Çek Mağdurları ve adil yargılanma hakkı

Türkiye’de hukuk sistemin adil olamamasında üç büyük neden vardır.
Kopya kanunlardır,başka ülkelerden taklit edilmiş olması, uzun süren yargılama sistemi, yüksek yargı mensuplarına çok geniş şahsi içtihat kanaati verilmesidir.Türk Hukuk sisteminde,Türk Ticaret Kanunundan kaynaklı Anayasamıza evrensel hukuk kurallarına aykırı olarak borca hapis uygulaması yani karşılıksız çek hapsinden doğan çek mağdurları dramı tek değildir.
Anayasaya aykırı olan birde haciz sistemi sorunu da vardır.
Y.H.G.K. 31.3.2004 tarihli 2004/12/202 esas 2004/196 sayılı kararı açıkça bir Anayasa ve İcra İflas Yasasının ihlalidir.
Anayasamızın 14. maddesinde Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz denmiştir.
Yasa Koyucu, İcra ve İflas Kanunun 79. maddesinde haczi icra memurunun yapacağını belirtmiştir
80. maddesinde icra memurunun yetkilerini ve
81. maddesinde kolluk kuvvetlerinin icra memuruna yardım etme zorunluluğundan bahsetmiştir
82. maddesinde Haczi Caiz Olmayan Mallar ve Haklar başlığı altında aşağıdaki şeyler haciz olunamaz demiştir.
İlgi kararda ise Gerek İcra ve İflas Yasası'nın 79. maddesinde, gerekse 85. madde ifadesinden ortaya çıkan sonuç, icra müdürüne haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmamıştır.
79. madde kesin bir ifadeyle icra dairesinin haczi yapacağından, 85. maddede belirtilen yasal koşullar altında borçlunun mal ve haklarının haciz olunacağından söz etmektedir.
85. madde sadece, alacaklara yetecek miktarın saptanması konusunda icra müdürüne bir takdir hakkı tanımaktadır.
Eğer haczi icra memuru yapacaksa (İ.İ.K madde 79) haczi yapamayacak olan kimdir? Basit bir mantık ile yola çıkarsak haczi yapamayacak olan haczi yapan kişidir.
Görüldüğü üzere Y.H.G.K Yasa Koyucunun koyduğu yasayı kendine göre bir mantık yürüterek değiştirmiştir.
Anayasamızın 7. maddesi Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir Bu yetki devredilemez ve 11. maddesi Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz ve 14. maddesi Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz demektedir.
Bu maddelerden çıkan sonuç aynı zamanda “hiç kimse kendine yasama yetkisi veremez olmalıdır.
Buna karşılık, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 31.3.2004 tarihli kararında "borçlu haczi caiz olmayan bir malın haczine, malın haczi sırasında muvafakat verebileceği gibi, şikâyet yoluna gitmeyerek zımnen rıza gösterebilir. Bu durumda borçlu artık, haczedilen bu nitelikteki mal yada hakkından mahrum kalmanın bütün sonuçlarını bilmektedir” hükmünü getirmiştir ve Yüksek yargı kuruluna itiraz yetkisi kimsede yoktur. Borçlunun psikolojisi bozuk, moral olarak çökük, maddi manevi problemler yaşayan biri olduğu göz önüne alınırsa ve özellikle borçlunun (tüm vatandaşlar gibi) devlete ve devlet dairelerine olan güveni göz önüne alındığında yapılan davranış düşünce sınırlarını zorlamaktadır.
Bilindiği üzere kişinin haline münasip tek ev ve kişisel eşyaları haciz olunamayacağı İ.İ.K 82. maddede emredilmektedir karara göre borçlu bu tek evinin haczedilmesine muvafakat verebilir yada zımnen rıza gösterebilir. Akıl ve mantık yolu ile düşünürsek, bunu da İ.İ.K ile birleştirirsek hangi borçlu oturduğu tek evinin %40 değerine satılması ihtimalini göz önüne alarak bu evin haczedilmesine muvafakat verir?
Ülkemiz içinde yasaya aykırı davranışta bulunma hakkı Yargıtay Genel Kurulu eliyle sadece alacaklı ve icra dairelerinde bulunmaktadır ülkemizde bahsi geçenlerin haricinde yasaya uymama hakkı olan başkaca bir kişi yada kurum da yoktur. Görüldüğü gibi devletin bir organı, temel hak ve hürriyetlerin engellenmesine sebep olmuştur ve bu üst düzey bir yargı kurumudur.
Bu hükümle Anayasa ve yasa maddelerine aykırı davranılmaktadır, insanların ihlal edilen hakları şunlardır.
Alenen ihlal edilenler.
Adil yargılanma hakkı, Anayasanın 10. maddesi, Anayasanın 17. maddesinde konut dokunulmazlığı, Anayasanın 21. maddesinde, Anayasanın 35. maddesinde, Anayasanın 36. maddesinde bahsi geçen, Kanun önünde eşitlik hakkı, maddi ve manevi varlık, bahsi geçen konut dokunulmazlığı hakkı, bahsi geçen mülkiyet hakkı, bahsi geçen hak arama hürriyeti..

Karşılıksız çek cezalarında 31.12.2008 tarihinden bu yana sürdürülen cezalık halinin devamı, Türk hukuk sisteminde ne ilktir nede bu yapıyla bir son olacaktır.
Karşılıksız çek cezalarında, kanun hükümlerinin 31.12.2008 tarihinde yitirilmesine rağmen aynı şekilde sürdürülmesi cezaevlerinde bu cezalar yüzünden on binlerce insanın tutuklu kalmasına mazeret olarak ekonomik kaygıların sunulmasının hukuk devletiyle bağdaşacak hiç bir yönü yoktur.
Kanunları bilmemenin bir mazeret olmadığı belirtilebilir bu mazeret bir hukuk devletinde yasaya aykırı bir talepte bulunabilmenin ve yerine getirilmesinin mazereti olamaz.
Devlet mazeret sunmaz.
Yargıdan hala Karşılıksız Çek mağdurlarının uğramış olduğu bu haksızlıkların giderilmesi yönünde bir içtihat beklemeli miyiz?

Yargıtay halkımızın güvencesi konumunda olmalıdır. Yerel mahkemelerin hukuki bir hataya düşmeleri durumunda Halkımızın, bu durumun Yargıtay tarafından düzeltileceğinden ve Yargıtay'ın kesin bir adil yargılama mercii olduğundan emin olması gerekmektedir.
Aynı şekilde yerel mahkemeler de, Yargıtay'ın hatalı bir karar vermesi durumunda, bu hatayı düzeltebilecek; adaletin ve kanunların gerektirdiği hükümde kararlılık gösterebilecek bir adalet anlayışı içerisinde hareket edebilmelidir.
Adalet komisyonunda Milletvekili Avukat Rıdvan Yalçın tarafından hazırlanan borçlunun ev eşyalarının haczinin kapsam dışına çıkartılması amaçlayan yasa tasarısı vardır.

ilgili yazılar: icra iflas Kanununa aykırı davranmak?


14 yorum:

  1. Ev hapsi dönemi başlıyor...

    Toplam 75 bin kapasiteli cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu sayısı 115 bine ulaşınca Adalet Bakanlığı harekete geçti.

    Adli kontrol ve denetimli serbestlik kapsamında 20 bin tutuklunun cezasını evinde çekmesi için çalışma başlatıldı...

    75 bin kapasitesi bulunan cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 115 bini geçince Adalet Bakanlığı, bu yığılmayı önlemek için çözüm arayışlarına başladı. Meclis'in açılmasının ardından cezaevlerindeki sayıyı azaltmaya yönelik bazı adımlar atılacak. Yapılacak yasal düzenlemeler ile cezaevlerinde bulunan 20 bine yakın tutuklu veya hükümlünün evlerine geri gönderilmesi bekleniyor.

    DÖNÜŞÜMLÜ UYUYORLAR

    Cezaevlerindeki doluluk nedeniyle ranzalar yetmediği için yerlere yatak atılarak mahkumlar yer yataklarında uyuyor. Erzurum Cezaevi’nde ise mahkumlar ëdönüşümlü' olarak uyku uyuyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin bir televizyon kanalında katıldığı canlı yayında "Af yok" demesine rağmen, Türk Ceza Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu'nda yer alan "denetimli serbestlik" başta olmak üzere "alternatif" ceza yöntemlerinin devreye sokulacağını açıkladı.

    "ADLİ KONTROL" SİSTEMİ

    Adalet Bakanlığı'nın çalışmaları arasında cezaevlerindeki 115 bin kişinin 45 bininin tutuklulardan oluşması nedeniyle tutuklama yerine “Adli Kontrol” mekanizmasının genişletilmesi yer alıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesine göre adli kontrol 3 yıla kadar olan cezalarda uygulanıyor. Yapılacak düzenleme ile 5 yıla kadar olan cezalarda tutuklama yerine adli kontrol uygulanması planlanıyor.

    CMK'nın 109. maddesinde tutuklama kararı verilmesine yerine "yurtdışına çıkamamak, hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak, hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslek uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak, her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek, silah bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adl" emanete teslim etmek" gibi tedbirler uygulanabiliyor.

    YARGI REFORMU TASLAĞINDA VAR

    Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı cezaevlerindeki sayıyı azaltmaya yönelik plan, Yargı Reformu Taslağı'nda da yer alıyor. Taslakta "Denetimli serbestlik ile ilgili mevzuat gözden geçirilerek denetimli serbestlik uygulamasını artıracak değişiklikler yapılacaktır" ifadeleri yer alıyor.

    Taslakta "5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinde düzenlenen kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlardan olan kamuya yararlı bir iste çalıştırma, belli bir meslek veya sanatı yapmaktan yasaklanma gibi yaptırımların daha etkin ve yaygın bir şekilde uygulanması hususunda gerekli eğitim çalışmaları yapılacaktır” deniyor.

    DENETiMLi SERBESTLiK GENiŞLETiLECEK

    2 yıla kadar olan kesinleşmiş hapis cezalarında uygulanan ëdenetimli serbestlik' hükümlerinin 3 yıla kadar olan hapis cezalarında uygulanması sağlanarak cezaevlerindeki kişi sayısının azaltılması planlanıyor. Türk Ceza Kanunu, kısa süreli hapis cezaları yerine "adli" para cezasına, en az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya" karar verilmesine imkan sağlıyor.

    Bilal ÇETİN/ ANKARA

    YanıtlaSil
  2. Yargıdan hala Karşılıksız Çek mağdurlarının uğramış olduğu bu haksızlıkların giderilmesi yönünde bir içtihat beklemeli miyiz?

    YanıtlaSil
  3. slm.bilal çetin beyin yukarıda yazdığı ''evde hapis dönemi'' işleminden adli para cezası alan çek mağdurları faydalanabilecekmi? benim bildiğim şartlı salıverme veya denetimli sebestlikten çek mağdurları faydalanamıyor..AASAA

    YanıtlaSil
  4. sn aasaa

    evet haklısın en ağır suç olan çek suçlularına yer açmakiçin daha hafif suç olan tecavüz,hırsızlık vs vs suçlularını eve gönderecekler...

    my way

    YanıtlaSil
  5. ARKADASLAR,DEVLETIN BU KADAR DUYARSIZ KALACAGINIDA SANMIYORUM.SAYIN MYWAY IN YORUMU DOGRUDA OLSA ADIL DEGIL.HUKUMET BOYLE BIR GIRISIMDE BIZ CEK MAGDURLARINI UYGULAMANIN DISINDA BIRAKIRSA,BU COK ADALETSIZ OLUR.UMUT EDELIMDE BIZIDE KAPSASIN.

    YanıtlaSil
  6. merhaba rahmi bey, umarım iyisinizdir ,çünkü ben hiç iyideğilim hergün haberleri takip ediyorum ve bir umut ışığı arıyorum benim derdimi çekmeyen bilemez düşünün babanız hapiste ve annenizle birlikte yalnızsınız ve kardeşiniz okumak zoruda tam gençliğinizin baharındasınız ve babanıza ihtiyacınızın olduğu zamanlarda bunu siz anlıyorsuz ki bizlere yardım etmeye çalışıyorsunuz ve size yaptıklarınızdan ve bizler için çabalarınızdan dolayı teşekkür ederim bugün yazınızı okudum ve çok duygulandım siz birçok üst düzeyle görüşmeler yapıyorsunuz çabalıyorsunuz ve karşınızdakiler insafa gelip yardım edelim demiyorlar çünkü onlar işlerinden evlerine çocuklarının yanına dönüyorlar hergün evlatlarının yüzlerini özgürce görüyorlar çünkü onlar dört duvara hapsolup ayda bir çocukarının kokusunu içlerine çekmenin nedemek olduğunu bilmiyorlar ben yoruldum babamı beklemekten onu bende özgürce görmek ve ona özgürce sarılabilmek istiyorum akşam evimize gelmesini ve yemekte masamızda olmasını istiyorum o günleri özlüyorum babam yanımda yokken kendimi savunmasız hissediyorum bana bişey olsa kim koşacak diye düşünüyorum yok kimse her hafta tel örgüler arasından yarım saat babamı görücemdiye gün sayıyorum çkıcak diye gün sayıyoru ona sarılıcam diye gün sayıyorum yani anlayacağınız benim günlerim saymakla tükeniyor ömür okadar kısa ki bu kısa ömrümden onca zamanımı çalıyorlar benden.bu hangi vijdana sığar bişeyler yapmak istiyoru ama nasıl elim kolum bağlı ben babamın özgürlüğünü istiyorum…

    biraz kafanızı ağrıttım kusurabakmayın ama bunları size anlatmak istedim, içimden geldiği gibi kendinize iyi bakın iyi haberlerinizi bekliyorum.

    Eda
    SAYGILARIMLA

    YanıtlaSil
  7. Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın soru önergesine verdiği yanıt, karşılıksız çek nedeniyle açılan davaların 2008 ve 2009 yılında arttığını ortaya koydu. Verilere göre, 2009 yılında karşılıksız çek nedeniyle cezaevlerine giren kişi sayısı bin 461 oldu.

    Bakan Ergin'in Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü ile Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'na ait istatistiklere dayanarak verdiği bilgilere göre, 2009'un ilk 6 ayında karşılıksız çek nedeniyle ceza mahkemelerinde 159 bin 774 dava açıldı. Bu davalarda 221 bin 755 kişi hakim karşısına çıktı. 2009'un 6 ayında çek davaları nedeniyle bin 461 kişi hapse girdi. Bunlardan 5'ini çekle ilgili ihtara ve yasaklamaya uymama, 67'sini Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun'a muhalefet, diğerlerini de karşılıksız çek keşide etme suçu oluşturdu.

    HER AY 100 BİN ÇEK KARŞILIKSIZ CIKIYOR
    EsnafIn, tüccarın elinin darda olup olmadığını gösteren önemli bir gösterge olan karşılıksız çek sayısında önemli artışlar dikkati çekiyor. 2007 ilk 7 ayından 2008 ilk 7 ayına karşılıksız çek sayısında yüzde 11.5 artış yaşanmışken, 2008'den 2009'a bakıldığında oranın yüzde 28.2'ye çıktığı göze çarpıyor. Türkiye'de her ay yaklaşık 100 bin adede yakın çek karşılıksız çıkıyor ve hukuki işleme tabi oluyor. Protestolu senet tutarında ise ilk 6 ayda yüzde 29.27'lik artış söz konusu

    YanıtlaSil
  8. Karşılıksız Çek Vermekten Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay Tutuklandı Karşılıksız Çek Verdiği Gerekçesiyle Antalya'da Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay, Tutuklanarak Cezaevine Gönderildi.
    Karşılıksız çek verdiği gerekçesiyle Antalya'da gözaltına alınan yönetmen Ezel Akay, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Altın Portakal Film Festivali için geldiği Antalya'da bu sabah kaldığı Dedeman Otel'de polis tarafından gözaltına alınan Ezel Akay karşılıksız çek verme suçunu konu alan 3167 Sayılı Kanun'a muhalefetten Asayis Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.

    Daha sonra Antalya Adliyesi'ne getirilen yönetmen Ezel Akay'ın borcunu ödemediği anlaşıldı. Adliye nezaretinde sabah saatlerinden beri bekletilen Ezel Akay hakkında Fatih Adliyesi tarafından çıkarılan tutuklama müzekkeresi bulunduğu belirtildi.

    Akay daha sonra tutuklanarak Antalya E Tipi Cezaevi'ne gönderildi.

    YanıtlaSil
  9. Karşılıksız Çek Vermekten Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay Tutuklandı Karşılıksız Çek Verdiği Gerekçesiyle Antalya'da Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay, Tutuklanarak Cezaevine Gönderildi.
    Karşılıksız çek verdiği gerekçesiyle Antalya'da gözaltına alınan yönetmen Ezel Akay, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Altın Portakal Film Festivali için geldiği Antalya'da bu sabah kaldığı Dedeman Otel'de polis tarafından gözaltına alınan Ezel Akay karşılıksız çek verme suçunu konu alan 3167 Sayılı Kanun'a muhalefetten Asayis Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.

    Daha sonra Antalya Adliyesi'ne getirilen yönetmen Ezel Akay'ın borcunu ödemediği anlaşıldı. Adliye nezaretinde sabah saatlerinden beri bekletilen Ezel Akay hakkında Fatih Adliyesi tarafından çıkarılan tutuklama müzekkeresi bulunduğu belirtildi.

    Akay daha sonra tutuklanarak Antalya E Tipi Cezaevi'ne gönderildi.

    YanıtlaSil
  10. Karşılıksız Çek Vermekten Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay Tutuklandı Karşılıksız Çek Verdiği Gerekçesiyle Antalya'da Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay, Tutuklanarak Cezaevine Gönderildi.
    Karşılıksız çek verdiği gerekçesiyle Antalya'da gözaltına alınan yönetmen Ezel Akay, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Altın Portakal Film Festivali için geldiği Antalya'da bu sabah kaldığı Dedeman Otel'de polis tarafından gözaltına alınan Ezel Akay karşılıksız çek verme suçunu konu alan 3167 Sayılı Kanun'a muhalefetten Asayis Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.

    Daha sonra Antalya Adliyesi'ne getirilen yönetmen Ezel Akay'ın borcunu ödemediği anlaşıldı. Adliye nezaretinde sabah saatlerinden beri bekletilen Ezel Akay hakkında Fatih Adliyesi tarafından çıkarılan tutuklama müzekkeresi bulunduğu belirtildi.

    Akay daha sonra tutuklanarak Antalya E Tipi Cezaevi'ne gönderildi.

    YanıtlaSil
  11. Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın soru önergesine verdiği yanıt, karşılıksız çek nedeniyle açılan davaların 2008 ve 2009 yılında arttığını ortaya koydu. Verilere göre, 2009 yılında karşılıksız çek nedeniyle cezaevlerine giren kişi sayısı bin 461 oldu.

    Bakan Ergin'in Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü ile Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'na ait istatistiklere dayanarak verdiği bilgilere göre, 2009'un ilk 6 ayında karşılıksız çek nedeniyle ceza mahkemelerinde 159 bin 774 dava açıldı. Bu davalarda 221 bin 755 kişi hakim karşısına çıktı. 2009'un 6 ayında çek davaları nedeniyle bin 461 kişi hapse girdi. Bunlardan 5'ini çekle ilgili ihtara ve yasaklamaya uymama, 67'sini Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun'a muhalefet, diğerlerini de karşılıksız çek keşide etme suçu oluşturdu.

    HER AY 100 BİN ÇEK KARŞILIKSIZ CIKIYOR
    EsnafIn, tüccarın elinin darda olup olmadığını gösteren önemli bir gösterge olan karşılıksız çek sayısında önemli artışlar dikkati çekiyor. 2007 ilk 7 ayından 2008 ilk 7 ayına karşılıksız çek sayısında yüzde 11.5 artış yaşanmışken, 2008'den 2009'a bakıldığında oranın yüzde 28.2'ye çıktığı göze çarpıyor. Türkiye'de her ay yaklaşık 100 bin adede yakın çek karşılıksız çıkıyor ve hukuki işleme tabi oluyor. Protestolu senet tutarında ise ilk 6 ayda yüzde 29.27'lik artış söz konusu

    YanıtlaSil
  12. ARKADASLAR,DEVLETIN BU KADAR DUYARSIZ KALACAGINIDA SANMIYORUM.SAYIN MYWAY IN YORUMU DOGRUDA OLSA ADIL DEGIL.HUKUMET BOYLE BIR GIRISIMDE BIZ CEK MAGDURLARINI UYGULAMANIN DISINDA BIRAKIRSA,BU COK ADALETSIZ OLUR.UMUT EDELIMDE BIZIDE KAPSASIN.

    YanıtlaSil
  13. slm.bilal çetin beyin yukarıda yazdığı ''evde hapis dönemi'' işleminden adli para cezası alan çek mağdurları faydalanabilecekmi? benim bildiğim şartlı salıverme veya denetimli sebestlikten çek mağdurları faydalanamıyor..AASAA

    YanıtlaSil
  14. Ev hapsi dönemi başlıyor...

    Toplam 75 bin kapasiteli cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu sayısı 115 bine ulaşınca Adalet Bakanlığı harekete geçti.

    Adli kontrol ve denetimli serbestlik kapsamında 20 bin tutuklunun cezasını evinde çekmesi için çalışma başlatıldı...

    75 bin kapasitesi bulunan cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 115 bini geçince Adalet Bakanlığı, bu yığılmayı önlemek için çözüm arayışlarına başladı. Meclis'in açılmasının ardından cezaevlerindeki sayıyı azaltmaya yönelik bazı adımlar atılacak. Yapılacak yasal düzenlemeler ile cezaevlerinde bulunan 20 bine yakın tutuklu veya hükümlünün evlerine geri gönderilmesi bekleniyor.

    DÖNÜŞÜMLÜ UYUYORLAR

    Cezaevlerindeki doluluk nedeniyle ranzalar yetmediği için yerlere yatak atılarak mahkumlar yer yataklarında uyuyor. Erzurum Cezaevi’nde ise mahkumlar ëdönüşümlü' olarak uyku uyuyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin bir televizyon kanalında katıldığı canlı yayında "Af yok" demesine rağmen, Türk Ceza Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu'nda yer alan "denetimli serbestlik" başta olmak üzere "alternatif" ceza yöntemlerinin devreye sokulacağını açıkladı.

    "ADLİ KONTROL" SİSTEMİ

    Adalet Bakanlığı'nın çalışmaları arasında cezaevlerindeki 115 bin kişinin 45 bininin tutuklulardan oluşması nedeniyle tutuklama yerine “Adli Kontrol” mekanizmasının genişletilmesi yer alıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesine göre adli kontrol 3 yıla kadar olan cezalarda uygulanıyor. Yapılacak düzenleme ile 5 yıla kadar olan cezalarda tutuklama yerine adli kontrol uygulanması planlanıyor.

    CMK'nın 109. maddesinde tutuklama kararı verilmesine yerine "yurtdışına çıkamamak, hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak, hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslek uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak, her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek, silah bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adl" emanete teslim etmek" gibi tedbirler uygulanabiliyor.

    YARGI REFORMU TASLAĞINDA VAR

    Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı cezaevlerindeki sayıyı azaltmaya yönelik plan, Yargı Reformu Taslağı'nda da yer alıyor. Taslakta "Denetimli serbestlik ile ilgili mevzuat gözden geçirilerek denetimli serbestlik uygulamasını artıracak değişiklikler yapılacaktır" ifadeleri yer alıyor.

    Taslakta "5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinde düzenlenen kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlardan olan kamuya yararlı bir iste çalıştırma, belli bir meslek veya sanatı yapmaktan yasaklanma gibi yaptırımların daha etkin ve yaygın bir şekilde uygulanması hususunda gerekli eğitim çalışmaları yapılacaktır” deniyor.

    DENETiMLi SERBESTLiK GENiŞLETiLECEK

    2 yıla kadar olan kesinleşmiş hapis cezalarında uygulanan ëdenetimli serbestlik' hükümlerinin 3 yıla kadar olan hapis cezalarında uygulanması sağlanarak cezaevlerindeki kişi sayısının azaltılması planlanıyor. Türk Ceza Kanunu, kısa süreli hapis cezaları yerine "adli" para cezasına, en az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya" karar verilmesine imkan sağlıyor.

    Bilal ÇETİN/ ANKARA

    YanıtlaSil