Geçtiğimiz günlerde Medyada yer alan bir haber, bankaların nitelikli dolandırıcılık suçunu nasıl işlediğini ve mahkemelerin bu suça nasıl sessiz kaldığını gün yüzüne çıkardı. Haberde; Yozgat’ın Şefaatli ilçesinde çiftçilik yapan Bekir Kara, aldığı traktörden dolayı kullandığı 3 bin 500 TL'lik kredi karşılığında bankaya 5 bin 200 TL borç ödedin. Borcunun 1 TL'sinin unutulması sebebiyle banka bu 1 TL için 4 yıl sonra 28 bin TL istediği, dava 40 celsedir sürdü ve mahkeme banka lehine karar verdi.
Banka, 1 lira ödenmediği için son taksit hiç ödenmemiş gibi işlem yaparak son taksit miktarı üzerinden faiz işletiliyor. Aynen kredi kartlarında olduğu gibi. Ancak bu sadece ödenmeyen ay için geçerli. Daha sonraki aylarda 1 TL üzerinden faiz hesaplıyor ve bu fahiş hesabı çıkarıyor..
Çiftçi Bekir Kara; Avukat tutmaya gücümüz yok. Karşındaki devlet bankası biz onlarla mücadele edemiyoruz. Biz kendi imkanlarımızla mücadele ediyoruz ve onu da kaybediyoruz. Bir duruşmaya gitmediğin zaman hemen karar çıkıyor. Maddi imkanımız olmadığı için her zaman da her duruşmaya gidemiyorsun. son duruşmaya gidemedik ve kaybettik, kararlara itiraz etsek de bir şey değişmeyiyor kaybedecek taraf yine biz olacağız yakınmalarında bulunmuş. Haklı.. Bankalarla nasıl başa çıkacaksın, Para onda, imkan onda, güç onda, kanunlar ondan yana, mahkemeler ise malum.
İcra İflas Kanunu'na göre çiftçinin traktörü haciz edilmez fakat borcun bu haciz edilemeyecek gereçten kaynaklanmaması gerekir, bu nedenle banka, çiftçi Bekir Kara'ya traktör kredisi kullandırdığı için, traktörü haciz bırakabiliyor.
Banka müdürü Osman Morgül açıklamasında Mahkeme bizim lehimize karar verdi, bu parayı Bekir Kara'dan almak bizim kanuni hakkımız demiş.
Banka, Son taksitin 1 lirası ödenmediği için son taksiti hiç ödenmemiş sayıp faiz üstüne faiz ekleyerek, çiftçinin traktörünü elinden alabilir, kredi alırken çiftçiye imzalattığı sayfalar dolusu sözleşmeler gereği hukuk uyuşmazlıklarında haklı bulunabilir, fakat Türk Ceza Kanununa göre bankanın bu davranışı "nitelikli dolandırıcılık" kapsamındadır. Söz konusu banka ve yöneticileri hakkında nitelikli dolandırıcılıktan dava açılmalıdır.
Şu meşhur Türk Medeni Kanunu Madde 2 ve TCK: 157-158 bu tür durumlarda uygulanmayacak da ne zaman uygulanacak?
TÜRK MEDENİ KANUNU
B - HUKUKİ İLİŞKİLERİN KAPSAMI
I. DÜRÜST DAVRANMA
-Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
-Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
Dolandırıcılık
MADDE 157. - (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.
Madde 158 - 1) Dolandırıcılık suçunun;
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında;
işlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Nitelikli dolandırıcılık suçu, şikayete tabi bir suç değildir, Bu konuda çıkan medya haberlerinin ihbar kabul ederek Cumhuriyet Savcıları görevlerinin gereğini yerine getirmelidirler.
burası türkiye adalet belki 500 yıl sonra gelir.
YanıtlaSilSavcılar Nerdesiniz..Dürüst savcıların olduğuna inanıyorum.......Yoksa yanılıyormuyum..Parası olanlar her türlü namussuzluğu yapabilirmi..Bunun adı Namussuzluk,,,hiç kimse başka bir kulp takmaya kalkmasın..Hak ve adalet vicdanla alakalıdır...Allahla bile değil.
YanıtlaSilTefecilik rol değiştirmiş bu ülkede. Kim demiş tefecilik yasal değil diye..
YanıtlaSil