil muamelesi yapılmasın, Açık cezaevine geçebilsinler, denetimli serbestlikten yararlansınlar, adli para cezası idari para cezasına dönüştürülsün, kimseyi dolandırmamış, işini yaparken iflas etmiş, batmış ama eşlerimiz bir açık cezaevine bile konulmuyor azılı katillere tanınan, PKK’lılara tanınan haklar bile tanınmıyor. En azından açık cezaevine konulsunlar.
Çocuklar babalarını kucaklayabilsin.


karsiliksiz  cek magdurlari
( Büşra ve Kadir: Sesimizi duyan yok mu? )


Karşılıksız çek verme suçundan hüküm giyenler ve arananlar adına Meclis’e gelen, büyük çoğunluğu mağdur eşler ve çocuklardan oluşan bir grup önceki gün randevu alabildikleri milletvekilleriyle görüştü mağdurların yakınlarının gözyaşları içinde anlattıkları yaşam öyküleri ise Türkiye çapında yaşanan dramı gözler önüne serdi.

Başlarından geçen olayları anlatıp, devlete milyonlarca lira vergi ödeyen bir zamanların itibarlı işadamlarının ekonomik krizler sonucunda geldikleri noktayı ortaya koyan çek mağdurları milletvekillerinden, açık cezaevi hakkı, adli para cezası idari para cezasına dönüştürülsün isteklerinde bulundular.

Aile lüks villadan gecekonduya taşındı.
Ekonomik kriz
yüzünden bir gecede iflas eden 40 yıllık bir turizm firmasının sahibi olan eşinin karşılıksız çekler yüzünden 10 aydır Metris Cezaevi’nde olduğunu söyleyen Ayşe Hanım’ın gözyaşları arasında anlattığı hikâyesi şöyle:
2005 krizinde her şeyimizi kaybettik eşim 1.5 milyonluk borcunu ödedi, 200 bin lira için 5 yıl hapse mahkûm oldu yüzlerce kişiye iş veriyordu otobüslerimiz, otellerimiz vardı bir akşam üstü gelip, Bu evden çıkın artık sizin değil dediler ankastre mutfaklı villamızdan çıktık, küçük tüple bir gecekonduya geçtik bir yılda 5 ev değiştirdik biz de takibe alındık kaçak yaşar hale geldik eşim bir azılı katil muamelesi gördü. Oysa bu devlete milyonlarca lira vergi ödedi, yüzlerce kişiye ekmek verdi dolandırıcı olsa çoktan yurtdışına çıkardı.

Bizim de alacaklarımız var ama alamıyoruz.
Yüzlerce çalışanımız vardı eşlerimiz saygın işadamlarıydı bizim de alacaklarımız var ama alamıyoruz. borcunuzun yarısını verin diyoruz vermiyorlar. Gidin Beykoz Konaklarındaki evinizi satın diyorlar. Konaklar arabalar, oteller hepsi satıldı. 2 milyonluk evi 500 bine sattım.

İnsanlar sanki paramız varmış da dolandırıcılık yapıyormuşuz gibi davranıyor.
Param olsa kocamı hapiste bırakır mıyım.? Yapayalnız kaldık. Düşünce etrafınızda kimse kalmıyor. Bizim isyanımız, devletine milyonlarca lira vergi ödeyen itibarlı bir işadamı, kimseyi dolandırmamış, iflas etmiş, batmış işini yaparken. Bir açık cezaevine bile konulmuyor.

Azılı katillere tanınan, PKK’lılara tanınan haklar bile tanınmıyor. En azından açık cezaevine konulsunlar. Çocuklar babalarını kucaklayabilsin...



İlgili konu: Ekonomik Kriz Mağdurları


GAZETE HABERTÜRK - SALİHA ÇOLAK

Ekonomik Kriz Mağdurları

İzmir'de anne ve babaları cezaevinde olan biri kız iki kardeş yardım bekliyor.
Küçük yaşta anne ve babalarının tutuklanması sebebiyle çocukların bakımını üstlenen malulen emekli bir kadın zor şartlar altında iki çocuğu büyütmeye çalışıyor.

İzmir'in Karşıyaka ilçesinde yaşayan, yüzde 77 sakat olduğu için malulen emekli olan ve geçimini çocuk bakarak sağlamaya çalışan 52 yaşındaki Ayten Tükel, aldığı 210 TL maaşla anne ve babaları cezaevinde olan iki çocuğa sahip çıkılmasını bekliyor.


cek magdurlari

İzmir'de anne ve babaları cezaevinde olan biri kız iki kardeş yardım bekliyor.

İYİ BİR İŞLERİ VARDI, KRİZDEN ETKİLENDİLER
Karşıyaka'da ayakkabı mağazası sahibi olan Aziz Balca'nın bir süre sonra ekonomik kriz nedeniyle işleri bozuldu. İflas etmek üzere olan Aziz Balca sıkıntıdan kurtulmak için dükkanı eşi Sibel Balca'nın üzerine yaparak icradan kurtulmaya çalıştı. Aziz Balca bir süre sonra verdiği çeklerin karşılıksız çıkması sonucu Ramazan Bayramı'ndan 10 gün önce karşılıksız çek verme suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine girdi. Eşinin cezaevine girmesiyle tek başına kalan Sibel Balca 5 yaşındaki kızı Büşra ve 3 yaşındaki oğlu Kadir'i geçimini çocuk bakıcılığı yaparak kazanan Ayten Tükel'e bırakarak bir birahanede çalışmaya başladı.

Çocukların bakımını üstlenen Ayten Tükel, bir hafta sonra Sibel Balca'nın kendisini aradığını belirterek, "Ben 210 TL maaşla geçimimi sağlamaya çalışıyorum, 350 TL kira veriyorum ve bir kızım var üniversitede okuyan. Bu yüzden çocuk ve hasta bakarak ek kazanç elde ediyorum. Bir tanıdığım çocukların babalarının hapse girdiğini ve annelerinin de çalışmak zorunda olduğu için bir bakıcı aradığını söyledi. Bu sayede ben Sibel Balca ve çocuklarla tanıştım. Çocuklara bakmaya başladıktan bir hafta sonra anneleri beni aradı ve karakolda olduğunu söyledi. Eşi çeklerin bir kısmını Sibel'in üstünden kesmiş ve çek karşılıksız çıkınca anneyi de karşılıksız çek suçuyla tutuklayarak cezaevine gönderdiler" şeklinde konuştu.

ÇOCUKLARI BİRBİRİNDEN AYIRMASINLAR
Kendisinin bin bir güçlükle yaşamını sürdürmeye çalıştığını belirten Tükel, "Ben annesiz büyüdüm, annesizliğin ne olduğunu iyi bilirim. Ancak çalışmak zorundayım aldığım maaş hiçbir şeye yetmiyor. Şu an komşularım sayesinde çocuklara bakmaya çalışıyorum. Ne zamana kadar dayanırım bilmiyorum. Havalar soğudu, çocukların üzerinde bir kazak yok, süt alacak gücüm yok" dedi.

Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne başvurduğunu ancak emekli olduğu için koruyucu aile olmasının çok düşük bir ihtimal olduğunu belirten Tükel, "Bana emekli olduğum için koruyucu aile olmamın çok düşük bir ihtimal olduğunu söylediler. Çocukları alıp farklı yurtlara verebileceklerini biliyorum, anneleri bana bir kağıt gönderdi ve vekalet verdi. Ancak ben iki kardeşin birbirinden ayrılmasını istemiyorum. Herkes elini vicdanına koysun, yetkililerden yardım bekliyoruz. Bu çocukları birbirlerinden ayırmadan büyümelerini sağlayalım" diyerek yardım istedi.

Her şeyden habersiz oyun oynayan Büşra ve Kadir ise, "Anne seni çok özledik" diyerek anne ve babalarına kavuşacakları günü bekliyorlar.


İlgili yazılar: Çek yasası Ak Parti Merkez Karar Yönetim Kuruluna taşındı

Çek yasası Ak Parti Merkez Karar Yönetim Kuruluna taşındı

Arkadaşlarım
Dün yeterli sayı daha doğrusu hayal ettiğimiz sayıyı yakalayamadık..
En büyük Handikapımız bu, bir çoğumuz kaçak veya saklanarak yaşamak zorunda, eşleri cezaevinde olan kardeşlerimiz ise izin almakta zorlanmaktadırlar, eşleri bunu bir gurur meselesi yapmaktadır, saygı duyarım..

Arkadaşlar bugün bize getirdiği büyük bir başarı var,
Çek yasası Ak Parti Merkez Karar Yönetim Kuruluna taşındı,
Pazartesinden itibaren çek yasası meclis gündeminde olacak..
Sayın Canikli ve Ak Parti Grup Başkanvekillerine ve Sayın Sadullah Ergine, Ak Parti içindeki muhalif sesleri kısmak amacayla çek yasasını MKYK ya taşıyarak bir an öne gündeme taşıma gayretleri için teşekkür ederiz.

Bize düşen MKYK üyelerine ulaşıp sorunlarımızı anlatmak..
Ankara eyleminde bulunan ve dışardan telefon ve maille destek veren Arkadaşlarımıza teşekkür ederiz



İlgili yazılar: Bize Rağmen Çek Yasası Lehimize çıkacaktır..

Bize Rağmen Çek Yasası Lehimize çıkacaktır..

BUGÜN YAPILMASI GEREKEN YAPILMIŞTIR..

ÇEKZEDELERİN MAALESEF KORKAKLIK, SORUMSUZLUK İÇİNDE OLDUKLARINI GÖRDÜK.. BU İŞTİRAK SAYISI İLE YAPILAN BU TOPLANTI, BİR ŞEY GETİRMEYEBİLİR, AMA ASLA KAYBEDİLEN DE BİRŞEY YOKTUR..

ALLAHTAN HAKLIYIZ..

BİZE RAĞMEN BU YASA LEHİMİZE ÇIKACAKTIR..
BİZE KALIRSA NE OLACAĞINI DEĞİL, NE OLMAYACAĞINI GÖRDÜK..

YİNE DE EYLEM NİTELİK İTİBARIYLA BAŞARILI İDİ..
BASIN BİLDİRİSİ TAMAMEN OKUNDU VE DAĞITILDI..
BİREYSEL RÖPORTAJLAR YAPILDI..

İNŞALLAH KISA ZAMANDA ADALET TECELLİ EDECEKTİR
ÇÜNKÜ GERÇEKTEN HAKLIYIZ..

BU YÜZDEN SAYI ÇOK ÖNEMLİYDİ AMA HAKLI OLMASAK HİÇ BİR ŞEY İFADE ETMEZDİ..

EMRE başta senin çabalarına ve bilhassa bayan kardeşlerimin inanılmaz fedakarlıklarına minnettarım, saygı duyuyorum.. Haksızlığı kabul etmeyen, zulme isyan eden asi ruhun ve evelemeden gevelemeden mücadele eden karakterin oradaki arkadaşlarımıza da yansıdı..

Karı koca ikisi de özürlü arkadaşlarımızı, isyanlarını haykıran bayan arkadaşlarımızı göz yaşıyla takip ettim..

Basın bildirisinden sonra mecliste ziyaretlere iştirak eden kardeşlerimin emeklerini ALLAH zayi etmeyecektir..

Katılmayan kardeşlerimize bir çift sözüm olacak..

Sizler saygıyı hiç hak etmiyorsunuz.. Biliyorum, katılmak için olumlu şartlarınız olmadı, şununuz yok, bununuz yok, ama MAZERETİNİZ muhakkak var..

Bu kadar toplantıya, ziyarete iştirak edildi.. Tek bir kimlik sorgulaması olmadı.. Olmaz..

Peki gönderecek kimse de bulamadınız..

Yazın Ankara ziyaretine safra ameliyatı geçirdiğim için gelememiştim..
MAZERETİM VARDI..

Ancak tecrübeli bir elemanımı otobüsle Samsun’dan gönderdim.. 20 kadar ‘şık dosya’ halinde hazırladığım yazılarımı ve bir miktar parayı (ismi lazım değil) o arkadaşa teslim ettirdim..
Bunu şunun için yazıyorum..
Gelememiş idim, gidememiş idim ama kafamı da yastığa rahat koymuştum.
. Evet üzerime düşeni yapmıştım..

Bu defa da üzerime düşeni yaptığıma inanıyorum..
Tıpkı bugün birlikte olduğumuz arkadaşlarım gibi..
Bir teyzemiz vardı, mübarek yüzlü..
Yaş kemale ermiş, DUASI mutlaka uğrayacaktı ama haksızlığa karşı bizimle birlikte nefes almak için hayat arkadaşıyla AMCAMIZLA meydana gelmişti..

Evet arkadaşlar,
Canınız sağ olsun yine de..
TARIK haksız değilmiş ‘fırçalarında’..

Ama yine de yapabilecekleriniz var..
Endişelenmeyin, toplantı amacına hizmet etmiştir..

Vebaliniz devam ediyor, sorumluluğunuz devam ediyor..
Lütfen!..
Madem gelemediniz, o halde kendinizi yine kendiniz affedin ve daha çok milletvekiline;
Telefon ediniz!..
Telefon ediniz!..
Telefon ediniz!..

Çünkü her şey lehimize,
“ONLİNE” olmaya CANLI VE DİRİ olmaya devam!..
Bu yüzden;
Telefon ediniz!..
Telefon ediniz!..
Telefon ediniz!..

Hem inanarak söylüyorum..
Bu yasa çıkacaktır..

İçimizde kabaran HAKLILIK DUYGUSU
Yüreğimizi burkan HÜSRANLARIMIZIN SIZISI
Alnımıza yazılan KADERSİZLİK YAZISI
Bizlerin suçlu değil
Birer ‘KAHRAMAN’ olduğunu gösterir..
Çok şeyin kirlendiği bu memlekette namusuyla parasını, sağlığını ortaya koyup bizler gibi kaybetmiş olsalar dahi iş yapan, yapmakta olan herkes birer kahramandırlar..

Adalet er-geç muhakkak tecelli edecektir..

Murat YALÇIN

İlgili yazılar: Çek mağdurları eylem yaptı


Etiket:

Çek mağdurları eylem yaptı

Ankara'da çek mağduru bir grup, karşılıksız çekte adli para ve hapis cezasının kaldırılması için eylem yaptı.

"Suçlu değil, borçluyuz", "Özgürlüğümüz teminat değildir", "Cezaevinde ıslah edilecek ne yaptık" yazılı dövizler taşıyan çek mağdurları, Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'nda toplandı.

Hükümlü ve Hükümlü Yakınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (HÜ-DER) Genel Başkanı Şafak Soy, burada yaptığı basın açıklamasında, çek mağdurlarının, ülkedeki çetin ekonomik şartların, krizlerin zarara uğrattığı kişiler olduğunu ifade etti.

Çeklerini ödeyemeyen birçok kişinin hapis cezasıyla karşı karşıya kaldığını anlatan Soy, "Özgürlüğümüzün, bir borcun teminatı olarak verildiği bir borç ödeme aracı ve sistemi duydunuz mu?" diye sordu.

Soy, "Karşılıksız çekte adli para ve hapis cezasını ortadan kaldıran" yeni çek yasasının bir an önce çıkarılmasını istediklerini söyledi.
cek magdurlari




İlgili konular: Sevgili Çek Mağdurları


HABER: CNNTÜRK

Sevgili Çek mağdurları

Sevgili Çek Mağdurları
Ben de bir çek mağduru olarak sitenizi takip etmekteyim.Öncelikle içine düştüğüm durumu kısaca özetleyeyim.
Ben 36 yaşındayım.Üniversiteyi babamın o zamanki imkanları yeterli olmadığı için çalışarak bitirdim.Üniversitede okurken kendi imkanlarımla bir kursa gitmeden yabancı dilimi geliştirdim.
O dönemde bir firmanın dış ticaret departmanına asistan dış ticaret elemanı olarak çalışmaya başladım.
Ardından geçen yıllar içerisinde aynı firmanın dış ticaret müdürü oldum.Arkasında özel sektörde bir kaç firmada daha dış ticaret müdürlüğü yaptım.Ve kendi dış ticaret şirketimi kurdum.Çok başarılı o yıllar içerisinde mesleğimde saygın ve onurlu bir iş adamı olarak tanındım.
Ta ki mal satın aldığım firmalardan arızalı mallar yüklenip müşterilerimle sıkıntılar yaşamaya başlayıp Kendi mallarımı kaliteli ve sorunsuz ihraç malımı kendim üretmeye karar verinceye kadar.
Bu dönemde bir ortak ile birlikte satın aldığım tesisi,ortağın işin ortasında yarıda bırakması üzerine 9 ayda kurmama rağmen Finans yetersizliği nedeniyle 4 ay daha çalıştırabildim.Arkasından kredi arayışına girdim.Piyasadaki rakiplerim bankalara beni battı diye lanse etmeleriyle tüm kredi kapıları yüzüme kapandı. Hatta beni fabrika öncesi her akşam yemeğe götüren ve kredi vermek için çaba harcayan bankacılar maalesef bir anda ortadan kayboldu. Çaresiz bir şekilde ortak ararken bu kez de dolandırıcıların eline düştüm. Elimdekileri de kaybetmeye başladım.İlk önce arabamı sattım Ardından kredi ile aldığım evi ham madde alabilmek ve mevcut borcumu kapatmak için ham medde satan firmaya verdim.(Maalesef söz vermelerine rağmen hammadde vermediler)Bu arada çeklerim yazılmaya başlandı. Evime ,işyerime hacizler gelmeye başladı. Dostum diye bildiğim insanlar bir anda ortadan yok oldular.
Daha önceleri mal alıp ihraç ettiğim firmalara benim çeklerim olursa mal vereceklerini söyleyenler;artık geçmiş geçmişte kaldı demeye,vadesi gelmemiş çekleri bile yazdırmaya başladılar. Yurt dışındaki müşterilerimi ve işlerimi takip edemez oldum.
Yurt dışındaki alacaklarımı tahsil etmek için yurt dışına gittim Arkamdan kaçtı denildiğini haberi geldi Seyahatimi kesip işyerime döndüm Her gün yeni bir mafya ekibi ortak diye işyerime gelmeye başladı.
Yıllarca ekmeğimi yiyen çalışanlarım sisli ortamdan yararlanmaya başladılar.
Artık yağmalama başlamıştı.
İş kontrolden çıktı.
Ve tek başına çıktığım bu yolda yine tek başıma kaldım. Yıllarca destek olduğum arkadaşlarım bile yıllar önce verdiğim ödünç paraları ödemediler Arkadaşlıklarımız bitti
Artık mahkemeden mahkemeye koşmaya başlamıştım
Ortağımın imzaladığı,elemanlarımın imzaladığı çekleri benim diye kabul etmeye başladım.
Ama en kötüsü savcının bu imza senin değil dediği bir çekte,elemanımın imza atmış ama sorumlusu benim,çek benim çekim, borç benim borcum ödeyeceğim diye ifade vermeme rağmen,nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandım.(Ayrıca belirtmek isterim ki bu yaşıma kadar ne ben,ne de ailemden bir birey sabıka kaydı haricinde adliye kapısından içeri girmemiştir.)

Anlatılacak o kadar çok şey var ki Ama sözlerimi bağlamak zorundayım

Yıllarca \Bey\takısı ile onurlu ve ödüllü bir ihracatçı olarak hayatını ikame ettikten sonra şu anda bulunduğum durum gerçekten içler acısı. 22 yaşlarımda başladığım ve bu güne kadar 102 ülkeye ihracat yapmış ve fiilen bu ülkelerde bulunmuş birisi olarak Artık o günlerimi hatıralar ile anıyorum Çünkü şu anda fabrikam battığı ,dolandırıldığım, mafyaya düştüğüm ve neticesinde çeklerimi ödeyemediğim için suçluyum.

Artık yurt dışına gitme imkanım kalmadığı ve yakında karşılıksız çek vermekten dolayı içeriye gireceğim için artık bir firma için çalışma sansımda yok artık.
sizinle birlikte olmak için neler vermezdim
Benim de milletvekillerimize söyleyeceklerim vardı.
Maalesef ŞARTLAR ve İMKANSIZLIKLAR gereği ANKARA\'ya gelemeyeceğim.

Belki de bu süreç yaşanırken bir sabah gazetelerde benim de intihar haberimi okuyacaksınız. Belki de en doğrusu adi bir suçlu gibi hapishaneye girmek yerine,ONURUMLA o acıyı yaşamadan bu dünyayı terk etmek.

Babamın küçükken söylediği gibi her şeyini kaybet ama ONURUNU,ŞEREFİNİ ASLA...

Sizin nezdinizde bu topraklar içerisinde yaşayan ve tarihinin asaletini üzerinde taşıyana her kardeşime saygılarımı sunuyorum. Mehmet


Adalet ve özgürlük için Ankara’da Toplanıyoruz..

ÇEK MAĞDURLARI


BİZLER; Ülkemiz İşgücüne En Büyük İstihdamı Sağlayan Milyonlarca Esnaf, Tüccar Ve Kobilerin Temsilcileriyiz..
BİZLER; Ülkemiz Ekonomisine Mal Ve Hizmet Üreterek, Vergi Ve Sosyal Güvenlik Primleriyle Katkı Sağlayan Vergi Mükellefleriyiz..
Kısacası BİZLER; iş ve aş dünyasının temsilcileriyiz..



Fakat BİZLER
Ülkemizde hüküm süren çetin ekonomik şartların, kısa aralıklarla ortaya çıkan ekonomik krizlerin büyük zarar ve ziyanlara uğrattığı her sektörden mağdur işadamlarıyız, işverenleriz..
Kayıplarımız Çok Büyük.. İŞLERİMİZ BOZULDU, İCRALARDAN DOLAYI İŞYERLERİMİZ KAPANDI..Bu Yüzden Çeklerimizi (Borçlarımızı) Ödeyemez Hale Geldik..
Bütün Kayıplarımızın, Yaşadığımız Ekonomik Ve Sosyal Dramın Üstüne Aile Hayatımızı Ortadan Kaldıran Eş Ve Çocuklarımızla Bizi Perişan Eden Çağdışı, İnsanlık Dışı, Hukuk Dışı Hatta Kanun Dışı Bir Zulümle, Hapis Cezasıyla Karşı Karşıyayız.. Bu Yüzden;



SORUYORUZ..!!! Bilgiye ve Bilime, Hukuka ve Adalete, Çağdaş Akıl ve Düşünceye Sahip Olan Herkese,
SORUYORUZ..!!!
1. Sonuçta Ticari Bir Alış-Veriş Yapan Bizler; Çeklerimizi (Borcumuzu) Ödeyemedik Diye, Yaşama Hakkından Sonra En Temel Ve Kutsal Hakkımız Olan Özgürlüğümüz Kısıtlanmakta, Hapse Atılmaktayız.. SİZLER BÖYLE, BİR BAŞKA ÜLKE BİLİYOR MUSUNUZ?

2. Ailelerimiz Eş Ve Çocuklarımız Perişan, Binlerce Kişi Cezaevinde, Binlercesi De Kaçak Durumda Ve Aranıyor.. Çalışıp İşimizi Sürdürecek, Borcumuzu Ödeyecek Özgürlüğümüz Yok.. Sırf Borçlu Diye Vatandaşına Suçlu Muamelesi Yapan ÇAĞDAŞ BİR BAŞKA HUKUK DEVLETİ BİLİYOR MUSUNUZ?

3. Aslında Hiç Birimizin Farkına Bile Varmadığı ve Kanuna Karşı Hile Yapılmak suretiyle Meğerse Özgürlüğümüzün Bir Borcun Teminatı Olarak Verildiği BİR BORÇ ÖDEME ARACI ve SİSTEMİ DUYDUNUZ MU?

4. Adli Para Cezası Kılıfı Uydurularak Yasaya Konulan Bu Madde İle Sonunda Hapse Atılıyoruz..Yani PARANIZ YOKSA HAPİS YATTIĞINIZ BİR ÜLKE DAHA BİLİYOR MUSUNUZ?

5. Bizler Ülke Ekonomisinde Görev Almış İş Sahipleriyiz.. GASP, TECAVÜZ, YAĞMA VE HATTA CİNAYET Mİ İŞLEDİK? Öyle ki Bu Cezalar Bile İndirim, Şartlı Tahliye Denetimli Serbestlik tanınırken! BİZLERE REVA GÖRÜLEN 5 YIL HAPİS CEZASI HANGİ VİCDAN İLE BAĞDAŞMAKTADIR?

6. AİHS 4 No'lu Ek Protokolünün; “HİÇ KİMSE, YALNIZCA AKDİ İLİŞKİDEN DOĞAN BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜ YERİNE GETİREMEMİŞ OLMASINDAN DOLAYI ÖZGÜRLÜĞÜNDEN YOKSUN BIRAKILAMAZ..” İlkesi, Anayasamızda da (MADDE 38) Aynı İfadeyle; “HİÇ KİMSE, YALNIZCA SÖZLEŞMEDEN DOĞAN BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜ YERİNE GETİREMEMESİNDEN DOLAYI ÖZGÜRLÜĞÜNDEN ALIKONULAMAZ..” Olarak Yer Almış Olmasına, Yine Aynı Madde de “KİMSE, İŞLENDİĞİ ZAMAN YÜRÜRLÜKTE BULUNAN KANUNUN SUÇ SAYMADIĞI BİR FİİLDEN DOLAYI CEZALANDIRILAMAZ..” Denilmesine Rağmen, Bunları Yok Farz edip Çeke Hapis Cezası Uygulayan AVRUPADA VEYA DÜNYADA BAŞKA BİR ÜLKE BİLİYOR MUSUNUZ?

7. TBMM;
Ceza İçeren Tüm Kanunların TCK’ya Uyumlu Hale Getirilmesi İçin 31.12.2008 Tarihine Kadar Meclise Tanınan Süre İçinde Tüm Yasalarda Bu Değişiklikleri Yapmış Fakat, 3167 s. Çek Kanununda Gerekli Değişiklikleri Yapmamış Böylelikle Çağdışı Bu Hükümleri Yasal Omaktan Çıkararak ‘MÜLGA’ Durumuna Ve UYGULANAMAZ Hale Getirmiştir.

8.
Nitekim Ocak Ayının İlk Günlerinde Başta TCK’nın Müellifi Prof. Dr. Adem SÖZÜER “..ÇEK KANUNUNDA İLGİLİ DEĞİŞİKLİK YAPILMADI. 31 ARALIK 2008`DEN İTİBAREN TCK`NIN GENEL KURALLARI ÇEK KANUNUNUN CEZALARINA İLİŞKİN KURALLARI ORTADAN KALDIRMIŞ OLUYOR. ÇEK YÜZÜNDEN ARTIK HİÇBİR YAPTIRIM UYGULANAMAZ DURUMDADIR..” diye, Keza, Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İYİMAYA ise “YAPACAK BİR ŞEY YOK; GEÇMİŞ OLSUN. GEÇMİŞTE BU SUÇU İŞLEYENLER YILBAŞINDAN İTİBAREN CEZA ALMAKTAN KURTULMUŞTUR…” Demiş Olmalarına Rağmen 300 Gündür Hiç Bir Şey Olmamış Gibi Davranan BAŞKA BİR HUKUK DEVLETİ TANIYOR VE BİLİYOR MUSUNUZ?

9. HUKUKİ MEŞRUİYETİ olmayan bu zulmün 01.01.2009 tarihinden sonra KANUNİ MEŞRUİYETİ DE kalmamıştır.. Keza 300 günlük bu süre içinde KANUNSUZ BİR SUÇ OLAMAYACAĞINDAN bahisle birçok ilimizdeki mahkemelerimiz BERAAT KARARLARI verirken, diğer taraftan HALA HAPİS CEZASINA HÜKMEDİLEN böylece YARGI BÜTÜNLÜĞÜNÜN ortadan kalkmış olduğu BİR BAŞKA HUKUK DEVLETİ TANIYOR VE BİLİYOR MUSUNUZ?

10. ADALETİN ÜZERİNE GÖLGE DÜŞMÜŞTÜR.. Kanunsuz, Hukuksuz, İnsafsız Çek Yasasının Mağdur Ettiği Binlerce Ailemiz Feryat Ederken; Bu Davaların Ve Çağdışı Hapsin Sürmesinden Çıkarları Bulunan; Başta BANKALAR, FAKTORİNG KURULUŞLARI, ‘ÇEK KIRARAK’ PARA SATAN TEFECİLER Ve Maalesef Genelini Tenzih Ederiz BAZI AVUKATLAR Bu Adaletsiz Ve Tartışmalı Yasanın Ortadan Kaldırılmasına Engel Olmak İstemektedirler..

11. İcra, Haciz Ve Diğer Sebeplerden Dolayı İşyeri Kapanan Ve Bu Sebeple İşyerlerine Düzenli Gidemeyen Biz İş Adamlarına, Gıyabında Yapılan Tebligatlar İle Savunmasına Ve Suç Kastı Bulunup Bulunmadığına Bakılmaksızın, Adil Bir Yargılama Yapılmadan Rutin Bir Şekilde Ve Kolayca Hapis Cezası Verilmektedir..

12. BİZLER DİYORUZ Kİ; Kim Ki Bizleri Dolandırıcı Ve Suçlu Telakki Ediyor İse ŞİDDETLE REDDEDİYOR, Böylelerini MÜFTERİ Olarak Kabul Ediyoruz.. Her Meslek Mensubunun Başına Gelebilecek Hatalar Söz Konusu Olmaktadır.. Nitekim Bir Kimseyi Hatalı Bir Kararla Yıllarca Hapse Mahkum Eden Bir Hakim, Hatalı Tanı Ve Tedaviyle Hastası Can Veren Bir Hekim Ve Pek Çok Mesleki Hatalar Gibi.. Toplumda Bizlerin Dışında Mesleki Hata Ve Başarısızlığından Dolayı Kimler Hapse Mahkum Edilmektedir..

13.GEMİLER LİMANDA GÜVEN İÇİNDEDİR ANCAK YAPILIŞ AMAÇLARI BU DEĞİLDİR..” Bizler İyi Bir Vatandaş Olmak Ve Ekmek Parası İçin Küçük Teknelerimizle GÜVENLİ LİMANLARDA DEĞİL, Yüksek Çalkantıların, Kriz Dalgalarının Eksik Olmadığı Bu Ülkenin Ekonomik Karasularında Mücadele Ederken Battık.. Ve Bizler Esasen Hiçbir Zaman Devlet Limanlarında Güven İçinde Olmadık, Olamadık..

14. BİZLER DİYORUZ Kİ; ARTIK YETER! Ülkemizi Ve Bizleri Bu Ayıp Yasasından Kurtarın.. Gözyaşlarımızı Ve Feryatlarımızı Dindirin.. Kahır İçinde, Ölüm Ve Yaşam Arasında İnce Bir Çizgide Bulunan Şerefli Haysiyetli Talihsiz Esnaf, Tüccar, Yönetici Ve Kobi Temsilcisi Meslektaşlarımıza Reva Görülen Bu Zulme Derhal Son Veriniz..

15. BİZLER DİYORUZ Kİ; Devlet Birkaç Ahlaksızı Nokta Atışla Vurmak Yerine, Binlerce, Milyonlarca Aileyi top yekun cezalandırmakta, Adeta Toplumsal Ve Sosyal Bir Cinayete, Hukuk Ve Adalet Cinayetine Sebep Olmaktadır..

16. BİZLER DİYORUZ Kİ; Hepimiz Namuslu, Haysiyetli Birer İş Adamı İdik, Battık, Borçluyuz.. FAKAT, ASLA! ADİ BİR SUÇLU DEĞİLİZ!.. Hal Böyle İken Bize Yapılanlar; İnsanlığın Ve Tüm Değer Yargılarının Ürettiği Evrensel Hak, Adalet Ve Medeniyet Ölçüsüne Ve Bilhassa Ülkemiz İnsanının Vasıflarından Olan Mertliğine, Devletin Şeref Ve Şefkatine Sığmakta mıdır?

17. Halen Uygulamada Devlet Kanuna Karşı Hile Yapmak Suretiyle Karşılıksız Çeke Önce Adli Para Cezası Vermekte, Ödenemeyen Bu Cezayı da Hapse Çevirmektedir.. Mayıs Ayından Beri Meclis Adalet Komisyonunda Bekletilen Yeni Çek Yasasının Bir An Evvel Gündeme Alınarak Çağdaş Bir Hukuk Devletine Uygun Olarak Çekte Adli Para Cezasının ve Dolayısıyla Hapis Cezasının Tamamen Ortadan Kaldırılmasını ve ACİLEN Yasalaşmasını İSTİYORUZ..



İlgili konular: Çek mağdurları yarın haykıracak



Etiket: , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Çek mağdurları yarın haykıracak

Mevcut Çek Yasası nedeniyle başı derde girenlerin sayısı 1 milyona ulaşırken, 'çek mağdurları' yarın Ankara'da büyük bir gösteri yapacak..
Mevcut Çek Yasası nedeniyle başı derde girenlerin sayısı 1 milyona ulaşırken, ‘çek mağdurları’ yarın Ankara’da büyük bir gösteri yapmaya hazırlanıyor. Yeni yıldan önce yasalaştırılması beklenen yeni Çek Yasa Tasarısı’nın ise, borçları nedeniyle hapse düşmüş ya da kaçak durumda olan mağdurlar için büyük bir umut oluşturuyor.

MÜJDE SİNYALİ
Adalet Bakanı Sadullah Ergin
, önceki gün yaptığı açıklamada, Meclis’te komisyon gündeminde bulunan Çek Yasa Tasarısı’nın yeni yıldan önce yasalaştırılacağını duyurmuştu. Ergin “Tasarının yasalaşması konusundaki çalışmalara bir an evvel başlayacağız. Cezaevine düşmüş, düşme riski altına olan insanların sorunu bizim sorunumuz. Öyle umut ediyorum, bütçe görüşmeleri başlamadan önce bu konuda düzenleme bekleyenlere müjde vermek nasip olur” demişti.

TOPLANTI 09.00’DA
Yarın saat 09.00'da Sıhhiye'deki Abdi İpekçi Parkı'nda toplanacak olan çek mağdurları, aynı gün 11.00'de basın açıklaması yapıp, daha sonra da TBMM'yi ziyaret etmeyi planlıyor. İnternet üzerinde yoğun bir dayanışma ve organizasyon içinde oldukları göze çarpan kitle, yine internet üzerinden duyurdukları toplantıda "Duyarlı olan her birey, her kurum, bu haksızlığa, bu adaletsizliğe dur demek için, ekmeğimiz, özgürlüğümüz ve onurumuz için Abdi İpekçi Parkı'na gelsin" diyor.

KARŞILIKSIZ ÇEKTE ARTIŞ BÜYÜK
Verilen bilgiye göre esnafın ve tüccarın elinin darda olup olmadığını gösteren en önemli göstergelerden olan karşılıksız çek sayısında ciddi artışlar dikkati çekiyor. 2007 yılının ilk 7 ayından, 2008 yılının ilk 7 ayına kadar karşılıksız çek sayısında yüzde 11.5 artış yaşanmışken, 2008’den 2009’a bakıldığında artış oranının yüzde 28.2 oranına çıktığı göze çarpıyor. Türkiye’de her ay yaklaşık 100 bin adede yakın çek karşılıksız çıkıyor ve hukuki işleme tabi oluyor. Protestolu senet tutarındaki artış ise ilk 6 ayda yüzde 29.27 oranında gerçekleşti.

6 AYDA BİN 461 HAPİS
Sadece 2009’un ilk 6 ayında karşılıksız çek nedeniyle ceza mahkemelerinde 159 bin 774 dava açıldı. Bu davalarda 221 bin 755 kişi hakim karşısına çıktı. 2009’un 6 ayında çek davaları nedeniyle bin 461 kişi hapse girdi. Bunlardan 5’ini çekle ilgili ihtara ve yasaklamaya uymama, 67’sini Çek Kanunu’na muhalefet, diğerlerini de karşılıksız çek keşide etme suçu oluşturdu.

BASIN AÇIKLAMASINDAN…
Yarın Ankara'da toplanacak grubun basın açıklamasında ise şu ifadeler dikkat çekiyor:

1. Sonuçta ticari bir alış-veriş yapan bizler; çeklerimizi (borcumuzu) ödeyemedik diye, yaşama hakkından sonra en temel ve kutsal hakkımız olan özgürlüğümüz kısıtlanmakta, hapse atılmaktayız.. Sizler böyle, bir başka ülke biliyor musunuz?

2. Ailelerimiz eş ve çocuklarımız perişan, binlerce kişi cezaevinde, binlercesi de kaçak durumda ve aranıyor.. Çalışıp işimizi sürdürecek, borcumuzu ödeyecek özgürlüğümüz yok.. Sırf borçlu diye vatandaşına suçlu muamelesi yapan çağdaş bir başka hukuk devleti biliyor musunuz?

3. Aslında hiç birimizin farkına bile varmadığı ve kanuna karşı hile yapılmak suretiyle meğerse özgürlüğümüzün bir borcun teminatı olarak verildiği bir borç ödeme aracı ve sistemi duydunuz mu?

4. Adli para cezası kılıfı uydurularak yasaya konulan bu madde ile sonunda hapse atılıyoruz..Yani paranız yoksa hapis yattığınız bir ülke daha biliyor musunuz?


En tehlikeli örgüt 'ÇEK MAĞDURLARI'

DAĞDAN inen PKK’lılar savcıya ifade verip serbest bırakıldılar.
Herkes, Ne için ifade verdiler” diye merak ediyor.
Ben söyleyeyim. Çek ifadesi” verdiler.
Savcı, PKK’lılara “Karşılıksız çekiniz var mı?” diye sordu. PKK’lılar da “Yok” deyince salıverildiler.
Eğer karşılıksız çek vermiş olsalardı şimdi hepsi hapisteydi.
Ama PKK yönetimi tedbirli davranmış, çek davası olanları yollamamış.
Gelenler, çek suçu işlememiş “basit terör” suçluları.
Bu soruşturmanın sebebi ise çek suçlularının dağa çıkıp sonra teslim olarak kurtulmalarını engellemek.

Adalet
CEM Uzan için 3. tutuklama kararı da çıkmış. Türk adaletini canı gönülden kutluyorum.
Adam 6 yıl boyunca Türkiye’deydi. Bir tek tutuklama kararı çıkmadı.
Yurtdışına kaçtığının kesinleştiği hafta peş peşe tutuklama kararı çıktı.
Ben adalet diye buna derim. Hem de tam zamanında adalet.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İlgili konular: http://www.cekmagdurlari.com/2009/10/cek-ve-senet-vurgunlar.html

Aşırı tahrikin kötü sonuçlar doğurduğunu unutmadığımız zaman ..

Çek ve senet vurgunları

Son aylarda adliyelerde inanılmaz bir kalabalık, mahkemelerde müthiş bir iş yoğunluğu var. Vatandaş, esnaf ve borcunu ödeyemeyenlerin adliyeye gidiş geliş sayısı hızla artıyor. Bankalar, borçları tahsil etmek için avukatlarla çalışıyorlar. Geçen yıla göre büyük bankaların çalıştığı avukat sayısı ve iş yükü ikiye katlanmış durumda…

Konuştuğum bir avukat Geçmişte ihtar gönderdiğimiz kart sahiplerinden yarısı haciz çıkmadan öderdi. Şimdi bu oran oldukça düştü Dosyalara yetişmekte zorlanıyoruz diyor. Bankalar, borçları tahsil etmek için avukatlarla çalışıyorlar. Geçen yıla göre büyük bankaların çalıştığı avukat sayısı ve iş yükü ikiye katlanmış

Çek ve senet vurgunları
esnaf cephesinde müthiş bir çek zedeler oluşmuş durumda… Hata internette ve fiziki ortamda dayanışma grup ve dernekleri bile oluşturmuşlar. Bu amaçla kurulan oluşumlardan birinin tahminine göre, Türkiye’de mahkemelerde hüküm giyenlerden yüzde 5’ini çek mağdurları oluşturuyor. Tahminleri sayısının giderek artacağı yönünde…

Bir avukatın şu sözleri tabloyu daha açık ortaya koyuyor: ‘Eskiden kesinleşmiş icra takipleri sabah gelir, öğle çıkardı. Şimdi iş yükünden 1 ay sonraya randevu veriliyor.’

Mevcut uygulamada karşılıksız çek için, alacaklı suç duyurusunda bulunuyor. Ödenmediğinde, mahkemeye gidiliyor ve kısa bir dava süresinden sonra her 100 TL’lik alacak için 1 gün hapis cezası veriliyor. Bu, 10 bin TL karşılıksız çek için 100 gün anlamına geliyor

Verilerden alarm sinyali
Adalet Bakanlığı Adli Sicil verileri de acı tabloyu destekliyor. 2008 yılında karşılıksız çek suçundan açılan dava sayısı 211 bin iken, 2009 yılının ilk 6 ayında 160 bine yaklaşmış. Tahminler yılın 350 bin ile kapanacağı yönünde… Karşılıksız çekte bu, son 15 yılın en yüksek rakamı anlamına geliyor.

Protestolu senet sayısı ise ilk 7 ay sonunda 1 milyona yaklaşmış.
Kart, bireysel kredi, çek ve senet… Toplarsanız, 2 milyona yakın kişi sonun yaşıyor. Bunlardan belki de yarısına yakını şu anda icralık ya da dava aşamasında… Bir bölümünün de eli kulağında… Üstelik bunlara yenilerinin de ekleneceğine kesin gözüyle bakılıyor.



İlgili yazılar: Çek yasası hatalıdır..

Etiket: , , , , , , , , ,

Çek Yasası hatalıdır..

Ben bir ceza hukukçusuyum.
Çek Yasasından bizim de şikayetlerimiz var.

Özellikle uygulamada inanılmaz problemler yaşanmaktadır.

Örneğin; adını vermem sakıncalı olabilir bir müvekkilimin adına sahte kimlik düzenlenerek Antalya Kumluca'dan çıkartılan muhtelif çek karneleriyle piyasaya 300 kadar karşılıksız çek dağıtılmış.
Gösterilen adresin de haliyle müvekkile ilgisi olmadığı için, bu adreslere banka ve mahkemece yapılan tebligatlar kesinleştirilmiş ve haberi bile olmayan karşılıksız çeklerden dolayı tutuklanınca olayı öğrenen müvekkilimi kurtarabilmek için çok uğraştık.
Cezaevinden çıkarmayı başardık ama halen yargılamalar devam etmekte.

Üstelik Türkiye’nin her yerinde, ne buna müvekkilin maddi gücü yeter, ne de bizim zamanımız.

Bu hikaye devam edip gidiyor.

Bundan başka mesela bir de borçlu, borcunu ödediği halde şikayetten vazgeçmemesi nedeniyle tutuklanarak cezaevine girme durumları var.
Eğer günlerden de cuma ise, pazartesine kadar çıkamama durumu da cabası.

Çek yasasında hem Öz'le ilgili, hem de Usul'le ilgili hatalar söz konusu.

Bunların bir an evvel düzeltilmesi ve bu yasanın da çağdaş hale getirilmesi gerekmektedir.

Saygılarımla.

Av. Abdurrahman Tanrıverdi
(İstanbul Barosu)

ilgili yazılar: Çek yasası; zihniyet değişmeyecek..

Çek Affı?

Merhabalar
bende milyonlarca çek mağdurlarından biriyim.

sitenizi şimdi gördüm ve ilk defa bir siteye mail atıyorum bu konuyla ilgili.

evet benim eşim çalıştığı tekstil fabrikasında genel müdür yardımcılığı yapıyordu aslen matematik öğretmeni.

çeklere imza attı ve fabrika ailevi nedenlerden dolayı battı.(uzun hikaye).

bir kızım 5 yasında diğeri 8 aylık ve ikisi de babasız büyüyor şuanda.

gelen mahkeme celplerinden sonuncusu öde! emrini içeriyordu.

ama miktar çok fazla ya hapis yada kaçmak kalmıştı bize.

göze alamadık hapse girmesini ve su an 7 aydır yurtdışında.

merak ettiğim şu çıkacağı söylenen af yasası bizim durumumuzu içerir mi?

yani biz sadece aracıyken şuan suçlu olduk ve dağıldık.

nasıl bir çözüm olabilir?

Türkiye'de ya dayınız olacak arkanızda ya paranız.

ikisi de olmayınca hal böyle oluyor.

babasız büyüyen çocuklar...

ne olur bir cevap verin evlatlarımın hatırına

teşekkürler...
Y.S.




İlgili yazılar:

SAYIN BURHAN İŞCAN..

SAYIN BURHAN İŞCAN

Beni bağışlayın ancak yazacaklarımın ne size veya ne de bir başka arkadaşımıza yakın veya uzak olmakla alakası yok, aksine bağımsız tamamen kişisel ve vicdani gözlemlerimdir.. Ne sizi tanırım, ne bir başkasını.. Hatta herkesten önce sizinle iyi bir diyalog başlatmış idik.. Karşılıklı yazılarla mücadelemize katkı sağlamaya çalıştık..

Darılsan da kızsan da bunları başta kendimi ve hepimizi ilgilendiren hayati bir konu olduğu için yazmalıyım..

O sıralar size karşı saygı ölçüsü dışına da çıkarak karşı çıkan bazı arkadaşların mesajlarına bir kaç kez cevap ta yazdım.. Sizin 'avukatınız' olmakla suçlandım, hatta hakarete maruz kaldım..

Daha sonraları yazılarınızda normali zorlayan, herkese her konuda laf yetiştiren açıldıkça tartışmaların daha da açılıp saçılmasına sizde büyük bir istek ve çaba gördüm.. Öyle ki son olarak bir de baktım ki benimle de (size hiçbir saygısız ifadem olmadan) biraz da saygılı olmayı zorlayan ifadelerle polemiğe girdiniz..

Diyelim ki, Cüneyt haksız,
Diyelim ki, Emre haksız,
Diyelim ki, Erkan haksız,
Diyelim ki, Av Ofluoğlu haksız,
Diyelim ki, Av. Erim haksız,
Diyelim ki, Admin, Özgür, Su Tav haksız,
Diyelim ki, Dernek haksız,
Ve diyelim ki Ben Murat YALÇIN haksızım..

YAHU SİZ HALA HAKLI MISINIZ?

YAPMAYIN, BEN BU ARKADAŞLARI SOKAKTA GEÇİŞSEK, RESTORANDA KARŞILASSAK TANIMAM
AMA HEPSİ ŞİDDETLE SANA KARŞILAR..
HAKSIZ YÖNLERİ OLABİLİR AMA
GENEL OLARAK HAKLILAR..

BAKINIZ 13 EKİM ANKARA TBMM ZİYARETİ KONUSUNDA SÜPRİZ BİR ŞEY SÖYLİYEYİM; O ZİYARETTE AHMET İYİMAYA'NIN ODASINDA BİRLİKTE İDİK.. SİZ BENİM FARKIMDA BİLE OLMADINIZ..
ARAMIZDA MASA, TOKLAŞACAK KADAR KARŞI KARŞIYA İDİK..
TOPLANTI SONA ERDİĞİNDE KORİDORDA TANIŞMAK İÇİN SENİ SORDUĞUMDA HERKES AYRILIP GİTTİĞİNİ SÖYLEDİ..

TOPLANTIYI YANSITTIĞIN YAZIN AŞAĞIDA.. PSİKOLOJİSİNİ KENDİNE GÖRE VE SANKİ EN ETKİLİ OLANI SENMİŞSİN GİBİ YANSITMIŞSIN..

KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL..
İYİMAYA SENİ BİZLERDEN NE EKSİK, NE DE FAZLA DİKKATE ALMIŞ FİLAN DEĞİLDİ.. HATTA OLDUKÇA SESSİZ İDİN.. KİMSENİN KİMSEYİ ENGELLEDİĞİ FİLAN DA YOKTU.. BUNU NEDEN YAPIYORSUN Kİ..


SONRA SUÇUN OLUŞMASINDA KASIT UNSURUNU SORAN BENDİM ONU BİLE BİR YAZINDA JENARDİYİ KASDEDEREK genç arkadaş sordu diye yazdın..

BİR DE ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN’LE GÖRÜŞTÜM, ALİ BABACAN'LADA RANDEVUM VAR GÖRÜŞECEĞİM TADINDA YAZDIN, BAZI ARKADAŞLAR OLAĞAN DIŞI HİSLERE KAPILDI..

OYSA ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN İSTANBULDAYDI..
ALİ BABACAN İLE İSE DEĞİL SEN, PARTİSİNİN MİLLETVEKİLİ DAHİ GÖRÜŞEMİYOR..

YAZDIKLARIN YALAN DESEM KIRICI OLUR, DOĞRU DEĞİLDİ DİYE YAZAYIM.. YOK ARKADAŞIM BU KADARINI NE KENDİNE NE DE BİZLERE YAPMAYA HAKKIN YOK..

(Kanaatim şudur; şayet Türkiye 'kaliteli bir hukuk devleti' olma yolunda ise bu yasa bizlere rağmen lehimize çıkacaktır.. Bu itibarla yarın ben şunu yaptım ben bunu yaptım diyenlerin hepsi sonucu kolay tahmin edilen bir şey için, benim katkım oldu da böyle oldu filan demesin....)

SAYGILARIMLA
MURAT YALÇIN



İlgili yazılar: http://www.cekmagdurlari.com/2009/10/bir-milyon-kisi-cek-magduru-oldu.html

Bir milyon kişi çek mağduru oldu

Mevcut karşılıksız çek yasası nedeniyle başı derde girenlerin sayısı 1 milyonu geçti ve hükümet harekete geçti.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin Bütçe görüşmeleri başlamadan müjde verebiliriz dedi..

Mevcut Çek Yasası nedeniyle başı derde girenlerin sayısı bir milyona ulaşınca hükümet harekete geçti. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Meclis’te komisyon gündeminde bulunan Çek Yasa Tasarısı’nın yeni yıldan önce yasalaştırılacağını açıkladı. Adalet Bakanı Ergin “Tasarının yasalaşması konusundaki çalışmalara bir an evvel başlayacağız. Cezaevine düşmüş, düşme riski altına olan insanların sorunu bizim sorunumuz. Öyle umut ediyorum, bütçe görüşmeleri başlamadan önce bu konuda düzenleme bekleyenlere müjde vermek nasip olur” diye konuştu.


sadullah ergin


PİYASADA 200 MİLYAR LİRALIK ÇEK VAR
Ergin “Meclis tatile girmeden önce yapılan değerlendirme toplantısında, piyasada yaklaşık olarak 200 milyar liranın üzerinde likit, nakit para yerine kullanılan çek miktarı olduğu belirtildi. Bu miktarda çekin yerine ikame edeceğimiz bir alternatif koymadan, çeke mevcut olan güveni sarsacak bir tedbiri almanız, piyasadaki faiz oranını, ekonomik dengeleri etkileyebilecek bir hadisedir” dedi. Adalet Bakanı Ergin “Çek Yasası’yla ilgili ciddi bir gayretimiz, çalışmamız var. Öteki siyasi parti temsilcilerimizle de bu diyaloğu önümüzdeki haftadan itibaren devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.

KARŞILIKSIZ ÇEKTE ARTIŞ BÜYÜK
Verilen bilgiye göre esnafın ve tüccarın elinin darda olup olmadığını gösteren en önemli göstergelerden olan karşılıksız çek sayısında ciddi artışlar dikkati çekiyor. 2007 yılının ilk 7 ayından, 2008 yılının ilk 7 ayına kadar karşılıksız çek sayısında yüzde 11.5 artış yaşanmışken, 2008’den 2009’a bakıldığında artış oranının yüzde 28.2 oranına çıktığı göze çarpıyor. Türkiye’de her ay yaklaşık 100 bin adede yakın çek karşılıksız çıkıyor ve hukuki işleme tabi oluyor. Protestolu senet tutarındaki artış ise ilk 6 ayda yüzde 29.27 oranında gerçekleşti.

6 ayda bin 500 kişi hapse girdi

Verilere göre, sadece 2009’un ilk 6 ayında karşılıksız çek nedeniyle ceza mahkemelerinde 159 bin 774 dava açıldı. Bu davalarda 221 bin 755 kişi hakim karşısına çıktı. 2009’un 6 ayında çek davaları nedeniyle bin 461 kişi hapse girdi. Bunlardan 5’ini çekle ilgili ihtara ve yasaklamaya uymama, 67’sini Çek Kanunu’na muhalefet, diğerlerini de karşılıksız çek keşide etme suçu oluşturdu.

Ünlülerin de başı dertte

Çek Yasası ile başı derde girenler arasında birçok ünlü isim de bulunuyor. Son olarak usta oyuncu Uğur Yücel ve ünlü sinema yönetmeni Ezel Akay’ ın başı karşılıksız çek nedeniyle derde girmişti. Yücel, 97 bin liralık karşılıksız çek verdiği nedeniyle hapse mahkum oldu. Yönetmen Ezel Akay ise önceki gün, Altın Portakal Film Festivali için bulunduğu Antalya’da ‘Çek Yasası’na muhalefet’ iddiasıyla gözaltına alınmış, daha sonra serbest bırakılmıştı.


ezel akayugur yucel



22 Ekim’de Ankara’da eylem var

Çek Yasası nedeniyle mağdur olanlar internette de bir araya gelerek site kurdu. Sitede yer alan duyuruya göre çek mağdurları 22 Ekim perşembe günü Ankara Güvenpark’ta toplanacak. “Konu komşu toplanın gelin. Artık bu işi çözelim” sloganıyla buluşmaya hazırlanan çek mağdurları aynı gün TBMM’yi de ziyaret etmeye hazırlanıyor.



İlgili yazılar: http://www.cekmagdurlari.com/2009/10/karsiliksiz-cekten-yatanlar-kurtulacak.html

NEVİN BİLGİN
www.stargazete.com


KARŞILIKSIZ ÇEKTEN ‘YATANLAR’ KURTULACAK

Karşılıksız çekten hapse düşenlere ya da düşme riski altında olanlara iyi haber. Hapis cezasını kaldıracak tasarı çok yakında kanunlaşacak
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TBMM Adalet Komisyonu gündeminde bulunan Çek Yasa Tasarısı’na ilişkin çalışmaları bir an önce başlatacaklarını bildirerek, “Cezaevine düşmüş, düşme riski altında olan insanlarımızın sorunu bizim sorunumuzdur. Umut ediyorum, bütçe görüşmeleri başlamadan önce bu konuda düzenleme bekleyenlere müjde vermek nasip olur” dedi.
Üzerinde çalışılan yeni Çek Kanunu‘na göre, karşılıksız çek kullanana hapis değil para cezası verilecek. Çek borcunu faiziyle ödeyene dava açılamayacak, mahkum edilenler ise serbest kalacak.
karşılıksız çek
ÇEK MAĞDURLARI DENİLSİN
Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı, 2009 yılının dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39.1 artarak 1 milyon 508 bin 504’e çıktı. Ergin, konuyla ilgili yaptığı açıklamada çeki keşide etmekten, ödeyememekten dolayı cezaevinde olan, cezaevine girme tehdidi altında bulunanlara işaret ederek, konunun sadece çekin borçlusu açısından değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi.
Ergin, “çek mağdurları” ifadesinin kullanılmasının doğru olduğunu belirtti ve ekledi; “Piyasada yaklaşık 200 trilyon TL’nin üzerinde likit, nakit para yerine kullanılan çek miktarı olduğu belirtildi. Bu miktarda çekin yerine ikame edeceğimiz bir alternatif koymadan, çeke mevcut olan güveni sarsacak bir tedbiri almanız, piyasadaki faiz oranını, ekonomik dengeleri etkileyebilecek bir hadisedir.”


İlgili yazılar: http://www.cekmagdurlari.com/2009/10/cek-magdurlar-tbmmne-gidiyoruz.html

MYNET HABER

Çek Mağdurları TBMM’ye Gidiyoruz

BUNCA GÜZEL GELİŞMELERDEN VE BASINDA YER ALMAMIZDAN SONRA TBMM’ NE GİDİP VEKİLLERİMİZİ ZİYARET ETME VAKTİ GELMİŞTİR.

cek-magdurlar


KONU KOMŞU TOPARLAYIN VE GELİN.



YETER ARTIK BU İŞİ ÇÖZELİM.



22 EKİM PERŞEMBE GÜNÜ SAAT: 09.00
YER: ANKARA GÜVEN PARK..



HADİ DOSTLAR ÇEK YASASINI ALIP GELELİM..



MECLİSİ BOŞ BIRAKMAYALIM..



İLETİŞİM: 0537 979 09 28



ÇEK MAĞDURLARI

İlgili yazılar:  http://www.cekmagdurlari.com/2009/10/karsiliksiz-cekten-hapse-girmeyen-esnaf.html


Karşılıksız çekten hapse girmeyen esnaf kalmaz

Arkadaşlar Milliyet yazarı Değerli Hocamız Güngör URAS Karşılıksız çeklerle ilgili sorunları iki gündür köşesine taşıyor, e-mail göndererek teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı iletelim..

Vadeli çekleri karşılıksız çıkanlar hapse giriyor ama, alacaklıya borçlarını ödemediklerinden değil, devletin kestiği para cezasını ödemediklerinden hapis yatıyor.

Şimdilerde esnafımızın en büyük dertlerinden biri, “karşılıksız çek” sorunudur.

Sorunun önemini çok kişi ve özellikle Büyük Türk Büyükleri bilmiyor, anlamıyor.

- Ticari hayatta alışverişler her zaman peşin parayla yapılmaz. Kredi kullanılır. Kredi (1) Ya bankadan alınır. Borçlu bankada senet imzalar (2) Ya da banka dışında borçlu alacaklıya bir senet (ödeme vaadi olan imzalı kâğıt) verir.

- Çağdaş hukuka göre insanlar (dolandırıcılık, sahtekârlık gibi özel durumlar hariç) ticari borçları nedeniyle hapsedilemez. Borçlu ödeme yapmazsa, alacağı olan, icra takibiyle parasını tahsil etmeye çalışır.

- Bankalar, bankada hesabı (parası) olanlara çek karnesi verir. Çek bir ödeme aracıdır. Esas olarak çekin karşılığının bankada olması ve de çekin ibrazında bankaca ödenmesidir.

karsiliksiz cek
Güngör URAS
e-mail: guras@milliyet.com.tr

Senette hapis yok
- Bizde bir zamanlar, bankalarca verilen çeklerin kötü kullanımını önlemek için, karşılığı olmayan çeki yazan banka müşterilerine hapis cezası uygulanıyordu.

- Borç senedini ödenmeyenlere hapis yok iken, karşılıksız çek yazanların hapisle cezalandırıldığı günlerde borç senetlerinin yerini vadeli çek aldı.

- Ama bir süre sonra, çağdaş hukuk ilkelerine göre, insanlara borç dolayısıyla hapis cezası verilemeyeceği görüldü. Senet borcunu ödemeyenler gibi çek borcunu ödemeyenlerin de hapse girmemelerini sağlayan bir düzenleme yapıldı. (Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 18’inci basım, 2007)

- Fakat karşılıksız çek kullanımını caydırmak için bu defa da kanuna karşı hile yapıldı. Yeni düzenlemeye göre, karşılıksız çek yazanlara, çek üzerindeki borç miktarıyla orantılı olarak devlete para cezası ödeyecekleri hükmü getirildi. Devlete bu parayı ödemeyenlerin hapse atılmasının yolu açıldı.

- Dikkat buyurunuz, çeki ödeyemeyen para cezasını devlete ödüyor. Bu uygulamada çeki ödeyemeyen para cezası ödese de, para cezası ödeyemediği için hapse girse de, çekin alacaklısının cebine beş kuruş girmiyor. Borcu aynen kalıyor. Hapse girenin para kazanma imkânı kalmadığından işi çöküyor. Alacaklın parasını alması hayal oluyor.

1.5 milyon karşılıksız çek
Sadece 2009 yılının ilk 9 ayında (daha öncekileri unutunuz) 1.5 milyon çek karşılıksız çıkmış. Ekonomi yazarı Hacer Gemici’den öğrendiğime göre, daha önceki dönemden bu yana yargıya intikal eden dosya sayısı 1 milyona ulaşmış.

Kim diyebilir ki karşılıksız çek ödemeyenlerin hepsi fırsatçı ve kötü niyetli? Bu işin sonunda hapis var. Kim bile bile hapis yatmak ister?

Onun için:
(1) Karşılıksız çek sayısındaki artışa bakarak ekonominin sorununun büyüklüğünü görelim. (2) Vadeli çek uygulamasına son vermek için, çeki ibrazında ödenecek bir ödeme aracı haline tekrar getirmek ve çekten senede dönmek için gereken düzenlemeleri yapalım.


Güngör Uras Olayların içinden
guras@milliyet.com.tr