Çek Yasası Adalet Komisyonu Raporu

Yeni çek kanunu
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/538)” 6/1/2012 tarihinde, “Ankara
Milletvekili Sinan AYGÜN’ün; 5941 Sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/85)” 1/10/2011 tarihinde ve “”Mersin Milletvekili Ali Rıza ÖZTÜRK’ün; 5941 Sayılı Çek
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/119)” 10/11/2011 tarihinde Komisyonumuza
havale edilmiştir.
Tasarı ve Teklifler, Komisyonumuzun 12/1/2012 tarihli 6 ncı toplantısında Ankara Milletvekili Ahmet İYİMAYA Başkanlığında, Hükümeti temsilen Adalet Bakanı Sadullah ERGİN ile Adalet Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu temsilcileri ile Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet ÖZGENÇ’in katılımlarıyla görüşülmüştür. Tasarı ve Teklifler, birbirleri ile ilgili olduklarından Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 35 inci maddesi uyarınca, Tasarı esas alınmak suretiyle birleştirilmiştir. Komisyon görüşmelerinin tamamı tutanağa bağlanmıştır.

Gerek Tasarının gerekse Tekliflerin temel amacının, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi
yapılmasına sebebiyet verenler hakkında adlî para cezasına hükmolunması nedeniyle meydana gelen
mağduriyetlerin giderilmesi ve ilgili hükmün Anayasanın 38 inci maddesinin sekizinci fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 4 Numaralı Protokolün 1 inci maddesi ile uyumlaştırılması olduğu gözlemlenmektedir.

Bu bağlamda 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanunundaki kanunî ibraz süresi içinde, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında hamilin şikâyeti üzerine her bir çekle ilgili olarak binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunacağına dair hükmün belli yönlerden irdelenmesi gerekir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 4 Numaralı Protokolün 1 inci maddesinde de “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemiş olmasından dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu Protokolün onaylanması, 23/2/1994 tarihli ve 3975 sayılı Kanun ile uygun bulunmuştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 4 numaralı Protokoldeki hüküm 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanun ile anayasal norm hâline getirilmiştir.

Anayasanın 38 inci maddesinin sekizinci fıkrasında “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir
yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, 4/6/2003 tarihli ve 4868 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan
Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Sözleşmenin 11 inci maddesinde de “ Hiç kimse, salt bir sözleşme yükümlülüğünü yerine getiremediği gerekçesiyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla artık bu Anayasal norm karşısında bazı kanun hükümlerinin, bu norm ile uyumlaştırılması gerekir. Bunlardan biri de 5941 sayılı Kanundaki karşılıksız işlemin yapılmasına sebebiyet verilmesi hâlinde adlî para cezasına hükmolunacağına dair hükümdür.

Kaldı ki, Ek 4 numaralı Protokol hükmü, anayasal norm hâline getirilmeseydi dahi, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarla kanunlarının aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası antlaşma hükümleri esas alınacağından (Anayasa m.90/5), sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle özgürlüğü bağlayıcı ceza verilemeyecekti. Anayasanın 38 inci maddesinin sekizinci fıkrası ve diğer uluslararası sözleşme hükümleri, doğrudan veya dolaylı olarak hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemesi yükümlülüklerini bünyesinde barındırmaktadır.

Özel borç ilişkilerindeki edimlerin yerine getirilmemesine bağlanan yaptırım seçeneklerindeki küresel hukuk eğilimi, özgürlüklerden yoksun kılma kategorisinin terk edilmesi yönündedir. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi farklı bir yorum (Anayasa Mahkemesi 17/3/2011 T, 2010/6 E, 2011/54 K) benimsemişse de, çekin özel borçlar kategorisinde olduğu konusunda hukuken bir duraksama yoktur. Zira dayanağını oluşturduğu temel ilişkiyle hukuki bağı koparılmış (illiyetten mücerret) kambiyo senedi olan çek, mahiyeti itibariyle bir özel hukuk borcunu tecessüm ettirir. Bu kapsamda Türkiye’nin gerek Anayasanın 90 ıncı maddesi gerekse ilgili uluslararası sözleşmeler bağlamında karşılıksız çeklerle ilgili olarak hapis cezasını sürdürebilme imkânı kalmamıştır. Ayrıca, Yasama Organının bazı fiilleri suç olmaktan çıkarmakta kimi başka olguları ve değişimleri göz önünde bulundurabileceği de unutulmamalıdır.

Sonuç olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin tasarı ve teklifleri norma dönüştürürken kullandığı yetki, temeli ve sınırları Anayasanın 38 inci maddesinde düzenlenen suç-ceza kurma ile kurulan suç ve cezaların yürürlükten kaldırma iktidarına ilişkindir. Özgürlüğün en ağır kısıtlanma biçimi olan suç ve ceza alanı, gelişim ve değişim değerleri göz önünde bulundurularak karşılıksız çekler açısından yeniden özgürlük alanına döndürülmektedir. Türk Ceza Kanununun 45 inci maddesinde suç karşılığında uygulanan cezalar, hapis cezası ve adlî para cezası olmak üzere iki kategori altında belirlenmiş olduğundan, 5941 sayılı Kanundaki her bir çekle ilgili olarak binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunacağına dair hüküm doğrudan bir hürriyeti bağlayıcı ceza öngörmemektedir. Ancak çek hakkında karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren keşidecilerin bu işleme sebebiyet vermelerinin ana nedeni, malî durumlarının ödemeye imkân vermemesidir. Dolayısıyla zaten malî durumu uygun olmayan bir kimse hakkında adlî para cezasına hükmolunmasının hayatın olağan akışında pratik bir faydası olmamakta ve adlî para cezası Türk Ceza Kanununun 52 nci maddesi uyarınca hapis cezasına dönüştürülmektedir.

Çek hamillerinin korunması için hapis cezası veya adlî para cezasının gerekliliğine dair iddialar, bu nedenle kabul edilebilir olmadığı gibi, bu suçtan dolayı takip dosyası sayısında herhangi bir azalma olmaması ve tahsil miktarında da kayda değer bir artış görülmemesi de bu sonucu doğrular niteliktedir. Her ne kadar Türk hukukunda çekin kamu güvenliğini haiz bir kıymetli evrak olduğu, buna bağlı olarak çek hamillerinin korunmasına yönelik tedbirlerin alınması gerektiği ileri sürülmüşse de bütün emre ve hamile yazılı senetler kamu güvenliğini haizdir. Bu nedenle kamu güvenliliğine haiz olan bono, poliçe ve diğer kıymetli evraklar açısından güvenilirliklerinin sağlanması amacıyla hürriyeti bağlayıcı ceza veya adlî para cezası öngörülmemişken, çekler açısından böyle bir ayrıcalık tanınmasına gerek yoktur. Kaldı ki çeke itibar kazandırmanın ve çeki güvenilir bir ödeme aracı haline getirmenin yolu, karşılıksız çek keşide edenler için hapis veya adlî para cezası yaptırımlarının öngörülmesi de değildir. Bu itibar ve güvenilirlik, ancak çek defterlerinin ekonomik durumu itibarıyla onu kullanmaya ehil olanlara verilmesi durumunda gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağıyla, ekonomik durumu itibarıyla çek kullanmaya ehil olmayanların çek kullanabilmelerinin yolu kapatılmış olmaktadır.

19/3/1985 tarihli ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması
Hakkında Kanun yürürlükte bulunduğu süre içerisinde Türkiye’deki ticari hayatın gerekleri açısından hürriyeti bağlayıcı ceza öngörmüştür ve yürürlükte bulunduğu dönem koşulları göz önünde bulundurulduğunda, bu durum kabul edilebilirdir. 5941 sayılı Kanundaki adlî para cezasına hükmolunacağına dair hüküm ise Tasarı ile öngörülen düzenlemeye bir geçiş sürecidir. Günümüz ticari hayatının gerekleri göz önüne alındığında gerek hürriyeti bağlayıcı ceza gerekse adlî para cezası ile çek açısından bir koruma öngörülmesine gerek yoktur. Zira günümüzde yaygın olan anlayış iktisadî suçlara iktisadî cezalar verilmesidir. Kaldı ki, çek hamilleri tamamen korunmadan yoksun da bırakılmamaktadır.

Şöyle ki, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, hamilin talebi üzerine her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmesi dahi, çek sahipleri açısından yeterli bir caydırıcılık arz etmektedir. Diğer taraftan karşılıksız çeklerin tedavülde bulunan çek toplamına göre hayli düşük olması bir yana, karşılık çek keşide etmenin suç olmaktan çıkarılmasının sebebiyet verdiği boşlukta uzun sürmeyecek ve intikal süresinin dolmasıyla yerini ekonomik işleyişinin sağlayacağı doğal düzene bırakacaktır. Doğacak geçici algı ve karşıtlıklar, Tasarı ile öngörülen düzenin oluşmasıyla sona erecektir. Öte yandan çek alacaklısı, ifa edilmeyen edime yönelik takip yetkileri ve diğer özel hukuk yaptırımlarıyla donatılmış olmanın dışında, çek ilişkisine gireceği kişilerin (keşideci ve cirantalar) ekonomik kapasitelerini öğrenebilme imkânlarına da kavuşturulmuş bulunmaktadır.

Adlî para cezasının ve ödenmediği takdirde de çevrilme nedeniyle hapis cezasının temin ettiği
kadarıyla çek alacaklısının menfaatlerinin kısmen zarar gördüğü ve Yasama Organının bu sorunu
görmezden gelemeyeceği tezine işaret olunmalıdır. Tasarı ile hem görmezden gelinemeyecek bu
sorunlara çözüm bulunması amaçlanmış hem de bu çözümle bir Anayasa ve ulusalüstü hukuk
normlarının kaçınılmaz sonucu iç hukuka aktarılmıştır. Bu bağlamda anayasa ihlâli yoluyla korunacak menfaatlerin hukuki karşılıkları bulunmamaktadır.

Çek sahiplerinin ellerinde bulunan çeklerle ilgili olarak bankaların yükümlülükleri konusunda bir süre sınırı öngörülmemiştir. Bu nedenle bankalar ile çek defteri sahipleri arasındaki gayri nakdi kredi ilişkisinin sürgit devam etmesini engellemek amacıyla bankaların ödemekle yükümlü olduğu tutar açısından sorumluluğu, çekin üzerindeki tarihten itibaren beş yıl süreyle sınırlandırılmıştır. Bu dahi, çekin itibara kavuşturulması yöntemlerinden bir diğeri olarak Komisyonumuzca kabul edilmiştir. Diğer taraftan piyasada tedavül eden çeklerin çok büyük bir kısmının ileri tarihli çek olduğu gerçeği karşısında, ileri tarihli çeklerin üzerinde yazılı tarihten (vadeden) önce ibraz edilmelerinin ve buna bağlı olarak mağduriyetlerin engellenmesi amacıyla (engellenmediği takdirde keşideci ve cirantalar hem vadeden önce ödemeye zorlanmakta hem de keşideci hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmesine neden olduğundan) ileri tarihli çeklerin, üzerinde yazılan tarihten önce ibrazının geçersiz olduğuna dair hüküm, 31/12/2017 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu dahi, uygulamadan kaynaklı sorunların giderilmesinde bir yöntem olarak görülmüştür.

Geneli üzerinde müzakerelerden sonra Tasarının maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 1 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 2 nci maddesi ile değiştirilmesi öngörülen 5941 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesindeki, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamillere karşı ibraz edilen her bir çek yaprağı için muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarının artırılması amacıyla değişiklik yapılmıştır.
Yapılan değişiklik ile muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutar, “altıyüz” liradan “bin” liraya çıkarılmıştır. Tasarının 2 nci maddesi yapılan değişiklik doğrultusunda kabul edilmiştir.

Tasarının çerçeve 3 üncü maddesi ile değiştirilmesi öngörülen 5941 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasında geçen “hamilin talebi üzerine” ibaresi, hamil tarafından çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararının verilmesini talep hakkının kullanılacağı sürenin açıklığa kavuşturulması amacıyla “altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine” şeklinde değiştirilmiştir. Tasarının çerçeve 3 üncü maddesi değişiklik doğrultusunda kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 4 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 5 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 6 ncı maddesi ile 5941 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 3 üncü maddede
intikal aşamasında ortaya çıkabilecek bazı aksaklıkları gidermek amacıyla değişiklikler yapılmıştır. Bu bağlamda bankaların müşterilerine yeni çek defterleri verecekleri ve ellerindeki çek defterlerini imha edecekleri tarih, hâlihazırda ellerinde bulunan çek defterlerini tüketebilmelerinin sağlanması ve kaynakların israfının engellenmesi amacıyla “30/6/2012” ibaresi “31/12/2012” şeklinde değiştirilmiştir.

Ayrıca 5941 sayılı Kanunun 5 inci maddesi ve 7 nci maddesinin dokuzuncu fıkralarındaki adlî
yaptırımlar, idarî nitelikte yaptırımlara dönüştürüldüğünden, bu hükümlere dayanılarak başlatılan soruşturma ve kovuşturmalara dair dosyalar hakkında ne şekilde işlem tesis edileceğinin açıklığa kavuşturulması amacıyla maddeye yeni fıkra eklenmiştir. Tasarının 6 ncı maddesi yapılan değişiklikler doğrultusunda kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 7 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 8 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Tasarı görüşmeler esnasında redaksiyona tabi tutulmuştur.
Raporumuz, Genel Kurula sunulmak üzere Başkanlığınıza saygı ile arz olunur.

Yeni Çek Kanunu Gerekçeler ve Bilgi Notları
1-Link: Yeni Çek Kanunu Yapılma Gerekçesi
2-Link: Bilgi Notları

yeni çek yasası yeni çek kanunu, adalet komisyonu, Aihm, karşılıksız çek, çek kanunu, çek yasası

825 yorum:

  1. SENDE AMMA TIRSIKSIN BE..YETER ARTIK...

    YanıtlaSil
  2. tam 5 yıldır yazmadığım imzalamadığım cekler yüzünden kabus dolu yıllar yaşadım. ceza evinede girdim.. hakaretlerede uğradım. ama artık bitiyor. Allah başta akp kurmayları olmak üzere emeği geçen herkesden razı olsun

    YanıtlaSil
  3. kartal yenicag20 Ocak 2012 16:04

    ne reklamından bahsedıyorsun o gazete ve aynı zıhnıyettekı gazetelerı toplasan hepsınden bır halt olmaz/bes para etmez/ancak birilerinin finanse etmesiyle beles olarak dagitirlar

    YanıtlaSil
  4. BAŞBAKAN ŞİMDİ CANLI YAYINDA ÇEK BORCUNDAN KİMSE CEZAEVİNE GİRMEYECEK CNNTÜRK CANLI

    YanıtlaSil
  5. arkadaşlar avukatlar birleşip mail yollamışlar adanalı avukattan öğrendim .lütfen tüm borçtan hapisliklerin aileye ve bizlere verdiği olumsuzlukları anlatan ev haczi de dahil mail ,fax,telefon hepsini yazalım ,anlatalım durmayalım .çünkü bilgi veren avukat bana attığı maili bile gösterdi .bana icra yapan avukat

    YanıtlaSil
  6. ev haczide olmayacak dedimi başbakan

    YanıtlaSil
  7. mantikli insanlarin yapacagi seyler degil bunlar
    klavyede yazmakla erkek olunmaz dostum

    YanıtlaSil
  8. Arkadaslar bu siteninde. Bizlerinde dedigi gibi az once SAYİN DEGERLU BASBAKANİMİZ RECEP TAYYİP ERDOGAN da dedigi gibi cekte hapi donemi bitmistir. Degerli admin ne dusunur bilmem ama. Artiktelevizyon sevdamizdan vazgecelim. Bu isin basinda sesimizi duyurma acisindan cokonemli idi ama is o donemden cok farkli. Llutfen avukat ve tefeci lobisinin oyununa gelip hata yapmayalim.

    YanıtlaSil
  9. inşallah kardeşim

    YanıtlaSil
  10. SERAP KIZIM SEN BU OLUMSUZ YORUMLARA TAKILMA.TİLKİ UZANAMADIĞI MEYVAYA KORUK DERMİŞ.EN AZINDAN TOPLUM BİLİNÇLENİR KANUNUN NEDEN ÇIKTIĞINI ÖĞRENİR.ÇIKACAK OLAN YASAYI HAYKIRARAK SÖYLEYEN BAŞBAKANA HER KEZ HAK VERİR.ARTIK HERKES SEVİNEBİLİR YASA ÇIKIYOR.EV HACZİ KALKIYOR

    YanıtlaSil
  11. Serap Hanım şunu bilesiniz sizlerin vermiş olduğu örgütlü mucadele sayesinde bizi ilgilendiren yasalar çıkmak üzere it ürür kervan geçer misali sizlere yapılan haksız eleştirilere bizler cani gönülden siper oluruz yeterki özülmeyin ve kırılmayın selam ve saygılar..

    YanıtlaSil
  12. KARDEŞİM TELEVİZYONA ÇIKAR DURUMUNU ANLATIR ALLAH BAŞBAKANIMIZDAN VE HÜKÜMETİMİZDEN RAZI OLSUN DER DAHA İYİ OLMAZMI

    YanıtlaSil
  13. Eylul-nazo200720 Ocak 2012 16:09

    aşim bu gün yakalandı metriske götürmüşler çekten dolayı çok kötüyüm hüzüm giymiş cezası vamış ne yapmalıyım bana biri yol göstersin ne olurrrrrrrrr

    YanıtlaSil
  14. SEN Bİ DOKTORA GÖRÜN ARKADAŞIM..

    YanıtlaSil
  15. ne demişki avukat? vaz mı geçirecekmiş başbakanı yolladığı maillerle?

    YanıtlaSil
  16. erol tekirdağ20 Ocak 2012 16:10

    teşekkürler büyük bir olay gerçekleştiriyorsunuz kolay başarılacak bir çalışma değil itiraz edenler bu yayınların ciddiyetini kamuoyundaki etkisini bilmeyenlerdir sağolun

    YanıtlaSil
  17. SAÇMALAMADA KES...

    YanıtlaSil
  18. ÖNÜMÜZDEKİ CUMA AKŞAMI ALLAHIN İZNİYLE EVDE OLUR

    YanıtlaSil
  19. 1 haftaya kadar inşallah çıkar eşiniz,geçmiş olsun

    YanıtlaSil
  20. Değerli arkadaşlarım. Bazı kuruluşlara gönderdiğim bu yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

    Son günlerde Anadolumuzun güzide adını kullanan müslüman iş adamı görüntüsü veren finans medya sektöründeki bazı dernek ve kuruluşlar Sayın Başbakanımızın bizzat kendi imzası ile hazırlanan ve toplumun geniş kesimini 10.000 i hapiste 50.000 i aranan 1.500.000 dosyasıda gerek yerel mahkemelerde ve yargıtayda bulunan yeni çek yasası ve yeni icra yasası ile ilgili olumsuz görüş bildirerek adeta pişmiş aşa su katmaya çalışmaktalar.bunlar insanlarımızın inançlarını sömürmek suretiyle belli kuruluşlar altında müslüman insanların yastık altındaki birikimlerini toplayıp sözde kar payı adı altında faizin sadece adını değiştirmek suretiyle her türlü yıkıcı etkisiyle müslüman iş adamları adı altında banka,faktoring ve tefecilerin uygulamalarından daha feci uygulamalar yaparak zavallı insanların yuvalarını yıkmaktadırlar.
    Şimdi faizle(diğer adı kar payı) iştigal eden bütün kuruluşlara sormak istiyorum sizler gerçek anlamda hangi inanca mensupsunuz ve hizmet etmektesiniz. eğer gerçekten müslümansanız kutsal kitabımız olan Kuran-ı Kerim de Yüce ALLAH Bakara süresi 278- 280. ayette şöyle sesleniyor biz müslümanlara '' Ey iman edenler ALLAH tan korkun ve eğer gerçekten müminseniz faiz hesabından geriye kalanı bırakın. yok eğer böyle yapmazsanız, o zaman ALLAH ve Peygamberinden kesin bir savaş açılacağını bilin! eğer tövbe ederseniz, ana paranız sizindir. ne zalim olursunuz, ne de mazlum. eğer borçlu sıkıntıda ise o zaman kolaylık tanıyıp beklemelisiniz. bununla beraber sadaka olarak borcunuzu bağışlamanız, eğer bilirseniz hakkınızda daha hayırlıdır.'' ALLAH u teala Kuran-ı Kerimde neyi tavsiye ediyor sizler ise tek suçu ticaret yapmak evine çoluk çocuğuna rızkını temin etmeye çalışan müslüman evlatlarına dünyanın kafir kominist inançsız dediğimiz hiçbir ülkesinde olmayan insanlık dışı cezaları ( çek e hapis cezası, ev haczi gibi) talep etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda tamamen insanlık sınırları içinde Hükümetimiz tarafından hazırlanmış olan yasayı Hükümetin paralelinde düşünüp görüş bildirmeniz gerekirken faizin yıkıcı etkisine vatandaşı maruz bırakmak suretiyle faizcilerin tefecilerin insanlıktan nasibini almamışların safında yer alarak sözde inancınıza tamamen ters düşünerek bir müslümanın asıl hedefi olan ahiretinizide şu yalan ve boş dünya uğruna tehlikeye atmaktasınız.
    Bu minvalde son olarak şunu söylemek istiyorum. Düşmez kalkmaz bir ALLAH. kimse bana birşey olmaz demesin. ne para ne mal nede başka şeyler bu dünyada insanoğlunun garantisi değildir olamazda. kaddafi,saddam gibi devlet sahibi insanların sonlarını gördük. bu dünya böyle güvensiz sahte bir dünya. onun için tek güvencemiz rabbimizin merhametidir. ama hadisi şerif te ALLAH Resulünün dediği şu bir gerçek ki merhamet etmeyene merhamet edilmez.

    YanıtlaSil
  21. Esfet_ceyhan20 Ocak 2012 16:13

    endişelerini anlıyorum ancak
    kendi şov felan ayıp oluyor
    bizler için tüm mücadelelerin tam ortasında SERAP hanım var
    tabi izlediğim kadarıyla şahsi çıkar peşinde olacağını zannetmiyorum
    kaldıki söylediği bir şeyi unutma
    site olarak bir başarı öyküsü anlatılacak diyor
    yani bir baskı gurubu oluşturduğumuzu basın kabul etmiş ve bubu ekranlarda anlattırmak istiyor
    aslında bu bir zaferin tescili
    lütfen birde bu açıdan bak
    ama yeter çok sıktı ve kişiselleşti

    YanıtlaSil
  22. KOMISYONDA BIZIM YASAYA ITIRAZ EDEN CHP MILLETVEKILI DILEK AKAGUN KONUSYOR 22 MADDE HAKKINDA..HARBIDENDE ADAMI IPE GOTURUR BU HANIMEFENDI..

    YanıtlaSil
  23. Yarın teşekkür edeceğimiz insanlara bugün hakaret etmeyi esnaflık yapmış insanlara yakıştıramıyorum. Unutmayalım salı günü bu insalara hepimiz o kadar çok teşekkür edeceğiz ki .

    YanıtlaSil
  24. saat 23 bekleyin bomba patlıyoooooorrr

    YanıtlaSil
  25. Buna da şükür, eskiden bir gazetenin 12. sayfasının dibinde 2 satır mezelik olmaktan, canlı yayın a ana menü ye terfi ettik :)

    YanıtlaSil