Eğitimin asli unsuru haline gelen, eğitimi ticarileştiren, devasa bir sektör haline getiren sistemin en güçlü halkası dershane, avukatlık ücreti ve faiziyle birlikte aileyi 5 bin 250 TL'lik bir borç yükümlülüğünün altına sokmasaydı, ödenirdi elbette. Sipahi Ailesi yaşadığı evi satışa çıkarıyor, ha deyince alıcı çıkmıyor. Ama Hukuk sisteminin zaman kaybetmeye hiç tahammülü yok! Özellikle de yoksullar için. Sözleşmede imzası bulunan anne, 3 aylık hapis cezasına çarptırılıyor.
Dershane ücreti ödeyemeyen Emine Sipahi'nin dershane borcu için evine haciz gelir. Okur yazarlığı çok az olan Emine Sipahi icra memurlarının uzattığı taahhütnameyi imzalar, 1400 TL olan borç faizleri ve Avukat ücretiyle 5 bin 250 TL'ye çıkarılmıştır. Bu taahhütnameyi de ödeyemeyen daha doğrusu taahhüt tarihinde bu borcun ödenmediğinde hapis cezası olduğunu bilmeyen Emine Sipahi eve tutuklanıp cezaevine götürülür.
Yaşananlardan kendini sorumlu hisseden, annesinin demir parmaklıklar ardına girmesine tahammül edemeyen, parasızlıktan cezaevi ziyaretine bile gidemeyen 18 yaşındaki Soner; 'Anneciğim. Seni buradan kurtaracağım ama avukat Tolgay Pisili, "Peşin vereceksin lan 5 bini" dedi, 5 bin lirayı birden istiyor. "Para bulamadım annem” diyerek canından vazgeçti. Semih Soner Sipahi, yanlış bir sisteme kendini kurban vererek benzer durumda olanların derdine ilaç olmayı istedi belki de. Eğitimdeki dershane dayatması, borçlara uygulanan yüksek faizleri, borçlarını ödeyemeyenlere uygulanan çağ dışı hapis uygulamasını konuşmak yerine basın ne yaptı? İntiharının sebebini kız arkadaşının ihanetine bağlayarak sıyrıldı işin içinden!