Banka kredilerini vadesinde ödeyemeyen çiftçilerin borçları artarken, Bankalar tarafından çiftçilerin tüm mal varlıklarına da el konulmaya başlandı. Kredi mağdurlarından Güngör Tabak, bankaya borç tehiri için başvuruda bulunduğunu belirterek, İlk etapta tehir vaadinde bulundular ama ardından reddettiler. Temelinde yüzde 300 faizle karşımıza geldiler. dedi.
Bir diğer Manisalı çiftçi Yasin Karan da bankaya kuraklıktan dolayı ödeyemediği 456 bin lira borcun 575 bin lirayı bulduğundan dert yandı. Son dönemde çiftçiye kredi veren Tarım Kredi Kooperatifleri’ne bankalar da eklendi. Ancak çiftçiler, yaşanan aksaklıklar yüzünden borcunu zamanında ödeyemeyince, bankaların yüksek faiz oranları ile karşılaştı.
Manisa’da tarım ve hayvancılık yapan Güngör Tabak, işlerini büyütmek için geçen sene 7 yıl vadeli kredi çekti. Krediyi çektikten 2-3 ay sonra çiftliğinde çıkan yangında ahırı ve 4 bin paket arpası kül oldu. Kredi ödemesinde sıkıntıya düşünce, olayla ilgili ilçe tarımdan, jandarmadan, itfaiyeden rapor aldı. Ancak banka, kredi erteleme talebini reddetti.
Güngör Tabak, Banka ile yaşadıklarını; İlk başta tamam ya da olur gibi karşılıklar aldım. Ama tehir talebime 90. günde ret geldi. Uygun görülmemiş. Benim gibi mağdur çok, onlara da tehir vaadinde bulunup reddediyorlar. Bütün mal varlıklarına el koyuyorlar. Sıfır faiz, oluyor yüzde 300 faiz. Onlar da avukata bırakıyorlar, yargı safhasını. Özel bankalara ve tefecilere başvuruyor şeklinde özetledi.
Kayseri Barosu'nun Meclise Gönderdiği Taahhüdü İhlal Yazısı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanların, Türkiye'deki Faiz lobisine karşı mücaadele edeceklerini belirtmesinden sonra Banka temsilcileri de lobi faaliyetlerine başladı. Bu lobiler Milletvekillerine yazılar göndermekte ve olabilecek muhtemel yasa değişikliklerini engellemeye çalışmaktadırlar. Bu yazılarda İcra kanununda yapılacak herhangi bir değişikliğin alacaklı vatandaşları mağdur edeceğini belirtmekteler. İcra Dairelerinde açılmış olan icra davalarının yüzde doksanı Bankalar ve GSM şirketleri tarafından açılmıştır. Bankalarını hamiliğine soyunmuş bu Faiz Lobileri son günlerde Taahhüdü ihlal cezalarının kaldırılacağı korkusuna da kapılarak Milletvekillerine yazılar göndermekte Lobi faaliyetlerinde bulunmaktadır.
Bu lobiler, icra dairelerinde bulunan icra dosyalarının neredeyse tamamına yakının Bankaların faizli alacak davalarının oluşturduğunu gizlemeye çalışmakta ve alacaklıların tamamının masum vatandaşlar olduğu izlenimini vermeye çalışmaktadırlar.
Bu konuya ilişkin Kayseri Barosu Avukat hakları komisyonu rapor hazırlamıştır, Raporda; "Son zamanlar da, bir kesim sosyal medyada kamuoyu oluşturmak suretiyle Taahhüdü İhlal Mağdurları açılımlarıyla paylaşım siteleri kurmuşlar, bu durumu son dönemde ise siyasi arenaya, parlamentoya kadar sürüklemişlerdir. Oysa sesi çıkan bu kesimin yanında sesiz kalan ve sayısı milyonları bulan alacaklılar da bulunmaktadır. Bu baskı gruplarının haksız ve manasız taleplerinin dinlenmesi, sessiz kalan ama sayısı kat be kat fazla olan masum alacaklı vatandaşların devlet otoritesine olan güvencini sarsacaktır" ifadelerine yer verilmiştir. Baro bu açıklamayla alacaklıların sessiz kalan masum alacaklı vatandaşlar olduğu izlenimi verdirilmeye çalışılmıştır. Oysa bu oran yüzde beş civarındadır,
Bilindiği üzere icra davalarının tamamına yakınını bankaların açmış olduğu faizli alacak davaları oluşturmaktadır. Herhangi bir nedenle ödenmesinde gecikilen bir banka borcu yüksek faizlerle şişirilmekte ve ödenmesi adeta imkansız hale getirilmektedir. Faiz lobileri bu gerçekliği hiç şekilde gizleyemeyecektir.
Kayseri barosunun hazırlamış olduğu ve TBMM'ye gönderdiği yazı aşağıdadır.
Bu lobiler, icra dairelerinde bulunan icra dosyalarının neredeyse tamamına yakının Bankaların faizli alacak davalarının oluşturduğunu gizlemeye çalışmakta ve alacaklıların tamamının masum vatandaşlar olduğu izlenimini vermeye çalışmaktadırlar.
Bu konuya ilişkin Kayseri Barosu Avukat hakları komisyonu rapor hazırlamıştır, Raporda; "Son zamanlar da, bir kesim sosyal medyada kamuoyu oluşturmak suretiyle Taahhüdü İhlal Mağdurları açılımlarıyla paylaşım siteleri kurmuşlar, bu durumu son dönemde ise siyasi arenaya, parlamentoya kadar sürüklemişlerdir. Oysa sesi çıkan bu kesimin yanında sesiz kalan ve sayısı milyonları bulan alacaklılar da bulunmaktadır. Bu baskı gruplarının haksız ve manasız taleplerinin dinlenmesi, sessiz kalan ama sayısı kat be kat fazla olan masum alacaklı vatandaşların devlet otoritesine olan güvencini sarsacaktır" ifadelerine yer verilmiştir. Baro bu açıklamayla alacaklıların sessiz kalan masum alacaklı vatandaşlar olduğu izlenimi verdirilmeye çalışılmıştır. Oysa bu oran yüzde beş civarındadır,
Bilindiği üzere icra davalarının tamamına yakınını bankaların açmış olduğu faizli alacak davaları oluşturmaktadır. Herhangi bir nedenle ödenmesinde gecikilen bir banka borcu yüksek faizlerle şişirilmekte ve ödenmesi adeta imkansız hale getirilmektedir. Faiz lobileri bu gerçekliği hiç şekilde gizleyemeyecektir.
Kayseri barosunun hazırlamış olduğu ve TBMM'ye gönderdiği yazı aşağıdadır.
Taahhüdü ihlal Beraat Kararı (Ekonomik Durum)
Taahhüdü ihlal Ödeme gücünün olmaması, Ekonomik Durum Araştırması Beraat Kararı
Acz : Bir nesneye gücü yetmemek, kudreti olmama durumu, güçsüzlük, kifayetsizlik. Bu sıfatları üzerinde bulunduran kimseye de aciz denir. Acz, kudretin zıddıdır. Bir şeyi yapmaya gücü yetmeyen kimse ondan acizdir. İslam’da mükellefiyet’ler kudrete bağlıdır. Bir şeyi yapmaktan aciz olan onunla mükellef değildir. Allah hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle yükümlü tutmaz.
İcea ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi taahhüdü ihlal davalarında borçlunun makbul bir sebep ile ödeme şartını ihlal edip etmediği araştırılmaksızın mahkumiyet kararları verilmektedir. Mahkemece, şekli bir inceleme ile icra dosyası celp edilerek, taahhüdünü yerine getirip, getirmediği incelenerek kararlar çıktığı bilinmektedir. Mali içtimai durum araştırmasına ilişkin talepler dahi dikkate alınmaksızın yerel Mahkemelerce mahkumiyet hükmü kurulmaktadır. Uygulamada bu mahkumiyet kararları Anayasanın, Kanunun, AİHM ilgili protokolünün ve CGK kararlarına aykırı olarak verilmektedir.
Diğer yandan nadir de olsa bazı mahkemeler, sanığın tahhüdüne uymamasının makbul sebebe dayandığını, ekonomik durum araştırmasıyla kişinin acz içinde olup olmadığını, suç işleme kastı ve cezalandırmadan beklenen amacın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda kanaatlerini belirtip, sanık ekonomik olarak acz içerisindeyse beraat kararı vermektedir.
Ödeme gücünün olmaması nedeniyle beraat hükmü kurulmuş örnek mahkeme kararı aşağıdadır.
Acz : Bir nesneye gücü yetmemek, kudreti olmama durumu, güçsüzlük, kifayetsizlik. Bu sıfatları üzerinde bulunduran kimseye de aciz denir. Acz, kudretin zıddıdır. Bir şeyi yapmaya gücü yetmeyen kimse ondan acizdir. İslam’da mükellefiyet’ler kudrete bağlıdır. Bir şeyi yapmaktan aciz olan onunla mükellef değildir. Allah hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle yükümlü tutmaz.
İcea ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi taahhüdü ihlal davalarında borçlunun makbul bir sebep ile ödeme şartını ihlal edip etmediği araştırılmaksızın mahkumiyet kararları verilmektedir. Mahkemece, şekli bir inceleme ile icra dosyası celp edilerek, taahhüdünü yerine getirip, getirmediği incelenerek kararlar çıktığı bilinmektedir. Mali içtimai durum araştırmasına ilişkin talepler dahi dikkate alınmaksızın yerel Mahkemelerce mahkumiyet hükmü kurulmaktadır. Uygulamada bu mahkumiyet kararları Anayasanın, Kanunun, AİHM ilgili protokolünün ve CGK kararlarına aykırı olarak verilmektedir.
Diğer yandan nadir de olsa bazı mahkemeler, sanığın tahhüdüne uymamasının makbul sebebe dayandığını, ekonomik durum araştırmasıyla kişinin acz içinde olup olmadığını, suç işleme kastı ve cezalandırmadan beklenen amacın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda kanaatlerini belirtip, sanık ekonomik olarak acz içerisindeyse beraat kararı vermektedir.
Ödeme gücünün olmaması nedeniyle beraat hükmü kurulmuş örnek mahkeme kararı aşağıdadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)