İzmir Foça’da terör saldırısında şehit düşen 2 çocuk babası Özkan Ateşli'nin, İstanbul'daki evinin elektrik borcu ödenmediği için icra müdürlüğünce haciz işlemi başlatıldı.
Şehit babası Hamdi Ateşli, Elektrik sayacım bozuktu. BEDAŞ’ı kaç kez aradım. Gelip değiştirdiler. Sonra faturalarım okunmuyordu, en son da bana bin 250 lira borç çıkardılar. Hurdacılık yaparak, çöpten kağıt toplayarak geçimimizi sağlıyoruz. Şehit oğluma bile en fazla 50 lira para gönderebildim. Onu da harcayamadan şehit düştü. Oğluma para gönderemiyordum, borcu nasıl ödeyeyim. BEDAŞ’ın avukatları ile görüştüm, ödeyemeyeceğimi söyledim. Dinlemediler.
Ben oğlumu bu vatana şehit verdim. Gencecikti. Arkasında gözü yaşlı eş ve biri beşikte iki çocuk bıraktı. Daha oğlumun bedeni mezarında soğumadı. Sokaktaki bayraklar hala dururken icra takibi başladı.
Ne gariptir ki, utanması gerekenler utanmaz, haksızlığa uğrayanlar utanır bu ülkede. Ateşli ailesi, ziyaretçilerini Haramidere’deki gecekonduya buyur ederken utanıyorlar, eskiciden alınmış koltuklara oturduklarında başlarını öne eğiyorlar. Yoksulun dışında kimse utanmıyor ki. Kime sorsanız kalkınıyoruz, zenginleşiyoruz! Peki bu ne? Tembellikten midir bu yoksulluk!
Vatandaşın Çilesi Bankalara Kâr Olarak Dönüyor
Türkiye ekonomisinde finansal krizlerin yaşanmaması, insanlarda ekonominin istikrara kavuştuğu olarak algılanıyor. 2001 krizinden sonra Kemal Derviş tarafından hayata geçirilen IMF destekli program, bankaları daha da güvence altına aldı. Bunu da, geniş halk yığınlarının gelirlerinin azalması ve borç miktarlarının artması pahasına yaptı. Son açıklanan veriler de bu durumu doğruluyor. Bir yandan, bankaların kârları istikrarlı şekilde artarken, aynı istikrarlı artış bankalara kredi ve kredi kartı borcu olanların sayısında da görülüyor.
Kriz döneminde bile kâr ettiler
Bankacılık sektörünün net kârı 2012 yılının ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.4 oranında artışla 11 milyar 552 milyon liraya yükseldi. Küresel krizin yaşandığı 2008 yılında kâr oranı biraz daralan bankacılık sektörü, 2009'da 2008'e göre yüzde 49.6 artışla 20.1 milyar lira kâr etti. 2010'da kârını geçen seneye göre yüzde 8.7 arttıran bankalar, 2011'de kârdan zarar ettiler ve bilançolarına toplam 19.8 milyar lira kâr yazdılar. Bankalar, bu senenin ilk 6 ayında da önceki yıla göre kârlarını yüzde 11.4 oranında arttırmayı başardılar.
Hayat borçla sürüyor
Ekonomik büyümede, Çin'in ardından dünya ikincisi olduğu söylenen Türkiye ekonomisinde hanehalkının yüklendiği borç miktarı da azalmak yerine devamlı artıyor. Bir yandan bütçe açığı, bir yandan cari açık gibi yapısal sorunları çözemeyen Türkiye, öte yandan da yüzde 12 gibi çok düşük seviyede bir tasarruf oranıyla büyümeyi finanse etmeye çalışıyor. Yetersiz tasarruflar neticesinde bir nevi "borçla büyüme" stratejisi uygulayan ve bu yüzde devamlı cari açık veren Türkiye'de, vatandaşların geçim stratejisi de Türk ekonomisininkinden farklı değil: "Borçlanarak yaşamı idame ettirmek".
Kriz döneminde bile kâr ettiler
Bankacılık sektörünün net kârı 2012 yılının ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.4 oranında artışla 11 milyar 552 milyon liraya yükseldi. Küresel krizin yaşandığı 2008 yılında kâr oranı biraz daralan bankacılık sektörü, 2009'da 2008'e göre yüzde 49.6 artışla 20.1 milyar lira kâr etti. 2010'da kârını geçen seneye göre yüzde 8.7 arttıran bankalar, 2011'de kârdan zarar ettiler ve bilançolarına toplam 19.8 milyar lira kâr yazdılar. Bankalar, bu senenin ilk 6 ayında da önceki yıla göre kârlarını yüzde 11.4 oranında arttırmayı başardılar.
Hayat borçla sürüyor
Ekonomik büyümede, Çin'in ardından dünya ikincisi olduğu söylenen Türkiye ekonomisinde hanehalkının yüklendiği borç miktarı da azalmak yerine devamlı artıyor. Bir yandan bütçe açığı, bir yandan cari açık gibi yapısal sorunları çözemeyen Türkiye, öte yandan da yüzde 12 gibi çok düşük seviyede bir tasarruf oranıyla büyümeyi finanse etmeye çalışıyor. Yetersiz tasarruflar neticesinde bir nevi "borçla büyüme" stratejisi uygulayan ve bu yüzde devamlı cari açık veren Türkiye'de, vatandaşların geçim stratejisi de Türk ekonomisininkinden farklı değil: "Borçlanarak yaşamı idame ettirmek".
Banka Lobilerinin Seslerini Hep Birlikte Keselim
Bu ülkede birden çok “şımarık” sektör var. Bunlardan biri de bankalar. 2009 yılında yazmıştım, yeni kar rakamlarını-yapmaya çalıştıklarını ve reel sektörün bu “büyümenin” inanılmaz gerisinde kaldığını görünce YENİDEN YAZACAĞIM.
Sevgili dostlar, yaklaşık 3 yıl önce TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun şu sözlerinden yola çıkmıştım; “Reel sektör ağlarken, bankacılık kesiminin yüzünün gülmesi ve mutlu olabilmesi mümkün değil. Bizlerin ağladığı bir dönemde banka çok mutlu ve büyük bir kar patlaması yaşıyor”
Haklıydı, TOBB Başkanı sonuna kadar haklıydı ve bir şeyler yapılması gerekiyordu. Aradan 3 yıl geçti bugün durum daha da vahim. Topladığı mevduata % 100 fark koyarak “krediye çevirirlerken” yanına bir de “abuk subuk uygulamalarını” eklediler. Örnek mi, hemen vereyim; kredi aldınız, borcunuz bitti, yazı almak için sizden hukuksuz olarak 50 TL istiyorlar. Yara büyük hatta kangren olmaya doğru gidiyor.
Sevgili dostlarım, bence Türkiye’nin “en önemli sorunu”. Bir ülke düşünün bankacılık sektörü ile vatandaş arasındaki “bütün düzenlemeler” vatandaşın aleyhine yapılmış.
Sevgili dostlar, yaklaşık 3 yıl önce TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun şu sözlerinden yola çıkmıştım; “Reel sektör ağlarken, bankacılık kesiminin yüzünün gülmesi ve mutlu olabilmesi mümkün değil. Bizlerin ağladığı bir dönemde banka çok mutlu ve büyük bir kar patlaması yaşıyor”
Haklıydı, TOBB Başkanı sonuna kadar haklıydı ve bir şeyler yapılması gerekiyordu. Aradan 3 yıl geçti bugün durum daha da vahim. Topladığı mevduata % 100 fark koyarak “krediye çevirirlerken” yanına bir de “abuk subuk uygulamalarını” eklediler. Örnek mi, hemen vereyim; kredi aldınız, borcunuz bitti, yazı almak için sizden hukuksuz olarak 50 TL istiyorlar. Yara büyük hatta kangren olmaya doğru gidiyor.
Sevgili dostlarım, bence Türkiye’nin “en önemli sorunu”. Bir ülke düşünün bankacılık sektörü ile vatandaş arasındaki “bütün düzenlemeler” vatandaşın aleyhine yapılmış.
Alanya'da Esnaf Kaçıyor Polis Kovalıyor
Alanya’da borçlarını ödeyemeyen 72 esnaf, demir parmaklılar ardında tahliye olacakları günü beklerken polis ekipleri ise ellerindeki listelerde yine borçlarından dolayı haklarında yakalama kararı bulunan yüzlerce esnafın peşine düştü
Alanya L Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda şu an 1400 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. Bu mahkumlardan 72'si ise karşılıksız çeklerden kaynaklanan "Taahhüdü ihlal" suçundan tutuklanan esnaflar. 2011 yılı Temmuz-Ağustos döneminde cezaevinde yatan borçlu esnaf sayısı 42 iken, bu yıl bu sayının 72'ye yükselmesi dikkat çekiyor. Yüzlerce esnaf ise borçlarından dolayı ya aranıyor, ya da cezaevine girme tehdidiyle karşı karşıya.
Alanya L Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda şu an hükümlü bin 400 mahkum bulunuyor. Bu mahkumlardan 72'sini ise borçlarını ödeyemeyen ve taahhüdü ihlal suçundan haklarında hapis kararı bulunan esnaflar oluşturuyor. 2011 yılı Temmuz-Ağustos döneminde cezaevinde yatan borçlu esnaf sayısı 42 iken, bu yıl bu sayı 72'ye yükseldi. Polis ve jandarma bölgelerinde ise borçlarından dolayı aranan birçok esnaf bulunmakta.
Alanya L Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda şu an 1400 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. Bu mahkumlardan 72'si ise karşılıksız çeklerden kaynaklanan "Taahhüdü ihlal" suçundan tutuklanan esnaflar. 2011 yılı Temmuz-Ağustos döneminde cezaevinde yatan borçlu esnaf sayısı 42 iken, bu yıl bu sayının 72'ye yükselmesi dikkat çekiyor. Yüzlerce esnaf ise borçlarından dolayı ya aranıyor, ya da cezaevine girme tehdidiyle karşı karşıya.
Alanya L Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda şu an hükümlü bin 400 mahkum bulunuyor. Bu mahkumlardan 72'sini ise borçlarını ödeyemeyen ve taahhüdü ihlal suçundan haklarında hapis kararı bulunan esnaflar oluşturuyor. 2011 yılı Temmuz-Ağustos döneminde cezaevinde yatan borçlu esnaf sayısı 42 iken, bu yıl bu sayı 72'ye yükseldi. Polis ve jandarma bölgelerinde ise borçlarından dolayı aranan birçok esnaf bulunmakta.
Taahhüdü ihlal Bayramı
Bayrama sayılı günler kala her evde ince bir telaş başladı. Sevinçle karışık yapılan temizlikler, o güne yönelik hazırlıklar, ailelerin bir arada olacağının getirdiği mutluluk insanları şimdiden heyecanlandırıyor.
Kimisi çocukları, torunları bekliyor, kimisi de büyüklerine ziyaret etmek için programını yapıyor. Fakat Türkiye’de bayramı buruk karşılamaya hazırlananlar var. Onlar evlerine gidemeyecekler. Çocuklarıyla kucaklaşıp, büyüklerinin ellerini öpemeyecekler. Çünkü onlar hakkında tutuklama kararları var.
Taahhüdü ihlal mağdurlarından bahsediyorum. Var olan bir borcunu zamanında ödeyemeyip, karşı taraftan süre isteyen, fakat o tarihte yine ödeme yapamayan bu insanların durumu içler acısı. İçlerinde kötü niyetli olanlar var mıdır, bilemem. Ama geneline bakarsanız ödeme zamanı, süre istemek için alacaklısıyla iletişeme geçmesi iyi niyet göstergesi sayılır.
Daha önce benzer bir sorunu çeki dönen esnaf, KOBİ sahibi ve niceleri de yaşadı. İçlerindeki kötü niyetlileri ayırmak zor. Ama zaten kötü niyetliler de "mağdurum" diye ortaya çıkmıyor. Taahhüdü ihlal mağdurları içinde ilginç dramlar var. Aydınlı’nın Nazilli ilçesinde kendisini asarak intihar eden Hakan Çimen bunlardan biri.
Kimisi çocukları, torunları bekliyor, kimisi de büyüklerine ziyaret etmek için programını yapıyor. Fakat Türkiye’de bayramı buruk karşılamaya hazırlananlar var. Onlar evlerine gidemeyecekler. Çocuklarıyla kucaklaşıp, büyüklerinin ellerini öpemeyecekler. Çünkü onlar hakkında tutuklama kararları var.
Taahhüdü ihlal mağdurlarından bahsediyorum. Var olan bir borcunu zamanında ödeyemeyip, karşı taraftan süre isteyen, fakat o tarihte yine ödeme yapamayan bu insanların durumu içler acısı. İçlerinde kötü niyetli olanlar var mıdır, bilemem. Ama geneline bakarsanız ödeme zamanı, süre istemek için alacaklısıyla iletişeme geçmesi iyi niyet göstergesi sayılır.
Daha önce benzer bir sorunu çeki dönen esnaf, KOBİ sahibi ve niceleri de yaşadı. İçlerindeki kötü niyetlileri ayırmak zor. Ama zaten kötü niyetliler de "mağdurum" diye ortaya çıkmıyor. Taahhüdü ihlal mağdurları içinde ilginç dramlar var. Aydınlı’nın Nazilli ilçesinde kendisini asarak intihar eden Hakan Çimen bunlardan biri.
Bankalar Can Almaya Devam ediyor
Banka Kredi Kartları, Banka Borçları ve Ev Hacizleri Can Almaya Devam Ediyor. İntihar eden bu insanların evlerine gelen hacizlerle "onurları kırıldığı, aile bireylerine karşı mahcubiyet yaşadıkları" için yaşamlarına son verdiği gün gibi ortadadır., Ev haczini sınırlayan, bir nebze de olsa borçlu insanlara hayata tutunma umudu sağlayabilecek olan Yargıda 3. Reform Paketi aylardır Adalet Alt Komisyonunda bekletiliyor. "Hükümetin yargı reformundaki iradesi, Bankalar ve GSM şirketleri tarafından yok edilmiştir". Basında yazıldığı gibi Yargıda 3. Reform Paketinin Adalet Komisyonun da aylardır bekletilmesinin nedeni milliyetçi duygular değil, aksine bunun tek nedeni İcra İflas Kanunu'ndaki düzenlemelerdir. Aşağı da sadece 29 Nisan 2012 Pazar günü yaşanan intihar olaylarından sadece bir kaçı vardır ve bu vatandaşlarımızın tamamıBanka kredi kartları borçları nedeniyle yaşamlarına son vermiştir.
Banka Borcu için 14 Yaşındaki Çocuğa Hapis
Balıkesir'de, 42 yaşındaki Serdar Ali Makas, kalp krizi geçirerek öldü. Ali Makas'ın yasal mirasçısı olan 14 yaşındaki oğlu Serkan Makas'a ölen babasının 2 bin 700 liralık kredi kartı borcu nedeniyle 1. İcra Ceza Mahkemesi'nden gönderilen tebligatla, babasının yasal mirasçısı olarak bankaya olan borcunu ödemediği için başlatılan icra takibinde, mal beyanında bulunmadığı gerekçesiyle 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Balıkesir'de, eşi Şengül Baştürk'ten boşanan 42 yaşındaki Serdar Ali Makas geçen şubatta kalp krizi geçirerek öldü. 39 yaşındaki Şengül Baştürk, eski eşinin yasal mirasçısı olan 14 yaşındaki oğlu Serkan Makas'ın zarar görmemesi için bankalarla görüşerek Serdar Ali Makas'ın borcu olup olmadığını sordu. Birkaç bankadan çıkan borçları ödeyen Baştürk, bir süre sonra daha önce sorduklarında borçları olmadığı yanıtını veren bir bankadan gelen eşi Serdar Ali Makas'a ait 2 bin 700 liralık kredi kartı borcuyla şaşkına döndü. Bankanın avukatı ile görüşen talihsiz kadın, borcu taksitle ödeyebileceğini söyleyip 27 Haziran'da ilk taksit olarak 470 lirayı gecikmeli de olsa yatırdı. Oğluyla yeni bir hayat kurabilmek ve eski eşinin borçlarını ödeyebilmek için çalışmaya başlayan Şengül Baştürk'ün işte olduğu bir gün eve gelen postacı, Serkan Makas'a bir tebligat bıraktı. Zarfı açan çocuk, 1. İcra Ceza Mahkemesi'nden gönderilen tebligatta, babasının yasal mirasçısı olarak o bankaya olan borcunu ödemediği için başlatılan icra takibinde, mal beyanında bulunmadığı gerekçesiyle 3 ay hapis cezasına çarptırıldığını görünce şoke oldu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)