Yasa Yoluna Başvuru Şeklinin Gösterilmemesi

Karşılıksız Çek davalarında Mahkeme kararlarında Yasa yolu, başvuru merci, süresi gösterilmelidir.
Anayasa 40(2): Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvurulacağını ve sürelerini belirtmek zorundadır, Bu maddenin gerekçesinde de Bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanması amaçlanmaktadır. Son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesi hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluktur.
5271 Sayılı CMK.
Madde 34 (2) Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir.
Madde 231 (2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.
Madde 232 (6) Hüküm fıkrasında, 223 üncü Maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun Maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.

T.C.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi
Esas Numarası. : 2011/9960
Mahkemesi : Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas Numarası: 2006/311
Mahkeme Karar numarası.: 2006/1032
Mahkeme Karar Tarihi: 15/12/2006
Suç : Karşılıksız Çek Keşide Etme
Tebliğname: 10-2011/59599
ilgili Kavramlar: Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 34/2,231/2 ve 232/6. Maddeleri.
ÖZET: Karşılıksız Çek Mahkeme Kararlarında Yasa Yoluna Başvuru Şekli ve Yöntemi tereddüde Yer Vermeyecek Şekilde Yazılmalıdır.

5237 Sayılı Türk ceza Kanunu’nun 2 ve 7 maddeleri de gözetilerek sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN YARGITAY KARARI
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık hakkında mahkumiyet hükmü verildiği, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın 24.02.2010 tarihli uyarlama talebi üzerine, Ankara 25.Asliye Ceza tarafından duruşma açılmaksızın yapılan inceleme sonucu 28.02.2010 tarihli 2006/311 esas ve 2006/1032 karar sayılı ek karar ile uyarlama yapılarak 15.12.2006 tarihli hükümle adli para cezası ve çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına şeklinde değiştirilerek infazına karar verildiği; bu kararın sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Ankara 25.Asliye Ceza Mahkemesi’nce temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin 04.01.2011 tarihli 2006/311 esas ve 2006/1032 karar sayılı ek kararının da sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın temyiz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılarak esas hükmün bozulmasını isteyen tebliğnamesi ile 26/04/2011 tarihinde dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
15.12.2006 tarihli hükümde, Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 34/2,231/2 ve 232/6. Maddeleri uyarınca, kanun yoluna başvuru süresinin başlangıcının ve şeklinin açıkça belirtilmemesi nedeniyle; sanık müdafinin 28.12.2010 tarihli dilekçesinin 15.12.2006 tarihli hükme yönelik olduğu kabul edildiğinden 04.01.2011 tarihli ret kararı kaldırılmıştır.

28.12.2006 tarihli 2006/311 esas, 2006/1032 karar sayılı uyarlama hükmünün hukuken geçerli olmadığı kabul edilerek, 15.12.2006 tarihli ilk hükmünün esastan yapılan incelemesinde;
20.12.2009 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanarak ayı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 Sayılı Türk ceza Kanunu’nun 2 ve 7 maddeleri de gözetilerek sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönlerini incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, hükmün kesinleştirilerek infaza verildiği anlaşıldığından infazın durdurulmasına sanığın başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde salıverilmesine ve bu konuda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına 29.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

karşılıksız Çek, çek kanunu, Yargıtay içtihatlar, çek mağduru, çek mağdurları, Çek Yasası Mağdurları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder