Ekonomi, Siyaset, Yargı Üçgenindeki Çek Mağdurları

Arkadaşlar

24 Eylülde Yargı cephesinden bir açıklama gelebileceği (C.G.K) yönünde bir duyum var.

Şimdi buna inanalım mı?

24 Eylül’ü aklımızın bir köşesine yazalım, 24 eylül geldiğinde bu bir yalan haber midir yada açıklanacak bu C.G.K kararı yine baskılarla sumen altı edilip yeni yasanın çıkması beklenilecek midir hep beraber görelim.

Buna inanmaktansa, Hafızalarımız tazelemekte fayda var diye düşünüyorum.

Çek Mağdurları Dokuz Ayı Aşkın süredir, Yargı, Siyaset ve Ekonomi kıskacında kaldı.

Ekonomimizi yöneten siyasiler ve bu siyasilerin kurmayları, piyasa dengelerini ileri sürerek bu hukuksuzluğa, adaletsizliğe kanunsuz yargılanmamızı görmezden geldiler.

Kendilerini, sadece devletin yargı mercileri gören Adalet Dağıtıcıları, Ülke ekonomisi ve piyasaların bozulacağı kaygısıyla dokuz aydır bir içtihat yayınlamadılar.

Ekonomi ise, Bankaların, Tefecilerin hakimiyetinde, ve her türlü baskıyı uygulayarak, Çeklerin bir kazanç kapısı olarak kalmasını sağladılar,

Dokuz Aylık Bu süreçte, Yargıçların bu konuda yaptıkları yazışmaları, neler yazıp çizdiklerini, düşüncelerini yeniden aktarmak istiyorum, nostalji yapalım, ve dokuz aydır bu hukuksuzluğun bu adaletsizliğin nasıl olurda halen sürdüğüne anlam vermeye çalışalım.

Hafızalarımızı tazeleyelim..

******************************************************

Tekerrür, tüzel kişilere ceza verilememesi, her çek yaprağı için ayrı ceza verilememesi konularındaki görüşlerinize aynen katılıyorum. Zaten daha önce açılan forumlarda da bu hususlarda çekincesi ve itirazı olan arkadaşımız olmamıştı. Ancak temel cezanın belirlenmesi ile ilgili görüşünüzü tam olarak anlayamadım. Çek bedelini günlük 100 TL. den gün adli para cezasına çevirmeliyiz mi diyorsunuz? Tartışılması gereken en önemli konu bu zaten. Saygılarımla... Akın DOMBAYCI 10.01.2009.14:32

****************************************************

Sayın Dombaycı, yine çek bedeli kadar adli para cezası verilmeye devam edilecektir.Çünkü çek kanunundaki ceza 01/06/2005 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 5252 sayılı yasanın 5.maddesi gereğince ağır para cezasından dönüştürülmüş bir adli para cezasıdır.Bu husus ta TCK.nun 5.maddesine rağmen kabul edilmiştir.Kısaca ağır para cezasından dönüştürülen adli para cezaları 5252 sayılı yasanın geçici 1.maddesi kapsamında değildir.Bu madde diğer aykırılıklar bakımından kabul edilmiştir.Bu nedenle çek kanunundaki adli para cezası gün para cezasına aykırı dahi olsa uygulanması gerekecektir.Ancak çek bedeli kadar adli para cezası vermek aslında gün para cezasına da aykırı değildir.Çünkü hem 5252 sayılı yasanın 5.maddesi hem de 5275 sayılı yasanın geçici 1.maddesi gereğince tüm ağır para cezalarından dönüştürülen adli para cezalarının 1 günü 100 YTL.üzerinden hesaplanır.Örneğin çek bedeli olan 80.000 TL.adli para cezasına hükmedilmesi halinde bu günlüğü 100 TL.den 800 gün adli para cezası anlamına gelir.Bunun açıkça yazılmasına gerek yoktur.Zaten infaz sırasında nazara alınacaktır.Sadece 100 TL.nin altında kalan kısımlar gün para cezasına aykırılık oluşturur.Bununda infaz hukuku açısından sonuca bir etkisi yoktur.Yani çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi aslında gün para cezasına aykırı değildir.Ancak açıkça aykırı olsa dahi uygulanması gerekir.Demek istediğimde budur. Hacı Murat Gökşen 11.01.2009.0:59

*********************************************************

Sayın Gökşen;
İstifade ettiğimi belirtmek isterim, teşekkür ederim.
Görüşlerinize büyük ölçüde katılmakla birlikte, bir iki hususa değinmek isterim. Kanaatimce Çek Hesabı Açma Yasağını TCK.nın 53/5-2 maddesi kapsamında görmemek gerekir. Zira TCK.nın 53/5-2 cümlesi sadece bazı suç çeşitleri içindir. Bu suçları kanun
"Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar" diyerek açıklamıştır. Yani seçme seçilme ve siyaset hakkının kötüye kullanılması, kamu görevi üstlenme hakkının kötüye kullanılması, velayet vesayet hakkının kötüye kullanılması,vs. gibi hakların ya da yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle suç işlenirse TCK.nın 53/5-2 nci maddesinin uygulanma alanı doğar. Karşılıksız çek keşide etme suçu TCK.nın 53/1 maddesinde sayılan hakların kötüye kullanılması ile işlenebilecek bir suç olmadığından bu madde gereğince de hak kısıtlaması yapılamaması gerekir. Ferşat Aydın 11.01.2009.1:50

************************************************************

Değerli Meslektaşlarım;
Benden önce görüş belirten saygıdeğer meslektaşlarımın görüşlerinden istifade ettiğimi öncelikle belirtmek isterim.
Bilindiği üzere 5252 sayılı yasanın geçici 1. maddesinde “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanacağı” belirtilmiş ve yasada öngörülen süre dolmasına rağmen yasa koyucu tarafından uzatılmamıştır. Bunun kanuni sonucu şudur; Diğer Kanunların 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan “Genel Hükümlere” aykırılık içeren hükümleri 01.01.2009 tarihinden itibaren artık uygulanmayacaktır. Kanunun yürürlük tarihi de (Aykırılık içeren özel yasalar bakımından) 01.01.2009 tarihi olacaktır.
5237 sayılı TCK.nun “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7/2 maddesinde “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve İNFAZ OLUNACAĞI” belirtilmiş olmakla öncelikle Türk Ceza Kanunun Genel hükümlerine aykırılık içeren kesinleşmiş mahkeme ilamlarının da bu kapsamda yeniden gözden geçirilmesi gerekecektir.
Öncelikle bir tespitte bulunmak faydalı olacaktır; bir yasal düzenlemenin başka bir yasal düzenlemeden farklı hükümler içermesi ile, çelişen (aykırı) hükümler içermesi aynı şeyler değildir. Örneğin 5237 sayılı TCK.nun da infaz rejimi olarak uygulanması öngörülen “Genel Tekerrürden” farklı olarak bazı suçlar bakımından, bu suçların ihlal ettikleri hukuki değerler, ortaya çıkan tehlikenin ağırlığı gözetilerek yasa koyucu tarafından “Özel Tekerrür” nedeniyle farklı bir infaz rejimi veya farklı bir yaptırım öngörülebilecektir.
3167 sayılı yasaya göre, mükerrer olarak karşılıksız çek tanzim eden sanıklarla ilgili olarak yasa koyucu, aynı nitelikli suçu işleyen sanığın , ikinci ve sonraki kezler aynı suçu işlemesi halinde hapis cezası tayin edilmesini uygun görmüştür. 3167 sayılı yasanın 16/1 (son cümle) maddesinde yasa koyucu mükerrir sanık hakkında farklı bir infaz rejimi dahi öngörmeyerek doğrudan YAPTIRIM belirlemiştir. Yasa koyucunun doğrudan yaptırım öngördüğü bir durumda TCK.nun genel hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasının söz konusu olamayacağını düşünüyorum.
Öte yandan yasa koyucu Çek Kanunundaki gibi “Özel Tekerrür” halinde “YAPTIRIM” yerine özel nitelikli “İNFAZ REJİMİ” dahi öngörebilir. Bu taktirde ise Türk Ceza Kanunun 5. maddesi delaletiyle 58. maddesine aykırılığı tartışmak yerine, düzenlemenin Anayasanın 10 maddesine aykırı olup olmayacağını tartışmak gerekecektir. Nitekim geçmiş dönemlerdeki süreçte hep bu eksen üzerinde tartışmalar yaşanmış ve farklı düzenlemelerin anayasa ile koruma altına alınan “eşitlik” ilkesini ihlal edip etmediği değişik yasal düzenlemelerle ilgili olarak tartışma konusu yapılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Genel Hükümleri, aykırılık içeren diğer özel yasalar bakımından 01.01.2009 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğine göre, hangi hükümlerin örtülü olarak yürürlükten kaktığını da bu kabul doğrultusunda tespit etmek gerekecektir. Sonradan yürürlüğe giren genel nitelikli bir kanunda, önceden yürürlükte olan özel nitelikli bir kanunun “aykırılık içeren hususlarda önceki kanunun uygulanacağına ilişkin” bir düzenlemeye yer verilmemiş ise şüphesiz ki, sonradan yürürlüğe giren genel nitelikli kanun, önceki özel nitelikli kanunun aykırı hükümlerini yürürlükten kaldıracaktır. Örneğin meslektaşlarımızın sıkça gündeme getirdikleri 3167 sayılı yasanın 16/2 maddesindeki tüzel kişiler hakkında adli para cezasına hükmedilmesine ilişkin düzenlemeye değinecek olursak, 01.01.2009 tarihinde (aykırılık içeren özel yasalar bakımından) yürürlüğe giren 5237 sayılı kanunun 20/2 maddesinde “Tüzel kişiler hakkında sadece güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceği, ceza yaptırımının uygulanamayacağının” belirtilmiş olması karşısında, yasada öngörülen emredici nitelikteki bu yasaklayıcı düzenleme nedeniyle, 3167 sayılı yasanın Tüzel kişiler hakkında ceza tertibini içeren 16/2 maddesinin artık yürürlükten kalktığını kabul etmek gerekecektir. Zira 5237 sayılı TCK.nun 20. maddesi “emredici nitelikte” yasaklamaları içeren bir yasal düzenlemedir.
5275 sayılı kanunun geçici 1. maddesinde “….. diğer kanunlarda yer alan adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, hükümlülerin bir gün yüz Türk Lirası hesabı ile hapsedilecekleri” belirtilmiş olduğundan, gerek 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesinde ve gerekse diğer yasalarda yazılı ve gün karşılığı olmayan adli para cezalarının da yürürlükte olduğunu ve infaz kabiliyetlerinin hala bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir. Çünkü 5275 sayılı yasanın geçici 1. maddesi de halen yürürlüktedir. Geçmiş dönemlerde, Örneğin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa aykırılık, Kaçakçılık Kanununa aykırılık suçlarında, İcra suçlarında genel hükümlerden farklı düzenlemelere yer verildiği sıklıkla görülmüş ve muhtemeldir ki bundan sonra da görülecektir. Kişisel görüşüme göre; burada önemli olan, bu düzenlemelerin 5237 sayılı TCK.nun genel hükümlerinde yer alan “emredici ve yasaklayıcı” nitelikteki düzenlemelere aykırı olmamasıdır. Ayrıca aynı hukuki statüde bulunanlar bakımından farklı düzenlemeler öngörülmesi de, anayasaya aykırılık iddialarını gündeme getirebilecektir.Mustafa BAĞARKASI 11.01.2009.15:24

***********************************************************

Değerli meslektaşlarım,
Yazılanlara büyük ölçüde katılmakla birlikte sonuç yorumda farklı düşünmekteyim. Artık genel hükümlere aykırı düzenleme olamayacağına ve cezaların neler olduğu da genel hükümlerde düzenlendiğine göre 01.01.2009 tarihinden sonra çekten 5 gün a.p.c verilebilecektir ki buda sanık lehine olduğundan geçmişe yürüyecektir.
Ama belki de burada asıl dikkat edilmesi gereken kasıt unsurudur. Şimdiye kadar sanığın mazereti ne olursa olsun(hastalık, cezaevinde olma, v.s.) çeki yasadaki bağlayıcı yorumla genel hükümlerdeki kasıt kurallarına aykırı biçimde şekli suç olarak uygulayıp savunmalar göz önüne alınmayarak çekin karşılıksız çıkması durumunda ceza verilmekteydi, bunun değişmesi de söz konusu olabilir ancak o zamanda sanığın çeki vadeli verip ticari imkansızlık nedeni ile ödeyemediğine ilişkin savunması ceza mahkemelerini ticaret mahkemesine dönüştürerek işlemez hale getirecektir.
Ayrıca bundan sonra nasıl bir yasa değişikliği olursa olsun şu anda kazanılmış hak olduğundan yeni yasada sorunları çözemeyecek ve bundan sonra bu konu tartışmaya açık olacaktır. Saygılarımla.yaşar yetiş 11.01.2009.17:30

***********************************************************

Klasik “normlar hiyerarşisinde” kanunlar arsında bir altlık üstlük ilişkisi yoktur. Bu genel kanun-özel kanun bakımından da böyledir. Bütün kanunlar aynı seviyededir aralarındaki hüküm farklılıkları altlık üstlük ilişkisi ile değil yürürlülük kuralları ile telif edilir. Bu nedenle TCK'nun 5. maddesi hükmü de yürürlülük kuraları gözetiler yorumlanmaladır.1 haziran 2005 tarihinden sonra yürürlüğe giren ve girecek kanunlarda TCK'nun genel hükümlerine aykırı düzenlemeler olabilir ki bu pek muhtemeldir. Bu kanunlar yönünden TCK'nun 5. maddesinin sonraki kanun önceki kanun yürürlülük prensibi uyarınca bu geçerliliği yoktur.KANUN KOYUCU BÖYLE BİR HÜKMÜ ANAYASA NORMU HALİNE GETİRMEDEN KENDİSİNDEN SONRA ÇIKAN KANUNLARI BAĞLAYICI HALE GETİREMEZ.
Fakat sorun şudur ki TCK'nun 5. ve 5252 sayılı TCK'nun geçici 1. maddesi 1 haziran 2005 tarihinden önce yürürlülüğe giren giren kanunlar yönünden genel bir yürürlülük hükmü mü getirmiştir. Yani bu hükümlerle 1 haziran 2005 tarihinden önce yürülüğe giren kanunların TCK'nun genel hükümlerine aykırı hükümleri yürürlülükten kalkmış mıdır? TCK'nun gerekçesine, ve 5252 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin açık metnine bakıldığında bu sorunun cevabı evet gibi gözükmektedir. dursun çakıl 11.01.2009.21:28

***************************************************************

tck 45 md ve 61/10,ve tck 2md birlikte değerlendirildiğin de ÇEK SUÇU 1.1.2009 dan sonra CEZASIZ kalmıştır.cezasız kalan suç nedeniyle de önceden verilmiş cezayı da ortadan kaldırılması gerekir.infazlarınında durdurulması gerekir.
tck 45.md cezaların hapis ve adli para cezaları olduğunu söylüyor.bu madde de veya tck 52 .md.de 'ÇEK BEDELİ KADAR ADLİ PARA CEZASI' VEYA ' ARTIK UYGULAMA İMKANI KALMAYAN(5252 sk geçici 1.md göre) 5252.SK 5.md benzer şekilde 450 ytl adli para cezasını uygulamak yasal değildir.zira tck 45.md de böyle bir ceza vermeye yasal imkan da yoktur .
aksini kabul etmek demek ise tck 2/3.md göre ' Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz' amir hükmüne aykırı KIYAS YASAĞINA GİRER.CEZA İÇEREN HÜKÜMLER KIYASA YOL AÇACAK BİÇİMDE GENİŞ YORUMLANMIŞ OLACAKTIR.
ceza hükümlerinin uygulanmasında KIYAS YASAĞI VAR. CEZA İÇEREN HÜKÜMLERİNİN DE YORUMLANIRKEN DE GENİŞ YORUM YAPILABİLİR ANCAK BU GENİŞ YORUMUN DA YASAL SINIRI KIYASA YOL AÇACAK BİÇİMDE OLMAYACAK. Erdoğan Aktaş 11.01.2009.22:2

**************************************************************

3167 sayılı Kanundaki "ADLİ PARA CEZASI " ibaresi 5252 sayılı Kanunun 5(1) madde ve fıkrası ile 2004 yılında eklenmiştir. 5237 sayılı Kanun ise 2005 Haziran da yürürlüğe girmiştir. Sonradan yürürlüğe giren Kanunda genel hükümlere aykırılık geçersiz sayılmıştır. Gün para cezası sistemine aykırılık kabul edildiği sürece çek suçlarından verilen cezalar ortadan kaldırılmalıdır. Ancak 31.12.2008 tarihi suçun işlenme tarihi, karar tarihi veya kesinleşme tarihlerinden hangisi yönünden dikkate alınacaktır? Mahmut Erdemli 12.01.2009.11:18

***************************************************************

Mart 2009 Ayı İçinde çekte vade Kuralıda yasallaştı..

Ama C.G.K Kararı henüz yok!!!

ilgili yazılar: http://www.cekmagdurlari.com/2009/09/avrupa-komisyonuna-dilekcemiz.html

173 yorum:

  1. Adalet Org sitesinde krşılıksız çeklerle ilgili bu gün yapılan yazışmalar..

    Karşılıksız çek keşide etme suçunda, son olarak Beraat Kararı verilmekte idi. Bu kararların Yargıtay'daki akıbeti ne oldu ? Bilgi verebilirseniz sevinirim.
    Saygılarımla... MUSTAFA TIRTIR
    **********************************************************
    Yargıtaydaki akibetini bilemiyorum ama ben Karşılıksız çek keşide etme suçundan keşideci hakkında şikayetçi olduğumda ceza çıkıyor.Saygılarımla. Engin ÖREN
    **********************************************************
    T.C.
    YARGITAY
    10. CEZA DAİRESİ
    E. 2007/9658
    K. 2009/2654
    T. 23.2.2009
    • KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇU ( Tüzel Kişiler Hakkında Yaptırım Uygulanmasına Olanak Bulunmadığı - Şirkete Ceza Verilemeyeceği )
    • ŞİRKET TÜZEL KİŞİLİĞİ ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçunda Şirkete Ceza Verilemeyeceği )
    • TÜZEL KİŞİLERE CEZA VERİLEMEMESİ ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçunda Şirkete Ceza Verilemeyeceği )
    5237/m.5, 20/2, 60
    5252/m.Geç.1
    ÖZET : 5237 sayılı TCK’nın 5, 20/2. ve 60. maddeleri ile 5252 Sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi uyarınca, tüzel kişiler hakkında yaptırım uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Karşılıksız çek keşide etmek suçunda şirkete ceza verilemez

    T.C.
    YARGITAY
    10. CEZA DAİRESİ
    E. 2007/19318
    K. 2009/9173
    T. 12.5.2009
    • TÜZEL KİŞİLER HAKKINDA YAPTIRIM UYGULANMASI ( Olanak Kalmadığından Sanık Hakkında Beraat Kararı Verilmesinde Zorunluluk Bulunduğu )
    • ADLİ PARA CEZASI ( Tüzel Kişiler Hakkında Yaptırım Uygulanmasına Olanak Kalmadığından Sanık Hakkında Beraat Kararı Verilmesi Gerektiği )
    5237/m.5, 20/2, 60
    ÖZET : Tüzel kişiler hakkında yaptırım uygulanmasına olanak kalmadığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.Nihal Saruhan
    **********************************************************

    Hangi konuda beraat? Tüzel kişilerle ilgili ise, evet baraat kararı veriliyor..
    Saygılar..Tercan Yusuf Mudu
    ***********************************************************
    Sanık vekili isem de (tüzel kişiliği temsil kısmıyla ilgili kısım hariç) mahkumiyet alıyorum.Sonuçları bende merak ediyorum.Emine Yıldız
    ***********************************************************
    3167 sayılı Çek Kanunu'nun Yeni Ceza Kanununun genel hükümlerine aykırı olması sebebiyle verilen Beraat Kararlarının Yargıtay'daki durumu ile ilgili sonuç olup olmadığını sormuştum. MUSTAFA TIRTIR
    *********************************************************
    Mustafa Bey, son değişiklikten sonra tüzel kişiler karşılıksız çek suçundan cezalandırılamıyor; ancak gerçek kişiler halen mahkum oluyorlar.Akın DOMBAYCI
    *********************************************************
    Yargıtay'dan dosyalarımız geldi ve 3167 S. Y. gereğince gerçek kişilere verilen mahkumiyetler onandı. Tüzel kişiler hakkında ise beraat verilecek.Muhammet Acar

    YanıtlaSil
  2. şirket tüzel kişilik ama şirketi temsil eden şirket müdürü gerçek kişi..ceza şirket müdüünün üzerinde kalıyor sanıyorum..

    YanıtlaSil
  3. arkadaşlar.ben eşime vekalet verdim verdiğim vekalet sonucu eşim, üzerime iş yerleri açtı ve çek defterleri aldı.ben çalışan bir bayan değilim ve bu işlerden anlamam.sadece eşime olan güvenin kurbanı oldum. şimdi araştırıyorum öğreniyorum ve kendime çok kızıyorum.Çek benim adıma olduğuna göre ben gerçek kişi oluyorum ve eşim beraat ediyor ve cezayı ben alıyorum.ama ben görmediğim ve imzalamadığım bir çek yaprağının bedelini ödemiş olacağım.şimdi burda bi terslik yokmu sizce...bana izleyebileceğim bir yol sunabilirmisiniz.şaşkın ve çaresizim..

    YanıtlaSil
  4. eşine vekalet verdiğini söyleyen Sayın Adsız

    seyhul_islam@hotmail.com

    yada site iletişim yoluyla bizimle irtibata geçebilirmisiniz

    YanıtlaSil
  5. SEVGİLİ ARKADAŞLAR MAİL ADRESLERİNİZE GELECEK OLAN MİLLETVEKİLLERİMİZİN CEP TELEFONLARINA YARIN SAAT :11.00 DE KISA MESAJ GÖNDERİYORUZ. LÜTFEN DUYARLI OLALIM!!!

    YanıtlaSil
  6. SEVGİLİ ARKADAŞLAR MAİL ADRESLERİNİZE GELECEK OLAN MİLLETVEKİLLERİMİZİN CEP TELEFONLARINA YARIN SAAT :11.00 DE KISA MESAJ GÖNDERİYORUZ. LÜTFEN DUYARLI OLALIM!!!

    YanıtlaSil
  7. SEVGİLİ ARKADAŞLAR MAİL ADRESLERİNİZE GELECEK OLAN MİLLETVEKİLLERİMİZİN CEP TELEFONLARINA YARIN SAAT :11.00 DE KISA MESAJ GÖNDERİYORUZ. LÜTFEN DUYARLI OLALIM!!!

    YanıtlaSil
  8. Sonuç olarak ocaktan eylüle pek değişen birşey olmamış yol kat edilememiş.Artık bize bugün yarın diyip oyalamalarına sindirmelerine daha fazla izin vermemeliyiz.

    YanıtlaSil
  9. 24 Eylülüde bekleyelim bakalım ama boş boş değil tabi ki mesajlar mailler son gaz devam bu kez biz sindireceğiz onları.

    YanıtlaSil
  10. Herkesin aynı saat mesaj çekme fikri bek kafama yatmadı.Bunu zamana yayacak bir organizasyon daha mantıklı olmazmı? Vekiller ya telefonlarını değiştirmek yada bizlere destek olmak zorunda kalırlar böylece.Anlaşılan gene üzerinde çalışılıp tartışılmamış bir eylem daha..Başkalarını eleştirip aynı hataları yapmayalım.Ne olacak aynı saat bin mesaj gelse.Üç mesajı okur siler.Eylem yarım saat sonra mesajların silinmesiyle başarısızlıkla son bulur. İlgililerin bilgisine..

    YanıtlaSil
  11. erkan istersen oturup bekleyebiliriz... bu da bir organizayon işte. vekiller telefonlarını değiştirirlerse biz yenisini buluruz. lütfen insanların şevkini kırmayalım

    YanıtlaSil
  12. SEVGİLİ ARKADAŞLAR MAİL ADRESLERİNİZE GELECEK OLAN MİLLETVEKİLLERİMİZİN CEP TELEFONLARINA YARIN SAAT :11.00 DE KISA MESAJ GÖNDERİYORUZ. LÜTFEN DUYARLI OLALIM!!!

    YanıtlaSil
  13. ben göndermek için hazırlıklara başlıyorum hemen

    YanıtlaSil
  14. yarın msjları göndereceğim.

    YanıtlaSil
  15. ARKADAŞLAR YUKARDA YAZAN ŞİRKETLERE BERAT KARARI DİYE YANİ ŞİRKET OLUPTA ŞİRKET MÜDÜRÜ OLARAKTA BERAT OLUYOMU

    YanıtlaSil
  16. Murat Arkadaşım
    Şirketlere beraat veriliyor, nedenine gelirsek bu garabet yasa şirketlere yani diğer adıyla tüzel kişiliklerede hapis cezası öngörmüştü, ve bu güne kadar bu uygulanamadı, şirketi nasıl cezaevine atacaklar bunun bir yolunu bulamadılar..

    Şiret müdürleri canlı olduğu için hapsedilebiliyor.
    Şirketler beraat, müdürler cezaevine..

    YanıtlaSil
  17. Numaralar bizde bir günün 1 saati değil hergün mesaj atalım.Yarında atalım ertesi günde sonraki günde...Ama tabi herkes bu sorumluluğun farkına varır da diğer günlerde msj atarmı o yüzden bir gün belirleniyor belirlenmiş bir gün önümüze konulursa onu mutlaka yaparız diye yoksa gün belirlenmese çok iyi biliyoruz ki 2 gün sonra kim bunun farkına varır da mesaj atar.Tam anlatamadım galiba anlatmak istediğimide neyse....

    YanıtlaSil
  18. Şevkini kırmayalım kabul.Zaten meselem de o.Bu tür manasız hareketler mağdurları boş yere yorar.Sırf eylem olacak diye böyle şeyler yapmayalım bence.Mantıklı bi açıklaması varsa kabul.Ancak olmadığını görüyorum.Böyle eylemmi olur.Enerjilerini boşa niye harcıyosunuz buradaki insanların.Mantığa akla uygun olmayan eylemlerde ben yokum. Sürü psikolojisi yaratıp hiçbir işe yaramayacak eylem mantığıma ters.
    Katılan katılsın ben okutamayacağım mesajı çekmem.

    YanıtlaSil
  19. Erkan arkadaş biz hayatımızı değiştirmişiz vekil telefonunu değiştirmiş çokmu?serdar.

    YanıtlaSil
  20. Erkanın anlatmak istediği galiba aynı anda mesajlara yüklenirsek okunmaz ve boşa çıkar bence de böyle bişe olabilir 100tane msj bi anda gelse okunmaz ve silinir boşa mesaj atmış oluruz.Yoksa emeğimiz falan boş değil bundan bahsetmiyordur.Bu şekilde ekime kadar hergün mesaj atmalıyız bi gün silinirse diğer gün okunur.Bi an hatırlatıp sonra unutturmamalıyız kendimizi.

    YanıtlaSil
  21. Evet doğru.Belki tam ifade edemedim.MRC ye tamamen katılıyorum.Anlatmaya çalıştığım bu. Eylemse sonucunda ya telefon numaralarını değişsinler yada bu iş başa bela kurtulamayacağız bunlardan diyip çözmeye çalışsınlar.

    YanıtlaSil
  22. Arkadaşlar
    Şu anda ART de cezaevleri ile ilgili bir program var.Seyretmenizi tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  23. TEŞEKÜRLER CÜNEYT BEY.

    YanıtlaSil
  24. arkadaşlar adalet bakanı CNN türk te canlı yayında yargı reformunu anlatıyor

    YanıtlaSil
  25. CÜNEYT BEY Bİ SORUM DAHA OLCAKTI SUANKİ KANUNDA CEZANIN ÜST SINIRI VARMI MESA 50 ADET CEK TOPLAM 2MİLYON YTL DİYELİM
    BİRDE DAVALARDA ZAMAN AŞIMI KAÇ SENEDİR ŞİMDİDEN TEŞEKÜRLER

    YanıtlaSil
  26. CNN türke msjlar attım bizimde konumuza değinmeleri için.Ama şuan çıkmam gerektiği için izleyemiyorum maalesef izleyen arkadaşlar haber verirse konuşulacak mı diye sevinirim.

    YanıtlaSil
  27. Hayatta Hiçbirşey Tesadüf Değildir

    Bazen hayatımıza giren öyle insanlar olur ki; onların belli amaca hizmet etmek, bize bir ders vermek, kim olduğumuzu ya da olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını yüreğimizin derinliklerinde hissederiz.

    Bu insanların kim olacağını asla önceden kestiremezsiniz; belki oda arkadaşınız, komşunuz, profesörünüz, uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınız, sevgiliniz ya da belki de sadece göz göze geldiğiniz bir yabancı...

    Her kim olursa olsun, o kader anında hayatınızın bir biçimde etkileneceğini bilirsiniz.

    Bazen de hayatınızda öyle olaylar yaşarsınız ki; o anda bu olaylar size korkunç, acı dolu, haksız gibi görünür.

    Ancak fırtına dindikten sonra; bütün bu olayların üstesinden gelmemiş olsaydınız, asla potansiyelinizin, gücünüzün, azminizin ve yürekliliğinizin farkına varamayacağınızı anlarsınız.

    Her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır.

    Hiçbir şey tesadüfen, kötü ya da iyi şans nedeniyle gerçekleşmez.

    Hastalık, yaralanma ve deneyimsizlikler, ruhumuzun sınırlarını test eden olaylardır.

    İster olaylar, ister hastalıklar, ister ilişkiler olsun, bu küçük testler olmasaydı hayat hiçbir yere varmayan düz ve sıkıcı bir yol gibi uzayıp giderdi.

    Güvenli ve rahat, ancak boş ve amaçsız...

    Yaşamınızı, başarılarınızı ve düşüşlerinizi etkileyen insanlar, kimliğinizi yaratan insanlardır.

    Kötü deneyimler bile birilerinden öğrenilebilir.

    Bu dersler en zor, ancak büyük bir ihtimalle en önemli olanlardır.

    Eğer biri sizi kırar, ihanet eder ya da üzerse, size güveni ve kalbinizi açtığınız birine karşı dikkatli olmayı öğrettikleri için onları AFFEDIN.

    Eğer biri sizi severse, siz de bunun karşılığında onu KOŞULSUZ sevin; sadece onlar sizi sevdiği için değil, size sevmeyi ve onlar olmadan göremeyeceğiniz ya da hissedemeyeceğiniz şeylere kalbinizi ve gözlerinizi açmanızı öğrettikleri için.

    Her günün tadını çıkarın.

    Her anın değerini bilin ve belki de tekrar yaşayamayacağınız bu andan alabileceğiniz en fazla şeyi almaya bakın.

    SİMDİ'nin Gucunu iliklerinize çekin.

    Daha önce hiç konuşmadığınız insanlarla konuşun, ONLARI DİNLEYİN, aşık olun, zincirlerinizi kırın; YARGILAMAYIN ve gözünüzü zirveye dikin.

    Başınızı DİK tutun, çünkü bunun için her türlü hakkınız var.

    Kendinize büyük bir insan olduğunuzu tekrarlayın ve kendinize İNANIN.

    Eğer kendinize inanmazsanız, hiç kimse size inanmaz.

    Hayatınızı nasıl istiyorsanız öyle şekillendirebilirsiniz.

    Kendi özgün yaşamınızı yaratın, dışarı çıkın ve onu yaşayın!"

    Oyunun kurallari şudur: " Bilmek, kabullenmek, bağışlamak, dengelemek ve kendini sevgiyle acmak"

    OYUN BİTTİĞİNDE ŞAH VE PİYON AYNI KUTUYA KONULUR

    selam kardeşlerim bu yazıyı sizlerle paylaşma nedenim aramızda çok zor durumda olan arkadaşlarımızada moral olsun yaşadıklarımızın ALLAH tan geldiğini sabır,şükür ve mücadele edersek yaşamayı en güzel şekilde devam ettirebilceğimizi düşünmemiz içindir..kimbilir belkide bu sitenin kuruluşu bizlerin nasipse bir araya gelişi bu adaletsizliği nasip olursa durdurabilirsek bunun da tesadüf olmayacağına şimdiden inanarak mücadele edebiliriz..bize düşen sabır,şükür ve mücadele takdir ALLAH ındır hakkımızda hayırlısını nasip etsin inşallah...

    YanıtlaSil
  28. selam arkadaşlar 27 nolu yorumdaki yazı alıntıdır.

    YanıtlaSil
  29. Çek Mağdurları hiç bir çıkara hizmet etmez ve kendi planları programlarını yapar ve dilediği kişiyle görüşür, bizim adımızı kullanarak bize zararı olabilecek bu tip organizasyon yapmaya çalışanlar olursada bunu engelliyeceğimizi bilsinler.

    NE ZAMAN ÇIKACAKSINIZ SAKLANDIĞINIZ DELİKLERDEN.
    BU ZAMANA KADAR NE YAPTINIZ SOYTARILAR
    SİZ KİMSİNİZ DE
    BAŞKALARININ ADINA KARAR VERİYORSUNUZ.


    BURADAN YAZI KOPYALAYIP WORDPRESS TE MİLLETE HAKARET EDİYORSUN UTANMIYORMUSUN KOCA İNSANSIN burhan işcan(koca adam dicektim ama...!!) bunu da kopyala yaz oraya

    YanıtlaSil
  30. KÖTÜ SÖZ SAHİBİNE AİTTİR
    Selam arkadaşlarım dava kardeşlerim kusura bakmayın hepinizden özür dilerim sitede yazılanları görünce benimde kötü söz yazmak geçti içimden eğer ki kırıcı olduğum,kalbini incittiğim,onuruna dokandığım ,adını anmadan yazdıklarımdan dolayı üzerine alınan varsa peşinen özür dilerim lakin yazdıklarıma sahip çıkmak zorundayım çünkü bu yazıyı yazarken bile içim acıyor çünkü istemeyerek yazıyorum bunu okuyan birisinin içini acıtmaktan kırmaktan korkuyorum ama yazıyorum çünkü kötülüğün kötü sözün kimseye faydası olmadığını düşünüyorum fakat bunu anlatmak için anlamaya çalışıyorum...anlamadığım bir şeyi
    Nasıl başkasına anlatabilirim ? bu yüzden yazıyorum ve diyorum ki lütfen kötü söz konuşmayalım paylaşamadığımız nedir acılarımız mı böyle yazarak daha da çoğaldığının farkına varıyorum,mutluluk huzur kardeşlik birlik beraberlik istiyorum ne gerekirse yapalım istiyorum böyle yazınca yapamamaktan korkuyorum içimi acıtıyorum bu duyguyu tekrar yaşamak istemiyorum bunun için hepinizden son kez özür diliyor bir daha böyle kötü sözler yazarsam beni uyarmanızı istiyorum uyaran kişiye de şimdiden teşekkür ediyorum.bu yazımı eleştirip eleştirmemek sizin elinizde lakin iyilik içeren bir yazı olmadığını bilerek yazdığım dan kötü bir yazı olduğunu peşinen söylüyorum bu yüzden affınıza sığınıyorum

    YanıtlaSil
  31. Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?

    (Büyük Şair’in ruhuna fatiha ile ilk bölümü affına sığınarak şiirinden uyarladım ..)

    MAĞDURİYET sizi gayet sıkı, gayet sağlam,
    Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,

    Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
    Fikr-i İHTİLAFI şeytan mı sokan zihninize?

    Birbirinden müteferrik bu kadar İNSANI,
    Aynı HEDEFİN altında tutan HEYECANI,

    Temelinden yıkacak zelzele, CEHALETTİR.
    Bunu bir lahza unutmak BENCE FELAKETTİR...

    Siz bu davada iken, yoksa BERABERLİĞİNİZ,
    GARDİYANLARDAN olacaktır HER İSTEĞİNİZ

    ****

    Bırakın enaniyyeti beraberlik zamanıdır şimdi
    Vakit bu vakit, kardeşçe, hedefimiz Ekimdi

    Sözümüz haklı olsun, konuşmamalı her kafadan
    Kaş yapacaksan yap lakin göz çıkarmadan

    Koyun can derdinde, özgürlük, hesap bu hesap
    Derdi et değil mi sanki ikbal derdinde kasap

    Hürriyyet ciğerlerimize bir nefes olup dolsun
    Hür olalım da kime lazımsa o ‘başkan’ olsun

    Hür olalım söz, en çok sen koştun gayret ettin
    Alnından öperim takdir edilmekse eğer niyetin

    Kalırsa kaf dağına çaremiz dilim kurusun
    Daha da kanayacak yürekler Allah Korusun

    Bırak tefrikayı birlik olalım hemen, gör zevali
    Kır nefsini, taşıyamaz hiçbir omuz bu vebali

    Kavgamız hürriyet zira, mahpustakiler salınsın
    Sözlerim ortayadır benim, canı isteyen alınsın

    Ben Murat, Akif’ten mülhem sözlerimin hepsi,
    Zillet olacağına Yalçın kayalık bir adım gerisi

    Murat YALÇIN

    YanıtlaSil
  32. Değerli Arkadaşlar; Tanrımızın izniyle, haklı olduğumuz davamızda, özgürlüğümüze kavuşacağımız sonuçlara ulaşana dek, yılmadan usanmadan, derslerimize çalışarak yolumuza devam edelim. Edelim; yolumuzda binbir türlü engeller olsada. Herkese iyi geceler ve saygılar. Hasan(Barışçı)- Mersin

    YanıtlaSil
  33. Başkalarının kusurlarını tartarken, parmağıyla terazinin kefelerini bastırmayan insan pek enderdir Byron Langenfeld
    Başkası düştü mü, "Çürük tahtaya basmasaydı" deriz Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük çıkmış olmasından şikayet ederiz Cenap Şehabettin
    Bencillik, dostluğun zehiridir HDe Balzac
    Bencil insan, tek başına kalmış meyvesiz bir ağaç gibi kurur gider Turgenyev
    Bencilliğin gözü perdelidir Mamatha Gandhi
    Benden sonra tufan! MMe de Pompadour
    Biz insana, kendi iyiliğine çalıştığı için değil, komşusunun iyiliğine çalışmadığı için bencil deriz Richard Whately
    Egoist daima en sevdiği kişiye, yani kendisine zarar verir Bernice Peers
    İnsanların ruhlarından söküp atacakları yalnız iki şey vardır: Bencillik ve imansızlık Epukoros
    Yalnız kendini düşünen insen, yumurta pişirmek için komşusunun evini yakar Hafız Gürel

    YanıtlaSil
  34. OFLUOĞLU
    BURHAN İŞCAN DOĞRULARI SAPTIRMAKLA, GERÇEKLERİ KARARTMAKLA GÖREVLİ BİR ADAM. AŞAĞIDAKİ YAZILARI BURHAN İŞCAN BANA AİTMİŞ GİBİ YENİ ATANDIĞI BLOGDA YAZMIŞ. BU SÖZLERİN HİÇ BİRİ BANA AİT DEĞİL. BENİM ON TANE BLOGUM YOK. UYDURUYOR VE ARKASINDAN SORUYOR; OFLUOĞLUNA BU SİTELERİNİ KİM KURDU ACABA DİYE..BU ON BLOG HANGİLERİ ACABA YAZINDA İNSANLAR ÖĞRENSİN,AKSİ HALDE SEN BİR MÜFTERİDEN ÖTE SAHTEKARSIN.
    ŞU CÜMLEDE BANA AİT DEĞİL, ÇEK MAĞDURLARI BLOGUN YOL HARİTASINDAN ALINMIŞ CÜMLE:
    2- Çek mağdurları Derneği gibi, kendimize bir kimlik atayan, bir oluşum içinde değiliz.
    (OFLUOĞLU)
    DERNEK FİKRİNİ İLK ORTAYA ATAN BENİM. BEN ÇEK MAĞDURLARI DERNEĞİ DEĞİL KALICI BİR DAYANIŞMA DERNEĞİ DEMİŞTİM.SEN BU GİDİŞLE KAFAYI DUVARA ÇOK YAKINDA TOSLARSIN..İNSANLARIN HOŞUNA GİDECEK YALANLAR SÖYLEYEREK ÇOK FAZLA GİDEMEZSİN..

    “BENİM ON TANE BLOGUM VAR”
    “ÇEK MAĞDURLARI (SAHTE) DERNEĞİ”
    İLE BU DURUM ORTAYA ÇIKTI.
    GOOGLE DE BU SAYFAYI ARADIĞIMDA GÖRDÜM.

    Ofluoğluna sitelerini kim kurdu acaba?
    • 2- Çek mağdurları Derneği gibi, kendimize bir kimlik atayan, bir oluşum içinde değiliz.
    (OFLUOĞLU)
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  35. SENİN YALANLARINI BUNDAN BÖYLE DEŞİFRE EDECEĞİM. BANA AİT OLAMAYAN SÖZLERİ BANA AİTMİŞ GİBİ YENİ ATANDIĞIN BLOGDA YAZMAKLA BİR YERE VARAMAYACAKSIN, KEMİK YALAYICILIKLA KARNINI DOYURMAK İÇİN BU KADAR SAHTEKARLIK YAPMANA GEREK YOK.KİMLERDEN, HANGİ PARALARI ALDIĞIN AÇIKLANDIĞINDA FOYAN ORTAYA ÇIKACAK. SENİN OĞLUNUN HAPİSTE OLDUĞUNA DA İNANMIYORUM AMA ÖYLE İSE SEN OĞLUNU DA İSTİSMAR EDİYORSUN, ACIMASIZSIN..
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  36. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  37. Sevgili Burhan Bey,

    "UZUN SÜREN ANLAŞMAZLIKLARDA İKİ TARAFTA HAKSIZDIR.."

    Ben bir tartışmaya değil uzlaşmaya talip olmak istiyorum..

    Kendimize ve içimize dönük yazdığım tüm yazılarımda da hep buna talip oldum..

    Hatta size sataşan birine, katlanamayıp yaptığım eleştiri üzerine sizin avukatınız olmakla suçlandım ve müptezel hakaretlere maruz kaldım.. (çok şaşırmıştım)

    Keza bir takım arkadaşlar da size karşı olduğunu düşündüğü kimilerine de 'posta koyan' yazılar ile size laf edenleri fırçaladılar ara sıra..

    İşte benim endişelendiğim ayrışma budur..

    Ben gayretlerinizden dolayı size her zaman şükranlarımı ifade ettim..

    Fakat yazdığım bir şiir nedeniyle (diyelim ki size göre sizi işaret etmiş olayım) beni, bu denli dalgalı bir şekilde cepheye almanızı oldukça yadırgadım..

    Kaldı ki şiirimde bir itiraz ve endişe ile endişelendiğim ayrışmaya serzenişde bulunuyorum..

    Aylardır maalesef sadece bir ayrışmaya, güç ve enerji bölünmesine yarayan çok uzun ve çok dolayımlı, imalı karşılıklı ithamlar, cevaplar, cevaplara cevaplar.. okumaktan nevrimiz döndü..

    Bu tartışmaların ve atışmaların bir tarafında kimi zaman bir arkadaşımız, kimi zaman Sayın Av Erim, kimi zaman Sayın Av Ofluoğlu ve muhatapları da daima hep siz bulundunuz..

    Amacımız nerdeyse unutuldu, bazen, Ülkemizdeki akıl dışı ideolojik tartışmaları hatırlatan gerilimler yaşadık.. Ne moral kaldı.. Ne birlik ruhu..

    Çok takdir ettim ve hep belirttim mücadele arzunuzu ve fedakarlığınızı.. "Haydi" denildiğinde sıkıntı görmekten çekinen bir sürü gizli saklı insanın önüne düşmeniz az şey değil..

    5 Eylül tarihli yazımdan bir bölüm ..

    "...
    Üzülerek ve endişe ederek görüyorum ki bu nazik aşamada ufak ufak yine birbirimizle yarışmaya başlamak üzereyiz..

    Kimimiz dernek olmazsa olmaz derken, kimimiz de meclis ziyareti mail, msj gibi faaliyetlere ağırlık vereceğiz, dernek işinde ‘yokuz’ diyerek dernek fikrine karşı..

    ‘Karşı olmak’ yerine ben de şu yöntemin içinde olacağım demeli.. O da olmalı, diğeri de olmalı, hatta varsa başka bir yol ve yöntem de olmalı.. Bunların hiçbiri diğerini ikame etmez.. Yani kuru fasulye yemişseniz peşinden nohut yenmez ama güzel bir sütlaç ve sonra da bir kahve ne güzel olur değil mi?

    Herkes kendince en yararlı olacağını düşündüğü eylemin, mümkünse her eylemin içinde olmaya bakmalı..

    Kaldı ki, birbirini destekleyerek farklı platformlar ve yöntemlerle aynı mücadeleyi vermek çok faydalı olacaktır..

    Hülasa naçizane derim ki;

    • Dernek de kurulabilir, kurulmalı, yararlı olur..
    • Bu fikirde olmayanlar sadece iştirak etmezler, BİZ YOKUZ demezler..
    • Derneğin ismi, amacı; Sayın Ofluoğlu’nun dediği gibi sadece karşılıksız çek gibi dışımızdaki gruplara ve topluma ‘itici’ gelecek bir takdim ve içerikte olmamalı..
    • Yine Sayın Ofluoğlu’nun dediği gibi (acil vaka hastayız biz) münhasıran işimizi icra ederken uğradığımız sorunlara ve adaletsizliğe yoğunlaşmalıyız..
    • Derdimizi haykırırken, yazarken çizerken ülkedeki sisteme yanlışlara atıfta bulunabiliriz ancak kalkıp daha da ileri giderek Ülkeyi kurtarmak gibi siyasal alanda kıyasıya cedelleşmeyi gerektiren söylemlere girmemeliyiz..
    • Siyaset kurumunu ve aynı mesafede olmak üzere partileri muhatap almalıyız.. Ancak hiçbir şekilde partilere yandaş ve karşıt gibi olmamalıyız..

    Sayın BURHAN İŞCAN ve onunla birlikte her eyleme katılan arkadaşlarımıza da şükranlarımı sunuyorum.. Onların gayret ve katkılarını unutmamız mümkün değil.. Nankörlüğün alemi yok..

    devamı var --->

    YanıtlaSil
  38. Teşbihimi bağışlasınlar aşağıdaki yazıyı onlara atfediyorum..

    Akademisyen bir sosyal bilimler deneycisi yüzlerce pireyi camdan geniş bir fanusa koyar ve fanusun üzerine de bir cam tabaka yerleştirir..

    Fanusun içinde pireler müthiş bir hareketlilik halinde zıplayıp fanustan dışarıya çıkmaya çalışırlar ancak hepsi üzerlerindeki cam tabaka çarpıp çarpıp geri düşerler..

    Pireler bir müddet aynı canlılık ve hareketlilik içinde zıplamaya, zıpladıkça da üzerlerindeki cama çarpıp geri düşmeye devam ederler.. Ve zamanla zıplayan pirelerin sayısında bir azalma başlamıştır ve nihayetinde de artık zıplayan hiçbir pire kalmamıştır..

    Bilim adamı yavaşça fanusun üstündeki cam tabakayı da kaldırır.. Şimdi pireler bir zıplayışta hep birlikte fanusun dışına çıkabilecek durumdadırlar ancak fanusun dibine çökmüş hareketsiz olarak öylece duran pirelerin hiçbiri bunu denemez..

    Bilim adamı epey sonra fanusa bir avuç yeni pire koyar.. Ve tüm pireler yeniden zıplamaya başlarlar.. Fanus boşalmıştır..

    Sevgili Burhan Bey teşbihten ötürü bir kere daha affınıza sığınırım, siz bizim gibi uyuşukları harekete geçiren enerji küpümüzsünüz…

    Sizden de istirhamım yeni tartışmalara izin vermeyiniz.. Mümkünse enerjinizi sizi daha fazla yormayacak şekilde harcamanızı dilerim.. Size minnettarız..

    Gevezeliğim üstümde malum.. Bizim oralarda bir söz var.. Güttüğü üç oğlak(kuzu) ıslığından geçilmiyor..

    Islığınıza, nefesinize sağlık..."

    Sevgili Burhan Bey,

    Bunca yazdıklarımda bir nezaketsizliğe düşmekten çok tedirgin oldum..

    Tedirginliğim, nezaketsizlik yapacak biri olduğumdan değil, gaflet edip sürçü lisan edersek diyedir..

    İşte belki sizin de benim de fazla yazmak ve konuşmaktan ötürü kontrol edemediğimiz zaaflarımız oluyor bunlar ..

    Bu yüzden atalarımız, "çok mal haramsız, çok laf hatasız olmaz.." demişler

    Umuyorum ki "SENDE Mİ BRÜTÜS" derken sizinde sürçü lisan ettiğinizden haberiniz olmamıştır..

    Biliyorum bu bir benzetmeydi diyeceksiniz.. Ben de öyle kabul ediyorum zaten..

    Öyle kabul ediyorum ve diyorum ki
    - Ya çok lüzumsuz, uygunsuz, isabetsiz ve alakasız bir benzetmedir..

    İşte genel olarak tartışmaları artıran arızanın bu üslup olduğu ve buradan dolayı tartışmaya kayıldığı kanaatindeyim..

    - Ya da bu benzetmeyi yerinde bir benzetme diyerek kullanmış iseniz o takdirde de bana göre çok sorunlu bir durum var orta yerde ..

    Zira ; size göre; kendisini yüceltmiş Sezar'ı (sizi) hiç ummadığı bir şekilde sırtından hançerleyen, onun yerinde gözü olan Pompey (Ofluoğlu mu?) adına onun ile işbirliği yapan bir 'kalleş, hain, dönek' Brütüs mü(ben) oluyorum ben..?

    Shakespeare gibi yazarlar kimilerinin aksine Brütüs'ü bir kahraman olarak görmektedirler..

    Öyle ki; Brütüs(ben), Sezar'la(siz) dost olduklarını, onu çok sevdiğini ama Roma'yı(mücadelemizi) Sezar'dan ve Sezar'ın Roma'yı sevdiğinden daha çok sevdiğini söyler..

    Yine aynı Brütüs, diktatörlük eğilimleri içinde olan Sezar'ın sert ve haris politikalarının Roma'yı yıkmakta olduğuna ve halk için en iyi yönetimin cumhuriyet rejimi olduğuna inanır..

    Sevgili Burhan bey,
    Görüldüğü üzere dilin kemiği, zihnin ve düşüncenin de ölçüsü yok..

    "İnnemel amelü bin-niyet.." diyelim..
    "Niyet hayır, istikamet hayır.." olsun

    Selam, sevgi ve dualarımla..

    YanıtlaSil
  39. Tansiyonun nekadar yüksek olduğunun farkındayım.Hep istemediğim şeyler oluyor.İftira çok kötü birşey tabi.Şahsıma adledilse sn.ofluoğlu kadar kibar olamam belki.İnsanoğluna yakışmaz iftira.Bu yüsden tepkiyi anormal karşılamıyorum.Ama genede hiçbir ilgisi olmamasına ramen sn işcan ın sn ofluoğluyla ne sıkıntısı olabilir anlamıyorum.BURADAN SESLENİYORUM SAYIN İŞCAN EĞER BU BİR SAVAŞSA SAF IMIZI BELİRLEYELİM.MAKSADIN NE OLDUĞUNU BİLMEMİZ GEREK.BIRAKALIM İFTİRAYI GERÇEK OLSA DAHİ
    1)BUNLARI YAZMAKLA ELİNİZE NE GEÇİYOR.
    2)BU İŞ GERÇEKTEN ÇÖZÜLSÜNMÜ İSTİYOSUNUZ YOKSA KARİYER Mİ YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ.
    3)YÜZ YÜZE KONUŞTUKLARIMIZLA YAPTIKLARIMIZLA YAZDIKLARINIZ NEDEN TUTARSIZ.
    4)SİZİN BU DAVADA YANIMIZDA OLDUĞUNUZU SÖYLEYİP ÇIKTIĞIMIZ BU YOLDA BİZİMLE BİRLİKTE YÜRÜYEN İNSANLARI SAFDIŞI ETMEYE ÇALIŞMAK NE HADDİNİZE.
    5)BU İŞ ÇÖZÜLÜR YADA ÇÖZÜLMEZ LÜTFEN KENDİNİZİ İLAH GÖRMEYİN.BURADAKİ İNSANLARI BASAMAK OLARAK KULLANMAYIN.
    6)FARKINDAMISINIZ BİLMİYORUM ETRAFINIZDAKİ İNSANLAR AYDA BİR DEĞİŞİYOR.KİMSE KALMAZSA YANINIZDA SUÇLU ARAMAYIN
    Ve diyorumki bizi kullanmaya çalışacaksanız huzurumuzu kaçırıp davamıza zarar verecekseniz sizin yolunuz açık olsun.Samimiyetiniz konusunda çok derin şüpheler oluştu bende.Kendiniz söylediniz ofluoğlu nu star haberde izledim ve harekete geçtim diye şimdi nasıl olurda iftira atarsınız.Belkide şu an iftira attığınız adamın o gün star haberdeki programı bir başlangıçtı.Ve belkide sizin oğlunuzda bu sayede içerden erken çıkacak.Sizin MİNNET ANLAYIŞINIZ sizin VEFANIZ bukadarmı.Bırakında size saygı duyalım sn işcan.Yazı yazmaya başladığınız zaman gözünüz dönüyor.Neyin kavgasındasınız.Bu arada sayın ofluoğlu bu çıkış burada biraz ağır olmuş.Tüm siniriniz yansıdı siteye.Sizden böyle tepkiler görmeye alışkın değiliz.Biz sizin SOĞUKKANLI SAKİN VE MANTIKLI yönünüzü seviyoruz.Vede bu çözümün tam odağında olduğunuzu biliyoruz.Yanımızda olmanız bize yeter.

    YanıtlaSil
  40. İşte endişem bu...

    37 ve 38 deki yazımı tam gönderecektim ki Sayın Ofluoğlu'nun yukarıdaki 34 ve 35 teki yazılarını okudum..

    Bu tartışma nerden ne için ve nasıl çıktı..

    Oysa bizlerin fotoğrafı şöyle olmalıydı..

    Hepimizin tek derdi, canhıraş bir haysiyet ve özgürlük mücadelesi..

    Ve başımızda da birikimli ve muteber bir hukukçu olan Sayın Ofluoğlu..

    Hayret bir şey, bir de akçe ve rant paylaşımı içinde olsaydık korkarım bu işin sonu karakolda biterdi..

    Allah akıl ve ruh sağlığımızı korusun..

    Murat YALÇIN

    YanıtlaSil
  41. Erkan Kardeşim,

    Evet pek çok yazımda önlemeye çalıştığım buydu..

    Burhan Bey'de (hep pozitif olmaya çalışsam da, ben de) artık destan türü yazıları bırakalım.. Ben Samsun'da uzaktayım.. Yakın olanlar bu ayrışmayı önlesinler..

    Murat YALÇIN

    YanıtlaSil
  42. Sn .Murat YALÇIN korkarım bu işin sonu karakolda değilde hapiste bitecek.Fazla zamanımız yok ve bu kısacık zamanı bölünerek geçiriyoruz.Bu blog ta olupta çek ten dili yanmayan tek kişi sn.ofluoğlu.Aramızdaki tek hukukçu.Yapılan hareketlerin maksatlı olduğunu düşünmeye başladım.Ben yokum arkadaşlar diyip çekip gitmek birtek ofluoğluna zarar vermez.Başımıza taç etmemiz gereken noktada bıktırılmaya çalışılıyor.Nasıl inanalım şimdi sn.işcana.Bu nasıl bir dava adamlığı.

    YanıtlaSil
  43. Güç yetmiyor sayın Murat.Ele avuca sığmıyor sayın işcan.Çok zaman geçirdik birlikte çok uğraştım.Ama malesef bu mümkün olmadı.Taraf olmadım ben özgürlüğümün tarafındayım.Herşeyden önce ben varım her insanın önce kendisi değilmidir.Kendim için didindim birlikte olalım diye.Ama olmadı.Aksine daha fazla bölmenin yollarını arıyorlar.Ben önce kendim için sonrada sıkıntısı olan her insan için artık davamızı sabote ettiklerini düşünmeye başladım.Genede tanıdığım kadarıyla derimki sn işcan bunları kafasından yapacak kadar düşüncesiz olamaz.Yanlış insanlarla hareket ediyor olabilir.Kimse kusura bakmasın davamızada bize çelme takanı affedemem.
    Saygılar

    YanıtlaSil
  44. Selam kardeşlerim sizlerle duygu ve düşüncelerimi ve aklımdaki soruları paylaşmak istedim ilk sorum başkanımız sayın burhan işcan içindir abi hatırlarsan 11 ağustos ziyaretinde ankarada güven parkta ayrılmadan önce espirili bir şekilde sana senden başkan olmaz demiştim ve nedenide olmayan grubun başkanımı olur demiştim ve biz buraya helalleşmeye geldik birdaha topluluk olmazsa eylem yapmayalım dedim ..abi bu şekilde ki tartışmalar bizi ancak böler dağıtır..zaman birlik zamanıdır tartışma kibirlenme böbürlenme yada bencillik zamanı değildir..hepimiz yanındayız destekçiniz ama sen böyle içeriği nefret dolu yazılar yazdın mı gönüllerde ki başkanlığın sarsılıyor..abi amacın ve hedefin nedir ? Abi yazdıklarımda kalbini kırdığım bir yer varsa özür dilerim eğer bir hatam varsa yüzüme söyleyebilirsin yada burda da yazabilirsin.. bu yazıyı yazma nedenim telefonla da seni aradım ve dedim ki abi birliği beraberliği dağıtma bencilliğinin kurbanı olma,yazılanlara kulak asma peki abi birbirimizi kırarak neye kavuşçaz şu an bu yazıyı yazarken bile keşke bu yazıyı yazmamı gerektiren nedenler olmasaydı diyorum...abi yazdıklarımdan dolayı zaten özür diledim eğer ki gerçekten bu davaya sahip çıkmak istiyorsan ve bu mücadeleye inanıyorsan lütfen rica ediyorum tartışmaları sonlandır abi..abi bu mücadele sadece internetten yazışma mücadelesi ise ben yokum arkadaşlar şunu iyi düşünelim eğer ki yeter li sayı olmaz yada birlik ve beraberlik sağlanmazsa burdan kimse umut aramasın kendi umudu nu kendin de bulsun hayatına devam etsin.ama yok burdan umut bulan ümit eden varsa davasına sahip çıksın her türlü tartışmanın önüne geçsin eğer ki kim birlik ve beraberlik aleyhinde bir yazı yazıyorsa o dost değildir bizim için..ve bu dava ancak dostluk davası olursa gönül davası olursa başarı ile sonuçlanır..yoksa gerisi boş konuşma ve yazışma olarak kalacaktır... boşa vakit geçirmek istemeyenler lütfen davamıza sahip çıkalım çıkmazsak şuna emin olun ekimden sonra buralarda da yazışan kimse kalmayacaktır diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
  45. Sn.bişeyyapmalı.Gerçektende bişeyler yapmalı.Şu kararlılığı göstermeliyiz.Bu blog bizim.Sayın admin Cüneyt bizden biri.Yaptığı her hareketi içinden gelerek yaptığına eminim.Bizi bizden başkası anlıyamıyor.Rant peşinde koşan çek sorunuyla ilgisi olmayan insanlar bizi nereye götürür biliyorsun.Biz burada yeterli sayıdayız.Bu işi becereceğimizden de şüphem yok.Bizi kendi halimize bıraksınlar.Bölmeye çalışmasınlar.Tuzu kuru insanların sinsi planlarına ihtiyacınız yok itirazımız var.Biz haklı olduğumuz bi olayı çözerken çirkinleşmemeliyiz.

    YanıtlaSil
  46. sayın sıte sakınlerı,aklı basında okumus yada bır karıyerden emeklı olmus ınsanların neyın mucadelesını nasıl vermeye calıstıgını gorduk.anlamak mumkun degıl.bır dostumla yaptıgımız ozel gorusmede bunları fark etmıs ancak bu kadarda olamaz dıye dusunerek konu etmek ıstememıstık.nasılsa anya konya bırgun ortaya cıkar demıstık.ıste ogun bugun..nedır bu ofluoglu ve ıscan konusu.suclamalar,yersız saldırılar.BEYLER ISINIZE BAKIN.BIZI SIZ HICBIR PLATFORMDA TEMSIL ETME YETISINE SAHIP DEGILSINIZ.yada kısacası bız CEKMAGDURLARI BUNU ISTEMIYORUZ.cunkı aylardır gordukkı kım neyın derdınde.bız anladık beyler.neyın ne oldugunu anladık.BIZI RAHAT BIRAKINDA KENDI YOLUMUZDA ROTAMIZDA YOLUMUZA DEVAM EDELIM.BIZIM KAPTAN BELLI.SOYLEMEME BILE GEREK YOK.ADINI YAZMAYA GEREK BILE DUYMUYORUM.CUNKI HERKES ZATEN BILIYOR.bu kadar emek bosuna verılmıyo,BIZI RAHAT BIRAKIN.sız onumuzu kesmek ıcın ugrassanızda,SU YOLUNU BULUR.

    YanıtlaSil
  47. nasılinsanlarız biz anlamak mümkün değilmağdurlukta bile çatışma var neyin kavgsı yapılıyor ve ne adına yapılıyor gerçekten anlamıyorum kavga yeri değilki burası çekişmenin olduğu yerde başarı nasıl olacaak işin ciddiyeti bir tarafa bırakıldı abuk bir tartışmanın içine girildi yazık oluyor bize sonunda tipik davranışımızolan kaderimize razı olur otururuz akdenz

    YanıtlaSil
  48. BİR ŞEYE DİKKAT EDİLSİN; BEN NEYE TEPKİ DUYUYORUM, YALANA, DOLANA BİR, İKİ BİLMEDİĞİ BİR KONUDA AHKAM KESEREK İNSANLARI YANILMASINA, HUKUK ALANINDA.. HUKUK ALANINDA YANLIŞ ŞEYLER YAZMASI BAĞIŞLANA BİLSE DE YALANLARLA İNSANLARI KARARLIYOR, YALAN YAZIYOR..BURHAN İŞCAN FANLARI ŞU SÖZLERİ BANA AÇIKLASIN LÜTFEN.
    -OFLUOĞLUNUN 10 TANE SİTESİ VAR..ARKASINDAN BU 10 SİTEYİ KİM OFLUOĞLU'NA HAZIRLIYOR?
    NE DEMEK BU SÖZLER, NE ANLIYORSUNUZ BUNLARDAN?
    HADİ 10 SİTEMİ AÇIKLASIN. NE DEMEK İSTİYOR OFLUOĞLU'NU BİRİLERİ FİNANSE EDİYOR, AJAN OFLUOĞLU.BAŞKA TÜRLÜ ANLAMAK MÜM KÜN MÜ BU SÖZLERİ.. HADİ AÇIKLASIN 10 SİTEYİ..
    BEN ÇEK MAĞDURLARININI LİDERLİĞİNE SOYUNMUŞ DEĞİLİM.. BU BLOGDA BENDEN ÇOK HESAP NUMARASI İSTENDİ, DUYDUNUZ GÖRDÜNÜZ MÜ HESAP NUMARASI VERDİĞİMİ..
    BEN ÇEK MAĞDURLARININ DAVETİ İLE İKİ ANKARA EYLEMİNE KATILDIM.BEN ÇEK MAĞDURLARINI KENDİ LİDERLERİNİ İÇLERİNDEN ÇIKARACAĞINA İNANIYORUM, VAR DA..
    AMA BU ADAMI SORGULAYIN LÜTFEN NEDEN YALANLARLA İNSANLARI KARARLIYOR, BENDEN NE İSTİYOR?
    BU ADAMIN ÇOCUĞU HAPİSTE Mİ, DEĞİL Mİ SORGULAYIN LÜTFEN,AMACI NE BU ADAMIN?
    BEN BLOGLARDA 300 CİVARINDA YAZI YAZDIM BİR TEK YALANIMI BİR TEK YANLIŞIMI BULAN YAYINLASIN..
    OFLUĞLU

    YanıtlaSil
  49. İŞCAN ÇOCUĞU HANGİ HAPİSHANEDE? ŞÜPHE DUYUYORUM.. ÇÜNKÜ BİR İNASAN BAŞKALARINA ZARAR VERSE DE KENDİ ÇOCUĞUNA VERMEMELİ..
    JERARDE BANA DÜN AKŞAM BANA BİRŞEYLER ANLATTI. HATİCE HANIM BURHAN İŞCAN'A SORMUŞ, ÇOCUĞUNDAN HİÇ BAHSETMİYORSUN DEMİŞ. O DA ÇOCUĞUNUN HAPİSTE OLDUĞUNU, TANIK KORUMA YASASINDAN ÖTÜRÜRÜ YERİNİN GİZLİ OLDUĞUNU, SADECE ANNESİNE SÖYLEMİŞLER YERİNİ DİYE ANLATMIŞ.
    BUNLAR BANA İNANDIRICI GELMEDİ. ANNE BİLİYOR ÇOCUĞUN YERİNİ. BABA BİLMİYOR. HEM BÖYLE BİR TANIK KORUMA YASASI DA YOK. BU İŞCANI KORUMA YASASI OLABİLİR..
    İŞCANIN ÇOCUĞU HANGİ HAPİSHANE DE?

    YanıtlaSil
  50. 1 – Hiç bir siyasi düşüncenin ne karşısındayız, ne de yanındayız, küresel ekonomik güçler, küresel politik aktörlerle kafamızı meşgul edemeyiz ,

    bizim canımız yanmıştır, Ateşin düşüp Yaktığı yerdeyiz Biz çek mağdurlarıyız.

    2- Çek mağdurları Derneği gibi, kendimize bir kimlik atayan, bir oluşum içinde değiliz.
    (OFLUOĞLU)
    HANGİ OLUŞUMDA OLDUĞUNUZU DA BİZ BİLİYORUZ.

    YUKARIDA 2 NUMARA İLE YAZILAN CÜMLE BANA AİT DEĞİL, ÇEK MAĞDURLARI SİTESİNİN, YANİ BU SİTENİN YOL HARİTASINDAN ALINMIŞ. BU SÖZDE BİR ŞEY YOK AMA BANA AİT DEĞİL, AMA ALTINDA BİR CÜMLE DAHA VAR, TEKRAR YAZALIM:
    "HANGİ OLUŞUMDA OLDUĞUNUZU DA BİZ BİLİYORUZ."
    BU CÜMLE İLE NE ANLATILMAK İSTENMİŞ? İŞCAN NE ANLATMAK İSTİYOR?
    İŞCAN AÇIKLASIN, OFLUOĞLU HANGİ OLUŞUM İÇERİSİNDE?
    BEN NE YAPABİLİRİM? BİR ADAM BENİ BÖYLESİNE AKIL ALMAZ, DAYANAKSIZ SÖZLERLE İTHAM EDİYORUM, ONURUMLA OYNUYOR. SUSUP OTURMAK KABÜLLENMEK DEĞİL Mİ?
    ELBETTE BU SAÇMA DAVRANIŞ BU İNSANLARIN DAVASINA ZARAR VERİYOR, BU ÇO ACI VERİCİ BİR ŞEY.. AMA NE YAPMALI? SÖYLEYİN LÜTFEN.. BU ADAM YA BU ÖLÇÜSÜZ İTHAMLARINI KANITLAMALI, YA DA HESABINI VERMELİ..HESAP VERMENİN BİR ÇOK YOLU VAR, BİRİSİ ADLİ YOLDUR, SAVCILIK VE HUKUK MAHKEMELERİDİR. YAZI YAZDIĞI BLOGLARIN SORUMLULARI DA BU HESABI VERMELİ..İŞCAN FANLAR CEVAP VERSİN, YA DA AKLI BAŞINDA SAĞ DUYULU İNSANLAR ÇÖZÜM ÖNERSİN.. BİR ADAM YAYIN YOLU İLE İNSANLARA HAKARET EDİYOR,MESNETSİZ İTHAMLARDA BULUNUYOR..
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  51. BENİM KİM OLDUĞUM BELLİ,BAROM BELLİ, ADRESİM BELLİ, GEÇEN BİR YAZIMDA 40 YILLIK GEÇMİŞİMİ LİNKLER VEREREK YAZDIM.BENİ İSATANBUL BAROSUNUN DUAYENLERİ İYİ TANIR.. HER ŞEYİM ORTADA..
    SADECE MERAKTAN SORUYORUM:
    KARSİLİKSİZÇEK WORDPRESS ADMİNİ KİM? NEDEN SAKLANIYOR? ADI, SANI, ADRESİ NEDİR?
    NEDEN SAKLANIYOR. BLOGDA YAZDIĞINA GÖRE MAĞDUR DEĞİL.. KİM O ZAMAN NEDEN SAKLANIYOR?
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  52. TUTUKLAMAYA DÜŞEN HER KİŞİ BANA SALDIRDI.
    SON SALDIRIYI DA TARIK YAPTI.
    CÜNEYT İSE ONLARA ÇANAK AÇTI.
    SORARIM SİZLERE BUNLAR BANA HAKMI

    KİMSEDEN BEKLEMEDİM ASLA TAKDİR.
    NE YAPTIM DA GÖRÜLDÜM HAKİR,
    BEŞ AY DA BEKLEDİ BİRİLERİNİ BU FAKİR
    OFLUOĞLUYDU HAREKET İÇİN VEREN FİKİR

    BURHAN İŞCAN KARSİLİKSİZCEK WORDPRESS'TEN ALINTI
    .......................................
    BU SATIRLAR DA İŞCANA AİT.. GÖRÜYORSUNUZ BENİ ÇOK YÜCELTİYOR.
    HAREKET İÇİN BENİM FİKİR VERDİĞİMİ SÖYLÜYOR.. EVET BU BLOGLARI TAKİP EDENLER BAŞINDANBERİ NEYİN NE OLDUĞUNU BİLİYORLAR..PEKİ GÜN ARA İLE BENİ YÜCELTİP SONRA DA İTHAM EDİP AŞAĞILAYAN BİR İŞCAN NE OLABİLİR? BELKİ HASTA..DAHA BİR KAÇ BİR HAFTA ÖNCE OFLUĞLU BENİ BAĞIŞLA DİYE ÖZÜR DİLEDİ.. HASTA MI BU ADAM SİZCE? HASTA İSE BU HAREKETE ZARAR VERMEMESİ MÜMKÜN MÜ? KOLAYINA KAÇMADAN BU YAZILARI BULUN OKUYUN LÜTFEN..HASTA İSE ONA GÖRE, KASITLI İSE ONA GÖRE AMA HER KOŞULDU BU ADAMI ANLAMADAN YOLA ÇIKMAK BİR FELAKETTİR..
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  53. WORDPRESS BU YAZILARI DELETE ETMEDEN OKUYUN BU YAZILARI. AYRICA BURHAN İŞCAN'IN 3 HAFTADIR BENİMLE İLGİLİ BU BLOGDA, BENİM BLOGDA VE ADMİN'İN BLOGUNDA YAZDIĞI YAZILARI OKUYUNUZ. ÇELİŞKİLERİ GÖRECEKSİNİZ. BU ADAM HASTA MI, BAŞKA BİR ŞEY Mİ? KARAR VERMENİN ZAMANI DEĞİL Mİ?
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  54. http://karsiliksizcek.wordpress.com/2009/08/16/ayse-arman-kemal-kilicdaroglu-zafer-caglayan-karsiliksiz-cek/comment-page-2/#comment-16471

    ADMİN HABERLEŞME BÖLÜMÜ LİNKİ

    YanıtlaSil
  55. Murat YALÇIN // Eylül 11, 2009 12:27 am | Yanıtla

    Sevgili Burhan Bey,

    “UZUN SÜREN ANLAŞMAZLIKLARDA İKİ TARAFTA HAKSIZDIR..”

    Ben bir tartışmaya değil uzlaşmaya talip olmak istiyorum..
    ADMİN BLOGUNDAN MURTA YALÇIN'IN BU SATIRLARI..
    MURAT YALÇIN YALAN DOLAN İLE UZLAŞMA NASIL OLACAK? ADAM İTHAM EDİYOR, SUÇLUYOR.. NASIL BİR UZLAŞMA OLACAK..LÜTFEN AÇIKLAYIN..
    İŞCAN İTHAMLARINI KANITLAMALI, YA DA ÇEKİP GİTMELİ..OFLUOĞLU HEM SANA EYLEM İÇİN FİKİR VEREN, HEM DE KARŞI CEPHEDE OLUŞUM İÇERİSİNDE OLAMAZ..
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  56. HABERLEŞME BÖLÜMÜNÜN GİRİŞİNDE ŞU UYARI VAR:


    Haberleşme Bölümü
    Ağustos 16, 2009 · 193 Yorumlar

    150Degerlendiriniz


    Arkadaşlarım birbiriniz ile haberleşmek , not iletmek, fikir paylaşmak veya sırf günaydın demek için burayı kullanabiliriniz.


    Bu kurallara uymanızı rica ediyorum.

    Kişileri hedef almayınız.
    Kimsenin e-posta sı, kişisel telefonu gibi bilgileri paylaşmayınız
    Küfür, hakaret elbetteki bize yakışmaz.
    Yorumlar onaylama için beklemeyecektir. Aykırı kullanım durumunda sileceğim.
    ADMİN UYARISI İŞCAN İÇİN GEÇERLİ DEĞİL DEMEK Kİ....

    YanıtlaSil
  57. BURHAN İŞCANI KULLANAN RANTÇILAR VAR HEDEF GÖSTERENLER VAR BUGUN RAHMİ OFLUOĞLUNU HEDEF GÖSTERDİLER BUNU BİZİ SİNDİRMEK İÇİN YAPIYORLAR.ADMİN BUGUN OFLU YU HEDEF GOSTERDİ BİZ AİLEMİZİN HAYATTA KALMASI İÇİN BU MUCADELEDE VARIZ AİLEMİZİN EKMEĞİ İÇİN BURDAYIZ BİZİM İÇİN AİLEMİZ İÇİN ÖLÜM KALIM MÜCADELESİNDEYİZ BUNU ENGELLEMEYE ÇALIŞANLAR İYİ DÜŞÜNSÜNLER AKILLARINI BAŞLARINA ALSINLAR. URFALI

    YanıtlaSil
  58. sitesi olan bu admin magdur degilse bunun niyeti ne para icin magdurlarin hayatiyla oynayacak adamin aklini alirim aklini bu adminin adi soyadi hangi sehirde bilen varmi

    YanıtlaSil
  59. ISTANBUL UMRANIYEDE BIR ELEKTRONIK FIRMASINDA

    YanıtlaSil
  60. BUGUN ÇEKTİĞİNİZ MSJLARDAN SONRA SİZE GERİ DÖNEN VEKİL OLDUMU? YADA SİZİN GÖRÜŞEBİLDİĞİNİZ... PAYLAŞIRSANIZ SEVİNİRİM

    JENARDİ

    YanıtlaSil
  61. AMAN ERKAN DİKKAT ET. EMRE KARŞI GELME. SONRA FENA OLURSUN. BAK SİTEDEN KOVULURSUN

    Çek Mağdurları hiç bir çıkara hizmet etmez ve kendi planları programlarını yapar ve dilediği kişiyle görüşür, bizim adımızı kullanarak bize zararı olabilecek bu tip organizasyon yapmaya çalışanlar olursada bunu engelliyeceğimizi bilsinler.

    NE ZAMAN ÇIKACAKSINIZ SAKLANDIĞINIZ DELİKLERDEN.
    BU ZAMANA KADAR NE YAPTINIZ SOYTARILAR
    SİZ KİMSİNİZ DE
    BAŞKALARININ ADINA KARAR VERİYORSUNUZ.

    BURHAN İŞCAN ADMİN BLOGDAN ALINTI

    http://karsiliksizcek.wordpress.com/2009/08/16/ayse-arman-kemal-kilicdaroglu-zafer-caglayan-karsiliksiz-cek/

    YanıtlaSil
  62. Baloncu

    Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların, adamı nasıl havaya kaldırmadığıydı.

    Baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve titrek bir sesle:
    - Baloncu amca!... dedi. Biliyor musun, benim hiç balonum olmadı.

    Adam, çocuğu şöyle bir süzdükten sonra:
    - Paran var mı? diye sordu. Sen onu söyle.

    - Bayramda vardı!. diye atıldı çocuk. Önümüzdeki bayramda yine olacak.

    - Öyleyse o zaman gel!. dedi adam. Acelem yok, beklerim.

    Küçük çocuk sessizce geri döndü. O âna kadar balonlardan ayıramadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Birkaç adım attıktan sonra onlara tekrar baktığında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacının dallarına takılmıştı.

    Çocuk, olup bitenleri hayretle seyrederken, baloncu ona dönüp:
    - Küçüüük!. diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm.

    Yapılan teklif, yavrucağın aklını başından almıştı. Kalbi sanki yerinden çıkacaktı. Ağacın altına doğru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine yaklaşırken duyduğu sevinç, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu. Balonlara güç bela ulaştığında, bir müddet onları seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı.

    Ancak balonlardan biri gruptan kopmuş ve dalların arasına sıkışmıştı. Hemen yanında da dikenler vardı. Çocuk onu kurtarmaya çalışsa, bu dikenler onu patlatacaktı.

    Balona hiç dokunmayıp aşağı indi ve baloncuya dönerek:
    - Birini bana verecektiniz!.. dedi. Hangi balon o?..

    Adam, elinin tersiyle burnunu silip:
    - Seninki ağaçta kaldı ufaklık!.. dedi. Çıkıp alabilirsin.

    Çocuk, bu sefer ayakta bile duramadı. Ve kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parıldayan balonuna bakarak:
    - Olsun!.. diye mırıldandı. Ağaç üstünde de olsa bir balonum var ya artık!

    selam arkadaşlarım dava kardeşlerim bu hikayeyi size kişisel duygularımı paylaşmak için aktardım eğer ki olurda yine gelmezseniz ve bu mücadeleyi sahipsiz bırakırsanız inanın sadece gelmeyenler için üzüleceğim çünkü bu sorun çözülmeyecek bir sorun değil yeter ki birlik olalım kendimiz için değil bizden daha zordaki insanlar için gidelim gitmekle ne kaybederiz ki eğer ki canı gönülden gitmek isteyenler olurda sayı yetersizliği yüzünden gidemezse hiç üzülmesin çünkü ağaçtada olsa bir balonları olacaktır sevgilerimle

    YanıtlaSil
  63. SEVGİ VE VEFA
    Selam kardeşlerim abilerim yazı başlığımdan da anlaşılacağını ümit ederek sizlerle duygularımı paylaşmak isterim..arkadaşlar burhan işcan başkanımızın bu mücadele de verdiği emeği ve gösterdiği azmi inkar etmek vefasızlık olur,onun bize verdiği tek şey sevgisidir,bizleri o kadar sevmiş ki bizler için her eylemde bulunmuş çok zor şartlar altında mücadele etmiştir..bir kalbi kırıp atmak çok kolaydır lakin kazanmak çok zordur hatasız kul olmaz hatalar kullara mahsustur...burda bizlerde de burhan işcan da da hatalar vardır lakin çözüm birbirimizi kırmak değil birbirimizin gönlünü kazanmaktır..bu gönül mücadelesine birlik ve beraberliğe katılmayan kişinin zaten kazanacağı yada kaybedeceği bir gönül yoktur...ben bu davaya gönül verdim inandım ekim ayında aslanlar gibi 200 kişi hedef koymuştuk emre kardeşim de 500 olsun dedi tamam dedim sevindim ve bu hedef tutmazsa gelmeyenler için üzüleceğim birlik ve beraberliğe yanaşmayanlar için üzüleceğim çünkü benim ağaçta da olsa bir balonum var diyebiliyorum sevgilerimle

    YanıtlaSil
  64. SMS GÖNDERDİM ANDA HEMEN BURDUR MİLLETVEKİLİ BAYRAM ÖZÇELİK ARADI ANLATTIM DİNLEDİ BUGUN HER YERDEN MESAJ GELİYOR DEDİ SORUNLARI BİLİYORUZ BUNDA GÖREVLİ ARKADAŞLARIMIZ ÇALIŞIYOR EKİMDE BİR ÇARESİNİ BULACAKLARINI SÖYLEDİ BUGÜN ÇOK MESAJ GİTMİŞ BURDURDA ÇEKTEN CANI YANAN ÇOK BİLİYORUZ GEÇMİŞLER OLSUN DÜZELİR DEDİ ALLAH RAZI OLSUN BURAYI SÖYLEDİM BİLİYORUM DEDİ ALLAH BİN KERE RAZI OLSUNN

    YanıtlaSil
  65. 499+1:500
    selam kardeşlerim aklımdan geçen bir toplama işlemini sizlerle paylaşmak istedim buralarda yazışıyoruz birlik beraberlik kardeşlik arıyoruz kardeşlik oldumu içimize umut ve sevinç doğuyor lakin tartışma oldumu içimizde acılar daha da çoğalıyor bu sitelere bakmak bile geçmiyor içimizden bu yüzden yazacak olduğumuz yazılarda 499 kişilik bir sayıyı yakaladığımızı ve 1 kişi nin eksik olduğunu o bir kişide kalbini kırdığımız birisi olabilceğini düşünmemiz gereklidir.bu yüzden biz kimsenin kalbini kırmamaya özen gösterelim eğer sayımız 499 olursa kısmet değilmiş diyelim ama vicdanımızda rahat edelim bu yüzden bizim gönlümüz herkese açık hedefimiz belli amacımız belli yeterki biz kendimize davamıza sahip çıkalım takdir ALLAH ındır hakkımızda hayırlısı olur inşallah...

    YanıtlaSil
  66. beni de ahmet iyimaya bey aradı. bugun bir sürü msj geliyor sözleştiniz mi dedi.. bende dedim ki insanlar artık patlama noktasına geldi. insanları binaların tepesinden kurtarmaya çalışıyoruz dedim. düzelecek inş dedi ve ekledi. kötü niyetli olsun iyi niyetli olsun bu çek kanunu anayasaya aykırıdır...

    msjlarımız çok etkili olmuş arkadaşlar. şimdi ise fax kampanyası başlatıyoruz.. maillerinize bilgiler gelecek. lütfen hassiyet gösterelim bu işi bitiricez

    jenardi

    YanıtlaSil
  67. Bravo arkadaşlar en iyi savunma saldırıdır.Mesajlara devam
    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Kasıt ve Kötü niyet yoksa, ekonomik suçlarda, Devlet veya şahıslara olan borç yüzünden hapis cezası insan onuruyla oynamaktır.

    http://cekmagduru.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  68. Gerçek Dostluk


    Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü.

    İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru
    altındaydılar. Asker teğmene koştu ve:
    - Teğmenim. Fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?..

    Delirdin mi? der gibi baktı teğmen...
    - Gitmeye değer mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile.. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakın..

    Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi.. "Git o zaman.."
    İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti..

    Sonra onu sipere taşınan arkadaşına döndü:
    - Sana değmez, hayatini tehlikeye atmana değmez,demiştim. Bu zaten ölmüş..

    - Değdi teğmenim. dedi asker..
    - Nasıl değdi? dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun?..
    - Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı..

    Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için.. Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:

    - Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı...

    GELECEĞİNİ BİLİYORDUM...

    selam arkadaşlarım bu hikayeyi sizlerle paylaşmamın nedeni böyle bir olayı yaşamamızdır en son 11 ağustos meclis ziyaretimizde eğerki yeterli katılım olmazsa gitmemeyi düşünmüş lakin önceki eylemlerde oluşan dostluğumuzdan dolayı yinede gitmiştik ankara da buluştuk ve toplam 8 kişi kalmıştık aramızda konuştuk ve gelmeyenler adına çok üzüldük bu yüzden bu sefer arkadaşlar kimse kusura bakmasın yeterli sayı oluşmaz ise eyleme katılmıcaz eğer ki böylesi bir dostluk ve kardeşlik arayanlar varsa ekim ayında hepberaber buluşup dostluğumuzu ve kardeşliğimizi paylaşalım gelecek olan dostlarıma şimdiden teşekkürlerimi sunarım birde buradan burhan işcan a yine sesleniyorum burhan abi seni abi olarak büyüğüm olarak bu davanın sahibi ve babası olarak dostum olarak gördüm insanlar bir ümit bir umut arıyor eğer benim gördüğüm ve tanıdığım burhan işcan sen isen bu davaya kardeşçe dostça katılır en güzel şekilde gönüllerimizdeki yerini korursun buna eminim abi bu yüzden bizler senide aramızda görmek istiyoruz bir büyüğümüz olarak yada bizden istediğin birşey varsa yapmaya hazırız ama önce gönüllerimizde beraberlik yakalamamız lazım ben seni anlıyorum abi ama yalnış anlayanlar olabilir seni karalamak için uğraşanlar da olabilir ama senin bunlara izin vermemen gerekir eğer izin verirsen yaşanılan dostluklarda sevgilerde geride yaşanmış bir hatıra olarak kalacaktır..bizim dostluğumuz ölene kadar sa senin kalbini kıranlar ve kendi adıma özür dilerim elimizi uzatıyoruz tutup tutmamak sana kalmış abii ALLAH hakkımızda hayırlısını nasip etsin inşallah ama yok yinede elini uzatmayıp kendince kenarı çekilirsen abi vicdanında kendini lütfen sorgula olurmu ?

    YanıtlaSil
  69. selam kardeşlerim birlik ve beraberliğin başlaması içimize kardeşlik umutlarının yerleşmesi yapılan eylemleri ve karşılığındaki etkileri göstermeye başlamıştır yine mail ve fax trafiği hızlanmış ve sonuçlar alınmaya başlamıştır buda çıktığımız yolda inancımızı,cesaretimizi,kararlılığımızı koruyarak başarıya ulaşacağımızı göstermektedir lakin mail ve fax olayı defalarca yapılmış yeterli sonuca ulaştırmamıştır bu yüzden fiziksel birleşimimiz şarttır bunun içinde gönüllerimizden kesinlikle bu davaya destek olmamız sahip çıkmamızın geçmesi gerekmektedir.illa ki çok zor durumda olup gelemeyecek arkadaşlarımız vardır ama inanan kişi sorun değil çözüm üretebilir bir yakınını yada bir dostunu bu davaya destek olmak için yollayabilir böylesi bir duruma rağmen yine katılmayı düşünmeyenler şunu da iyi bilmelidir inanan 499 kişiye destek olmamakla böylesi bir eylemi engellemenin sorumluluğunu katılmamakla üstlenmiştir bunun vebalinide kendi vicdanında kendisine anlatmalıdır bu yüzden ALLAH hakkımızda hayırlısını nasip etsin inşallah

    YanıtlaSil
  70. SEVGİLİ ARKADAŞLAR VEKİLLERİMİZE GÖNDERMİŞ OLDUĞUMUZ MESAJLARIMIZ ETKİLİ OLMUŞTUR.ARKADAŞLARIMIZDAN ÇOĞUNU VEKİLLERİMİZ ARAYARAK GÖRÜŞMÜŞLERDİR. ŞİDMİ STRATEJİMİZİ BİRAZCIK DEĞİŞTİRİCEĞİZ. HERZAMAN YAPTIĞIMIZ YADA YAPTIĞINIZ İŞLER AMA, BU İŞLERİN TOPLU OLARAK VE SIKLIKLA YAPILMASI GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ ETKİLİ OLMAKTADIR.ŞİMDİ MAİLLERİNİZE VEKİLLERİMİZİN VE BAZI SİVİL TOOPLUM ÖRGÜTLERİMİZİN FAX NUMARALARI GELECEKTİR.

    PAZARTESİ GÜNÜ BU TELEFONLARA HERKES LÜTFEN HASSİYETLE FAX ÇEKSİN. İSMİNİZİ VE SOYADINIZI YAZARAK BU İŞE RESMİYET DE KAZANDIRABİLİRSİNİZ. KAÇAK DURUMDA OLAN ARKADAŞLAR BİR KIRTASİYEYLE ANLAŞARAK BU NUMARALARA FAXLARINIU GÖNDEREBİLİRLER. 20 FAX EN FAZ 5 TL TUTAR.BU KONUDA LÜTFEN ÜZERİNİZE DÜŞENİ YAPIN

    ____________14,09,2009__________PAZARTESİ________FAX YAĞMURU


    FAXLARINIZDA,KISA DEMEÇLERE YER VERİN. ÇOK KISA BAŞINIZDAN GEÇENLERİ,ŞUANDAKİ DURUMUNUZU ANLATIN. BU YASANIN 5 YIL OLDUĞUNU,ANAYASAYA AYKIRILIĞI,700 BİNİ BULAN KAÇAK ENSAF SAYISINI DA MUTLAKA BELİRTİNİZ..

    SAYGILARIMLA JENARDİ

    YanıtlaSil
  71. SEVGİLİ ARKADAŞLAR VEKİLLERİMİZE GÖNDERMİŞ OLDUĞUMUZ MESAJLARIMIZ ETKİLİ OLMUŞTUR.ARKADAŞLARIMIZDAN ÇOĞUNU VEKİLLERİMİZ ARAYARAK GÖRÜŞMÜŞLERDİR. ŞİDMİ STRATEJİMİZİ BİRAZCIK DEĞİŞTİRİCEĞİZ. HERZAMAN YAPTIĞIMIZ YADA YAPTIĞINIZ İŞLER AMA, BU İŞLERİN TOPLU OLARAK VE SIKLIKLA YAPILMASI GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ ETKİLİ OLMAKTADIR.ŞİMDİ MAİLLERİNİZE VEKİLLERİMİZİN VE BAZI SİVİL TOOPLUM ÖRGÜTLERİMİZİN FAX NUMARALARI GELECEKTİR.

    PAZARTESİ GÜNÜ BU TELEFONLARA HERKES LÜTFEN HASSİYETLE FAX ÇEKSİN. İSMİNİZİ VE SOYADINIZI YAZARAK BU İŞE RESMİYET DE KAZANDIRABİLİRSİNİZ. KAÇAK DURUMDA OLAN ARKADAŞLAR BİR KIRTASİYEYLE ANLAŞARAK BU NUMARALARA FAXLARINIU GÖNDEREBİLİRLER. 20 FAX EN FAZ 5 TL TUTAR.BU KONUDA LÜTFEN ÜZERİNİZE DÜŞENİ YAPIN

    ____________14,09,2009__________PAZARTESİ________FAX YAĞMURU


    FAXLARINIZDA,KISA DEMEÇLERE YER VERİN. ÇOK KISA BAŞINIZDAN GEÇENLERİ,ŞUANDAKİ DURUMUNUZU ANLATIN. BU YASANIN 5 YIL OLDUĞUNU,ANAYASAYA AYKIRILIĞI,700 BİNİ BULAN KAÇAK ENSAF SAYISINI DA MUTLAKA BELİRTİNİZ..

    SAYGILARIMLA JENARDİ

    YanıtlaSil
  72. SN.CÜNEYT BEY

    BANA SMS YOLLANACAK VEKİLLERİN MAİLİNİ YOLLAMAMIŞINIZ.
    CAN

    YanıtlaSil
  73. işey yapmalı kardeş,

    Burhan beyle ilgili 63 teki yazını okdmasam ve katılmasam aşağıdaki mektubu buraya yazmayacaktım.. diğer siteye yazdım çünkü..

    Hadi güzel kardeşim mektubum hakkında görüşlerin nedir?

    Sevgilerimle

    Murat YALÇIN

    YanıtlaSil
  74. Sevgili Burhan Bey

    Evvela maksadımı bir-iki cümle ile özetlemek istiyorum..
    Sizinle veya bir başkasıyla karşılık bulması halinde dost olmaya memnuniyetle çaba; dostluğun ve arkadaşlığın korunması içinde çok fazla özen gösteririm..

    Sizinle veya bir başkasıyla gerektiğinde dostluğa, arkadaşlığa zarar vermeyecek nükte, eleştiri hatta hiciv de yapmaya çalışırım..

    Ama arkadaşım, dostum dediğim karşımdaki birini incitecek, değersizleştirecek ve bundan dolayı karşımdakinden önce kendime verdiğim değeri eksiltecek laf kalabalığına, tartışmalara polemiklere asla girmem..

    Şayet kaçınılmaz bir şekilde bir münazaraya dahil olursam, bu defa da kendimde hissettiğim nitelik ölçüsünce düşüncelerimi ifade etmeye çalışırım..

    İşte maksadım bu.. Peşinen söyleyeyim, kimseyle sevimsiz, bıktırıcı üstelik hiçbir yararı olmayacak polemik yapmak istemiyorum..

    Üzülerek görüyorum ki, bir münazara (nerdeyse karşıt gruplar halini almış) bir ayrışma içindeyiz..

    Bu fotoğraf iyi değil..
    Her halde ’hayır iyi’ diyen de yoktur..

    Peki nedir fotoğraf..?
    Bizler, insafı kalmamış, vicdanî değer üretemeyen bir düzenin, diz çöktürüp yerlerde süründürdüğü bir kadersiz insanlar grubuyuz..

    Akif’ten mülhem olarak;
    Allah’ım ne bahtsız insanım, ne talihsiz adam,
    Ya olmasaydı borcum, ya da olsaydı param..

    Fuzulî ile söylenirsek;
    Ya ver bana mihnetimce takat
    Ya takatım yettiğince mihnet..

    diye münacatlarda bulunuyoruz..

    Yukarıda ki sözlerimi düzeltmeliyim.. Aslında bu coğrafya, bu topraklar merhametin, insafın ve vicdani değerlerin dağa taşa toprağa, kuşa kurda can verdiği vatan topraklarıdır..

    Kendisinden dinlemiştim, S.Demirel’in kendi beyanıdır; İsrail devlet başkanı, Cumhurbaşkanı iken bana “- Siz bu coğrafyada (Ortadoğu) orta rütbeli bir subayla asırlardır kavgasız gürültüsüz asayiş sağladınız.. Biz en ileri teknoloji ve askeri donanımla bunu başaramıyoruz.. Siz neyle başarmıştınız?..” diye sordu, ben de cevaben dedim ki;
    - Adaletle!

    Sevgili Burhan Bey

    Şahsen ben bir pazarlık olsa 1 gün dahi böyle bir cezaya ve böyle bir alçak bir suçla muhatap edilmeye rıza gösteremem.. Zira işini işyerlerini, güce ve akçeye dayalı prestijini kaybetmiş müflis bir iş adamı olmaktan dolayı evet bir zillet yaşıyorum.. Ama asla bir değersizlik duygusu içinde değilim..

    Şeriat (Adalet, kanun) var, şeriatın kestiği parmak acımaz.. 80 kişi istihdam, 1000 civarında müstahsile ödeme yaparken bugün park parasını hesap eder duruma düşersin.. Bu halde yaşlı ana babamın oturduğu ev dahil mütevazı neyim varsa İcra’ya verilmesine, hacizlere uğramasına ve yok pahasına satılmasına ‘gık’ diyemeyiz.. Şeriat budur çünkü.. devlet budur çünkü..

    Çocukken harmanımız yanmıştı.. Kurtaramayacağımızı anladığımızda çok büyük bir üzüntüyle elimiz koynumuzda seyretmiştik çaresizce yangını..

    Bu gün içinde bulunduğumuz durum tıpkı bizim, hepimizin ‘harmanımızın yangınıdır’..

    Yangınımızı çaresiz ve elimiz koynumuzda takatimiz, imkanımız ve umudumuz bitmiş olarak seyrediyoruz.. İçimiz alev alev yanıyor..

    Ve bir devlet eli (kolu demek daha uygun) uzanıyor elinde kelepçeler ile..

    İnsafın kurusun.. Kurumuş ya zaten..

    Ecdadın adalet ve asaletinin mirasçıları olan devlet, bu devlet mi?

    İSYAN EDECEĞİZ, İTİRAZ EDECEĞİZ, REDDEDECEĞİZ.. KURTULACAĞIZ..

    Aslında kurtarılacak tek şey var.. ADALET..
    ‘Adalet’ gölgelenmiştir (lekelenmiştir),
    ‘Adalet’ (ayaklar altında)çiğnenmektedir,

    Dolayısıyla kurtarılması gereken yegane şeydir ADALET..
    ADALET kurtarılırsa tüm masumlar, mağdurlar ve mazlumlar da kurtulacaktır..

    devamı var--->

    YanıtlaSil
  75. Sevgili Burhan Bey

    Fotoğraf bu ancak bundan ibaret değil..
    Nasıl ki, bulutları yalayan dev alevlerin koca bir ormanı tehdit etmesi misali her birimizin bağında bağrında sürmekte olan bir yangın, tüm hayatımızı tehdit etmeye devam ediyor..

    İşte bu halimizle ve birlikte, bir hak mücadelesi veriyoruz..

    Bir onur mücadelesi, bir özgürlük mücadelesi veriyoruz beraber..

    Kimimiz bir eksik, kimimiz bir fazla..
    Önemi ne kadardır bunun veya önemi var mıdır?

    Ama önemli olan bir şey vardır o da bu mücadelenin selametidir..

    Hepimiz;
    HAKLI OLMANIN HAKKIYLA..
    GURURLU fakat SAKİN..
    SAKİN fakat İNANÇLI..
    İNANÇLI fakat AKILLI.. olmalıyız..

    Ama asla..
    Haklılığımıza gölge düşürmeden..

    Bize hak verilmesine, bize saygı duyulmasına engel olacak, hatta karşı suçlamalara sebep teşkil edecek söylem, eylem ve ilişkilerden sakınmalıyız..

    Bize lazım olan şey..

    SESSİZCE FERYAT ETMEKTİR..

    İnanıyorum ki sessizce sakince yapılan bir feryat; karışık ve anlaşılmayan gürültülü bir feryattan daha tesirlidir..

    Hele ve hele kendi derdinin dışına taşıp bir yandan (yolsuzluk ekonomisi vs gibi siyaset polemiğine giren heyecanlı söylemlerle)Ülke sorunlarına kafa tutmak bir bakıma hepimize, mücadelemize hem zarar ve hem de karşı tutum doğuracak bir davranıştır..

    Hadi kendi kendimize konuşup duralım ama bu grubun adına çıkıp ta böyle siyasal polemiklere ait konulardan bahis açmak affınıza sığınırım akıl karı değildir..

    Bizim ilk amacımız, sadece uğradığımız haksızlığın, zulmün farkına varılmasını sağlamaktır..

    Bunu da bir ölçüde yaptık ve bunda tabi ki sizin de emeğiniz çok.. Hepimizden çok..

    Ve bu aşamada tek arzu edilen amacımız da özgürlüğümüzü elde etmektir..

    ZAFER bizim için sadece budur..

    Sevgili Burhan Bey

    İşte tam burada bir soluk almanızı ve durmanızı istirham ediyorum..

    Farkımıza varılması olumlu bir süreç ancak şimdi daha da bir mesuliyetli bir süreç içindeyiz..

    Ne istediğimiz kadar nasıl istediğimiz, hangi yol ve yöntemle istediğimiz de işte şimdi çok önemli..

    Ne diyor bunlar dedirtebiliriz ama önemli olan HAKLI dedirtebilmemizdir.

    Bunu nasıl yapmalıyız, yapabiliriz..?

    Bu bir hukuk sorunu, öyle değil mi?

    O halde, kesin ve kesin bizim temsilimiz bu dakikadan sonra ancak ve ancak bir hukukçu tarafından yapılmalıdır..

    Doktor odur.. Biz bir ilacın ismini biliriz de nasıl hazırlandığını bilmeye kalkmayız..

    Lütfen! sizin çabalarınızı takdir etmek ayrı fakat kimin neyi ne kadar yapması gerektiği de çok ayrı..

    Bakınız ben ve eşim üniversite mezunuyuz.. Örneğin İşletme mezunu olmama rağmen bir finansmancı isem marketing ve
    satış konusunda bir hayli bilgi ileri sürebilirim ama işin uzmanlarına değil tabii..

    Ben derim ki 54 yaşındayım, bu mücadelede örneğin Sayın Ofluoğlu gibi bir hukukçudan destek alıyorsam onun katibi olmaya göbek atarım.. (Kişiliğimle sizi temin ederim Sayın Ofluoğlunun benden ve fikrimden bir haberi söz konusu değildir)

    Akıl bunu dolayısıyla bilim de bunu gerektirir..
    Çıkarımız bunu dolayısıyla ortak akımız da bunu gerektirmelidir..

    Sevgili Burhan Bey ve kader arkadaşlarım..

    Bu mektubumu onaylamazsanız, rica ediyorum bir süre sonra yeniden okuyun..
    Ben öyle yaptım..

    Sevgi ve dualarımla

    Murat YALÇIN

    YanıtlaSil
  76. ben Burhan Bey in artık mücadelemize ZARAR verebileceğini görüyorum.
    mücadelemiz bugüne kadar kendisi de dahil bir çok kişinin katkısıyla belli bir noktaya geldi.
    bu aşamadan sonra nokta atışları yapmalıyız.
    gerekli düzenlemeleri Cüneyt Bey yapıyor herkes elinden geldiğince uyum gösterirse daha etkili olacağımızı sanıyorum
    Burhan bey siz de biraz dinlenseniz iyi olur

    YanıtlaSil
  77. o ancak kendisine bir hedef bulsun saldırsın sayfalarca yazı yazsın hakaretler yağdırsın çek mağdurlarına soytarı demiş yakında hepimizi dolandırıcıda ilan eder

    YanıtlaSil
  78. http://uyap.haberturkon.com

    Uyap asliye cezalarda hızlı arama yapmak için program yazdık.Deneyin..Ücretsizdir..

    ofluoglu

    YanıtlaSil
  79. Ya şu kim ne demiş o şöyleymiş bu böyle bırakalım artık bireysel çatışmaları.Konudan uzaklaşmayın lütfen.Kim ne derse desin kulak kapayın mücadeleye devam edin.Ona cevap verildikçe amacına ulaşmış oluyor farkında değilmisiniz.

    YanıtlaSil
  80. AYDINLIK BEYİNLERİ İLE YOLUMUZU AYDINLATAN HOCALARIMIZA MİNNET DUYUYORUZ. BİZ ONLARINI IŞIĞI İLE YOLUMUZU AYDINLATMAYA ÇALIŞIYORUZ. BUGÜN 80 YAŞINI AŞAN DOMANİÇ HOCANIN KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPSE MEYDAN OKUYAN MAKALESİNİ HİÇBİR HUKUKÇU AŞAMADI. BİZ HİKMET SAMİ TÜRK'U SAYGI İLE ANIYORUZ BU KONUDA..BU BİR BİRİKİMDİ YILLARDAN BU YANA..HİÇ KİMSE TARİHİN KENDİSİ İLE BAŞLADIĞINI SANMASIN..BÜTÜN BU BİRİKİMİ ÇEK MAĞDURLARININ MESAJLARLA, E İLETİLERLE, FAKSLAR HIZLI BİR ŞEKİLDE YAYMASI İLE İŞ OLGUNLAŞTI. BU SAATTE İÇİNE ÇEKİLDİĞİMİZ DELİ SAÇMASI TARTIŞMA İLE ZARAR VERDİĞİMİZİN FARKINDAYIM, AMA BU FENOMENİN YARARTILMASINDA BENİMDE DESTEĞİM KATKIM VAR, ÜZGÜNÜM.. ARTIK SAHTE AYIRT EDİLMELİ..ORTACI TUTUMLA BU DELİ SAÇMALARINI AŞAMAYIZ.
    HİKMET SAMİ TÜRK İÇİN LİNK:
    http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=46515
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  81. HİKMET SAMİ TÜRK LİNK

    http://rahmiofluoglu.wordpress.com/2009/04/30/cek-komisyonu-toplantisi

    YanıtlaSil
  82. http://rahmiofluoglu.wordpress.com/category/karsiliksiz-cek

    YanıtlaSil
  83. http://www.legal.com.tr/dokuman_detayi.asp?dokuman_id=20

    YanıtlaSil
  84. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  85. TARTIŞTIĞIMIZ NEDİR VE NASIL BİTER ?
    Arkadaşlar bu tartışmalarla ilgili size çok sevdiğim bir sözü aktarmak istiyorum KÜÇÜK BEYİNLER KİŞİLERİ,ORTA BEYİNLER OLAYLARI,BÜYÜK BEYİNLER FİKİRLERİ VE SİSTEMLERİ TARTIŞIRLAR..bu söz bana ait değildir çoğumuzda duymuşuzdur konumuza birebir uymuştur..bizim kişilerle alıp veremediğimiz yoktur olamazda ölümlü bir dünyada yaşıyoruz varsayalım burhan işcan öldü yada ben öldüm yada bu yazıyı okuyan herhangi birisi ne olacak bu dava mücadelesi bitecekmi elbette hayır benim burda istediğim kişisel düşüncem emeğe saygıdır vefadır ve burhan abi çok emek vermiştir her türlü saygıyı hak ediyordur ama önemli olan bir yere gelmek bir saygı sevgi kazanmak değil oduyguları koruyup daha da yükseltmektir bunu başaramayan ister maddi olsun ister manevi kazandıklarını kaybetmeye mahkumdur herkim olursa olsun çünkü sistem bunu gerektirir.MURAT YALÇIN abim yazdığın yazı için benden görüş istemişsin görüşüm şudur abi yazdığın her kelime ve satırın arkasındayım çünkü biz dava kardeşiyiz ve aramızda nifak ekecek hiçbir neden yok sende adaletsizliğin karşısındasın zaten yaşadıklarımız adaletli olsa sabra sığınır mücadele bile etmeyiz ..şuna da varız arkadaşlar eğer ki birisi çıksın kim olduğu hiç önemli değil mevkisi makamı hiç önemli değil hatta alacaklı olsun tahsil edemediği çeklerden bütün işi dağılmış ailesi yıkılmış dünyası kararmış olsun kısaca kim olursa olsun veya konumuzla alakasız olsun yeter ki beni savunduğumuz davada haksız olduğuma inandırsın eğer ki o insanın elini öpmezsem ve savunduğum davadan dolayı özür dilemezsem adam değilim lakin bunu yapacak ve yaparken adaleti savunacak kimsenin olduğunu sanmıyorum çünkü bu adaletsiz mantıksız bir kanundur.bizimde hedefimiz birleşip bu haksızlığı ve adaletsizliği durdurmaktır buna kim engel oluyorsa ismi mevkisi makamı adı sanı şanı gücü kuvveti önemli değildir çünkü karşısındayız...inşallah başarırız

    YanıtlaSil
  86. Sayın Ofluoğlu gönderdiğin yazıyı okudum dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk çok güzel demiş güzel şeyler yapmaya çalışmış sorun aynı çözüm aynı o zaman ki tarih 2002 şuan 2010a girmek üzereyiz.Görüldüğü üzere bi değişiklik yok.o zaman da eylemler yapılmış karşı çıkılmış sonuç yok 9 aydır burda da emek harcayan insanlar var sonuç gene yok.Belki de artık realist düşünmenin zamanı gelmiştir.

    YanıtlaSil
  87. Tarafını Belli Et

    Tarafını Belli Et Bir gün Nemrut, İbrahim (a.s)'ı ateşe atmaya karar verir. O kadar büyük bir ateş yakar ki bu sefer kendisi ateşe yaklaşamaz. Bir mübarek zat, bakmış bir karınca ağzına su alıyor, uzaktan getiriyor ateşi söndürmek için. Fakat yaklaşamıyor, yakın bir yere bırakıyor. Evliya zat sormuş:
    - Ne yapıyorsun sen?
    Karınca, demiş ki:
    - Sorma, Allah'ın Peygamberini yakacaklar. Ateşi söndürmeye çalışıyorum.
    O zat sormuş:
    - Senin bu küçük cüssenle taşıdığın bir damla su ile bu koca ateş söner mi?
    - Vallahi Cenab-ı Allah herkese gücüne göre hesap sorar. Benim gücüm bu kadar. Öbür taraftan bir yılan da devamlı ateşi körüklüyor. Demiş ki :
    - Böyle ne yapıyorsun?
    Yılan demiş ki :
    - Bugün bayram! Bir Peygamber yanacak.
    Bu da gücü nispetinde elinden gelen kötülüğü yapmaya çalışıyor.

    Demek ki yüce Allah hayvanları nasıl iki grupta yaratmışsa, insanları da iki grupta yaratmış :
    Birisi ateşi körükleyenler, diğeri ateşi söndürenler.
    Cenab-ı Hak bizi ateşi söndürenlerden eylesin!
    Tarafsızlık iyi birşey değil. İyiden yana olmak lazım . .

    SELAM dava kardeşlerim bu yazıyı sizlerle paylaşma nedenim içimizden ben bu davaya katılsam ne olur katılmasam ne olur diyenler olabilir ALLAH bizlere akıl vermiş beden vermiş bir sürü nimetler sunmuştur ve bizlerde bunu nasıl kullandığımızdan sorumluyuz sorumluluklarımızı sonuç almamızdan ziyade hangi yönde kullandığımız bu dünyada çok önemlidir çünkü burası bir sınav yeridir ve bu sınavın cevabı bizlere muhakkak açıklanacaktır bu yüzden herkes tarafını belli etmelidir sonucun başarı olması yada adaletsizliği durdurmasından daha önemlidir bu davaya adaletsiz diyenler düşüncelerini bizede aktarsın savvunduğumuz yalnışsa düzeltelim lakin adaletsiz deyip haklısınız deyip mücadeleye katılmıyorsa artık tarafını belli etmiş yanımızda değil karşımızda yer almıştır ve bunun cezası kendi vicdanında kendisi yeterince çekecektir..benim vicdanım çok rahat çok şükür çünkü tarafım adaletsizliğin karşısında olmaktır takdir ALLAH ındır hakkımızda hayırlısı olur inşallah...

    YanıtlaSil
  88. gül abla lütfen güzel bişiler yaz

    YanıtlaSil
  89. NERDE HAREKET ORDA BEREKET

    Merhabalar arkadaşlar harekete geçmemizin nasıl oluşabilmesi için duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istedim.yaptığımız eylemlerin sonuçlarına göre içimizden eylemler yapıldı da ne oldu,yapılması çok güzel oldu,yapılacakta ne değişecek veya hiç yapılmamalı diyenler olabilir ancak şunu hatırlatmak isterim edison ampulü icat ederken yapmış olduğu ilk 1500 denemesinde başarısız olmuş tanıdıkları ne oldu ampulü yapamadın mı ? diye sorduklarında kendisi ampul yapamamanın ilk 1500 yolunu öğrendim ama az bir zamanda yapacağım demiştir.kısacası ampul icad etmeye karar vermiştir.bu düşünceyi kuvvetlendiren olgular atalarımızın takdir-i ezel,gayrete aşıktır sözü istenilenin sadece istemekle olmadığı harekete geçmeden istenilene kavuşulamadığı önemlidir.Hz..Mevlana ne güzel söylemiş, bedende güç,kuvvet oldukça çalışıp kazanmak gerek.çalışıp çabalamak define bulmaya engel değil ya.sen işten ayak çekme de,kısmetse o da arkadan gelsin.bilim ve düşünce adamlarından ebu bekir razi insanın,çalışmadan,büyük bir gayret göstermeden ve çoğu zaman kendisini riske atmadan istediği dereceyi elde edemeyeceğinden bahsediyor.razi,istenilene ulaşmak için kat edilmesi gereken yolu dikkate almaksızın sadece arzularına ulaşmış olmayı tasavvur etmek insanı aldatır ve yanıltır.demektedir.fransız filozofu maurice blondel,istemenin sadece hayal etme ve dileme olmadığını,aynı zamanda harekete geçmek olduğunu şöyle ifade etmiş:eğer ben var olmak istediğim değilsem,istediğim,sözle değil,arzu ve tasavvurlarla değil,fakat bütün kalbimle,bütün kuvvetlerimle,hareketlerimle istediğim değilsem ,ben var değilim.....

    Yine hz.Mevlana’nın beyitlerinden biriside şu halde ey bahtlı kişi ,,kuru duayı bırak....ağaç mı istiyorsun,tohum ekmelisin,tohum..tohumun yoksa,ALLAH yine çalışma duası sebebi ile sana öyle bir fidan lütfeder ki görenler:ne iyi çalışmış da böyle bir fidana sahip olmuş derler....inanmak,düşünmek,birlik ve beraberliğimizi korumak zaten başarmanın yarısıdır,geriye kalansa sadece harekete geçmektir........

    YanıtlaSil
  90. Değerli Arkadaşlar; bu geceki derslere katılamıyacağım için özür diliyorum. Değerli Hocam; Sayın Cüneyt, bu geceki sınıf yoklamasında beni yok yazma olurmu? Sebebini anlatamıyacağım sebeplerden; kendimi çok yorgun hissediyorum. Allah; haklı davamızda, İnşaallah yanımızda olacaktır. Tüm katılımcılara saygılarla. Hasan(Barışçı)-Mersin

    YanıtlaSil
  91. arkadaşlar sizden bir yardım rica ediyorum benimde çekten 50 gün hapsim var kaçmaktan yoruldum ne iş yapabiliyorum ne ailem bakabiliyorum sorma istediğim şu 50 tam günmü yatacam yoksa dahamı az yani diğer suçlular gibi dahmı az yatacam bir arkadaş yardım etsin artık dayanamıyorumm teslim olacamda yinede hesabımı bilmek isitiyorum yardımcı olacak varmı

    YanıtlaSil
  92. Suçlular kadar değerimiz yok öle hafifletiici sebep fln yok yani kaç günse o kadar yatıosun.Kendinizi hırsızlarla,katillerle aynı kefeye koymayın lütfen.Bu ülkede çekten daha büyük bi suç yok.

    YanıtlaSil
  93. sağol mrc arkadaşım biliyordum en büyük suçlu ben olduğumu zatende belki demiştim benide diğer suçlularla aynı statüde olyormuyum diye merak etmiştim cüzzamlıyımya belki suçumda ondan daha ağır olmalı tek kişilik koğuşa atmaları için ne yapmalıyım peki teslim olmadan önce ne yaparsam tek hücreye düşerim

    YanıtlaSil
  94. HAYALLER , HEDEFLER VE EYLEMLER
    Eylemin isteği gönlümüzden kopup gelmeli. Çok zorlamamalı eylem seçeneğini ve seçimi. Bellidir o zaten, çeker götürür bizi.
    Benjamin Franklin “Siz kafanızı büyük hayallerle doldurmaya bakın. Kafanız sonradan cebinizi parayla dolduracaktır” demiş. Güzel demiş, hoş söylemiş de, Benjamin Franklin’in bu sözünde bir eksik var, o da eylem.
    Hayal etmekle her şey çözülürmüş gibi bir hissiyatı var bu söylemin, ama öyle olmuyor. Eylemsiz hayaller gerçekleşmiyor.
    çoğumuzda en çok tıkanma bu noktada oluyor. Hayallerimiz var, isteklerimiz var, farkındalıklarımız süper, kendimizi tanıyoruz, yaşamlarımızda olup biten her şeyin farkındayız. Tek eksikliğimiz var, eylem.
    Genel söylem hayalleri hedeflere yönelten eylemler içinde olmamız. Bana göre eylemlerimizin hangi yönde olduğu hiç önemli değil. Önemli olan sürekli eylem pratiği içinde olmamız. Bir şeyler yapıyor olmak çok önemli.
    Eylemleri hayallerden hedeflere götüren küçüklü büyüklü taşıyıcılar olarak düşünebiliriz.
    Bir eylemden diğerine, bir taşıyıcıdan diğerine ilerlerken, zigzaglar da çizsek, düz de gitsek, sonuç bir yerlere varmak oluyor. Hedefimizle hiç alakasız eylemler yapmakta özgür bırakalım kendimizi. Bırakalım içimizden hangi eylemi yapmak geliyorsa onu yapsın varlığımız, bedenimiz.
    Eylemlerin kalpten gelmesi gerektiğini de ekleyelim tam bu noktada.
    Eylemin isteği gönlümüzden kopup gelmeli. Çok zorlamamalı eylem seçeneğini ve seçimi. Bellidir o zaten, çeker götürür bizi.
    Yaşam, eylem ve eylemsizlik demek.
    Eylem ileriye doğru bir yerden bir yere götürürken, eylemsizlik de tam durduğumuz yerde olduğumuz gibi bırakmıyor bizi.
    Eylemsizlik çürümeye yol açıyor. Çürüme ise sonuçta ölüm anlamına geliyor. Çürüme fiziksel ise ölüm de fiziksel ve aslında bu en zararsız olanı. Çürüme ruhta ise ölüm de ruhsal anlamda gerçekleşiyor. Bu etrafımızdaki bir sürü ruhsal zombiyi de açıklıyor.
    Ruhsal zombileri gözlerinden anlayabiliriz. Gözlerinin feri gitmiştir, donuk bakarlar. Genellikle yaşamlarının da feri gitmiştir, donup kalmışlardır zamanın bir noktasında.
    Ama onlar çok şaşırtıcı bir biçimde çok aktif de gözüküyor olabilirler. Sürekli hareket halinde de olabilirler.
    Yalnız, bu hareketlilik çamura saplanmış bir tekerleğin olduğu yerde dönüp durması gibidir.
    Olduğu yerde döner durur, boşa döner durur.
    Bir şeyi canı gönülden isterken bir türlü eyleme geçemeyen insanlar kendi kendilerine çok şaşırıyorlar. “Nasıl olur da çok istediğim bu şeyi yapmam ben?” diye hayıflanıyorlar.
    Hatta bazıları onları geriye çeken bilinçaltı kodlamalarının ve bunun yanında eyleme geçmemekle sağladıkları ikincil yaşam faydalarının da farkındalar. Yine de yenemiyorlar eylemsizliği ve tıkanıp kalıyorlar.
    Çünkü eyleme geçmiyorlar
    devamı var

    YanıtlaSil
  95. İlk eylem yazmak, çizmektir.
    Eylemi önce gönlümüzde oluşturmamız gerekiyor.
    Bir süre gönlümüzden geçen eylemleri kağıda dökmemiz çok iyi olur. Bunların mantıklı bir sıra izlemesi gerekmez, bağlantılı olmaları gerekmez, sadece yazılmaları gerekir. Kağıdı istediğimiz gibi kullanabiliriz. Alt alta yazabiliriz, kağıdın bir köşesinden diğerine doğru yazabiliriz, ortadan etrafa yayılan baloncuklar içinde yazabiliriz, çöp adamlar kadınlar çizip onları konuşturabiliriz,... Bu sürece iki gün verelim.
    Gönül eylemlerimiz kağıda tümüyle aktıktan sonra zihnimizde bunları evirip çevirme sürecimiz başlar.
    Bu süreyi daha kısa tutalım, minimum bir gün, maksimum bir hafta olsun. Ve bu süreçte de bol bol yazalım.
    Eylemlerimizi nerede, nasıl, ne zaman, kiminle/kimlerle yapmak istediğimizi yazalım. Sadece yazalım, farklı farklı nerede, nasıl, ne zaman, kim senaryoları bile yazabiliriz.
    Bu aşamayı da aştıktan sonra geri dönemeyeceğimiz randevular ayarlayalım, planlar yapalım.
    Bu randevular, planlar bizi bağlasın.
    Eylem pratiğimizi destekleyen insanlarla işbirliği bu safhada çok önemli.
    Eylem eylemi kovaladıkça ve eylemlerden sonuçlar çıkmaya başladıkça benliğimiz gittikçe daha coşkulu hale gelecektir.
    Eylemlerimizi yazmak çizmek ilk, ana zinciri başlatan eylemdir ve ilk coşku bu noktada başlar, gittikçe de artar.
    Burada bahsetmemiz gereken diğer önemli iki kavram sabır ve azimdir.
    Sonuçlar hemen alınmayabilir. En azından hedeflenen büyük sonuç hemen alınmayabilir. Ama eylemin kendisi kendi içinde başlar, biter ve kendince bir sonuç doğurur.
    Eylemin sürecini ve o eyleme ait sonucu doyasıya yaşamamız zaten yaşamın kendisi demektir.
    Yaşamın kendisi bizi bizim için en doğru hedefe götürür.
    Çok sevdiğim bir sözü mırıldanıyorum kendi kendime son zamanlarda. “Deneyip de başaramamak, deneyip başarmak kadar cesaret gerektirir.”*
    Ben tek tek hepimizin içinde deneyip de başaramama cesaretinin olduğuna inanıyorum, ben bize, eylem zenginliğimize inanıyorum
    alıntıdır

    YanıtlaSil
  96. valla atabildiğin kadar çeke imza at.Zaten idam cezası kalkmasaydı bizlere kesin o cezayı layık görürlerdi.

    YanıtlaSil
  97. Arkadaşlar,

    gündüzleri giremiyorum maalesef. Ancak akşamları girip okuyorum ve gerek görürsem yazıyorum.

    Bugün sms leri gönderdim.Bana dönen olmadı.

    Blog bugündeçok hararetli olmuş.. Gene Tartışmalar bunun kime ne faydası var anlamıyorum.

    Sayın İşcan agresif biri ve bunu aşamıyor maalesef. Ama keskin sirke her zaman küpüne zarardır unutulmasın. Burada kimse kişi odaklı değilki neyin kavgası bu burası hedef ve amaç odaklı bir yer ve burda olanların hepsi aynı dertten muzdarip.

    Burada muzdarip olmayan ve hukukçu tek insan sayın OFLUOĞLU
    oda hedef seçilmiş. Ben bunda kötü niyet ararım arkadaş.

    Sayın OFLUOĞLU nun kime ne zararı var anlamıyorum

    yok efendim 10 tane sitesi varmış bunu kim yapıyormuş falan filan.

    Web sitesi ihtiyacı olan bana yazsın domain dediğin kaç ğaraki senelik 7 lira yok site hazırlamak diyorsanız onuda açmayın güldürmeyin beni. Çok ihtiyacı olana ben bedava yaptırırım. Merak etmeyin para istemem bu konuda faliyeti olan bir kardeşim var. Merak ediyorsanız zaten para kazandırmayan bir iş. Örnekmi Türkiyenin en büyük firmalarından birinin web sitesinin yapımı bakımı, 1500 sınırsız email barındırma yıllık 3.000 dolar. bunun 1800 doları zaten server a gidiyor. Açıkladım çünkü

    KAŞ SİTESİ VAR KİM YAPIYOR DİYE İNSAN SUÇLANIYOR AYIP YANİ AYIP. Bu kadar basit rüşvetmi olur. demek istediğiniz buysa.

    Sizce sayın ofluoğlunun emeklerinin karşılığı bumu. Çıkıp tv de söylediği 2 sözün yazdığı bir yazının verdiği bir röpörtajın değerini düşünüyormu insanlar.

    Önerim

    Saldırgan arkadaşlara cevap yazmayalım, mümkünse yazılarını yayınlamayalım. Baika bloglardaki yazılarınada cevap vermeyelim. Bu daha anlamlı olur...

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
  98. arkadaşlar aylardır siteyi sessiz takip ediyorum herkes elinden geldiğince birşey yapmaya çalışıyor. ben yaklaşık 17 yıl iyi esnaf olarak iş yapmış malatya yimpaş ve cemal akının meşhur sayın başbakanın bile açarken utandığı alt geçitlerinin yüzünden zora düştüm ve 2 yıl sürecinde de depine depine battım şimdide ailem bile kalmadı ve mücadelen bıktım ve demiin yazdığım son çekide inan ödemek bile istemiyorum çabalayamıyorum bile ama ben sesimizi duyurma hakkında bir fikrim var benim gibi böyle az cezası olan bir kaç kkişşi yazar kasa eyleminde olduğu gibi bir eylemle teslim olsak hemde başbakana varmı bana eşlik edecek 4 yada 5 kişi ama bir iftarda başbakana teslim olacağız bu fikrime sıcak bakan varmı varsa jenardi telini yaz telefon edecem
    ayman

    YanıtlaSil
  99. Merkez Bankası yeni çek kanunu konusunda uyardı
    Yeni çek kanunu tasarısına göre çekin üzerinde yazılı tarihten önce ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması durumunda, çekin vadesi gelinceye kadar yasal bir işlem yapılamayacak. Merkez Bankası, bu düzenlemenin çekin değerini düşüreceği gerekçesiyle karşı çıktı.

    GÜNÜN MANŞETLERİ
    • Afet bölgesinde 5 bin kişiye iş
    • İstanbul`da bu adreslere dikkat!
    • Albay Temizöz, sivil mahkemede yargılanacak
    • Alperen Ocakları: `Çakma Aperenlere dikkat`
    • Gölet yarıldı iddiasına Erdoğan`ın yanıtı
    • Baykal, Davutoğlu`nun randevusunu kabul et...
    • `Son terörist etkisiz hale getirilene kada...
    • Akil Adamların `Türkiye Raporu`
    • Konya beşik gibi
    • Doğu`nun Başbuğu Yılma Durak: 12 Eylül`ü y...
    • Semenya çift cinsiyetli mi?
    • Hırvatistan`ın AB yolundaki engeli kalkıyor
    • Galatasaray ve Beşiktaş 323. randevusuna ç...
    • Sel felaketinde şok iddia
    • Süreç MHP`ye oy kazandırmıştır
    • Güvenlikçi arılar, havalimanlarında patlay...
    • `Çorba parası` pahalıya patladı
    • Öğretmenlik başvuruları bugün sona eriyor
    • PKK elini tetikten çekmeli
    • Domuz gribi aşısı yetişkinlerde işe yarıyo...
    • Doğan, Axel`e satışta sınırı aşmış!
    • Bu gece Kadir Gecesi olabilir
    • Marmara`da yeni yağış bekleniyor
    • YÖK`ten Kürtçe bölüm talebine onay
    İLİŞKİLİ HABERLER

    Keşide gününden (üzerinde yazılı tarih) önce ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması durumunda bundan böyle keşide tarihine kadar herhangi bir yasal yola başvurulamayacak. Merkez Bankası, yapılacak düzenlemeye, para politikası üzerinde beklenmeyen etkilere neden olabileceği ve öngörülen ekonomik hedeflerin yakalanmasının zorlaşacağı gerekçesiyle karşı çıktı. Anayasa`da yapılan değişikliklere uyum için Meclis`e gönderilen ve çekle ödemelerde borçlunun ödeme şartını ihlal etmesine hapis cezasını kaldıran tasarının görüşmelerine Meclis Adalet Komisyonu`nda devam edildi. Komisyonda söz alan Merkez Bankası Bankalar ve Finansal Kurumlar Genel Müdürü Hakkı Aslan, keşide gününden önce ibraz edilen ve karşılığı bulunmayan çekle ilgili olarak keşide tarihinden önce hukuki yollara başvurulamaması yönündeki düzenlemeye karşı çıktı. Aslan, tasarıyla `vadeli çek` keşidesini teşvik edecek bir düzenlemeye gidildiğini belirtirken, `Bu düzenlemeyle çekin görüldüğünde ödenmesi gereken bir ödeme aracı niteliği olma özelliği ortadan kalkacaktır. Ayrıca hamilin hiçbir hukuk yoluna başvuramayacak olması, çek yerine nakit akışını hızlandıracak ve emisyonda artışa neden olacaktır.` dedi. Aslan, çek kullanımı yerine kişilerin nakit kullanımına ağırlık verecekleri ve emisyonda artışın yaşanacağı uyarısında bulundu. Merkez Bankası yetkilisinin uyarıları doğrultusunda hazırlanan önerge DSP İstanbul Milletvekili Erol Al tarafından komisyon başkanlığına sunuldu. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, önergeye karşı çıktı ve getirilen düzenlemenin doğru olduğunu anlattı. Önerge, iktidar partilerine mensup kimi milletvekillerinin oylarına rağmen reddedildi. Adalet Komisyonu`nun dünkü görüşmelerinde tasarının ilk 4 maddesi kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre, bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını, Merkez Bankası`ndan soracaklar. Bankalar ayrıca, bu kişinin mali durumu, toplumsal bakımdan şöhreti gibi hususların belirlenmesinde gerekli dikkati gösterecekler. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğü, çek hesabında bulunan miktarla sınırlı olacak. Süleyman Kurt/ Ankara 09.05.2002

    YanıtlaSil
  100. 2002 yılında bir hikaye uyduruldu, çekte hapis cezası kalkıyor, bu hikaye günümüze kadar sürdü. Sanıyorum bu aldatmacayı bugün önemli ölçüde aşmış bulunuyoruz.

    http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=63535

    YanıtlaSil
  101. UYUTULUYORDUK.. TÜM KURUMLARDA UYUTULUYORDU... AMA ARTIK HERKES OLAYLARI VE YASANIN SONUCUNUN NE OLURSA OLSUN HAPİS OLDUĞUNU BİLİYOR.ONUN BUNUN ÖNERİSİ İLE ARTIK İŞ YAPILAMAZ HALE GELDİ. HAZİNE DE PARA KALMADI,BELEDİYELERDE PARA KALMADI,İNSANLARDA PARA KALMADI,ENSAFTA PARA KALMADI.. VE BU DURUMDA ÇEKİNİ ÖDEYEMEYEN BİR ESNAFI HAPSE ATARAK EGO TATMİNİNE HİZMET EDİLMEKTEDİR.CEZAEVLERİ DOLMUŞ TAŞIYOR.
    31 AĞUSTOS İTİBARİYLE 113,713 KİŞİ CEZAEVİNDE.BİZLER NEREDE YATACAZ? 700 BİN ESNAFI NEREYE SOKACAKLAR. CEZAEVİ MÜDÜRLERİNİN EVLERİNDE KALIRIZ ARTIK...AYAKLANMAMIZ LAZIM. SESİMİZİ GÜR ÇIKARMAMIZ LAZIM. HAPİS CEZALARINA DEVAM EDİLSE BİLE GERİYE DÖNÜK TEMİZLİK İÇİN BASTIRMAMIZ LAZIM..

    BAKINIZ, ''BİZ NE KADAR KALABALIK OLURSAK OLALIM NE YAPARSAK YAPALIM BU KANUN HÜKÜMETİN İSTEDİĞİ YADA BELLİ BİR KESİMİN İSTEDİĞİ GİBİ ÇIKACAK'' SÖYLEMLERİNİ BIRAKINIZ.KALABALIK OLUP AKILCI İŞLER YAPMAMIZ LAZIMDIR.BİŞİLER YAPIYORUZ ŞİMDİLERDE... TOPLUCA SANAL BİR YOLLA BASKI KURMAYA ÇALIŞIYORUZ.EKİM AYINDA DA REEL OLARAK BASKI YAPACAZ.LÜTFEN SİZE GELEN MAİLLERİ DİKKATE ALINIZ.TASARIDAKİ BANKALARIN SORUMLULUĞU OLAN 1 YILDAN 3 YILA KADAR HAPİS CEZASI MADDESİ HAKKI KÖYLÜ TARAFINDAN 6 AYA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR.BİŞİLER DÜŞÜRÜLÜP KALDIRILABİLİYORSA BU DURUM BİZİM İÇİMDE GEÇERLİ OLMALIDIR.

    BUNUN İÇİNDE PAZARTESİ GÜNÜ MAİLLERİNİZE GELEN NUMARALARA LÜTFEN FAX ÇEKELİM. BİTKİNLİK YAPMADAN YILGINLIK OLMADAN. BU KONU ÖNEMLİ BİR KONUDUR. MAİLLERİNİZE GELEN NUMARALARIN KARŞISINA BAKARSANIZ HEPSİ DE BİZİM KANUNUMUZA HİZMET EDEN MAKAMLARDIR. LÜTFEN BU KONUDA HASSİYET GÖSTERİN..

    MAİLLER SİZE ULAŞMIYORSA ''BİZ KAÇ KİŞİYİZ'' BÖLÜMÜNE MAİL ADRESİNİZİ BIRAKINIZ.

    JENARDİ

    YanıtlaSil
  102. Ayman
    Site iletişim bölümüne bilgilerini yaz seninle irtibat kurarlar
    jenardi telefonu 0537 9790928

    YanıtlaSil
  103. ARKADAŞLAR,MESAJ VE FAKSLARIN HARİCİNDE ULUSAL GAZETELERİN TÜM KÖŞE YAZARLARINA EMAİL ATSAK FAYDASI OLURMU ? H.A.D.

    YanıtlaSil
  104. Sevgili Mağdur Kaderdaş arkadaşlarım


    Bir iki kez daha önce burda söyledim ve yazdım. Eyleme geçememe sıkıntımız var. Benim arammam var ve kısa sürede olsa sekiz gün geçen yıl bu tarihlerde hapiste kaldım. Hapishane önlerinde oturma eylemi yapalım bir iki arkadaş esnaf ankaraya yürüyelim. Bu ülkede bizi günah keçisi yapıp asmaya çalışıyorlar. Siyayetciler ağlamaktan anlamaz ruhsuzluktur siyaset ruhu olan yapamaz. Bizim biran önce eylemleri sertleştirmemiz var size iddia ediyorum bu gidişle kanun alehimize çıkacak. Sel baskınında hapise bir kişi girdi oda panelvan münibüsün sahibi esnaf olan kişi. O esnaf biziz anlayın bütün herşeyde kader aynı. O hapse giren esnaf nerden bilecek şehrin istanbulun göbeğinde sel suları münibüsü sürükleyecek ve içindekilerin ölümüne sebep verecek. Kimse istifa etmedi etmezde bizde aynı mağdurur kim derdiki dünyada ekonomik kriz olacak.

    Sayın arkadaşların bir yıldır aranmam var ve kaçmaya devam ediyorum ama ismimle değil başka bir kimlikle yaşıyorum. Vatanını seven biri olarak artık bu ülkede yaşamak bile istemeyecek duruma geldim. Suçumuz ticaret yapmak suçumuz kdv yapmak ama olmadı yapamadık. Gelin eylemleri sertleştiredim oturma eyleme yürüme eylemi ankaraya gitme eylemi olarak ben başka bir kimliklede olsa gelmeye hazırım birgün bütün çek mağdurları benim gibi yaşamaya başlayacak bunu unutmayın vakit varken bari siz yapın benim bir kimliğim bile yok yaşayacak bari siz özgürlüğünüzü kaybetmeden yapın mailleri sms leri çekmek güzel etkileyici ama siyasetin ruhu yok etkilenmiyorlar bile
    LÜTFEN VAKİT VARKEN eylem yapalım eylem elle tutulur gözle görülür eylem ben varım ama bir kişi ile olmaz

    YanıtlaSil
  105. Selam dava kardeşlerim sizlerle birkaç anlamlı umutlu sözleri paylaşmak istedim çünkü ne durumda olursak olalım sabır şükür ve mücadele etmeliyiz bu mücadeleyi ortak ve toplu bir şekilde yapmayı başarabilirsek (ben başaracağımıza inanıyorum inşallah yanılmam)umutlarımız daha da çoğalacaktır lakin eğer başaramazsak yinede hayat devam ediyor bireysel de olsa yaşama mücadelemiz sabır ve şükür içinde devam edecektir .....

    AKILLI İNSANLAR AYRI FİKİRDE DE OLSA UYUM İÇİNDE YAŞARLAR,
    CAHİL İNSANLAR AYNI FİKİRDE DE OLSA UYUM İÇİNDE YAŞAYAMAZLAR....

    ÇARESİZ KALDIĞINIZDA BİLİNKİ TEK ÇARE YİNE SİZSİNİZ

    ACI ÇEKMEDEN MUTLULUĞUN FARKINA VARAMAYIZ

    MUTLU OLMAYI YARINA BIRAKMAK KARŞIYA GEÇMEK İÇİN,AKAN NEHİRİN DURMASINI BEKLEMEKTİR.

    YAŞADIĞIMIZ HERŞEY ÖĞRENMEMİZ İÇİNDİR BU YÜZDEN AĞLAMAYA SIZLAMAYA GEREK YOK EN NİHAYETİNDE HERKES KENDİNİ KAZANIR..

    UMUTSUZ KARANLIKLARA DÜŞTÜĞÜNDE İLERİYE BAK AYDINLIĞI GÖRÜRSÜN

    YANLIŞ TRENE BİNDİYSENİZ VAGONLARDA TERS YÖNDE YÜRÜMENİN FAYDASI YOKTUR.

    KİMSEYE TAŞIYAMIYACAĞI YÜKTEN AĞIRI VERİLMEZ, YA GÜÇLÜ OLUR TAŞIRSIN YADA GÜÇSÜZ OLUR EZİLİRSİN AMA BU YÜK SENİN TAŞIYABİLECEĞİN KAPASİTEDEDİR BİLESİN...

    HAYAT BİSİKLETE BİNMEK GİBİDİR,PEDALI ÇEVİRDİĞİN SÜRECE DÜŞMEZSİN.

    UMUTSUZLUĞA DÜŞEN BİRİSİ HAYATTAN KOPAR

    NEREDEN BAŞLAYACAĞINIZI BİLMİYORSANIZ BAŞLAYAMAZSINIZ.

    BAŞARI İÇİN BİR PLANINIZ YOKSA BAŞARISIZLIĞI PLANLIYORSUNUZDUR

    ALLAH TAN ÜMİDİNİ KESMEYEN KULDAN ÜMİT ARAMAZ....

    EN BÜYÜK ZAMAN HIRSIZI KARARSIZLIKTIR

    KARARSIZLIK VE GECİKME BAŞARISIZLIĞIN NEDENİDİR

    ÖNEMLİ OLAN ELİNDE NE OLDUĞU DEĞİL ONU NASIL KULLANDIĞINDIR

    PİŞMAN DEĞİLSEN ELİNDEKİNİ NASIL KULLANDIĞIN ÖNEMLİ DEĞİLDİR..

    OKÇU HEDEF OLMADAN HİÇBİR İŞE YARAMAZ ..

    ÖNEMLİ OLAN UZAKLIK DEĞİL İLK ADIMI ATMAKTIR

    YanıtlaSil
  106. 13 Eylül 2009 Pazar
    PATRON AVUKATLAR EMEKÇİ AVUKATLAR
    PATRON AVUKATLAR, EMEKÇİ AVUKATLAR,
    Banka ve faktöringlerin işleri birkaç hukuk bürosunun tekelinde. Bu patron avukatların emrinde yüzlerce avukat çalışıyor. Ben bu olguyu patron avukatlar ve emekçi avukatlar diye adlandırıyorum. Şunu tartışmalıyız:
    EMEKÇİ AVUKATLAR MESLEKLERİNİ BİR HUKUKÇU KİMLİĞİ İLE Mİ YÜRÜTÜYOR, YOKSA KİMLİKLERİ PATRONLARIN EMİR KULU OLMAKLA MI SINIRLI?
    http://demokratavukatlar.blogspot.com
    BU BU BLOGU AVUKATLARI TARTIŞMAYA KATMAK İÇİN VE DE AVUKATLIĞI TARTIŞMAK İÇİN KURDUM..

    YanıtlaSil
  107. Arkadaşlar , bildiğim kadarı ile GBT ye düşmüş isek herhangi bir otele giriş yapınca gece hemen polis geliyor ,peki aynı durum pansiyon için de geçerlimidir. Bilgisi olan varmı?

    YanıtlaSil
  108. YARIN MAİLLERİNİZE GELEN NUMARALARA LÜTFEN FAX ÇEKELİM. BİTKİNLİK YAPMADAN YILGINLIK OLMADAN. BU KONU ÖNEMLİ BİR KONUDUR. MAİLLERİNİZE GELEN NUMARALARIN KARŞISINA BAKARSANIZ HEPSİ DE BİZİM KANUNUMUZA HİZMET EDEN MAKAMLARDIR. LÜTFEN BU KONUDA HASSİYET GÖSTERİN..

    MAİLLER SİZE ULAŞMIYORSA ''BİZ KAÇ KİŞİYİZ'' BÖLÜMÜNE MAİL ADRESİNİZİ BIRAKINIZ.

    JENARDİ

    YanıtlaSil
  109. YARIN MAİLLERİNİZE GELEN NUMARALARA LÜTFEN FAX ÇEKELİM. BİTKİNLİK YAPMADAN YILGINLIK OLMADAN. BU KONU ÖNEMLİ BİR KONUDUR. MAİLLERİNİZE GELEN NUMARALARIN KARŞISINA BAKARSANIZ HEPSİ DE BİZİM KANUNUMUZA HİZMET EDEN MAKAMLARDIR. LÜTFEN BU KONUDA HASSİYET GÖSTERİN..

    MAİLLER SİZE ULAŞMIYORSA ''BİZ KAÇ KİŞİYİZ'' BÖLÜMÜNE MAİL ADRESİNİZİ BIRAKINIZ.

    JENARDİ

    YanıtlaSil
  110. hadi arkadaşlar elimiz çalışsın yarın ben tüm fax numaralarına 3 er kez fax çekicem.

    YanıtlaSil
  111. F A X


    TÜM FAX NUMARALARINA 3 ER KEZ FAX ÇEKİYORUZ....HADİ ARKADAŞLAR

    YanıtlaSil
  112. DEĞERLİ ARKADAŞLAR; FAKS ÇEKECEĞİMİZ NUMARALAR MAİL OLARAK GELMİŞTİR. BIKMADAN; USANMADAN, BELİRLENEN NUMARALARA, YASAL ŞEKİLDE, HAKARET SÖZLERİ İÇERMEYEN, ANCAK; YASADAKİ BOŞLUKTANDA BAHSEDEREK, İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DURUMLARI BELİRLEYEN YAZILARIMIZI, YARIN; MUTLAK AMA MUTLAK VERİLEN NUMARALARA FAKS OLARAK GÖNDERELİM. BIKMADAN; USANMADAN, YILMADAN, ÜŞENMEDEN, GEÇ KALMADAN, FAKSLARIMIZI; YARIN, YANİ; GECE, 00.12 OLDUĞUNA GÖRE BUGÜN; MUTLAKA İLGİLİ KİŞİLERE VE YERLERE GÖNDERELİM. TANRIMIZ; MUTLAK VE MUTLAK Kİ, HAKLI OLAN BU DAVAMIZDA YANIMIZDADIR. HERKESE KOLAY GELSİN. SEVGİ VE SAYGILARLA; İYİ GECELER. HASAN(BARIŞÇI)-MERSİN.

    YanıtlaSil
  113. Halil-İbrahim Bereketi


    Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış.
    Büyüğü Halil.
    Küçüğü ise İbrahim…
    Halil, evli çocuklu.
    İbrahim ise bekârmış…
    Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin…
    Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş.
    Bununla geçinip giderlermiş…
    Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.
    İkiye ayırmışlar.
    İş kalmış taşımaya.
    Halil, bir teklif yapmış :
    İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.
    Peki, abi demiş İbrahim…
    Ve Halil gitmiş çuval getirmeye… .
    O gidince, düşünmüş İbrahim:
    Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine
    Böyle demiş ve
    Kendi payından bir miktar atmış onunkine…
    Az sonra Halil çıkagelmiş.
    Haydi İbrahim. Demiş, önce sen doldur da taşı ambara.
    Peki abi.
    İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.
    O gidince, Halil düşünür bu defa:
    Der ki:
    Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.
    Ama kardeşim bekâr.
    O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.
    Böyle düşünerek,
    Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.
    Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
    Bu, böyle sürüp gider.
    Ama birbirlerinden habersizdirler.
    Nihayet akşam olur.
    Karanlık basar.
    Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.
    Hatta azalmıyor bile.
    Hak teala bu hali çok beğenir.
    Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki…
    Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.
    Şaşarlar bu işe…
    Aksine çoğalır buğdayları.
    Dolar taşar ambarları.
    Bugün ‘Bereket’ denilince, bu kardeşler akla gelir.
    Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir.

    Selam dava kardeşlerim mücadelemizde böylesi duygular içerisinde gelişip adaletsizliği durdurana kadar sürer inşallah..arkadaşlar bu olayı aktarmamdaki neden sitemizde yazılanların bereketinin artması çünkü bereketi arttıran insanlara güç kuvvet veren bir şey de muhabbettir. Muhabbetin olduğu yerde bereket olur sitede yazılan umut verici sabır verici şükür verici bir yazı zorda kalmış bir kardeşimizin okumasıyla umut olabilir içine ferahlık getirebilir hatta katılmayı düşünmediği mücadelemize katılmasını da sağlayabilir bu yüzden paylaşılan kardeşlik,sevgi,birlik,beraberlik,umut duyguları paylaştıkça çoğalır bereketi artar sizlerinde kardeşlik ve mücadelemiz için birlik beraberlik mesajları yazmanız hepimize bereket sağladığı gibi yazan kişinin hayatında da olumlu gelişmeler sağlayabilir..bu duyguları canı gönülde yaşayan kişi inanın başına gelen her olayda rahatlıkla huzur bulabilir beterin beteri vardır ALLAH bugünümüzü aratmasın,hepimize bereketli günler nasip etsin inşallah

    YanıtlaSil
  114. Sayın; Bişey yapmalı görüyorumki, gecenin son yazısını siz yazmışsınız. Yazdığınız; çok güzel anlamlı ve yönlendirici. Ellerinize yüreğinize ve dilinize sağlık. İnşaallah; özgür günlerimizde yine bu site vasıtıtasıyla, siz değerli yol arkadaşlarımızla; çok daha güzel şeyler paylaşmak umuduyla... Hasan(Barışçı)-Mersin

    YanıtlaSil
  115. çok teşekkür ederim Hasan (barışçı) kardeşim şu an seni hayatımda hiç görmedim bile ama yüzünü görmesemde canı gönülden dostum kardeşimsin hepimiz zor günler geçirdik dostluğun anlamını en iyi şekilde biliyoruz anlatmamıza gerek yok sanırım şimdi böylesi dostluk ve kardeşlik yakalabiliyorsak başımıza gelenlerde zararda değil kardayız hasan kardeşim ben izmirdeyim eğer yolun düşerse her zaman beklerim eğer benim yolum düşerse mersine yanına gelmek isterim zaten ankara eyleminde nasip olursa hepimiz tanışırız ALLAH yardımcımız olsun inşallah

    YanıtlaSil
  116. ARKADAŞLAR BU FAX KONUSU ÇOK ÖNEMLİ MAİLLERİNİZE GELEN FAX NUMARALARINA LÜTFEN YARIN FAX ÇEKELİM. DURUMU MÜSATİ OLAN 3.KER KEZ ÇEKSİN.. KISA VE ÖZ YAZILARLA DURUMUNUZU ANLATAN YAZILARI FAX ÇEKİN LÜTFEN. YARIN BÜYÜK GÜN HADİ DURMAK YOK... 14,09,2009 PAZARTESİ

    JENARDİ

    YanıtlaSil
  117. selam emre (jenardi)kardeşim yarın nasipse fax çekeceğim bir yazı hazırlayıp yollayacağım bu mücadele fax,telefon ve mail le emeklemiş sonrada ankara ziyaretleriyle yürümeye başlamıştı şimdi okadar mail ve fax çekmeliyiz kii ankara ziyareti etkisi kadar etkisi olsun yapacağımız nasipse ankara eylemide adaletsizliği durdursun inşallah haydi arkadaşalarım gönüllerden gelen birlikle yine başlıyoruz mücadele etmeye bu sefer dağınık olmadan birbirimize düşmeden kardeşçe ne gerekiyorsa yapacağız ankaraya gitmeden sesimiz yankılanmaya başlasın koridorlarda :))

    YanıtlaSil
  118. BENDE YARIN EN AZ MAİLİME GELEN TELEFON NUMARALARINA EN AZ 2 FAX ÇEKİCEM.. BENCE YÜZLERCE FAXIN GİTMESİ BİZİ KÜÇÜKTE OLSA GÜNDEME TAŞIYABİLİR KANAATİNDEYİM. JENARDİ ARKADAŞ BU FİKİRLERİNLE BİZLERE DAİMA YÖN GÖSTERDİN ALLAH SENDEN RAZI OLSUN.. KAÇAK DURUMDA OLUPTA GELEMİYORUM KATILAMIYORUM DİYENLER İŞTE SİZLERE BİZLERE FIRSAT.. YARIN İÇİN HER FAX NUMARASINI KİTLEYELİM. MEŞGUL ÇALSA DA ÇEKENE KADAR BAŞINDAN AYRILMAYALIM. SEVGİLERİMLE finanbank mazlumu mağdur

    YanıtlaSil
  119. FİNANSBANKIN MAĞDURU:d SENDEN DE ALLAH RAZI OLSUN.. BİZ BİŞİ YAPMIYORUZ.SADACE FİKİR VERİYORUZ.MESAJ ÇEKME FİKRİ DE OLDU VE GÜZEL SES GETİRDİ. ŞİMDİ EKİME KADAR BU ŞEKİLDE DEVAM EDİCEZ ALLAIHN İZNİYLE...

    14,09,2009 PAZARTESİ... HERYERE FAX YAĞMURU

    YanıtlaSil
  120. http://haber.gazetevatan.com/ABnin_iskence_raporu/259119/1/Gundem


    METİN ESENLİ

    YanıtlaSil
  121. pansiyonda kimlik sorulmaz sorun etmeyin,kimlik yerine isim sorarlar ona da başka bi isim verin.hiçbişey olmaz

    YanıtlaSil
  122. Değerli Arkadaşlar; sitede biraz evvel sorun vardı lakin, giderilmiş olduğunu gördüm. Zannederimki; değerli katılımcı arkadaşlarımız, bugün; faks konusunda üzerlerine düşenleri yapmışlardır. Herkesin görevini; görev ve dava bilinciyle, yapmış olduğu kanaatindeyim. Sayın; Bişey yapmalı, bundan yıllarca evvel o güzel İzmir'e defalarca gelip gitmişimdir. Ne güzeldir İzmir; ne güzeldir sizin gibi İzmir insanları. Elbetteki; bunca çilelerden sonra, nasip olurda, birgün daha o güzel İzmir'e gelebilirisem; sizinle bir çay bile içmek, benim için mutluluk olacaktır. Elbetteki; Mersin'e gelme olanağınız olursa, ekmek arasıda olsa bir tantuni yiyip sohpet ederiz. Kimbilir; belkide, bu sohpet sabahlara dek uzayabilirmi? dersiniz. Yürekten gelen cevabi yazınız için teşekkürler. Tüm emeği geçenlere saygılar, sevgiler ve selamlar. Umar ve dilerimki; Tanrımız, haklı olduğumuzu bildiğimiz bu davamızda yanımızda olacaktır. Hasan(Barışçı)-Mersin

    YanıtlaSil
  123. HAYDİ YASA DÜZENLEYİCİLER BİZ DOLANDIRICI-HIRSIZ DEĞİLİZ EKONOMİ MAĞDURUYUZ VERİN İDARİ PARA YA GEÇSİN BİZ O ZAMAN ÖDEYEBİLİRİZ BORCUMUZU.. ADLİ PARA CEZASI BİTSİN YARGITAY BAŞKANI BİLE SÖYLEDİ.

    YanıtlaSil
  124. SN. ARKADAŞLARIM,
    OLUMLU HABERLER GELMEYE BAŞLIYOR. SMS, FAKS VE MAİLLERE DEVAM. KENDİMİZİ UNUTTURMAYALIM. EKİM AYI ÇOK CANLI VE HAREKETLİ OLMAMIZ LAZIM. BUNUN İÇİN SON SÜRAT MAİLLERE HIZ VERELİM. MECLİS AÇILIYOR . VEKİLLER ANKARADA..
    DURMAK YOK . SON SÜRAT MAİL KUTULARINI DOLDURMAMIZ LAZIM.
    UMUTSUZLUK YOK ......
    DENİZ GÜL

    YanıtlaSil
  125. merhaba arkadaşlar,yoğun şekilde gönderilen fax ve maillerin neticeleri alınıyor.Yapılan telefon konuşmalarından da anlaşılıyor bu.Haberler güzel,çok güzel

    YanıtlaSil
  126. Kenetlenme , birlik ve beraberlik günüdür bugün.Bu acıların bitmesine,çekilen çilelerin dinmesine büyük bir ihtimalle çok az bir zaman kaldı...Mücadeleye , birlik ve beraberliğe devam

    YanıtlaSil
  127. Arkadaşlar
    Devlet Bakanı Bursa Ak Parti Milletvekili Faruk Çelik'le bir görüşmemiz oldu.
    Sayın Çelik, sıkıntıyı biliyoruz hükümet olarak 15 Ekimde bu işi sonuçlandırma kararı aldık, Yasa herkesi tatmin edecek şekilde çıkacak ifadesini kullandı..


    Faruk Çelik
    Çeşitli dallarda ticaretle meşgul olan Faruk Çelik, iki yıl süreyle de yerel bir gazetenin sahipliğini ve köşe yazarlığını yaptı.

    Siyasete genç yaşlarda başladı. Bursa İl Başkanlığı ve Fazilet Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.

    18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimlerde 21. dönem Bursa Milletvekili seçildi. İçişleri Komisyonu ve Dilekçe Komisyonu üyeliklerinde bulundu.

    2001 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucuları arasında yer alan Faruk Çelik, 22. dönem Bursa Milletvekili olarak ikinci defa seçildi. beş yıl süre ile Ak Parti Grup Başkan Vekilliği yaptı.

    22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimlerde 23. dönem Bursa Milletvekili olarak üçüncü defa seçilen Faruk Çelik 60. Hükümette Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak atandı.

    Şu anda Devlet Bakanlığı görevini sürdürmektedir..

    Devlet Bakanı Faruk Çelik Web sitesi ziyaretçi defterine yazabilirsiniz Link altta.

    Buraya Tıklayarak Faruk Çelik Sitesine Yazabilirsiniz


    Ayrıca aşağıdaki adrese e-mail gönderebilirsiniz
    E-Mail: faruk.celik@tbmm.gov.tr

    1 NOLU FAX NO : 0312 424 09 95
    2 NOLU FAX NO : 0312 419 22 43

    Kolay Gelsin..

    YanıtlaSil
  128. Facebook Dernek İçin Teklif

    Suna Tuncer 14 Eylül, 17:21

    Emel hanım .Biz bu amaçla yeni bir dernek kurduk.
    Tacir ,Esnaf,İş Adamları ve aileleri dayanışma derneği altında toplandık.Karşılıksız çekler , kredi kartları V.B diğer sorunlarımızla ilgili.Sizi arkadaşlarınız ve dostlarınız aramızda görmek isteriz.
    Dernek adresi ;Ataşehir Yeşim Sitesi blok 9 daire 1 TEL 0216 4553963 TÜR
    Sevgilerimizle Emel Yildiz 15 Eylül, 11:24


    Suna Tuncer
    Biz Çek Mağduruyuz ve bu yasanın bir an önce çıkmasını istiyoruz ve kardeşim cezaevinde, kardeşimin özgürlüğüne bir an önce sahip olmasını istiyorum.
    Dernek olayı çek mağdurlarına fayda sağlamaz, neden derseniz, derneğin uzun süreli olması faaliyetini sürdürmesi tamamen yasanın sürüncemede kalmasına bağlı ve sanırım bu karmaşa ne kadar uzun süreli olursa dernekte o kadar uzun süreli olur
    Dernek gibi bir faaliyette olmamız mümkün değil

    cevapım..

    YanıtlaSil
  129. yasa ne kadar geç çıkarsa dernekte o kadar hayatta ayakta kalır.. tabiki.. hay salak kafam
    ağzına sağlık emel Allah razı olsun senden

    YanıtlaSil
  130. CUNEYT BEY BİR DİLEKÇE YAZALIM VE MECLİSE VE GAZETELER BU DİLEKÇEYİ FAKSLIYALIM NE DERSİNİZ? BEN MAİL GÖNDERİYORUM ÇEK MAĞDURLARININ KİMSE SÖZCÜSÜ OLAMAZ.MUSTAFA

    YanıtlaSil
  131. Bizim derneğimiz kurulu, o da burası.10 aydır sadece çek mağdurları olarak yasal bir mücadele veriyoruz.Ancak diğer kurulmuş yada kurulacak olan derneklere de saygımız vardır.Biz kendi mücadele çerçevemizde hareket ettik ve etmeyede devam ediyoruz.Devam edilen bu mücadelede gelen yada gelebilecek her türlü fikre de açığız...Biz karşılıksız çek mağdurları olarak,Sürecin artık sonuna gelindiği ve en geç 30-45 gün sonunda olumlu yada olumsuz bir sonuç alınacağı kanaatindeyiz.Sürenin sonunda kazanan taraf olmak istiyoruz ve buna inanıyoruz.Bu inancımızı destekleyen nedenler kısaca -MECLİSTE OLAN KANUN-VEKİLLERLE OLAN GÖRÜŞMELER-3167 SAYILI YASANIN GEÇERSİZ OLMASI-ANAYASAL HAKLARIMIZ-İNSAN HAKLARINA AYKIRILIK-YARGININ BİRİKEN DOSYALAR KARŞISINDA ÇARESİZLİĞİ-CEZAEVİ KOŞULLARI- ÇIKAN BERAAT KARARLARI - ÇEKTE VADE OLMAZ KOŞULUNUN GELMESİ VB gibi...BİZE DÜŞEN BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE FAX VE MAİLLERE DEVAM ETMEKTİR....SAYGILARIMLA

    YanıtlaSil
  132. arkadaşlar bi abimizi tutukladılar.metris T1 B17 DE yatan tanıdık var mı? yardımcı olsunlar birbirlerine saygılar ÖNDER

    YanıtlaSil
  133. ÇEKİN TARİHİ VE 3167
    Yorumlara Git

    KARŞILIKSIZ ÇEKE CEZA 1

    TBBM si 3167 sayılı kanunla 1929 TBMM’nin gerisine düşmüştür.1929 Türkiye Büyük Millet Meclisi çekte suçun oluşmasını kasta bağlarken, tıpkı yeni TCK nın 21. Maddesi gibi, 3167 garabet bir yasa olarak objektif suç gibi modern hukukun benimsemediği ucube bir suç getirmiş ve adil olmayan bir yargılama usulü benimsemiştir. 3167 sayılı kanun Osmanlı döneminde çıkarılan 1914 tarihli 26 maddelik ÇEKLER HAKKINDA KANUN’dan da geridir. Çekler hakkında kanun sahteliği cezalandırmaktadır.
    http://rahmiofluoglu.wordpress.com/2009/09/15/cekin-tarihi-ve-3167

    YanıtlaSil
  134. Önder bey
    Metris cezaevinde tanıdığımız arkadaşlarımız var,

    Metrisin yarısı çek tutuklusu nerdeyse

    YanıtlaSil
  135. Arkadaşımız D. ya aşağıdaki e-mail Denizli Milletvekili
    Mehmet YÜKSEL tarafından gönderilmiş, bizde teşekkür mesajı gönderelim

    Sayın; D....

    Kadir gecenizi en içten dileklerimle kutlar; sizin, ailenizin, milletimizin, ülkemizin ve tüm insanlık alemi için hayırlara vesile olmasını dilerim.

    Selam sevgi ve saygılarımla...
    Mehmet YÜKSEL
    Denizli Milletvekili
    Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi


    Sayın Mehmet Yüksele sms veya e-maille aşağıdaki metni cevaben gönderiyoruz...

    bayram ve, kandillerde sevdiklerimiz ödeyemedikleri çek borcu nedeniyle cezaevinde, bu onur kırıcı durum dışarıda olanlara hiç mutluluk vermiyor. Çek Mağdurları

    yazıyoruz. ve sms veya e-mail le iletiyoruz


    Danışman Kadir DEMİR
    Telefon : 0 535 695 88 97
    mehmet.yuksel@tbmm.gov.tr
    kadirdemir20my@gmail.com

    YanıtlaSil
  136. Değerli arkadaşlar; sitemizdeki tüm katılımcı arkadaşlarımın, Mübarek Kadir Gecesini kutluyorum. Umuyor; diliyor ve sizlerle birlikte bende bu gece dualar ediyorumki, O Yüceler Yücesi Allahımız; haklı olduğumuz ve mücadele verdiğimiz bu davamızda, bu geceki dualarımızı kabul buyururda, hayırlı vesileler bahşederde, İnşaallah; çok yakın bir zamanda özgürlüğümüze kavuşuruz. Sitemizde; yeni belirlenen ilgili, Sayın Milletvekillerimize ve Sayın Yetkililere, konumuzla ilgili mailleri gönderdim. Herkese hayırlı geceler. Tanrımız katında; dualarımızın makbul olacağı umuduyla... Hasan(Barışçı)-Mersin

    YanıtlaSil
  137. SN.FARUK ÇELİK BEYİN TBMM MAİL ADRESİNE MAİLLERİMİZ ULAŞMIYOR.ACABA BAŞKA MAİL ADRESİ VARMI??
    CAN

    YanıtlaSil
  138. SEVGİLİ ARKADAŞLAR ÖNCELİKLE KADİR GECENİZ BİN AYDAN DAHA HAYIRLI OLSUN TEMENNİLERİMLE; MÜBAREK OLSUN...

    ARKADAŞLAR ŞUNU GÖRDÜK Kİ BASKILARIMIZ SONUÇ VERİYOR. ANCAK DAHA DA BASKICI OLMAMIZ GEREKİR.İÇERİDE BULUNAN VE 10 AYDIR BOŞYERE YATMAKTA OLAN SEVDİKLERİMİZİN DURUMU ORTADADIR.

    BU SEBEBLEDİR Kİ 20 EYLÜL 2009 PAZAR GÜNÜ ÖĞLEN 12.00 DAN İTİBAREN YİNE MAİLLERİNİZE GELECEK OLAN MİLLETVEKİLLERİNİN CEP TELEFONLARINA BAYRAM TEBRİĞİ VE DURUMUMUZU ANLATAN MESAJLAR GÖNDERECEĞİZ. VERMİŞ OLDUĞUMUZ TARİH AREFE GÜNÜDÜR. BUNUN DA SEBEBİ BAYRAM GÜNÜ OLSA İDİ YOĞUNLUKTAN MSJLARIMIZ GÖRMEZDEN GELİNEBİLİRDİ. EN UYGUN GÜN AREFE GÜNÜ OLARAK KARARLAŞTIRMIŞ BULUNUYORUZ.

    MAİLLERİ BİZDE OLMAYAN ARKADAŞLARIMIZ CÜNEYT BEY İLE TEMASA GEÇİP MAİLLERİNİ VERSİNLER. PERŞEMBE GÜNÜNDEN İTİBAREN C.TESİ GÜNÜ GECESİNE KADAR MAİLLERİNİZE MİLLETVEKİLLLERİMİZİN CEP TELFONLARI GÖNDERİLECEKTİR.

    BU İŞİ BU GÜN HÜRMETİNE VE ALLAHIN İZNİ İLE BAŞARICAZ ARKADAŞLAR. HERŞEYDEN ÖNCE BORÇLARIMIZI ÖDEYİP O İSTEDİĞİMİZ ÖZGÜR HAYATA TAKRAR DÖNECEĞİZ. RABBİMİZ BİZİMLE BERABERDİR.

    BU KONUDA HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPSIN. TURKCELL HATTI KULLANANLAR İÇİN BİLİNDİĞİ GİBİ 5 MSJDAN SONRASI BEDAVADIR. BUDA 10 KONTOR DEMEK.
    TELSİM VODOFONE İÇİNDE 15...
    MSJ ATAMAYIPTA HALA BİZLERDEN BİRŞEYLER BEKLEYENLERİ VE ÜŞENGEÇLERİ ALLAHA HAVALE EDİYORUM


    TARİH: 20 EYLÜL 2009 PAZAR (AREFE GÜNÜ)
    SAAT: 12.00 DAN SONRA İSTENİLEN HER SAAT


    jenardi

    YanıtlaSil
  139. Arkadaşlar anayasa mahkemesini arayan varmı dosya nomuz 2009/18 di.

    YanıtlaSil
  140. selam kardeşlerim selam hasan barışçı abim inşallah hep beraber tanışıp görüşürüz arkadaşlar hepinizin geçmiş kandili mübarek olsun kusura bakmayın internet kullanma imkanım olmadığından dün gece kandil mesajı yazamadım sitede gelişmeler çok olumlu inşallah sonucu da hayırlı olur saygılarımı sevgilerimi sunarım

    YanıtlaSil
  141. Değerli Arkadaşlar; bilinen bazı arızalardan sitemizde problemler olmuştu. Bunun için gece derslerimize geciktim. Bu kadar mücadeleden sonra; Allah'ın izniyle haklı olduğumuza inandığımız bu davamızdan dönecek değiliz. Değiliz; ta ki olumlu sonuçlar alana dek. Saygılarımla. Hasan(Barışçı)-Mersin

    YanıtlaSil
  142. tşk ler paylaşımlar icin.

    YanıtlaSil
  143. Bizler artık sayıları milyonları bulan , ekonomik kriz sebebiyle çeklerini ödeyememiş esnaflarız.Yalnızca Türkiye Cumhuriyeti devletine haiz olan ‘’Çeklerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkında kanun’’ hükümleri çerçevesinde adına para cezası denilen ve Anayasamıza, uydurulmuş bir kılıf maddesiyle HAPİS cezası almış tüccarlarız.Sesimizi duyuramıyoruz ,çünkü hepimiz kaçak durumda ve aranmaktayız.
    Çeklerini ekonomik kriz sebebiyle ödeyememiş esnafımıza,bu çeklerini HAPİS korkusu ile ödettiren\ödettirmeye zorlayan,meclisimizi dolaylı olarak etkilemeye çalışan , Banka ve Factoringcilerin T.B.M.M ‘nin üzerinde bir yaptırımı olmasını kınıyoruz.Nitekim Başbakanımız ‘’T.B.M.M ‘nin üzerine hiçbir güç yoktur’’ demiştir.
    2009 yılı itibariyle ekonomik krizinde etkisiyle bu zamana kadar katlanarak büyüyen ödenemeyen çek sayısı 3.5 milyonu aşmıştır.Esnafımızı , HAPİS ile korkutarak çekini ödemeye zorlamak, bu rakamlarla da görülmüştür ki imkansız bir hal almıştır.
    Ödenemeyen bir çekin yasal sonucu olarak hapis cezası almış tüccarımız ,sadece alacaklı tarafın egosu için bu cezalarla karşılaşmaktadır.Cezasını tamamlayıp cezaevinden çıkanların bir çoğu, kendileri hakkında ceza davası açan alacaklının, borcunu ödemeye de yanaşmamaktır.Bu sebebledir ki artık çeklerde hapis cezalarının caydırıcılık boyutu kalmamıştır.Bu insanlık dışı kanunda alacaklı tarafa verilen bir kağıt parçasının yaptırımı hapis olmamalıdır.ÖZGÜRLÜK ve HÜRRİYET teminat olarak verilemez.
    Şuan itibariyle de yüzbinlerce kişi, haklarında hükmü kesinleşmiş ve kaçak bir vaziyette borçlarını kıt imkanlar dahilinde ödemeye çalışmaktadır.Cezaevindeki esnaflarımız hükümetimizden bu konuya acil bir çare beklemektedir.Sayıları milyonları bulan çek cezalısı esnafımızın oy potansiyeli düşünüldüğünde,bir siyasi partiyi meclise gönderecek sayılarla karşılaşılmaktadır.
    Her fırsatta duyduğumuz, iyi niyetli-kötü niyetli ayrımı için TCK’ nın ilgili dolandırıcılık maddeleri ile bu sorun çözüme kavuşturulabilir.
    Bizler artık babalarımızı istiyoruz.bizler artık eşlerimizi istiyoruz.çocuklarımız aç. Kaçak durumda olan esnafımızın evinden dışarı çıkmaya özgürlüğü yok bu sebepledir ki evlerine süt götüremeyen insanlar var.Bizlere bu özgürlüğümüzü veriniz.borçlarımızı ödemenin her şeyden önce kul hakkı olduğunu iyi biliyoruz.
    Sizler,Bankaların, Factoring firmalarının, tefecilerin, eli çantalı lobi faaliyetlerinin değil , biz esnafın vekili olduğunuzu gösteriniz.Bu zamana kadar yapılmış olan çek kanunlarında bir ilki gerçekleştiriniz.T.B.M.M.’ nin her kurumun ve kuruluşun üstünde olduğunu ispatlayınız.Likiditenin ve çeklerin ekonomide dönen payının hesabından çok,insan onuruna verilen değer ile hukukun üstünlüğünü ön plana alınız.
    Çek kanunu’nun şuandaki haliyle, Anayasa’ya , Hukuka, Avrupa insan hakları sözleşmesine aykırı olduğu artık tüm kesimler ve kurumlarca bilinmektedir.Yeni kanunda bu hükümlerin kaldırılması hangi etken ve kurumlar tarafından engellenmektedir bilmek istiyoruz.Alacaklı tarafa hiçbir şey kazandırmayan , sadece egonun tatmini için kullanılan , adliyeleri ve mahkemeleri icra dairesine çeviren , iş yükünü artık altından kalkılmaz hale getiren , tüm otoritelerce insanlık dışı kabul edilen , sorgusuz ve savunmasızca hükmü verilen , cezası süre bakımından 5 yıl olan, ailelerin perişan olup dağılmasına yol açan , sosyal patlamaları yavaş yavaş tetikleyen BU YASANIN BİR AN EVVEL SONUÇLANMASI VE AVRUPA BİRLİĞİ NORMLARINA GÖRE UYARLANMASINI İSTİYORUZ. BİZ ESNAF OLARAK HALEN T.B.M.M. ‘ NİN ÜZERİNDE HİÇBİR GÜCÜN OLMADIĞINA İNANIYORUZ..

    YanıtlaSil
  144. Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın soru önergesine verdiği yanıt, karşılıksız çek nedeniyle açılan davaların 2008 ve 2009 yılında arttığını ortaya koydu. Verilere göre, 2009 yılında karşılıksız çek nedeniyle cezaevlerine giren kişi sayısı bin 461 oldu.

    Bakan Ergin'in Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü ile Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'na ait istatistiklere dayanarak verdiği bilgilere göre, 2009'un ilk 6 ayında karşılıksız çek nedeniyle ceza mahkemelerinde 159 bin 774 dava açıldı. Bu davalarda 221 bin 755 kişi hakim karşısına çıktı. 2009'un 6 ayında çek davaları nedeniyle bin 461 kişi hapse girdi. Bunlardan 5'ini çekle ilgili ihtara ve yasaklamaya uymama, 67'sini Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun'a muhalefet, diğerlerini de karşılıksız çek keşide etme suçu oluşturdu.

    HER AY 100 BİN ÇEK KARŞILIKSIZ CIKIYOR
    EsnafIn, tüccarın elinin darda olup olmadığını gösteren önemli bir gösterge olan karşılıksız çek sayısında önemli artışlar dikkati çekiyor. 2007 ilk 7 ayından 2008 ilk 7 ayına karşılıksız çek sayısında yüzde 11.5 artış yaşanmışken, 2008'den 2009'a bakıldığında oranın yüzde 28.2'ye çıktığı göze çarpıyor. Türkiye'de her ay yaklaşık 100 bin adede yakın çek karşılıksız çıkıyor ve hukuki işleme tabi oluyor. Protestolu senet tutarında ise ilk 6 ayda yüzde 29.27'lik artış söz konusu

    YanıtlaSil
  145. Karşılıksız Çek Vermekten Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay Tutuklandı Karşılıksız Çek Verdiği Gerekçesiyle Antalya'da Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay, Tutuklanarak Cezaevine Gönderildi.
    Karşılıksız çek verdiği gerekçesiyle Antalya'da gözaltına alınan yönetmen Ezel Akay, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Altın Portakal Film Festivali için geldiği Antalya'da bu sabah kaldığı Dedeman Otel'de polis tarafından gözaltına alınan Ezel Akay karşılıksız çek verme suçunu konu alan 3167 Sayılı Kanun'a muhalefetten Asayis Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.

    Daha sonra Antalya Adliyesi'ne getirilen yönetmen Ezel Akay'ın borcunu ödemediği anlaşıldı. Adliye nezaretinde sabah saatlerinden beri bekletilen Ezel Akay hakkında Fatih Adliyesi tarafından çıkarılan tutuklama müzekkeresi bulunduğu belirtildi.

    Akay daha sonra tutuklanarak Antalya E Tipi Cezaevi'ne gönderildi.

    YanıtlaSil
  146. MHP YİDE UNUTMAYIN ONLARRADA İHHTİYACIMIZ VAR BELİRTİN BURDA ÜÇKAĞITCI TOKATCI BİRİLERİNE CEKMAĞDURU V,S YERVERMEYİN KENDİMİZE ZARARI OLUR HAKLIYIZ TEFECİYE BİZLERİ DEVLETİN POLİTİKALARI İTTİ YOKSA KİM GİDER MAL ALIŞI YOK FATURAYOK İSTİRTAT DAVASI ACILSAYDI EKONOMİK KRİZDEN ACAMADIK BUNLARIN HEPSİ BİZLERE YALVARACAKTI BEN BİRKAC AVUKATLA CALIŞTIM HİCBİRİ BİRŞEY BİLMİYOR YENİ AVUKATLAR COK ACEMİ KAZANACAĞIN DAVAYI KAYBEDEBİLİYORSUN VEKİLİN YA BİZLER ASLIYIZ BİRBİRİMİZE HİÇOLMAZSA BU SİTE SAYESİNDE BAŞIMIZDAN GECEN OLAYLARI PAYLAŞABİLİRİZ BATIK EKONOMİYLE NETAHÜT ÖDENİR NEDE BU BANKALAR TEFECİLER BİZLERİN GİBİ KAZ BULABİLİRLR SATACAK PARALARINI BİRTANE SİCİLİ TEMİZ ESNAFKALMADI BANKACI OLMAK ŞUANDA BİZLERDEN DAHAKÖTÜ AKŞAMAKADAR PARA SATACAĞI ESNAF MÜŞTERİARIYOR YOK SİGORTA,POS,CEK,KREDİ.K.KARTI.BİZLERİ ANCAK BU CEZALAR KALKAR YİNE TİCARETİMİZE DÖNER EH BU PİYASAYLA BİRAZ ZOR TOPLANIRIZ UZUNOLDU AFFOLA BODRUM 48

    YanıtlaSil
  147. Arkadaşlar
    Devlet Bakanı Bursa Ak Parti Milletvekili Faruk Çelik'le bir görüşmemiz oldu.
    Sayın Çelik, sıkıntıyı biliyoruz hükümet olarak 15 Ekimde bu işi sonuçlandırma kararı aldık, Yasa herkesi tatmin edecek şekilde çıkacak ifadesini kullandı..


    Faruk Çelik
    Çeşitli dallarda ticaretle meşgul olan Faruk Çelik, iki yıl süreyle de yerel bir gazetenin sahipliğini ve köşe yazarlığını yaptı.

    Siyasete genç yaşlarda başladı. Bursa İl Başkanlığı ve Fazilet Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.

    18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimlerde 21. dönem Bursa Milletvekili seçildi. İçişleri Komisyonu ve Dilekçe Komisyonu üyeliklerinde bulundu.

    2001 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucuları arasında yer alan Faruk Çelik, 22. dönem Bursa Milletvekili olarak ikinci defa seçildi. beş yıl süre ile Ak Parti Grup Başkan Vekilliği yaptı.

    22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimlerde 23. dönem Bursa Milletvekili olarak üçüncü defa seçilen Faruk Çelik 60. Hükümette Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak atandı.

    Şu anda Devlet Bakanlığı görevini sürdürmektedir..

    Devlet Bakanı Faruk Çelik Web sitesi ziyaretçi defterine yazabilirsiniz Link altta.

    Buraya Tıklayarak Faruk Çelik Sitesine Yazabilirsiniz


    Ayrıca aşağıdaki adrese e-mail gönderebilirsiniz
    E-Mail: faruk.celik@tbmm.gov.tr

    1 NOLU FAX NO : 0312 424 09 95
    2 NOLU FAX NO : 0312 419 22 43

    Kolay Gelsin..

    YanıtlaSil
  148. merhaba arkadaşlar,yoğun şekilde gönderilen fax ve maillerin neticeleri alınıyor.Yapılan telefon konuşmalarından da anlaşılıyor bu.Haberler güzel,çok güzel

    YanıtlaSil
  149. HAYALLER , HEDEFLER VE EYLEMLER
    Eylemin isteği gönlümüzden kopup gelmeli. Çok zorlamamalı eylem seçeneğini ve seçimi. Bellidir o zaten, çeker götürür bizi.
    Benjamin Franklin “Siz kafanızı büyük hayallerle doldurmaya bakın. Kafanız sonradan cebinizi parayla dolduracaktır” demiş. Güzel demiş, hoş söylemiş de, Benjamin Franklin’in bu sözünde bir eksik var, o da eylem.
    Hayal etmekle her şey çözülürmüş gibi bir hissiyatı var bu söylemin, ama öyle olmuyor. Eylemsiz hayaller gerçekleşmiyor.
    çoğumuzda en çok tıkanma bu noktada oluyor. Hayallerimiz var, isteklerimiz var, farkındalıklarımız süper, kendimizi tanıyoruz, yaşamlarımızda olup biten her şeyin farkındayız. Tek eksikliğimiz var, eylem.
    Genel söylem hayalleri hedeflere yönelten eylemler içinde olmamız. Bana göre eylemlerimizin hangi yönde olduğu hiç önemli değil. Önemli olan sürekli eylem pratiği içinde olmamız. Bir şeyler yapıyor olmak çok önemli.
    Eylemleri hayallerden hedeflere götüren küçüklü büyüklü taşıyıcılar olarak düşünebiliriz.
    Bir eylemden diğerine, bir taşıyıcıdan diğerine ilerlerken, zigzaglar da çizsek, düz de gitsek, sonuç bir yerlere varmak oluyor. Hedefimizle hiç alakasız eylemler yapmakta özgür bırakalım kendimizi. Bırakalım içimizden hangi eylemi yapmak geliyorsa onu yapsın varlığımız, bedenimiz.
    Eylemlerin kalpten gelmesi gerektiğini de ekleyelim tam bu noktada.
    Eylemin isteği gönlümüzden kopup gelmeli. Çok zorlamamalı eylem seçeneğini ve seçimi. Bellidir o zaten, çeker götürür bizi.
    Yaşam, eylem ve eylemsizlik demek.
    Eylem ileriye doğru bir yerden bir yere götürürken, eylemsizlik de tam durduğumuz yerde olduğumuz gibi bırakmıyor bizi.
    Eylemsizlik çürümeye yol açıyor. Çürüme ise sonuçta ölüm anlamına geliyor. Çürüme fiziksel ise ölüm de fiziksel ve aslında bu en zararsız olanı. Çürüme ruhta ise ölüm de ruhsal anlamda gerçekleşiyor. Bu etrafımızdaki bir sürü ruhsal zombiyi de açıklıyor.
    Ruhsal zombileri gözlerinden anlayabiliriz. Gözlerinin feri gitmiştir, donuk bakarlar. Genellikle yaşamlarının da feri gitmiştir, donup kalmışlardır zamanın bir noktasında.
    Ama onlar çok şaşırtıcı bir biçimde çok aktif de gözüküyor olabilirler. Sürekli hareket halinde de olabilirler.
    Yalnız, bu hareketlilik çamura saplanmış bir tekerleğin olduğu yerde dönüp durması gibidir.
    Olduğu yerde döner durur, boşa döner durur.
    Bir şeyi canı gönülden isterken bir türlü eyleme geçemeyen insanlar kendi kendilerine çok şaşırıyorlar. “Nasıl olur da çok istediğim bu şeyi yapmam ben?” diye hayıflanıyorlar.
    Hatta bazıları onları geriye çeken bilinçaltı kodlamalarının ve bunun yanında eyleme geçmemekle sağladıkları ikincil yaşam faydalarının da farkındalar. Yine de yenemiyorlar eylemsizliği ve tıkanıp kalıyorlar.
    Çünkü eyleme geçmiyorlar
    devamı var

    YanıtlaSil
  150. Halil-İbrahim Bereketi


    Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış.
    Büyüğü Halil.
    Küçüğü ise İbrahim…
    Halil, evli çocuklu.
    İbrahim ise bekârmış…
    Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin…
    Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş.
    Bununla geçinip giderlermiş…
    Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı.
    İkiye ayırmışlar.
    İş kalmış taşımaya.
    Halil, bir teklif yapmış :
    İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.
    Peki, abi demiş İbrahim…
    Ve Halil gitmiş çuval getirmeye… .
    O gidince, düşünmüş İbrahim:
    Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine
    Böyle demiş ve
    Kendi payından bir miktar atmış onunkine…
    Az sonra Halil çıkagelmiş.
    Haydi İbrahim. Demiş, önce sen doldur da taşı ambara.
    Peki abi.
    İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.
    O gidince, Halil düşünür bu defa:
    Der ki:
    Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.
    Ama kardeşim bekâr.
    O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.
    Böyle düşünerek,
    Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.
    Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
    Bu, böyle sürüp gider.
    Ama birbirlerinden habersizdirler.
    Nihayet akşam olur.
    Karanlık basar.
    Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.
    Hatta azalmıyor bile.
    Hak teala bu hali çok beğenir.
    Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki…
    Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler.
    Şaşarlar bu işe…
    Aksine çoğalır buğdayları.
    Dolar taşar ambarları.
    Bugün ‘Bereket’ denilince, bu kardeşler akla gelir.
    Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir.

    Selam dava kardeşlerim mücadelemizde böylesi duygular içerisinde gelişip adaletsizliği durdurana kadar sürer inşallah..arkadaşlar bu olayı aktarmamdaki neden sitemizde yazılanların bereketinin artması çünkü bereketi arttıran insanlara güç kuvvet veren bir şey de muhabbettir. Muhabbetin olduğu yerde bereket olur sitede yazılan umut verici sabır verici şükür verici bir yazı zorda kalmış bir kardeşimizin okumasıyla umut olabilir içine ferahlık getirebilir hatta katılmayı düşünmediği mücadelemize katılmasını da sağlayabilir bu yüzden paylaşılan kardeşlik,sevgi,birlik,beraberlik,umut duyguları paylaştıkça çoğalır bereketi artar sizlerinde kardeşlik ve mücadelemiz için birlik beraberlik mesajları yazmanız hepimize bereket sağladığı gibi yazan kişinin hayatında da olumlu gelişmeler sağlayabilir..bu duyguları canı gönülde yaşayan kişi inanın başına gelen her olayda rahatlıkla huzur bulabilir beterin beteri vardır ALLAH bugünümüzü aratmasın,hepimize bereketli günler nasip etsin inşallah

    YanıtlaSil
  151. TARTIŞTIĞIMIZ NEDİR VE NASIL BİTER ?
    Arkadaşlar bu tartışmalarla ilgili size çok sevdiğim bir sözü aktarmak istiyorum KÜÇÜK BEYİNLER KİŞİLERİ,ORTA BEYİNLER OLAYLARI,BÜYÜK BEYİNLER FİKİRLERİ VE SİSTEMLERİ TARTIŞIRLAR..bu söz bana ait değildir çoğumuzda duymuşuzdur konumuza birebir uymuştur..bizim kişilerle alıp veremediğimiz yoktur olamazda ölümlü bir dünyada yaşıyoruz varsayalım burhan işcan öldü yada ben öldüm yada bu yazıyı okuyan herhangi birisi ne olacak bu dava mücadelesi bitecekmi elbette hayır benim burda istediğim kişisel düşüncem emeğe saygıdır vefadır ve burhan abi çok emek vermiştir her türlü saygıyı hak ediyordur ama önemli olan bir yere gelmek bir saygı sevgi kazanmak değil oduyguları koruyup daha da yükseltmektir bunu başaramayan ister maddi olsun ister manevi kazandıklarını kaybetmeye mahkumdur herkim olursa olsun çünkü sistem bunu gerektirir.MURAT YALÇIN abim yazdığın yazı için benden görüş istemişsin görüşüm şudur abi yazdığın her kelime ve satırın arkasındayım çünkü biz dava kardeşiyiz ve aramızda nifak ekecek hiçbir neden yok sende adaletsizliğin karşısındasın zaten yaşadıklarımız adaletli olsa sabra sığınır mücadele bile etmeyiz ..şuna da varız arkadaşlar eğer ki birisi çıksın kim olduğu hiç önemli değil mevkisi makamı hiç önemli değil hatta alacaklı olsun tahsil edemediği çeklerden bütün işi dağılmış ailesi yıkılmış dünyası kararmış olsun kısaca kim olursa olsun veya konumuzla alakasız olsun yeter ki beni savunduğumuz davada haksız olduğuma inandırsın eğer ki o insanın elini öpmezsem ve savunduğum davadan dolayı özür dilemezsem adam değilim lakin bunu yapacak ve yaparken adaleti savunacak kimsenin olduğunu sanmıyorum çünkü bu adaletsiz mantıksız bir kanundur.bizimde hedefimiz birleşip bu haksızlığı ve adaletsizliği durdurmaktır buna kim engel oluyorsa ismi mevkisi makamı adı sanı şanı gücü kuvveti önemli değildir çünkü karşısındayız...inşallah başarırız

    YanıtlaSil
  152. Selam dava kardeşlerim sizlerle birkaç anlamlı umutlu sözleri paylaşmak istedim çünkü ne durumda olursak olalım sabır şükür ve mücadele etmeliyiz bu mücadeleyi ortak ve toplu bir şekilde yapmayı başarabilirsek (ben başaracağımıza inanıyorum inşallah yanılmam)umutlarımız daha da çoğalacaktır lakin eğer başaramazsak yinede hayat devam ediyor bireysel de olsa yaşama mücadelemiz sabır ve şükür içinde devam edecektir .....

    AKILLI İNSANLAR AYRI FİKİRDE DE OLSA UYUM İÇİNDE YAŞARLAR,
    CAHİL İNSANLAR AYNI FİKİRDE DE OLSA UYUM İÇİNDE YAŞAYAMAZLAR....

    ÇARESİZ KALDIĞINIZDA BİLİNKİ TEK ÇARE YİNE SİZSİNİZ

    ACI ÇEKMEDEN MUTLULUĞUN FARKINA VARAMAYIZ

    MUTLU OLMAYI YARINA BIRAKMAK KARŞIYA GEÇMEK İÇİN,AKAN NEHİRİN DURMASINI BEKLEMEKTİR.

    YAŞADIĞIMIZ HERŞEY ÖĞRENMEMİZ İÇİNDİR BU YÜZDEN AĞLAMAYA SIZLAMAYA GEREK YOK EN NİHAYETİNDE HERKES KENDİNİ KAZANIR..

    UMUTSUZ KARANLIKLARA DÜŞTÜĞÜNDE İLERİYE BAK AYDINLIĞI GÖRÜRSÜN

    YANLIŞ TRENE BİNDİYSENİZ VAGONLARDA TERS YÖNDE YÜRÜMENİN FAYDASI YOKTUR.

    KİMSEYE TAŞIYAMIYACAĞI YÜKTEN AĞIRI VERİLMEZ, YA GÜÇLÜ OLUR TAŞIRSIN YADA GÜÇSÜZ OLUR EZİLİRSİN AMA BU YÜK SENİN TAŞIYABİLECEĞİN KAPASİTEDEDİR BİLESİN...

    HAYAT BİSİKLETE BİNMEK GİBİDİR,PEDALI ÇEVİRDİĞİN SÜRECE DÜŞMEZSİN.

    UMUTSUZLUĞA DÜŞEN BİRİSİ HAYATTAN KOPAR

    NEREDEN BAŞLAYACAĞINIZI BİLMİYORSANIZ BAŞLAYAMAZSINIZ.

    BAŞARI İÇİN BİR PLANINIZ YOKSA BAŞARISIZLIĞI PLANLIYORSUNUZDUR

    ALLAH TAN ÜMİDİNİ KESMEYEN KULDAN ÜMİT ARAMAZ....

    EN BÜYÜK ZAMAN HIRSIZI KARARSIZLIKTIR

    KARARSIZLIK VE GECİKME BAŞARISIZLIĞIN NEDENİDİR

    ÖNEMLİ OLAN ELİNDE NE OLDUĞU DEĞİL ONU NASIL KULLANDIĞINDIR

    PİŞMAN DEĞİLSEN ELİNDEKİNİ NASIL KULLANDIĞIN ÖNEMLİ DEĞİLDİR..

    OKÇU HEDEF OLMADAN HİÇBİR İŞE YARAMAZ ..

    ÖNEMLİ OLAN UZAKLIK DEĞİL İLK ADIMI ATMAKTIR

    YanıtlaSil
  153. Sevgili Burhan Bey

    Fotoğraf bu ancak bundan ibaret değil..
    Nasıl ki, bulutları yalayan dev alevlerin koca bir ormanı tehdit etmesi misali her birimizin bağında bağrında sürmekte olan bir yangın, tüm hayatımızı tehdit etmeye devam ediyor..

    İşte bu halimizle ve birlikte, bir hak mücadelesi veriyoruz..

    Bir onur mücadelesi, bir özgürlük mücadelesi veriyoruz beraber..

    Kimimiz bir eksik, kimimiz bir fazla..
    Önemi ne kadardır bunun veya önemi var mıdır?

    Ama önemli olan bir şey vardır o da bu mücadelenin selametidir..

    Hepimiz;
    HAKLI OLMANIN HAKKIYLA..
    GURURLU fakat SAKİN..
    SAKİN fakat İNANÇLI..
    İNANÇLI fakat AKILLI.. olmalıyız..

    Ama asla..
    Haklılığımıza gölge düşürmeden..

    Bize hak verilmesine, bize saygı duyulmasına engel olacak, hatta karşı suçlamalara sebep teşkil edecek söylem, eylem ve ilişkilerden sakınmalıyız..

    Bize lazım olan şey..

    SESSİZCE FERYAT ETMEKTİR..

    İnanıyorum ki sessizce sakince yapılan bir feryat; karışık ve anlaşılmayan gürültülü bir feryattan daha tesirlidir..

    Hele ve hele kendi derdinin dışına taşıp bir yandan (yolsuzluk ekonomisi vs gibi siyaset polemiğine giren heyecanlı söylemlerle)Ülke sorunlarına kafa tutmak bir bakıma hepimize, mücadelemize hem zarar ve hem de karşı tutum doğuracak bir davranıştır..

    Hadi kendi kendimize konuşup duralım ama bu grubun adına çıkıp ta böyle siyasal polemiklere ait konulardan bahis açmak affınıza sığınırım akıl karı değildir..

    Bizim ilk amacımız, sadece uğradığımız haksızlığın, zulmün farkına varılmasını sağlamaktır..

    Bunu da bir ölçüde yaptık ve bunda tabi ki sizin de emeğiniz çok.. Hepimizden çok..

    Ve bu aşamada tek arzu edilen amacımız da özgürlüğümüzü elde etmektir..

    ZAFER bizim için sadece budur..

    Sevgili Burhan Bey

    İşte tam burada bir soluk almanızı ve durmanızı istirham ediyorum..

    Farkımıza varılması olumlu bir süreç ancak şimdi daha da bir mesuliyetli bir süreç içindeyiz..

    Ne istediğimiz kadar nasıl istediğimiz, hangi yol ve yöntemle istediğimiz de işte şimdi çok önemli..

    Ne diyor bunlar dedirtebiliriz ama önemli olan HAKLI dedirtebilmemizdir.

    Bunu nasıl yapmalıyız, yapabiliriz..?

    Bu bir hukuk sorunu, öyle değil mi?

    O halde, kesin ve kesin bizim temsilimiz bu dakikadan sonra ancak ve ancak bir hukukçu tarafından yapılmalıdır..

    Doktor odur.. Biz bir ilacın ismini biliriz de nasıl hazırlandığını bilmeye kalkmayız..

    Lütfen! sizin çabalarınızı takdir etmek ayrı fakat kimin neyi ne kadar yapması gerektiği de çok ayrı..

    Bakınız ben ve eşim üniversite mezunuyuz.. Örneğin İşletme mezunu olmama rağmen bir finansmancı isem marketing ve
    satış konusunda bir hayli bilgi ileri sürebilirim ama işin uzmanlarına değil tabii..

    Ben derim ki 54 yaşındayım, bu mücadelede örneğin Sayın Ofluoğlu gibi bir hukukçudan destek alıyorsam onun katibi olmaya göbek atarım.. (Kişiliğimle sizi temin ederim Sayın Ofluoğlunun benden ve fikrimden bir haberi söz konusu değildir)

    Akıl bunu dolayısıyla bilim de bunu gerektirir..
    Çıkarımız bunu dolayısıyla ortak akımız da bunu gerektirmelidir..

    Sevgili Burhan Bey ve kader arkadaşlarım..

    Bu mektubumu onaylamazsanız, rica ediyorum bir süre sonra yeniden okuyun..
    Ben öyle yaptım..

    Sevgi ve dualarımla

    Murat YALÇIN

    YanıtlaSil
  154. Sevgili Burhan Bey

    Evvela maksadımı bir-iki cümle ile özetlemek istiyorum..
    Sizinle veya bir başkasıyla karşılık bulması halinde dost olmaya memnuniyetle çaba; dostluğun ve arkadaşlığın korunması içinde çok fazla özen gösteririm..

    Sizinle veya bir başkasıyla gerektiğinde dostluğa, arkadaşlığa zarar vermeyecek nükte, eleştiri hatta hiciv de yapmaya çalışırım..

    Ama arkadaşım, dostum dediğim karşımdaki birini incitecek, değersizleştirecek ve bundan dolayı karşımdakinden önce kendime verdiğim değeri eksiltecek laf kalabalığına, tartışmalara polemiklere asla girmem..

    Şayet kaçınılmaz bir şekilde bir münazaraya dahil olursam, bu defa da kendimde hissettiğim nitelik ölçüsünce düşüncelerimi ifade etmeye çalışırım..

    İşte maksadım bu.. Peşinen söyleyeyim, kimseyle sevimsiz, bıktırıcı üstelik hiçbir yararı olmayacak polemik yapmak istemiyorum..

    Üzülerek görüyorum ki, bir münazara (nerdeyse karşıt gruplar halini almış) bir ayrışma içindeyiz..

    Bu fotoğraf iyi değil..
    Her halde ’hayır iyi’ diyen de yoktur..

    Peki nedir fotoğraf..?
    Bizler, insafı kalmamış, vicdanî değer üretemeyen bir düzenin, diz çöktürüp yerlerde süründürdüğü bir kadersiz insanlar grubuyuz..

    Akif’ten mülhem olarak;
    Allah’ım ne bahtsız insanım, ne talihsiz adam,
    Ya olmasaydı borcum, ya da olsaydı param..

    Fuzulî ile söylenirsek;
    Ya ver bana mihnetimce takat
    Ya takatım yettiğince mihnet..

    diye münacatlarda bulunuyoruz..

    Yukarıda ki sözlerimi düzeltmeliyim.. Aslında bu coğrafya, bu topraklar merhametin, insafın ve vicdani değerlerin dağa taşa toprağa, kuşa kurda can verdiği vatan topraklarıdır..

    Kendisinden dinlemiştim, S.Demirel’in kendi beyanıdır; İsrail devlet başkanı, Cumhurbaşkanı iken bana “- Siz bu coğrafyada (Ortadoğu) orta rütbeli bir subayla asırlardır kavgasız gürültüsüz asayiş sağladınız.. Biz en ileri teknoloji ve askeri donanımla bunu başaramıyoruz.. Siz neyle başarmıştınız?..” diye sordu, ben de cevaben dedim ki;
    - Adaletle!

    Sevgili Burhan Bey

    Şahsen ben bir pazarlık olsa 1 gün dahi böyle bir cezaya ve böyle bir alçak bir suçla muhatap edilmeye rıza gösteremem.. Zira işini işyerlerini, güce ve akçeye dayalı prestijini kaybetmiş müflis bir iş adamı olmaktan dolayı evet bir zillet yaşıyorum.. Ama asla bir değersizlik duygusu içinde değilim..

    Şeriat (Adalet, kanun) var, şeriatın kestiği parmak acımaz.. 80 kişi istihdam, 1000 civarında müstahsile ödeme yaparken bugün park parasını hesap eder duruma düşersin.. Bu halde yaşlı ana babamın oturduğu ev dahil mütevazı neyim varsa İcra’ya verilmesine, hacizlere uğramasına ve yok pahasına satılmasına ‘gık’ diyemeyiz.. Şeriat budur çünkü.. devlet budur çünkü..

    Çocukken harmanımız yanmıştı.. Kurtaramayacağımızı anladığımızda çok büyük bir üzüntüyle elimiz koynumuzda seyretmiştik çaresizce yangını..

    Bu gün içinde bulunduğumuz durum tıpkı bizim, hepimizin ‘harmanımızın yangınıdır’..

    Yangınımızı çaresiz ve elimiz koynumuzda takatimiz, imkanımız ve umudumuz bitmiş olarak seyrediyoruz.. İçimiz alev alev yanıyor..

    Ve bir devlet eli (kolu demek daha uygun) uzanıyor elinde kelepçeler ile..

    İnsafın kurusun.. Kurumuş ya zaten..

    Ecdadın adalet ve asaletinin mirasçıları olan devlet, bu devlet mi?

    İSYAN EDECEĞİZ, İTİRAZ EDECEĞİZ, REDDEDECEĞİZ.. KURTULACAĞIZ..

    Aslında kurtarılacak tek şey var.. ADALET..
    ‘Adalet’ gölgelenmiştir (lekelenmiştir),
    ‘Adalet’ (ayaklar altında)çiğnenmektedir,

    Dolayısıyla kurtarılması gereken yegane şeydir ADALET..
    ADALET kurtarılırsa tüm masumlar, mağdurlar ve mazlumlar da kurtulacaktır..

    devamı var--->

    YanıtlaSil
  155. işey yapmalı kardeş,

    Burhan beyle ilgili 63 teki yazını okdmasam ve katılmasam aşağıdaki mektubu buraya yazmayacaktım.. diğer siteye yazdım çünkü..

    Hadi güzel kardeşim mektubum hakkında görüşlerin nedir?

    Sevgilerimle

    Murat YALÇIN

    YanıtlaSil
  156. SEVGİLİ ARKADAŞLAR VEKİLLERİMİZE GÖNDERMİŞ OLDUĞUMUZ MESAJLARIMIZ ETKİLİ OLMUŞTUR.ARKADAŞLARIMIZDAN ÇOĞUNU VEKİLLERİMİZ ARAYARAK GÖRÜŞMÜŞLERDİR. ŞİDMİ STRATEJİMİZİ BİRAZCIK DEĞİŞTİRİCEĞİZ. HERZAMAN YAPTIĞIMIZ YADA YAPTIĞINIZ İŞLER AMA, BU İŞLERİN TOPLU OLARAK VE SIKLIKLA YAPILMASI GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ ETKİLİ OLMAKTADIR.ŞİMDİ MAİLLERİNİZE VEKİLLERİMİZİN VE BAZI SİVİL TOOPLUM ÖRGÜTLERİMİZİN FAX NUMARALARI GELECEKTİR.

    PAZARTESİ GÜNÜ BU TELEFONLARA HERKES LÜTFEN HASSİYETLE FAX ÇEKSİN. İSMİNİZİ VE SOYADINIZI YAZARAK BU İŞE RESMİYET DE KAZANDIRABİLİRSİNİZ. KAÇAK DURUMDA OLAN ARKADAŞLAR BİR KIRTASİYEYLE ANLAŞARAK BU NUMARALARA FAXLARINIU GÖNDEREBİLİRLER. 20 FAX EN FAZ 5 TL TUTAR.BU KONUDA LÜTFEN ÜZERİNİZE DÜŞENİ YAPIN

    ____________14,09,2009__________PAZARTESİ________FAX YAĞMURU


    FAXLARINIZDA,KISA DEMEÇLERE YER VERİN. ÇOK KISA BAŞINIZDAN GEÇENLERİ,ŞUANDAKİ DURUMUNUZU ANLATIN. BU YASANIN 5 YIL OLDUĞUNU,ANAYASAYA AYKIRILIĞI,700 BİNİ BULAN KAÇAK ENSAF SAYISINI DA MUTLAKA BELİRTİNİZ..

    SAYGILARIMLA JENARDİ

    YanıtlaSil
  157. SEVGİLİ ARKADAŞLAR VEKİLLERİMİZE GÖNDERMİŞ OLDUĞUMUZ MESAJLARIMIZ ETKİLİ OLMUŞTUR.ARKADAŞLARIMIZDAN ÇOĞUNU VEKİLLERİMİZ ARAYARAK GÖRÜŞMÜŞLERDİR. ŞİDMİ STRATEJİMİZİ BİRAZCIK DEĞİŞTİRİCEĞİZ. HERZAMAN YAPTIĞIMIZ YADA YAPTIĞINIZ İŞLER AMA, BU İŞLERİN TOPLU OLARAK VE SIKLIKLA YAPILMASI GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ ETKİLİ OLMAKTADIR.ŞİMDİ MAİLLERİNİZE VEKİLLERİMİZİN VE BAZI SİVİL TOOPLUM ÖRGÜTLERİMİZİN FAX NUMARALARI GELECEKTİR.

    PAZARTESİ GÜNÜ BU TELEFONLARA HERKES LÜTFEN HASSİYETLE FAX ÇEKSİN. İSMİNİZİ VE SOYADINIZI YAZARAK BU İŞE RESMİYET DE KAZANDIRABİLİRSİNİZ. KAÇAK DURUMDA OLAN ARKADAŞLAR BİR KIRTASİYEYLE ANLAŞARAK BU NUMARALARA FAXLARINIU GÖNDEREBİLİRLER. 20 FAX EN FAZ 5 TL TUTAR.BU KONUDA LÜTFEN ÜZERİNİZE DÜŞENİ YAPIN

    ____________14,09,2009__________PAZARTESİ________FAX YAĞMURU


    FAXLARINIZDA,KISA DEMEÇLERE YER VERİN. ÇOK KISA BAŞINIZDAN GEÇENLERİ,ŞUANDAKİ DURUMUNUZU ANLATIN. BU YASANIN 5 YIL OLDUĞUNU,ANAYASAYA AYKIRILIĞI,700 BİNİ BULAN KAÇAK ENSAF SAYISINI DA MUTLAKA BELİRTİNİZ..

    SAYGILARIMLA JENARDİ

    YanıtlaSil
  158. Gerçek Dostluk


    Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü.

    İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru
    altındaydılar. Asker teğmene koştu ve:
    - Teğmenim. Fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?..

    Delirdin mi? der gibi baktı teğmen...
    - Gitmeye değer mi?. Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile.. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakın..

    Asker ısrar etti ve teğmen "Peki " dedi.. "Git o zaman.."
    İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti..

    Sonra onu sipere taşınan arkadaşına döndü:
    - Sana değmez, hayatini tehlikeye atmana değmez,demiştim. Bu zaten ölmüş..

    - Değdi teğmenim. dedi asker..
    - Nasıl değdi? dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun?..
    - Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı..

    Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için.. Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:

    - Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı...

    GELECEĞİNİ BİLİYORDUM...

    selam arkadaşlarım bu hikayeyi sizlerle paylaşmamın nedeni böyle bir olayı yaşamamızdır en son 11 ağustos meclis ziyaretimizde eğerki yeterli katılım olmazsa gitmemeyi düşünmüş lakin önceki eylemlerde oluşan dostluğumuzdan dolayı yinede gitmiştik ankara da buluştuk ve toplam 8 kişi kalmıştık aramızda konuştuk ve gelmeyenler adına çok üzüldük bu yüzden bu sefer arkadaşlar kimse kusura bakmasın yeterli sayı oluşmaz ise eyleme katılmıcaz eğer ki böylesi bir dostluk ve kardeşlik arayanlar varsa ekim ayında hepberaber buluşup dostluğumuzu ve kardeşliğimizi paylaşalım gelecek olan dostlarıma şimdiden teşekkürlerimi sunarım birde buradan burhan işcan a yine sesleniyorum burhan abi seni abi olarak büyüğüm olarak bu davanın sahibi ve babası olarak dostum olarak gördüm insanlar bir ümit bir umut arıyor eğer benim gördüğüm ve tanıdığım burhan işcan sen isen bu davaya kardeşçe dostça katılır en güzel şekilde gönüllerimizdeki yerini korursun buna eminim abi bu yüzden bizler senide aramızda görmek istiyoruz bir büyüğümüz olarak yada bizden istediğin birşey varsa yapmaya hazırız ama önce gönüllerimizde beraberlik yakalamamız lazım ben seni anlıyorum abi ama yalnış anlayanlar olabilir seni karalamak için uğraşanlar da olabilir ama senin bunlara izin vermemen gerekir eğer izin verirsen yaşanılan dostluklarda sevgilerde geride yaşanmış bir hatıra olarak kalacaktır..bizim dostluğumuz ölene kadar sa senin kalbini kıranlar ve kendi adıma özür dilerim elimizi uzatıyoruz tutup tutmamak sana kalmış abii ALLAH hakkımızda hayırlısını nasip etsin inşallah ama yok yinede elini uzatmayıp kendince kenarı çekilirsen abi vicdanında kendini lütfen sorgula olurmu ?

    YanıtlaSil
  159. beni de ahmet iyimaya bey aradı. bugun bir sürü msj geliyor sözleştiniz mi dedi.. bende dedim ki insanlar artık patlama noktasına geldi. insanları binaların tepesinden kurtarmaya çalışıyoruz dedim. düzelecek inş dedi ve ekledi. kötü niyetli olsun iyi niyetli olsun bu çek kanunu anayasaya aykırıdır...

    msjlarımız çok etkili olmuş arkadaşlar. şimdi ise fax kampanyası başlatıyoruz.. maillerinize bilgiler gelecek. lütfen hassiyet gösterelim bu işi bitiricez

    jenardi

    YanıtlaSil
  160. SEVGİ VE VEFA
    Selam kardeşlerim abilerim yazı başlığımdan da anlaşılacağını ümit ederek sizlerle duygularımı paylaşmak isterim..arkadaşlar burhan işcan başkanımızın bu mücadele de verdiği emeği ve gösterdiği azmi inkar etmek vefasızlık olur,onun bize verdiği tek şey sevgisidir,bizleri o kadar sevmiş ki bizler için her eylemde bulunmuş çok zor şartlar altında mücadele etmiştir..bir kalbi kırıp atmak çok kolaydır lakin kazanmak çok zordur hatasız kul olmaz hatalar kullara mahsustur...burda bizlerde de burhan işcan da da hatalar vardır lakin çözüm birbirimizi kırmak değil birbirimizin gönlünü kazanmaktır..bu gönül mücadelesine birlik ve beraberliğe katılmayan kişinin zaten kazanacağı yada kaybedeceği bir gönül yoktur...ben bu davaya gönül verdim inandım ekim ayında aslanlar gibi 200 kişi hedef koymuştuk emre kardeşim de 500 olsun dedi tamam dedim sevindim ve bu hedef tutmazsa gelmeyenler için üzüleceğim birlik ve beraberliğe yanaşmayanlar için üzüleceğim çünkü benim ağaçta da olsa bir balonum var diyebiliyorum sevgilerimle

    YanıtlaSil
  161. Baloncu

    Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların, adamı nasıl havaya kaldırmadığıydı.

    Baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve titrek bir sesle:
    - Baloncu amca!... dedi. Biliyor musun, benim hiç balonum olmadı.

    Adam, çocuğu şöyle bir süzdükten sonra:
    - Paran var mı? diye sordu. Sen onu söyle.

    - Bayramda vardı!. diye atıldı çocuk. Önümüzdeki bayramda yine olacak.

    - Öyleyse o zaman gel!. dedi adam. Acelem yok, beklerim.

    Küçük çocuk sessizce geri döndü. O âna kadar balonlardan ayıramadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Birkaç adım attıktan sonra onlara tekrar baktığında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacının dallarına takılmıştı.

    Çocuk, olup bitenleri hayretle seyrederken, baloncu ona dönüp:
    - Küçüüük!. diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm.

    Yapılan teklif, yavrucağın aklını başından almıştı. Kalbi sanki yerinden çıkacaktı. Ağacın altına doğru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine yaklaşırken duyduğu sevinç, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu. Balonlara güç bela ulaştığında, bir müddet onları seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı.

    Ancak balonlardan biri gruptan kopmuş ve dalların arasına sıkışmıştı. Hemen yanında da dikenler vardı. Çocuk onu kurtarmaya çalışsa, bu dikenler onu patlatacaktı.

    Balona hiç dokunmayıp aşağı indi ve baloncuya dönerek:
    - Birini bana verecektiniz!.. dedi. Hangi balon o?..

    Adam, elinin tersiyle burnunu silip:
    - Seninki ağaçta kaldı ufaklık!.. dedi. Çıkıp alabilirsin.

    Çocuk, bu sefer ayakta bile duramadı. Ve kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parıldayan balonuna bakarak:
    - Olsun!.. diye mırıldandı. Ağaç üstünde de olsa bir balonum var ya artık!

    selam arkadaşlarım dava kardeşlerim bu hikayeyi size kişisel duygularımı paylaşmak için aktardım eğer ki olurda yine gelmezseniz ve bu mücadeleyi sahipsiz bırakırsanız inanın sadece gelmeyenler için üzüleceğim çünkü bu sorun çözülmeyecek bir sorun değil yeter ki birlik olalım kendimiz için değil bizden daha zordaki insanlar için gidelim gitmekle ne kaybederiz ki eğer ki canı gönülden gitmek isteyenler olurda sayı yetersizliği yüzünden gidemezse hiç üzülmesin çünkü ağaçtada olsa bir balonları olacaktır sevgilerimle

    YanıtlaSil
  162. BUGUN ÇEKTİĞİNİZ MSJLARDAN SONRA SİZE GERİ DÖNEN VEKİL OLDUMU? YADA SİZİN GÖRÜŞEBİLDİĞİNİZ... PAYLAŞIRSANIZ SEVİNİRİM

    JENARDİ

    YanıtlaSil
  163. HABERLEŞME BÖLÜMÜNÜN GİRİŞİNDE ŞU UYARI VAR:


    Haberleşme Bölümü
    Ağustos 16, 2009 · 193 Yorumlar

    150Degerlendiriniz


    Arkadaşlarım birbiriniz ile haberleşmek , not iletmek, fikir paylaşmak veya sırf günaydın demek için burayı kullanabiliriniz.


    Bu kurallara uymanızı rica ediyorum.

    Kişileri hedef almayınız.
    Kimsenin e-posta sı, kişisel telefonu gibi bilgileri paylaşmayınız
    Küfür, hakaret elbetteki bize yakışmaz.
    Yorumlar onaylama için beklemeyecektir. Aykırı kullanım durumunda sileceğim.
    ADMİN UYARISI İŞCAN İÇİN GEÇERLİ DEĞİL DEMEK Kİ....

    YanıtlaSil
  164. http://karsiliksizcek.wordpress.com/2009/08/16/ayse-arman-kemal-kilicdaroglu-zafer-caglayan-karsiliksiz-cek/comment-page-2/#comment-16471

    ADMİN HABERLEŞME BÖLÜMÜ LİNKİ

    YanıtlaSil
  165. TUTUKLAMAYA DÜŞEN HER KİŞİ BANA SALDIRDI.
    SON SALDIRIYI DA TARIK YAPTI.
    CÜNEYT İSE ONLARA ÇANAK AÇTI.
    SORARIM SİZLERE BUNLAR BANA HAKMI

    KİMSEDEN BEKLEMEDİM ASLA TAKDİR.
    NE YAPTIM DA GÖRÜLDÜM HAKİR,
    BEŞ AY DA BEKLEDİ BİRİLERİNİ BU FAKİR
    OFLUOĞLUYDU HAREKET İÇİN VEREN FİKİR

    BURHAN İŞCAN KARSİLİKSİZCEK WORDPRESS'TEN ALINTI
    .......................................
    BU SATIRLAR DA İŞCANA AİT.. GÖRÜYORSUNUZ BENİ ÇOK YÜCELTİYOR.
    HAREKET İÇİN BENİM FİKİR VERDİĞİMİ SÖYLÜYOR.. EVET BU BLOGLARI TAKİP EDENLER BAŞINDANBERİ NEYİN NE OLDUĞUNU BİLİYORLAR..PEKİ GÜN ARA İLE BENİ YÜCELTİP SONRA DA İTHAM EDİP AŞAĞILAYAN BİR İŞCAN NE OLABİLİR? BELKİ HASTA..DAHA BİR KAÇ BİR HAFTA ÖNCE OFLUĞLU BENİ BAĞIŞLA DİYE ÖZÜR DİLEDİ.. HASTA MI BU ADAM SİZCE? HASTA İSE BU HAREKETE ZARAR VERMEMESİ MÜMKÜN MÜ? KOLAYINA KAÇMADAN BU YAZILARI BULUN OKUYUN LÜTFEN..HASTA İSE ONA GÖRE, KASITLI İSE ONA GÖRE AMA HER KOŞULDU BU ADAMI ANLAMADAN YOLA ÇIKMAK BİR FELAKETTİR..
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  166. 1 – Hiç bir siyasi düşüncenin ne karşısındayız, ne de yanındayız, küresel ekonomik güçler, küresel politik aktörlerle kafamızı meşgul edemeyiz ,

    bizim canımız yanmıştır, Ateşin düşüp Yaktığı yerdeyiz Biz çek mağdurlarıyız.

    2- Çek mağdurları Derneği gibi, kendimize bir kimlik atayan, bir oluşum içinde değiliz.
    (OFLUOĞLU)
    HANGİ OLUŞUMDA OLDUĞUNUZU DA BİZ BİLİYORUZ.

    YUKARIDA 2 NUMARA İLE YAZILAN CÜMLE BANA AİT DEĞİL, ÇEK MAĞDURLARI SİTESİNİN, YANİ BU SİTENİN YOL HARİTASINDAN ALINMIŞ. BU SÖZDE BİR ŞEY YOK AMA BANA AİT DEĞİL, AMA ALTINDA BİR CÜMLE DAHA VAR, TEKRAR YAZALIM:
    "HANGİ OLUŞUMDA OLDUĞUNUZU DA BİZ BİLİYORUZ."
    BU CÜMLE İLE NE ANLATILMAK İSTENMİŞ? İŞCAN NE ANLATMAK İSTİYOR?
    İŞCAN AÇIKLASIN, OFLUOĞLU HANGİ OLUŞUM İÇERİSİNDE?
    BEN NE YAPABİLİRİM? BİR ADAM BENİ BÖYLESİNE AKIL ALMAZ, DAYANAKSIZ SÖZLERLE İTHAM EDİYORUM, ONURUMLA OYNUYOR. SUSUP OTURMAK KABÜLLENMEK DEĞİL Mİ?
    ELBETTE BU SAÇMA DAVRANIŞ BU İNSANLARIN DAVASINA ZARAR VERİYOR, BU ÇO ACI VERİCİ BİR ŞEY.. AMA NE YAPMALI? SÖYLEYİN LÜTFEN.. BU ADAM YA BU ÖLÇÜSÜZ İTHAMLARINI KANITLAMALI, YA DA HESABINI VERMELİ..HESAP VERMENİN BİR ÇOK YOLU VAR, BİRİSİ ADLİ YOLDUR, SAVCILIK VE HUKUK MAHKEMELERİDİR. YAZI YAZDIĞI BLOGLARIN SORUMLULARI DA BU HESABI VERMELİ..İŞCAN FANLAR CEVAP VERSİN, YA DA AKLI BAŞINDA SAĞ DUYULU İNSANLAR ÇÖZÜM ÖNERSİN.. BİR ADAM YAYIN YOLU İLE İNSANLARA HAKARET EDİYOR,MESNETSİZ İTHAMLARDA BULUNUYOR..
    OFLUOĞLU

    YanıtlaSil
  167. Sn.bişeyyapmalı.Gerçektende bişeyler yapmalı.Şu kararlılığı göstermeliyiz.Bu blog bizim.Sayın admin Cüneyt bizden biri.Yaptığı her hareketi içinden gelerek yaptığına eminim.Bizi bizden başkası anlıyamıyor.Rant peşinde koşan çek sorunuyla ilgisi olmayan insanlar bizi nereye götürür biliyorsun.Biz burada yeterli sayıdayız.Bu işi becereceğimizden de şüphem yok.Bizi kendi halimize bıraksınlar.Bölmeye çalışmasınlar.Tuzu kuru insanların sinsi planlarına ihtiyacınız yok itirazımız var.Biz haklı olduğumuz bi olayı çözerken çirkinleşmemeliyiz.

    YanıtlaSil
  168. Selam kardeşlerim sizlerle duygu ve düşüncelerimi ve aklımdaki soruları paylaşmak istedim ilk sorum başkanımız sayın burhan işcan içindir abi hatırlarsan 11 ağustos ziyaretinde ankarada güven parkta ayrılmadan önce espirili bir şekilde sana senden başkan olmaz demiştim ve nedenide olmayan grubun başkanımı olur demiştim ve biz buraya helalleşmeye geldik birdaha topluluk olmazsa eylem yapmayalım dedim ..abi bu şekilde ki tartışmalar bizi ancak böler dağıtır..zaman birlik zamanıdır tartışma kibirlenme böbürlenme yada bencillik zamanı değildir..hepimiz yanındayız destekçiniz ama sen böyle içeriği nefret dolu yazılar yazdın mı gönüllerde ki başkanlığın sarsılıyor..abi amacın ve hedefin nedir ? Abi yazdıklarımda kalbini kırdığım bir yer varsa özür dilerim eğer bir hatam varsa yüzüme söyleyebilirsin yada burda da yazabilirsin.. bu yazıyı yazma nedenim telefonla da seni aradım ve dedim ki abi birliği beraberliği dağıtma bencilliğinin kurbanı olma,yazılanlara kulak asma peki abi birbirimizi kırarak neye kavuşçaz şu an bu yazıyı yazarken bile keşke bu yazıyı yazmamı gerektiren nedenler olmasaydı diyorum...abi yazdıklarımdan dolayı zaten özür diledim eğer ki gerçekten bu davaya sahip çıkmak istiyorsan ve bu mücadeleye inanıyorsan lütfen rica ediyorum tartışmaları sonlandır abi..abi bu mücadele sadece internetten yazışma mücadelesi ise ben yokum arkadaşlar şunu iyi düşünelim eğer ki yeter li sayı olmaz yada birlik ve beraberlik sağlanmazsa burdan kimse umut aramasın kendi umudu nu kendin de bulsun hayatına devam etsin.ama yok burdan umut bulan ümit eden varsa davasına sahip çıksın her türlü tartışmanın önüne geçsin eğer ki kim birlik ve beraberlik aleyhinde bir yazı yazıyorsa o dost değildir bizim için..ve bu dava ancak dostluk davası olursa gönül davası olursa başarı ile sonuçlanır..yoksa gerisi boş konuşma ve yazışma olarak kalacaktır... boşa vakit geçirmek istemeyenler lütfen davamıza sahip çıkalım çıkmazsak şuna emin olun ekimden sonra buralarda da yazışan kimse kalmayacaktır diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
  169. Erkan Kardeşim,

    Evet pek çok yazımda önlemeye çalıştığım buydu..

    Burhan Bey'de (hep pozitif olmaya çalışsam da, ben de) artık destan türü yazıları bırakalım.. Ben Samsun'da uzaktayım.. Yakın olanlar bu ayrışmayı önlesinler..

    Murat YALÇIN

    YanıtlaSil