Taahhüdü ihlal nedeniyle yakalanıldığında, savcılıkça Açık cezaevine teslim olması için 10 gün süre verilmekte, 10 günlük süre içinde teslim olunmadığında yakalanıldığında kapalı cezaevine alınacağı ihtar edilmektedir.
Bu durum, savcılıkça gönderilen çağrı kağıdı içinde geçerlidir. Savcılıkça gönderilen çağrı kağıdında 10 gün içinde savcılığa müracaat edilmesi aksi takdirde yakalanıldığında kapalı cezaevine gönderileceği ihtar edilmektedir.
Bu durumda 10 günlük süre içinde teslim olmayanlar yakalandığında Kapalı infaz kurumunda cezanın 5/1 i olan 18 gün kalınmakta ve daha sonra açık ceza infaz kurumuna gönderilmektedir. Bu hüküm açıkça kanuna aykırıdır. Kanun hangi durumlarda kişinin açık cezaevine gönderileceğini açıkça belirtmiştir, bu hakkın genelgeyle alınması kanuna aykırı olacaktır. Buna ilişkin itiraz örnek dilekçe aşağıdadır. Bu dilekçeyle infaz hakimliğine müracaat edilmelidir.
Zaman Gazetesi Taahhüdü İhlal Mağdurları
22 Şubat 2013 Tarihinde Zaman Gazetesinde Yayınlanan "Suçlu Değil Borçluyuz" İlanımız..
SUÇLU DEĞİL BORÇLUYUZ
BAŞBAKANIMIZ,
SN. RECEP TAYYİP ERDOĞAN
"BU ÜLKEDE HİÇ KİMSE BORCUNDAN DOLAYI,
CEZAEVLERİNE GİRMEYECEK" DEMİŞTİ,
ŞİMDİ, HİÇ KİMSE BORCUNDAN DOLAYI
CEZAEVLERİNDEN ÇIKAMIYOR.
1932'DEN BERİ UYGULANAN UTANÇ VERİCİ
TAAHHÜDÜ İHLAL YASASI KALKMALIDIR.
BU TAZYİK HAPİS CEZALARI 4. YARGI PAKETİNE EKLENMELİDİR.
SUÇLU DEĞİL BORÇLUYUZ!
BU YASADAN DOLAYI, 20 BİN KİŞİNİN AÇIK CEZAEVLERİNDE,
250 BİN KİŞİNİN DE CEZAEVLERİNE GİRMEMEK İÇİN EVLERİNİ
VEDE KÖYLERİNİ TERKETTİKLERİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ?
Anayasa Mahkemesi Taahhüdü İhlal Bireysel Başvuru
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Başvurucu : Erdinç ENGİN
Vekili : Av. Lütfi GÜRALP
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, taahhüdü ihlal eylemi nedeniyle mahkeme tarafından hakkında üç aya kadar hapsen tazyikine karar verildiğini, oysa aynı icra dosyasında yer alan ve kendisiyle aynı durumda olan bazı kişilere ceza verilmediğini, bu nedenle adil yargılanma hakkının ve sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilememesinden dolayı özgürlüğü kısıtlama yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 8/11/2012 tarihinde İzmir 6. İcra Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
Başvurucu : Erdinç ENGİN
Vekili : Av. Lütfi GÜRALP
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, taahhüdü ihlal eylemi nedeniyle mahkeme tarafından hakkında üç aya kadar hapsen tazyikine karar verildiğini, oysa aynı icra dosyasında yer alan ve kendisiyle aynı durumda olan bazı kişilere ceza verilmediğini, bu nedenle adil yargılanma hakkının ve sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilememesinden dolayı özgürlüğü kısıtlama yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 8/11/2012 tarihinde İzmir 6. İcra Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
Esnaflar Cezaevine Girip Çıkmaktan İş Yapamıyor
Alanya Baro Başkanı Osman Doğan, "Alanya'da yılda bin esnaf cezaevine giriyor ve çıkıyor. Bir esnaf, borcundan dolayı yılda 4, 5 kez cezaevine girmek zorunda kalıyor, cezaevine girip çıkmaktan esnaf adeta iş yapamaz hale geldi" dedi.
Alanya Baro Başkanı Osman Doğan, ödenemeyen çeklerle ilgili "Taahhüdü İhlal" suçundan şu anda 150 esnafın Alanya L Tipi Kapalı ve Açık Cezaevi'nde tutuklu olduğunu belirtti.
Alanya Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün, bu yıl içerisinde 75 bin kişinin banka hesaplarını borçları nedeniyle bloke ettiğini söyleyen Doğan, "Alanya'da İcra Müdürlükleri icra dosyalarıyla dolu. Her gün 3-5 esnafın dosyası geliyor. Bu durum hiç iç açıcı değil.
Alanya Baro Osman Doğan, Türkiye'de ekonominin pembe tabloyla gösterildiğini ama bunun esnaf için geçerli olmadığını söyledi. Turizm döneminde beklenen verimi alamayan esnafın çek ve senetlerini ödeyemez duruma geldiğini ifade eden Doğan, "Bu nedenle Taahhüdü İhlal suçundan 150 esnaf Mahmutlar L Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda yatıyor. Yılda bin esnaf, ceza evine giriyor ve çıkıyor. Bir esnaf, borcundan dolayı yılda 4, 5 sefer ceza evine girmek zorunda kalıyor" dedi.
Alanya Baro Başkanı Osman Doğan, ödenemeyen çeklerle ilgili "Taahhüdü İhlal" suçundan şu anda 150 esnafın Alanya L Tipi Kapalı ve Açık Cezaevi'nde tutuklu olduğunu belirtti.
Alanya Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün, bu yıl içerisinde 75 bin kişinin banka hesaplarını borçları nedeniyle bloke ettiğini söyleyen Doğan, "Alanya'da İcra Müdürlükleri icra dosyalarıyla dolu. Her gün 3-5 esnafın dosyası geliyor. Bu durum hiç iç açıcı değil.
Alanya Baro Osman Doğan, Türkiye'de ekonominin pembe tabloyla gösterildiğini ama bunun esnaf için geçerli olmadığını söyledi. Turizm döneminde beklenen verimi alamayan esnafın çek ve senetlerini ödeyemez duruma geldiğini ifade eden Doğan, "Bu nedenle Taahhüdü İhlal suçundan 150 esnaf Mahmutlar L Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda yatıyor. Yılda bin esnaf, ceza evine giriyor ve çıkıyor. Bir esnaf, borcundan dolayı yılda 4, 5 sefer ceza evine girmek zorunda kalıyor" dedi.
Kahramanmaraş İnfaz Hakiminden Emsal Karar
Kahramanmaraş'ın Kahraman İnfaz Hakiminden Emsal Taahhüdü İhlal Kararı.
Kahramanmaraş infaz hakimi Abdullah ÖZER gerekçeli kararında: Adam öldüren, Gasp, Hırsızlık, Irza geçme gibi yüz kızartıcı suçlar ve daha nitelikli suçlar işleyenlerin dahi bu yasadan yararlanır iken taahhüdü ihlal suçu gibi tazyik hapsi cezası ile cezalandırılan suçlar yönünden yasadan yararlandırılmamasının infazda eşitlik ve Adalet kurallarına aykırılık teşkil edeceği ve kamu vicdanının yara alacağını belirterek talebin kabulü gerektiği kanaatine varıldığını belirtti.
Kahramanmaraş İnfaz hakimi Abdullah ÖZER; "5275 Sayılı yasanın 17 nci maddesinde yapılan değişiklikteki gibi açıkça disiplin veya tazyik hapsine mahkum olanların bu yasadan yararlanamayacağı şeklinde düzenlemeye yer verilmesi gerektiği yasa koyucunun bir şeyi açıkça yasaklamaması halinde kural olarak o şeyin yasaklanmadığı ve uygulanabilir olduğunun kabulü gerektiğini, bu nedenle tazyik hapisleri yönünden de denetimli serbestlik uygulamasının yapılması gerekeceği" gerekçesiyle tazyik hapsi nedeniyle hükümlü olanların denetimli serbestlik kapsamından yararlandırılacağı yönünde hüküm verdi.
Kahramanmaraş İnfaz Hakimliğinin vermiş olduğu emsal karar aşağıdadır.
Kahramanmaraş infaz hakimi Abdullah ÖZER gerekçeli kararında: Adam öldüren, Gasp, Hırsızlık, Irza geçme gibi yüz kızartıcı suçlar ve daha nitelikli suçlar işleyenlerin dahi bu yasadan yararlanır iken taahhüdü ihlal suçu gibi tazyik hapsi cezası ile cezalandırılan suçlar yönünden yasadan yararlandırılmamasının infazda eşitlik ve Adalet kurallarına aykırılık teşkil edeceği ve kamu vicdanının yara alacağını belirterek talebin kabulü gerektiği kanaatine varıldığını belirtti.
Kahramanmaraş İnfaz hakimi Abdullah ÖZER; "5275 Sayılı yasanın 17 nci maddesinde yapılan değişiklikteki gibi açıkça disiplin veya tazyik hapsine mahkum olanların bu yasadan yararlanamayacağı şeklinde düzenlemeye yer verilmesi gerektiği yasa koyucunun bir şeyi açıkça yasaklamaması halinde kural olarak o şeyin yasaklanmadığı ve uygulanabilir olduğunun kabulü gerektiğini, bu nedenle tazyik hapisleri yönünden de denetimli serbestlik uygulamasının yapılması gerekeceği" gerekçesiyle tazyik hapsi nedeniyle hükümlü olanların denetimli serbestlik kapsamından yararlandırılacağı yönünde hüküm verdi.
Kahramanmaraş İnfaz Hakimliğinin vermiş olduğu emsal karar aşağıdadır.
Arzu ALP; Taahhüt Mağdurları İsyan Etti
Kredi kartı, banka kredisi, senet, çek borcu ile ilgili ödeme taahhüdünü yerine getiremeyip hapis cezası alanlar bir araya geldi ve imece usulüyle İzmir'de yerel bir gazeteye "Suçlu değil, borçluyuz" ilanı verdi. Mağdurlar, Başbakan'dan yardım istedi.
İZMİR - Taahhüt mağdurları bir araya gelerek imece usulüyle topladıkları paralarla İzmir'de yerel gazeteye ilan vererek yardım istediler. "Suçlu değil, borçluyuz" başlığını taşıyan ilanda Başbakan Erdoğan'a seslenen mağdurlar, şu açıklamayı yaptılar:
"Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkede hiç kimse borcundan dolayı cezaevlerine girmeyecek demişti; şimdi hiç kimse borcundan dolayı cezaevlerinden çıkamıyor. 1932'den beri bu utanç yasası, Taahhüdü İhlal Yasası kalkmalıdır. Bu tazyik hapis cezaları 4. yargı paketine eklenmelidir. Suçlu değil borçluyuz. Bu suçtan 20 bin kişi açık cezaevlerinde, 250 bin kişinin de cezaevine girmemek için ya evlerini ya da köylerini terk ettiğini biliyor muydunuz?
Büyüklerimizin, sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve Adalet Bakanımızın merhametlerine sığınıyoruz. Evlerimize dönmek, açık cezaevlerinden çıkıp borçlarımızı ödemek istiyoruz."
İmza kampanyası başlattılar
Taahhüt Mağdurları Sosyal Sitesi aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışan mağdurlar, bir ay önce başlattıkları imza kampanyasında 2 bin 500 imzaya ulaştı. İmza sayısı 5 bini bulduğunda TBMM'ye sunulacak. Mağdurların seslerini duyurabilmeleri amacıyla internet sitesi kurulmasına öncülük eden Cüneyt Özdemir, 4 yıl önce çek mağdurları için kurulan sitenin bugün taahhüt mağdurlarının sesi olmaya devam ettiğini söyledi. Borç nedeniyle hapis yatanların mağduriyetine dikkat çeken Özdemir, bu mağdurların seslerini duyurabilmek amacıyla imece usülüyle para toplayarak İzmir'de bir yerel gazeteye ilan verdiğini belirtti.
İZMİR - Taahhüt mağdurları bir araya gelerek imece usulüyle topladıkları paralarla İzmir'de yerel gazeteye ilan vererek yardım istediler. "Suçlu değil, borçluyuz" başlığını taşıyan ilanda Başbakan Erdoğan'a seslenen mağdurlar, şu açıklamayı yaptılar:
"Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkede hiç kimse borcundan dolayı cezaevlerine girmeyecek demişti; şimdi hiç kimse borcundan dolayı cezaevlerinden çıkamıyor. 1932'den beri bu utanç yasası, Taahhüdü İhlal Yasası kalkmalıdır. Bu tazyik hapis cezaları 4. yargı paketine eklenmelidir. Suçlu değil borçluyuz. Bu suçtan 20 bin kişi açık cezaevlerinde, 250 bin kişinin de cezaevine girmemek için ya evlerini ya da köylerini terk ettiğini biliyor muydunuz?
Büyüklerimizin, sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve Adalet Bakanımızın merhametlerine sığınıyoruz. Evlerimize dönmek, açık cezaevlerinden çıkıp borçlarımızı ödemek istiyoruz."
İmza kampanyası başlattılar
Taahhüt Mağdurları Sosyal Sitesi aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışan mağdurlar, bir ay önce başlattıkları imza kampanyasında 2 bin 500 imzaya ulaştı. İmza sayısı 5 bini bulduğunda TBMM'ye sunulacak. Mağdurların seslerini duyurabilmeleri amacıyla internet sitesi kurulmasına öncülük eden Cüneyt Özdemir, 4 yıl önce çek mağdurları için kurulan sitenin bugün taahhüt mağdurlarının sesi olmaya devam ettiğini söyledi. Borç nedeniyle hapis yatanların mağduriyetine dikkat çeken Özdemir, bu mağdurların seslerini duyurabilmek amacıyla imece usülüyle para toplayarak İzmir'de bir yerel gazeteye ilan verdiğini belirtti.
Taahhüt Mağdurları Sosyal Sitesi
SUÇLU DEĞİL BORÇLUYUZ...
BAŞBAKANIMIZ
SN.RECEP TAYYİP ERD0ĞAN
BU ÜLKEDE HİÇ KİMSE BORCUNDAN DOLAYI
CEZAEVLERİNE GİRMEYECEK DEMİŞTİ;
ŞİMDİ HİÇ KİMSE BORCUNDAN DOLAYI
CEZAEVLERİNDEN ÇIKAMIYOR.
1932'DEN BERİ BU UTANÇ YASASI TAAHHÜDÜ
İHLAL YASASI KALKMALIDIR.
BU TAZYİK HAPİS CEZALARI 4 YARGI PAKETİNE
EKLENMELİDİR. SUÇLU DEĞİL BORÇLUYUZ.
BU SUÇTAN 20 BİN KİŞİ AÇIK CEZAEVLERİNDE,
250 BİN KİŞİ DE CEZAEVİNE GİRMEMEK İÇİN
YA EVLERİNİ YA DA KÖYLERİNİ TERK ETTİĞİNİ
BİLİYORMUYDUNUZ?
Emekli Aylığı Haciz Edilen Yaşlı Kadın Açlığa Terk Edildi
Konya'nın Ereğli ilçesinde kiralık bir evde yaşayan ve geçimini aldığı 530 liralık emekli maaşıyla sağlayan 72 yaşındaki Ayşe Özcan'ın emekli maaşına haciz konuldu. Her ay emekli maaşından 400 TL kesilen Ayşe Özcan, elinde kalan 130 TL. parayla adeta açlığa mahkum edildi.
Ayşe Özcan, akciğer kanserinden ölen eşinden kalan yaklaşık 530 TL tutarındaki emekli maaşıyla geçimini sağlıyordu.
Konya’nın Ereğli ilçesinde yaşayan 72 yaşındaki Ayşe Özcan, 1 yıl önce akciğer kanserinden ölen kocasının tedavisi için bankadan çekilen 10 bin TL kredinin ödenmemesi nedeniyle maaşına haciz gelince zor günler geçirmeye başladı.
Ereğli ilçesinde tek başına kiralık bir evde yaşayan 72 yaşındaki Ayşe Özcan ilk kocası Mehmet Taşkın ile 1957 yılında henüz 16 yaşındayken evlendi. Ayşe Özcan ilk eşini 1983 yılında trafik kazasında kaybetti. İlk eşinin ölümünden 8 yıl sonra Muharrem Özcan ile hayatını birleştiren Ayşe Özcan, 2011 yılında ikinci eşini de akciğer kanserinden kaybetti.
Astım bronşit hastalığı nedeniyle tedavi olmak için Adana'daki Çukurova Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'ne gelen Ayşe Özcan, çevresindeki komşularının yardımıyla ayakta durmaya çalıştığını belirterek, “Kiralık evde oturuyorum, elektrik ve su borcum var. Borçlarımı ödeyemiyorum” dedi.
Ayşe Özcan, akciğer kanserinden ölen eşinden kalan yaklaşık 530 TL tutarındaki emekli maaşıyla geçimini sağlıyordu.
Konya’nın Ereğli ilçesinde yaşayan 72 yaşındaki Ayşe Özcan, 1 yıl önce akciğer kanserinden ölen kocasının tedavisi için bankadan çekilen 10 bin TL kredinin ödenmemesi nedeniyle maaşına haciz gelince zor günler geçirmeye başladı.
Ereğli ilçesinde tek başına kiralık bir evde yaşayan 72 yaşındaki Ayşe Özcan ilk kocası Mehmet Taşkın ile 1957 yılında henüz 16 yaşındayken evlendi. Ayşe Özcan ilk eşini 1983 yılında trafik kazasında kaybetti. İlk eşinin ölümünden 8 yıl sonra Muharrem Özcan ile hayatını birleştiren Ayşe Özcan, 2011 yılında ikinci eşini de akciğer kanserinden kaybetti.
Astım bronşit hastalığı nedeniyle tedavi olmak için Adana'daki Çukurova Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'ne gelen Ayşe Özcan, çevresindeki komşularının yardımıyla ayakta durmaya çalıştığını belirterek, “Kiralık evde oturuyorum, elektrik ve su borcum var. Borçlarımı ödeyemiyorum” dedi.
100 Bin Nüfuslu İlçede, İcralık Olan İnsan Sayısı 43 Bin
Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem, ekonomik krizin Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’ne etkileri ve tersanelerde yaşanan sorunları içeren raporu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdi. İrfan Erdem raporunda, 100 bin nüfuslu, 39 bin haneli ilçede 35 bin icra dosyası bulunduğunu, icraya düşen insan sayısının 43 bine ulaştığını belirtirken, bölgedeki 10 tersaneden 6’sının kriz nedeniyle faaliyetini durdurduğunu, bunlardan birisinin ise icra müdürlüğünce satışa çıkarıldığını söyledi.
Başkan İrfan Erdem, geçen aralık ayında hazırladığı raporunda, 100 bini aşan nüfusuyla Batı Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ilçesi olan Ereğli’nin ekonomik açıdan tarihinin en kötü durumunu yaşadığını vurgulayan Erdem, şunları kaydetti:
2001 krizinde Türkiye ciddi şekilde olumsuz etkilenirken ilçemiz bu krizi neredeyse hissetmedi. Ama bu sefer durum çok farklı. Ereğli’de yaşanan kriz Türkiye’de yaşanan krizin üzerinde olup, gelinen durum vahim ve ciddi boyuttadır. 100 bin nüfuslu ilçemizde icra dosyası sayısı 35 bine, icraya düşen insan sayısı 43 bine ulaştı. 20 binin üzerinde insan ise ilçemizden göç etti.
En korkuncu ise krizden bunalan iş adamları intihar etmeye başladı. Karadeniz Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası’ndan alınan verilere göre; 2011 ve 2012 yılından itibaren 300’e yakın ticari işletme kapanmış, birçok firma vergi dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu ve bankalara olan borçları nedeniyle oda kayıtlarını kapatamaz hale gelmiştir. İlçemiz göç alan bir yerken bugün yetişmiş iş gücümüz Ereğli’den göç etmektedir..
Başkan İrfan Erdem, geçen aralık ayında hazırladığı raporunda, 100 bini aşan nüfusuyla Batı Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ilçesi olan Ereğli’nin ekonomik açıdan tarihinin en kötü durumunu yaşadığını vurgulayan Erdem, şunları kaydetti:
2001 krizinde Türkiye ciddi şekilde olumsuz etkilenirken ilçemiz bu krizi neredeyse hissetmedi. Ama bu sefer durum çok farklı. Ereğli’de yaşanan kriz Türkiye’de yaşanan krizin üzerinde olup, gelinen durum vahim ve ciddi boyuttadır. 100 bin nüfuslu ilçemizde icra dosyası sayısı 35 bine, icraya düşen insan sayısı 43 bine ulaştı. 20 binin üzerinde insan ise ilçemizden göç etti.
En korkuncu ise krizden bunalan iş adamları intihar etmeye başladı. Karadeniz Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası’ndan alınan verilere göre; 2011 ve 2012 yılından itibaren 300’e yakın ticari işletme kapanmış, birçok firma vergi dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu ve bankalara olan borçları nedeniyle oda kayıtlarını kapatamaz hale gelmiştir. İlçemiz göç alan bir yerken bugün yetişmiş iş gücümüz Ereğli’den göç etmektedir..
Avukat, Haciz Yapmayan İcra Memuruna Saldırdı
Konya'da Avukat hacze giden İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram hacze konu olmayan malzemelerde inisiyatif hakkını kullandığı için bir Avukatın saldırısına uğradı.
Konya'da bir avukat ile bir gıda firmasına hacze giden İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram, firmadaki tüm malzemeleri haczetmek istediğini belirten Avukatın bir ürünün depozitolu olduğu için hacze konu olamayacağını vurgulayarak karşı çıktı ve haczedilemez tutanağına bunu kaydetti, bunun üzerine İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram Avukatın saldırısına uğradı.
Haciz işlemlerini tamamlayan icra memuru Adliyeye dönmek için Ticari taksiye bindiği esnada Avukat taksi içinde İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram'ın boğazına sarılarak tırnaklarıyla derisini yüzdü, hızını alamayan Avukat İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram'ı yumruklamaya başladı. Ticari taksi şoförünün müdahalesiyle Avukatın saldırısından kurtulan İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram hastaneye kaldırıldı.
Konya'da bir avukat ile bir gıda firmasına hacze giden İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram, firmadaki tüm malzemeleri haczetmek istediğini belirten Avukatın bir ürünün depozitolu olduğu için hacze konu olamayacağını vurgulayarak karşı çıktı ve haczedilemez tutanağına bunu kaydetti, bunun üzerine İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram Avukatın saldırısına uğradı.
Haciz işlemlerini tamamlayan icra memuru Adliyeye dönmek için Ticari taksiye bindiği esnada Avukat taksi içinde İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram'ın boğazına sarılarak tırnaklarıyla derisini yüzdü, hızını alamayan Avukat İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram'ı yumruklamaya başladı. Ticari taksi şoförünün müdahalesiyle Avukatın saldırısından kurtulan İcra Memuru Muhammed Sadık Bayram hastaneye kaldırıldı.
Samsun'da Borç Bunalımına Giren Çiftçi İntihar Etti
Samsun’un Çarşamba İlçesinde çiftçilik yapan bir vatandaş bankadan çektiği yaklaşık 20 bin TL’ye yakın kredi borcunu ödeyemeyince intihar etti, köydeki köylüler de yaşanan bu durum karşında isyan etti. Olay yerine gelen jandarma tarafından ağaçtan indirilen Ahmet Çubukçu'nun cesedi incelenmek için Trabzon Adli Tıp kurumuna gönderildi
Samsun’un Çarşamba İlçesinde çiftçilik yapan evli ve 4 çocuk babası 56 yaşındaki Ahmet Çubukçu kendine ait ahırın arka tarafında bulunan bir ağaca kendini asarak yaşamına son verdi. Köylerinde hemen hemen bütün çiftçilerin kredi borcu olduğunu belirten köylüler yaşanan durum karşında isyan etti.
Olayın gerçekleştiği köydeki köylüler, köylerinde hemen hemen bütün çiftçilerin kredi borcu olduğunu belirterek, “Çarşamba İlçesindeki çiftçiler yaşayamaz hale geldiler, bir kısmı tutuklanma korkusuyla köyü terk etti Bir kısmı ise bu arkadaşımız gibi bunalıma girdi. Çiftçiler artık kredisiz yaşayamaz hale geldi. Kredi borçları ise aldı başını gitti. Devlet çiftçileri hiç düşünmüyor” dedi.
Samsun'un Çarşamba ilçesinde çiftçilikle uğraşan bir çok çiftçinin bankalara kredi borcu var ve bu borçlar zamanında ödenemediği için icra takibine düşmüş. Çarşamba Adliyesi İcra Müdürlüğü'nde de çiftçilere ait zamanında ödeyemedikleri Banka kredi borçları nedeniyle takibe düşmüş çok sayıda icra dosyası bulunuyor.
Samsun’un Çarşamba İlçesinde çiftçilik yapan evli ve 4 çocuk babası 56 yaşındaki Ahmet Çubukçu kendine ait ahırın arka tarafında bulunan bir ağaca kendini asarak yaşamına son verdi. Köylerinde hemen hemen bütün çiftçilerin kredi borcu olduğunu belirten köylüler yaşanan durum karşında isyan etti.
Olayın gerçekleştiği köydeki köylüler, köylerinde hemen hemen bütün çiftçilerin kredi borcu olduğunu belirterek, “Çarşamba İlçesindeki çiftçiler yaşayamaz hale geldiler, bir kısmı tutuklanma korkusuyla köyü terk etti Bir kısmı ise bu arkadaşımız gibi bunalıma girdi. Çiftçiler artık kredisiz yaşayamaz hale geldi. Kredi borçları ise aldı başını gitti. Devlet çiftçileri hiç düşünmüyor” dedi.
Samsun'un Çarşamba ilçesinde çiftçilikle uğraşan bir çok çiftçinin bankalara kredi borcu var ve bu borçlar zamanında ödenemediği için icra takibine düşmüş. Çarşamba Adliyesi İcra Müdürlüğü'nde de çiftçilere ait zamanında ödeyemedikleri Banka kredi borçları nedeniyle takibe düşmüş çok sayıda icra dosyası bulunuyor.
Kanserli Çocuğun Yardım Parasına Bile Haciz Geldi!
Yakalandığı ilik kanseri nedeniyle ölümü bekleyen 16 yaşındaki yatalak kız çocuğuna devlet tarafından verilen evde bakım ücretine haciz işlemi yapılarak el konuldu. Devletin kanser kızıma verdiği evde bakım ücretiyle geçinmeye çalışan Omitağ çiftinin kanser hastası kızının yatması için aldığı oturma gurubunun ücretini ödeyemedi. Bunun sonucunda icra geldi. İcrayı 7 gün içinde ödeyemezse hapse girecek olan Omitağ çiftinin devletin verdiği yardım parasına da el konuldu.
Merkez Seyhan ilçesine bağlı Ova Mahallesi'nde oturan 6 çocuklu 49 yaşındaki Hayati ve 44 yaşındaki Döne Omitağ'ın başına gelmeyen kalmadı. Çiftin 1997 yılında evleri yanınca sokakta kaldı. Yaşamlarını yapılan yardımlarla sürdürmeye çalışan Omitağ çiftinin, 1999'da o zaman 11 yaşında olan kızları Tuğçe, komşuları tarafından tecavüz edilip öldürüldü. Tuğçe Omitağ'ın cesedi kanalizasyon çukurunda bulundu. Tecavüzcü komşu ömür boyu hapse mahkum oldu.
Bu olaydan bir yıl sonra motosikletle tarlaya giden Hayati Omitağ kaza yaptı. Uzun süre tedavi olan ve yürümekte güçlük çeken baba Omitağ, tansiyon ve kalp rahatsızlığı da ortaya çıkınca tamamen çalışamaz hale geldi.
Yaşadıkları talihsizlikler nedeniyle perişan olan ailenin, bu kez 2001 yılında kızları Elif ilkokul 1. sınıfa başladığı gün ilik kanseri olduğu ortaya çıktı. Bugün 16 yaşında olan Elif'e doktorları 3 ay ömür biçip, "Son günlerini mutlu yaşasın. Onu üzmeyin, götürün evde siz ne yapıyorsanız o da aynısını yapsın" denildi.
Merkez Seyhan ilçesine bağlı Ova Mahallesi'nde oturan 6 çocuklu 49 yaşındaki Hayati ve 44 yaşındaki Döne Omitağ'ın başına gelmeyen kalmadı. Çiftin 1997 yılında evleri yanınca sokakta kaldı. Yaşamlarını yapılan yardımlarla sürdürmeye çalışan Omitağ çiftinin, 1999'da o zaman 11 yaşında olan kızları Tuğçe, komşuları tarafından tecavüz edilip öldürüldü. Tuğçe Omitağ'ın cesedi kanalizasyon çukurunda bulundu. Tecavüzcü komşu ömür boyu hapse mahkum oldu.
Bu olaydan bir yıl sonra motosikletle tarlaya giden Hayati Omitağ kaza yaptı. Uzun süre tedavi olan ve yürümekte güçlük çeken baba Omitağ, tansiyon ve kalp rahatsızlığı da ortaya çıkınca tamamen çalışamaz hale geldi.
Yaşadıkları talihsizlikler nedeniyle perişan olan ailenin, bu kez 2001 yılında kızları Elif ilkokul 1. sınıfa başladığı gün ilik kanseri olduğu ortaya çıktı. Bugün 16 yaşında olan Elif'e doktorları 3 ay ömür biçip, "Son günlerini mutlu yaşasın. Onu üzmeyin, götürün evde siz ne yapıyorsanız o da aynısını yapsın" denildi.
Borcunu 7 Gün İçerisinde Ödeyemezse Cezaevine Girecek
Adana'da En küçüğü 1,5 yaşında en büyük 13 yaşlarında 4 çocuğu olan 37 yaşındaki Zahide Bostan 2 bin liraya yakın borcunu 7 gün içerisinde ödeyemezse cezaevine girecek. 12 yaşındaki Elif Bostan, gözyaşı içinde "Annem cezaevine girerse bizi yetimhaneye verecekler, ben okumak istiyorum” diyerek yetkililerden yardım istedi.
İnşaatlar da kalıp işçisi olarak Adana'da çalışırken 1 yıl önce gittiği Ukrayna'da işsiz kaldığı için bir daha dönemeyen Şenol Bostan'ın (35) eşi Zahide Bostan (37) evde çalışan kimse olmadığı için elektrik ve su borcunu ödeyemedi. Bostan'a 2 bin lira tutan bu borçları ödemediği için icra geldi. Bostan bu borcu 7 gün içerisinde ödeyemezse cezaevine girecek.
Zahide Bostan "Ben 1 yıldır çok zor durumda yaşıyorum. Kocam Ukrayna'da işsiz kaldığı için bize para gönderemiyor. Kendisi en son görüştüğümüzde ekmeğe muhtacım diyordu. Toplam faizle birlikte 900 lira borcum var. Ancak icra geldiği için avukat parasıyla birlikte bu borç 2 bin lira olmuş. Bu parayı 7 gün içerisinde bulamasam beni cezaevine atacaklarmış. "Ben çocuklarıma yiyecek ekmek bulamıyorum, elektrik, su borcunu nasıl öderim". iki çocuğum da okuyor Ne yapacağımı bilmiyorum. Benim bu parayı ödeyecek gücüm yok. Bunu ödeyemezsem de cezaevine gireceğim o zaman çocuklar ne olacak hiç bilmiyorum. Ben çocuklarımı bırakıp cezaevine gitmek istemiyorum" dedi.
İnşaatlar da kalıp işçisi olarak Adana'da çalışırken 1 yıl önce gittiği Ukrayna'da işsiz kaldığı için bir daha dönemeyen Şenol Bostan'ın (35) eşi Zahide Bostan (37) evde çalışan kimse olmadığı için elektrik ve su borcunu ödeyemedi. Bostan'a 2 bin lira tutan bu borçları ödemediği için icra geldi. Bostan bu borcu 7 gün içerisinde ödeyemezse cezaevine girecek.
Zahide Bostan "Ben 1 yıldır çok zor durumda yaşıyorum. Kocam Ukrayna'da işsiz kaldığı için bize para gönderemiyor. Kendisi en son görüştüğümüzde ekmeğe muhtacım diyordu. Toplam faizle birlikte 900 lira borcum var. Ancak icra geldiği için avukat parasıyla birlikte bu borç 2 bin lira olmuş. Bu parayı 7 gün içerisinde bulamasam beni cezaevine atacaklarmış. "Ben çocuklarıma yiyecek ekmek bulamıyorum, elektrik, su borcunu nasıl öderim". iki çocuğum da okuyor Ne yapacağımı bilmiyorum. Benim bu parayı ödeyecek gücüm yok. Bunu ödeyemezsem de cezaevine gireceğim o zaman çocuklar ne olacak hiç bilmiyorum. Ben çocuklarımı bırakıp cezaevine gitmek istemiyorum" dedi.
Hasta Kızımızın Bizimle Birlikte Hapse Girmesini İstemiyoruz
Eskişehir'de aldığı üç çekyatın taksitini ödeyemediği için evindeki eşyaları haczedilen ve aynı borç nedeniyle eşi ve kendisine taahhüdü ihlal nedeniyle 3 ay hapis cezası verilen çift, 3 yaşındaki kızları İlayda için çare arıyor. Küçük İlayda şeker hastası ve günde 7 defa şeker ölçümü yapılıyor ve 3 kez iğne vuruluyor. Çift Hasta kızlarının kendileriyle birlikte hapse girmesini istemiyor, çift cezaevine girerse İlayda bu sefer de ortada kalacak.
Tek katlı sobalı bir evde yaşayan Aşkın Durgun A.A muhabirine, Borcunu taksitlerle öderken eşinin doğum yaptığını ve dünyaya gelen kızı İlayda'nın da şeker hastası olduğunun anlaşıldığını, yaşadıkları maddi manevi sıkıntı nedeniyle borcu zamanında ödeyemediğini anlattı.
Aşkın Durgun, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin terzi yardımcısı olarak çalışmasına ve kendisinin de bir inşaatta bekçi olarak görev yapmasına karşın yeteri kadar gelirleri olmadığı için borcu ödeyemediklerini belirterek, şöyle konuştu: Toplam 1600 lira borcum kalmıştı. Geçen yıl eve haciz geldi. Eşimden borcun peşin ödenmesini istemişler. Eşim ise 100 lira taksitle ödemeyi teklif etmiş. Daha sonra kendisine, faiziyle birlikte 4 bin 500 liralık borca tekrar imza attırmışlar. Fakat eşim neye imza attığını bilememiş. Aynı zamanda da evdeki eşyaları götürdüler. O sırada ben de kaza geçirdim bacağım kırıldı 6 ay çalışmadım. Daha sonra avukatla konuşmaya gittim. "Borcu peşin ödersen 2 bin 500 liraya düşürürüz" dedi. Ben de eşimin hapse girmemesi, çocuğumun da ortada kalmaması için tamam dedim ve sözleşme imzaladık. Ama imkanlar elvermediği için ödeyemedim. Daha sonra mahkeme süreci başladı. Kasım ayında eşimle bana "taahhüde ihlal" nedeniyle 3 ay hapis cezası verildi.
Tek katlı sobalı bir evde yaşayan Aşkın Durgun A.A muhabirine, Borcunu taksitlerle öderken eşinin doğum yaptığını ve dünyaya gelen kızı İlayda'nın da şeker hastası olduğunun anlaşıldığını, yaşadıkları maddi manevi sıkıntı nedeniyle borcu zamanında ödeyemediğini anlattı.
Aşkın Durgun, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin terzi yardımcısı olarak çalışmasına ve kendisinin de bir inşaatta bekçi olarak görev yapmasına karşın yeteri kadar gelirleri olmadığı için borcu ödeyemediklerini belirterek, şöyle konuştu: Toplam 1600 lira borcum kalmıştı. Geçen yıl eve haciz geldi. Eşimden borcun peşin ödenmesini istemişler. Eşim ise 100 lira taksitle ödemeyi teklif etmiş. Daha sonra kendisine, faiziyle birlikte 4 bin 500 liralık borca tekrar imza attırmışlar. Fakat eşim neye imza attığını bilememiş. Aynı zamanda da evdeki eşyaları götürdüler. O sırada ben de kaza geçirdim bacağım kırıldı 6 ay çalışmadım. Daha sonra avukatla konuşmaya gittim. "Borcu peşin ödersen 2 bin 500 liraya düşürürüz" dedi. Ben de eşimin hapse girmemesi, çocuğumun da ortada kalmaması için tamam dedim ve sözleşme imzaladık. Ama imkanlar elvermediği için ödeyemedim. Daha sonra mahkeme süreci başladı. Kasım ayında eşimle bana "taahhüde ihlal" nedeniyle 3 ay hapis cezası verildi.
Varlık Şirketleri Vatandaşları Adeta Canından Bezdirdi
Bu ülkede, bankalara borcu olan ve ödemekte zorlanan vatandaşlar önce Bankaların hukuk tanımaz avukatlarının baskılarına ve tehditlerine maruz kalıyor. Yasada kesinlikle yasak olmasına, şahsi borçların sadece şahsı ilgilendirdiği ve diğer kişiler ile paylaşılamayacağı bilgisine rağmen banka avukatları, herkese vatandaşın borcunu açık açık anlatıyorlar.
Maalesef bu ülkede Banka Avukatları, vatandaşlara açık açık tehditler yağdırarak, korkutmaya çalışarak milyonlarca kişinin yakasına yapışıyor. Tehditle, şantajla, hakaretlerle rağmen vatandaşın ödeyemediği alacakları bu seferde yüzde 10 gibi bir miktarla Varlık şirketleri gibi ucube bir yasanın ürünü olan Hukuk Bürolarına satıyorlar.
Yasada kesinlikle yasak olmasına rağmen, şahsi borçların sadece şahsı ilgilendirdiği ve diğer kişiler ile paylaşılamayacağı kanun hükmü çok açık olmasına rağmen banka avukatları bu bilgileri Varlık şirketleriyle paylaşıyor Varlık şirketlerinin hukuk bilgisinden yoksun personeli aldıkları bu devirle birlikte "vatandaşları, vatandaşların ailesini, akrabalarını" arayarak tehditle, korkuyla vatandaşı sindirmeye baskı altına almaya çeşitli oyunlar yaparak ödeme yapmaya zorlamaya başlıyor. Ödeme yapana kadar, vatandaşa, vatandaşın akrabalarına her türlü baskıyı yapan varlık şirketi çalışanları, akrabaların bir araya getirerek denkleştirdiği bir miktar parayı banka hesaplarına yatırmalarını sağladıktan sonra vatandaşın telefonlarına yanıt vermiyor ve borç da devam ediyor. Vatandaş, elinde borcu olmadığına dair bir belge olmadığı için de ödeme yaptığını ispatlayamıyor.
Türkiye’de milyonlarca kişi, kredi kartı ya da kredi borçlarından dolayı icralık oldu. Bir çok yuva yıkıldı. Bir çok aile dağıldı. Boşanmalarda rekor artışlar yaşandı. Bir çok kişi intihar etti veya etmeye başladı. Kredi kartı ve kredi borçları toplumsal bir sorun haline geldi.
Maalesef bu ülkede Banka Avukatları, vatandaşlara açık açık tehditler yağdırarak, korkutmaya çalışarak milyonlarca kişinin yakasına yapışıyor. Tehditle, şantajla, hakaretlerle rağmen vatandaşın ödeyemediği alacakları bu seferde yüzde 10 gibi bir miktarla Varlık şirketleri gibi ucube bir yasanın ürünü olan Hukuk Bürolarına satıyorlar.
Yasada kesinlikle yasak olmasına rağmen, şahsi borçların sadece şahsı ilgilendirdiği ve diğer kişiler ile paylaşılamayacağı kanun hükmü çok açık olmasına rağmen banka avukatları bu bilgileri Varlık şirketleriyle paylaşıyor Varlık şirketlerinin hukuk bilgisinden yoksun personeli aldıkları bu devirle birlikte "vatandaşları, vatandaşların ailesini, akrabalarını" arayarak tehditle, korkuyla vatandaşı sindirmeye baskı altına almaya çeşitli oyunlar yaparak ödeme yapmaya zorlamaya başlıyor. Ödeme yapana kadar, vatandaşa, vatandaşın akrabalarına her türlü baskıyı yapan varlık şirketi çalışanları, akrabaların bir araya getirerek denkleştirdiği bir miktar parayı banka hesaplarına yatırmalarını sağladıktan sonra vatandaşın telefonlarına yanıt vermiyor ve borç da devam ediyor. Vatandaş, elinde borcu olmadığına dair bir belge olmadığı için de ödeme yaptığını ispatlayamıyor.
Türkiye’de milyonlarca kişi, kredi kartı ya da kredi borçlarından dolayı icralık oldu. Bir çok yuva yıkıldı. Bir çok aile dağıldı. Boşanmalarda rekor artışlar yaşandı. Bir çok kişi intihar etti veya etmeye başladı. Kredi kartı ve kredi borçları toplumsal bir sorun haline geldi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)