Bugün itibarı ile 813 bin kişi bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemez durumdadır. Sadece vatandaşların kredi kartı borç tutarı 5 milyar TL’ye ulaşmış durumdadır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan boşuna kredi kartı kullanmayın, ayağınızı yorganınıza göre uzatın" demedi. Şimdi ortada büyük bir sorun var. Bu sorunu çözmek de hükumete düşüyor. Kamu bankaları, borçlu esnaf ve vatandaşı sıfır faizli kredilerle tefecilerin elinden kurtarmalıdır. “Baba"lık böyle günlerde belli olur.Kredi talebinde bulunduğunuzda, üç defa düşünün, sonra bir adım atın. Bankadan kredi alanlar, taksit tutarlarının ne kadarının anaparaya ne kadarının faize ait olduğunu çoğu defa bilmez. Uygulamada kredinin ilk yıllarındaki taksitlerden yüksek oranlarda faiz alınır. Örnek olarak 100 bin TL on yıl vade, 1.27 faiz oranı ile kredi kullanan kişi, bankaya vade sonunda 195 bin TL öder. 195 bin TL'nin 100 bin TL'si anaparaya, 95 bin TL'si faize aittir. Tüketici on yıl boyunca ayda sabit 1.600 TL taksit ödeyecektir. Ama bu taksitlerin ilk iki yılında tüketici büyük oranda aldığı kredinin faizini öder. Mesela ödenen ilk taksit olan 1.600 TL'nin 350 TL'si anapara, 1.250 TL'si faizdir.
Özetle bir yıl sonunda ödenen paranın dörtte üçü faize gider. 100 bin TL’ye karşılık on yıl vadeyle kredi alan kişi için faizin en yüksek ödendiği dönem ilk beş yıldır. Toplamda ödenecek 95 bin TL faizin ilk beş yılı sonunda 66 bin TL’si ödemiş olur. Bu gerçeği bildikten sonra kararınızı verin.
Bankaların ödenmeyen kredilere karşı haciz yoluyla el koydukları binlerce gayrimenkul var. Konut, dükkan, mandıra, otel, fabrika, samanlıklar, kebap salonları, sebze bahçesi, soğuk hava deposu, disko, cam sera, halı saha, çay bahçesi gibi aklınıza gelebilecek her türlü mal sayesinde bankalar adeta emlakçi oldu. Zaman zaman bu mülkleri ihale yoluyla ellerinden çıkarıyorlar.

