Akıl kabiliyetini yitirdiğimiz bu ülkede, başarılı ekonomi palavrası içinde birileri sahte hayallerle caka satarken, ‘hayaldi gerçek oldu’ sloganı gölgesinde milleti felaketin eşiğine getirdi.
Ülkede, aileleriyle birlikte bankaların ağına düşen 1 milyon kişiye yakın taahhüdü ihlal mağduru bu bayram da evlerine gidemezken, döviz kredisi mağdurları bankaların insafına terk edilmişken, insanlar gırtlağına kadar borca batmışken, 10 milyonu aşkın insan yeşil karta bağlanmış, 13 milyona yakın kişi yatağa aç girerken, bu ülkeyi yönetenlerin nutuk atmaya hakkı olamaz.
Kimse kısa vadeli borç rekor kırıp 130 milyar dolar sınırını aşmışken, icralık gayrimenkullerde patlama yaşanmışken, iflas etmiş Avrupa ile kendini kıyaslayıp başarı hikâyesi yazmaya kalkmasın.
Zaten ümidini AB’nin gerçekleşmeyecek, kısmî gerçekleşse de bize faydası olmayacak parasal genişlemesine dayandıran, ABD’nin faiz artırımına geç gitmesi için dua eden bir ekonominin, bu mukayesiyi yapması kadar anlamsız bir durum olamaz.
Sadece bu bile saçma sapan hayaller kuranların, kendisini dev aynasında görenlerin, düşler diyarında gezdiğinin kanıtı değil mi?
Ülkede son 6 ayda icralık hale gelen gayrimenkullerin artış hızının açılımına bakın. El konulan gayrimenkullerin yüzde 34,5’u bağ, bahçe, zeytin ve fındık tarlalarına ait. Yüzde 32,2’si işyeri ve yüzde 30’luk artışta da başlık fabrikalar. Hangi ekonomiden ve nasıl bir başarıdan bahsediyorsunuz?