Türkiye'nin Gölge Mahkumları

taahhüdü ihlal, tazyik hapsi, banka, avukat, cezaevi, esnaf, icra iflas kanunu, taahhüt mahkumları, haciz
Borcunu ödeyemeyenlere uygulanan “tazyik hapsi” sıradan insanları üç aya kadar cezaevine göndererek hayatlarını kabusa çeviriyor.

Her yıl istatistiklere girmeyen 100 bin kişi ne olduğunu bilmeden imzaladığı taahhütler yüzünden “gölge mahkum” oluyor...

Zeki Kaya Manisa’da kendi halinde bir esnaftı ve 52 yaşında hapse düşeceği hiç aklına gelmezdi. Kaya’yı intiharın eşiğine kadar sürükleyen bir bankaya olan kredi kartı borcu oldu. İşleri yolunda gitmediği için borcunu ödeyemeyen Kaya, bankanın icra takibini borcunu belli bir zamana kadar ödeyeceğini taahhüt ederek önleyebilmişti. Ancak bunu da yapamadı. Banka avukatları 52 yaşında esnafın gözünün yaşına bakmadı. “Taahhüdü ihlal ettiği” için üç ay hapis yattı. Kaya, dışarı çıktığında başka bir insan olmuştu. Hiç kimseyle konuşmuyor, gülmüyor, sürekli düşünüyordu. Ve 16 Mayıs sabahı canına kıymak için yedi katlı bir apartmanın çatısına çıktı. Neyse ki yakınları çocukları onu ikna ettiler ve çatıdan indirdiler.

28 yaşındaki Çiğdem Nohut ise Zeki Kaya kadar şanslı değildi. O da borçlarını belirli bir tarihte ödeyeceği sözünü verdiği için banka avukatlarının “hapis baskısı” altındaydı. Ne yaptıysa olmadı, çığ gibi katlanan borçlarını bir türlü ödeyemedi. Ve 4 Mayıs Cuma günü kendisini Mersin Mezitli’deki 12 katlı binanın çatısından boşluğa bıraktı. 28 yaşındaki bu genç kadın yakınlarına "Mahkeme hakkımda yakalama kararı çıkarmış, cezaevine girmektense kendimi öldürürüm daha iyi" diyordu.

Zeki Kaya ve aslında hiç sözü edilmeyen, Bakanlar Kurulu kararıyla adli istatistiklerde bile yer almayan yüzbinlerce kişiden sadece ikisi. Onlar İcra İflas Kanunu’nun 340. Maddesine göre cezalandırılan “taahhüdü ihlal mahkumu” ya da bir başka deyişle “gölge mahkum”. Sadece 2010 ve 2011 yıllarında İcra Ceza Mahkemeleri’nde “taahhüdü ihlal nedeniyle 960 bin dava açıldı. Peki ne kadar kişi mahkum olarak hapse girdi? İşte bu bilinmiyor, çünkü 2006 yılında Bakanlar Kurulu tarafından yayınlanan tüzükle “tazyik hapsi” kayıtları adli istatistiklerde yer almıyor.

Bankaların ve avukatların hukuku epeyce zorlayarak kendilerini savunamayacak durumda olan sıradan insanların hayatlarına soktukları hapis cezaları Türkiye’de yılda en az 100 bin kişinin hayatını alt üst ediyor. Avukatların ve bankaların sorumsuzca kullandıkları “taahhüdü ihlal” cezası ya da “tazyik hapsi” 1932 tarihli bir yasaya dayanıyor.

Aslında alacaklı ve borçlunun karşılıklı oturarak yaptıkları ve icra müdürünün de onayladığı sözleşmenin ihlaline dayanması gereken bu ceza, kapısına haciz için dayanılan borçlulara “borcumu ödeyeceğim” diye imzalatılan bir kağıt parçasına dayanıyor.

Sıradan insanlar imzaladıkları bu kağıt parçası yüzünden 90 gün boyunca hapise giriyor. Hiç tanımadıkları, bilmedikleri bir dünyayla tanışıyorlar. Kendilerini haraç verdikleri, itilip kakıldıkları, adı konmayan kurallara uymazlarsa ölümle tehdit edildikleri cezaevi kabusunun ortasında buluyorlar.
CENGİZ ERDİNÇ - YENİ ULUS GAZETESİ