Mazlumlar suskun kaldıkça zulüm sona ermez

Çek Mağdurları, karşılıksız çek
Birlik olalım, bu barbar zihniyeti birlikte yenelim! Üç beş kahramanı seyrederek, alkışlayarak zafer gelmez.

Sen etmezsen kendine, bize kimse ihanet etmez.

Şartlara teslim olmak, talepsiz olmak, tepkisiz olmak, sessiz olmak; yenilmekten her zaman daha utanılacak bir durumdurve kötüdür.

İnandığımız, isyan ve itiraz ettiğimiz davamız uğruna çaba sarf etmeliyiz, direnmeliyiz, Gelişmeleri oturduğumuz yerden izlemekle, pasif bir destek ile yetinerek zafer bekleyemeyiz umutlanamayız.

Mücadelenin olmadığı yerde umutlanmak boşunadır. Gayretimiz ve kavgamızla davamıza sahip çıktığımızı ispatlamak gibi bir sorumluluğumuz vardır.

Hiçbir mazerete sığınarak ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZİ erteleme, kendimizden başkalarına yükleme hakkımız yoktur.

BİZ KENDİMİZ İÇİN MÜCADELE ETMEDİKÇE ZAFER KENDİLİĞİNDEN ÇIKIP GELMEZ.

Plan Bütçe komisyonunda kamu alacaklıların tahsiline ilişkin Torba Yasa vardır.Torba yasaya karşılıksız çekten dolayı verilen Adli para cezalarını mutlaka ekletmeliyiz, bunun içinde Plan Bütçe Komisyon Üyelerini yılmadan aramalıyız. bırakın ters konuşsunlar bağırsınlar çağırsınlar onlar bizim vekillerimiz ve vatandaşa yani asıllarına cevap vermek zorundadırlar.

Devlet Anayasal Suç İşlemektedir

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç karşılıksız çekin suç olarak tanımlanmasında; Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrası “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz”.

Bu kuralın amacı, ekonomik nedenlerle ve iyi niyetle borcunu ödeyemeyen kişilere hapis cezası verilmesini önlemektir, bu nedenle iyi niyet ve kötü niyeti ayırt etmeyen bir suç, kasıtla işlenen bir suç haline getirilmediği sürece Anayasa’ya aykırıdır, "hapis cezası öngörülerek alacaklının hakkının korunması ve kamusal güvenin sağlanması gerekçesi de asla kabul edilemez" demektedir

Yargıtay Başkanı Sayın Hasan Gerçeker yazılı ifadesinde karşılıksız çekin suç olarak tanımlanmasının ve suç kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir..

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Sayın Ahmet İyimaya borç nedeniyle hapis cezasının Anayasa aykırı olduğunu katıldığı tüm televizyon programlarında ve gazetelerde ifade ederken, 2002 yılında Anayasa Mahkemesinin oy çokluğuyla karşılıksız çek hapsinin Anayasaya aykırı olmadığı kararının, TOBB, Barolar ve Bankalar gibi çeşitli lobilerin baskısı nedeniyle alındığını ve bunun hatalı bir karar olduğunu itiraf ederek, dünyada böyle bir suç ve ceza yok ama ülkemizde bu lobilerin işin içinde olduğunu ima etmektedir.

5941 sayılı çek kanunu cezalara ilişkin hükümleri düzenlemektedir ve suçu kast aranmaksızın şekli suç olarak tanımlamaktadır, kişi gerçekleştirmeyi kastetmediği böyle neticelerden sorumlu tutulmaktadır, bu tür sorumluluk, ortaçağ kanonik hukukunun kalıntısı olan “versari in re illicita”, yani hukuka aykırı bir durumda olan, bunun bütün neticelerine katlanır anlayışının ürünü olup, günümüzde çağdaş ceza hukuku bu anlayışı çoktan terk etmiştir. Genel hukuk kurallarında, kusurun aranmadığı objektif sorumluluk halleri, kusursuz ceza olmaz ilkesiyle açıkça çelişmektedir.

Bir ceza maddesi bu denli ve bu seviyede tartışılıyor olacak, üstelik karşılıksız çekin suç olarak tanımlanmasının ve suç kabul edilmesinin mümkün olmadığını yargının en tepesinde bulunan insanlar açıkça ifade edecek, TBMM, ilgililer ve sorumlular kurulu bu adaletsiz düzeni değiştirmek yönünde bu kadar duyarsız kalacak ve görmezden gelecek.

Bu durum, vicdanları rahatsız edici bir durum değil midir?

Çek yasasının mağdur ettiği yüz binlerce aile feryat ederken başta bankalar olmak üzere bu davaların ve çağdışı hapsin sürmesinden çıkarı olanlar bu adaletsizliğin ve tartışmalı yasanın ortadan kaldırılmasına engel olmak istemektedirler.

İktidar ise ekonomik gerekçelerin arkasına sığınarak, bu kanunu uygulama zorunda olduklarını ifade etmektedir. Mali piyasaların zarar göreceği gibi bir gerekçeyi Kutsal Adalet Duygusuna tercih eden, vicdanlarını akçeli işlere ve çıkarlara hapseden, binlerce insanını zindanlara hapseden, bir vatandaşını ekonomik gücünü yitirince ‘onurunu da yitirmiştir’ olarak kabul eden bir ülke hepimizin ülkesi olabilir mi?

Namuslu ve onurlu bir iş adamı iken, hatalı veya talihsiz bir şekilde batmış, iflas etmiş, maddi manevi çok şeyini kaybetmiş, yaşadığı bunca acı üzerine, ayrıca bir de ona, karakterinde, niyetinde ve hakikatte yer almayan adi bir suç izafe edip, adi bir suçlu gibi hapsetme cihetine giden bir devlet, bir hukuk devleti olabilir mi?

Esasen, bu kanunu yaşatmakta ısrar eden, çağdışı hapsin sürmesinden çıkarı olanlar iktidarıyla, devletin ilgili kurumlarıyla ve sorumluları büyük bir Anayasal suç işlemektedirler.

Bu bir Anayasal suçtur ve Adaletin üzerine gölge düşmüştür.
_______________________________________________________________________________

İstanbul toplantısında alınan kararımız.

1)Bu bildiri İstanbulda beş ayrı ilçede dağıtılacaktır.

2) Bu bildiri İstanbul'da cezaevleri önünde dağıtılacaktır.

3) İstanbulda bulunan bayan arkadaşlarımız Ak Parti İstanbul kadın kolları örgütü ile randevu alarak, sorunlarımızı anlatacaklardır.

4) Bu bildirimiz tüm medyaya ve sivil Toplum Örgütlerine, Avrupa delegayonuna dağıtılmalıdır.

ARAMALARA DEVAM

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim KILIÇ 0(312)4637313

Bankalar Birliği Başkanı Ersin ÖZİNCE 0(552)3412303

TOBB Başkanı Rıfat HİSARCIKLIOĞLU 0(312)2182032

Bülent ARINÇ 0(532)2416255 AKP bulent.arinc@tbmm.gov.tr

ZAFER ÇAĞLAYAN 0(532)6080606 - 0(530)5149650 AKP

AYSEL KAVAS 0(533)3736447 AKP

ABDÜLKADİR AKSU 0(505)4660000 AKP

NİMET ÇUBUKÇU 0(532)3372940 AKP

BEKİR BOZDAĞ 0(505)7776601 - 0(542)6474087 AKP bekir.bozdag@tbmm.gov.tr

Ayşe Nur BAHÇEKAPILI 0(532)3354253 AKP ayse.nur.bahcekapili@tbmm.gov.tr

Mustafa ELİTAŞ 0(532)2320792 AKP mustafa.elitas@tbmm.gov.tr

Nurettin CANİKLİ 0(533)7774444 AKP nurettin.canikli@tbmm.gov.tr

Ömer ÇELİK 0(532)4133007 - 0(505)7770103 AKP omer.celik@tbmm.gov.tr

Sadullah ERGİN 0(505)7773110 - 0(532)2815770 AKP sadullah.ergin@tbmm.gov.tr

Salih KAPUSUZ 0(505)7770614 AKP salih.kapusuz@tbmm.gov.tr

Suat KILIÇ 0(532)7886920 AKP suat.kilic@tbmm.gov.tr

Atilla KART 0(532)4529194 CHP atilla.kart@tbmm.gov.tr

Fatma Nur SERTER 0(533)7158181 CHP fatma.nur.serter@tbmm.gov.tr

Halil ÜNLÜTEPE 0(532)3819424 CHP halil.unlutepe@tbmm.gov.tr

H.Tayfun İÇLİ 0(532)5078989 CHP tayfun.icli@tbmm.gov.tr

Kamer GENÇ 0(312)2252389 - 0(312)2251120 CHP kamer.genc@tbmm.gov.tr

Kemal KILIÇDAROĞLU 0(532)5149394 CHP kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr

K.Kemal ANADOL 0(532)6177069 CHP kemal.anadol@tbmm.gov.tr

M.Akif HAMZAÇEBİ 0(533)7476161 CHP ahamzacebi@tbmm.gov.tr

M.Şevki KULKULOĞLU 0(533)2838856 CHP msevki.kulkuloglu@tbmm.gov.tr

SUHEYL BATUM 0(542)3444792 CHP

GÜRSEL TEKİN 0(532)2111059 CHP

UMUT ORAN 0(212)6520705 CHP uoran@dominotekstil.com.tr

Oktay VURAL 0(532)2419954 - 0(532)7769133 MHP oktay.vural@tbmm.gov.tr

Mehmet ŞANDIR 0(532) 235 79 65 MHP

Eylemlerimiz Sürecek

4 Aralık YÜRÜYÜŞÜMÜZ ve 8 Aralık ABDİ İPEKÇİ EYLEMİMİZ başarıyla gerçekleştirildi.

Bu eylemlerin en çetini, en anlamlısı ve ateşleyicisi olan Sivrihisar – ANKARA YÜRÜYÜŞÜNÜ gerçekleştiren kardeşlerimize yürek dolusu teşekkürler ve sevgiler sunuyoruz…

8 Aralık Çarşamba günü Abdi İpekçi parkına yakından uzaktan iştirak eden, haklı mazeretleri nedeniyle gelemeyip de yerine birilerini gönderen araç, yol, yiyecek ve para yardımı yapan tüm arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz…

Doğrusunu söylemek gerekirse; bu eylemlerden bu kadar sonuç bekliyor değildik… Bir hatırlayın 1 Aralık günü ne halde idik, bu gün ne haldeyiz…

"Eğer yürüyüşünü durdurmak için tüm yolları zalimler kestiyse, yürüyüşünü yukarı doğru sürdürebilirsin"

Hiç kimse SONUÇ olarak hemen bu eylemin olduğu gün veya hemen sonrasında herşeyin hallolmuş olacağını düşünmesin.! Ama herkes şunu bilsin ve ona göre hareket etsin,
"BU EYLEMİMİZ ÇOK ÖNEMLİ BİR SONUÇ ÜRETMİŞTİR"

HAKLI OLDUĞUMUZU, SUSMAYACAĞIMIZI, YALNIZ OLMADIĞIMIZI, BİRLİKTE OLDUĞUMUZU, VAZGEÇMEDİĞİMİZİ, MUTLAKA ZAFERE KADAR MÜCADELE EDECEĞİMİZİ GÖSTERMİŞTİR

MEDYA HİÇ OLMADIĞI KADAR YANIMIZDA İDİ, HİÇ OLMADIĞI KADAR GÖRSEL VE YAZILI HABER YAPILDI, Bütün gazeteler, TV haber kanalları bizi anlattılar..

BASIN BİLDİRİMİZE İLK KEZ MİLLETVEKİLİ KATILDI, İŞ DÜNYASININ EN ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİNDEN ATO BAŞKANI Sayın Sinan AYGÜN AA ve İHA’ ya arkadaşlarımızın huzurunda üyelerinin çıkarlarına uymadığının farkında olarak RESMEN BİZİ DESTEKLEDİĞİNİ AÇIKLADI.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi Başkanı Mahmut Gül’ün açıklaması GÜNDEME ÇOK İYİ GELDİ… Çok önemli ve bir İTİRAF gibi açıklamaydı…
Kısacası; eylem öncesi durum ile bugün ortaya çıkan durum arasında BAŞARILI BİR İŞ YAPILMIŞTIR…
Elde edilen bu ATMOSFERİ, elde edilen bu KAMUOYUNU, elde edilen GÜNDEMİ ZORLAMAYI ASLA TERKETMEMELİYİZ, TERKEDEMEYİZ.

AYNI BİRLİK İÇİNDE, AYNI KARARLILIK İÇİNDE, AYNI FEDAKÂRLIK İÇİNDE OLMAYA ARA VERMEDEN DEVAM EDERSEK, ZAFER ÇOK YAKINDIR! YETER Kİ, BU GAYRET BIRAKILMASIN.

BİRBİRMİZDEN ARALIKSIZ HABERDAR OLMAMIZ ŞART, HER OLUMLU MESAJ VE DESTEKLERİNİZ GÜCÜMÜZÜ ARTIRACAKTIR… HER ARKADAŞIMIZIN FİKİRLERİNDEN, ÖNERİLERİNDEN YARARLANIYORUZ, DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZIN, ÖNERİN, MÜCADELEMİZE KATILIN, KATKI VERİN,
Ve ELİNİZİ TAŞIN ALTINA KOYUN


ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ BİZLER İNŞA ETMELİYİZ.
Koca Sinan, muhteşem eseri Süleymaniye Caminin inşaatına geldiğinde büyük kayaları kırıp kullanıma hazırlayan TAŞ İŞÇİLERİNE selam verir, onlarla sohbet eder ve ONLARA NE İŞ YAPTIKLARINI sorar;
Birinci işçi;
-Ben bu inşaatta işçiyim, kayaları ilkel aletlerle kırıyor, bir araya yığıyorum.
İkinci işçi de;
-Ben de bu inşaatta çalışıyorum, arkadaşımın kestiği kayaları yontuyor kullanılabilir şekle getirmeye çalışıyorum…
Üçüncü işçiye gelince O BAŞKA BİR CEVAP VERİR; (Aranan cevap budur)
-BEN SÜLEYMANİYE'NİN İNŞAASINDA ÇALIŞIYORUM...

İMZA KAMPANYASI
AYM Başkanı Sayın Haşim KILIÇ’A ve BAŞBAKAN Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’A sunulmak üzere ANKARA ABDİ İPEKÇİ PARKINDA İMZA KAMPANYASI başlatıldı, bu EYLEMLER çeşitlendirilerek devam edecektir.

TBMM GÖRÜŞMELERİ:
Torba yasa adıyla anılan kamu alacaklarının iyileştirmesi tasarısına eklenmek üzere CHP nin “Adli Para cezalarının, idari para cezasına dönüştüren” teklifi vardır. Sayın Ali Rıza Öztürk’ün TBMM’ne sunduğu “5941 sayılı çek kanunun değiştirilmesine ilişkin yasa teklifi ile ilişkin,.
Adalet komisyonu üyeleriyle yapılan görüşmelerde, adli para cezalarının, idari para cezasına çevrilmesi teknik olarak mümkün görülmemektedir, esasen adli para cezalarının, idare para cezasına çevrilsin teklifi ve yasa önerisi metni içinde bir çok çelişki barındıran bir teklif metnidir. BUNU TAMAMEN ÇEK MAĞDURLARINI OYALAMAYA YÖNELİK BİR GİRİŞİM OLARAK GÖRÜYORUZ.
Adli Para cezalarının, idari para cezasına çevrilmesi teklifi ancak, 5941 sayılı çek kanununun yürürlükten kaldırılarak TTK'da yapılacak bir değişikle yapılması mümkündür bunun en iyimser tahminle bir kaç yıl sürmesi demektir., insanlarımızın ivedilikle çözüm beklediği, sorunlarını acil olarak çözecek bir konu asla değildir..

CHP nin samimiyetine sonsuz inancımız vardır, fakat sorunlarımız ve taleplerimiz, acil çözüm bekleyen taleplerdir, bu taleplere cevap vermek adına yapılmış olan yeni çek kanun teklifi gibi ve pratikte mümkün olmayan öneriler, “bakın biz tekliflerimizi yaptık sizler iktidar tarafına baskı yapın ve bizi yormayın” gibi yaklaşım tarzı asla olmamalıdır.
İnsanlarımız Aralık sonu itibariyle başlayan hapis tehditi ile karşı karşıya kalacaklardır, tekrar cezaevinemi döneceğim kuşkusu ile arkadaşlarımız yarının ne olacağını bilememekte ve ticari anlamda bir girişimde bulunamamaktadır.
Keza cezaevine tekrarmı dönülecek kuşkusu, Aile ortamına bir kabus gibi çökmüştür.

Bu kısa vadede çözülmesi gereken sorunlardır, KİMSENİN BEKLEMEYE, KAÇAK VEYA CEZAEVİNDE YAŞAMAYA, AİLELERİN EŞLERİNİ BABALARINI ANNELERİNİ CEZAEVİNDE TEKRAR GÖRMEYE TAHAMMÜLÜ YOKTUR.

Kısa vade de çözüm üretebilecek, Ailelerin yüreklerini rahatlatabilecek bir girişimi CHP den bekliyoruz.


VE MİLLETVEKİLLERİNİ ARAMAYA DEVAM EDİYORUZ.
CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROGLU 0(532)5149394
Trabzon Milletvekili CHP Grup Başkanvekili Akif HAMZAÇEBİ 0(533)7476161
Yalova Milletvekili CHP Grup Başkanvekili Muharrem İNCE 0(533)6534171
Gürsel TEKİN Tel: 0(532)2111059

MEDYA VE KÖŞE YAZARLARINA EMAİLLER VE TELEFONLARLA İRTİBATA GEÇEREK GÜNDEMDE KALMAYA DEVAM ETMELİYİZ.

Bu Eylem Bizim Onurumuzdur

GURURLARIMIZI, HAYSİYETLERİMİZİ KORUMAK İÇİN;
Sivrihisar'dan başlayan yürüyüşümüz devam ediyor.
Çek Mağdurları Ankara'ya yürüyor
Salı günü bir heyet TBMM ziyaret edecek, Başta CHP Başkanvekilleri olmak üzere, Tüm parti başkan vekilleri ve milletvekilleri ile görüşmelerde bulunacaklar.
Saat 13:00 de Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan AYGUN, bu heyeti makamında kabul edecek. Bu randevu medyaya yansıma açısından çok önemlidir, Yolda pankartlarla yürümek, olsada olur olmasada olur bir haber niteliği taşır, fakat ATO başkanı Sinan AYGÜN'ün bu kabulu, basın mutlak bir haber niteliği taşır. Bu nedenle Sayın Başkanla yapılacak bu görüşmeyi, tümmedyaya özellikle gazetelere mail ve fax yoluyla bildirin, bu Çarşamba günü yapacağımız eyleme büyük katkısı olacaktır.

SİZLER BİZİM GURURUMUZSUNUZ
VİCDANLARI AYDINLATMAK İÇİN, Sivrihisardan yola çıkan arkadaşlarımız Çarşamba günü saat 08:00 de Eskişehir yolu, Ankara Ticaret Odasına gelmeden Shell bitişiğindeki CNN merkezi önünde, diğer katılımcı arkadaşlarımızı bekleyecekler, CNN önünde beklemenin amacı medyanın ilgisini çekmektir.
Arkadaşlarımız hep beraber Otogar önünden (mevlana Caddesi) Abdi İpekçi Parkına doğru yürüyeceklerdir.

ANKARA GÜZERGAH

SESİMİZ, SEDAMIZ GÖKYÜZÜNÜ SARACAK
08.12.2010 Çarşamba günü Sabah 08:30 da TV8 de Erkan Tan ile Başkent'ten programına konuk oluyoruz, Abdi İpekçi Parkındaki eylemimizi duyurmak için büyük bir fırsat olacaktır.

Medya ve milletvekillerinin gözü kulağı Abdi İpekçi Parkındaki eylemde olacak.
Katılım olmaz ve ses getiremezsek, Bir sene boyunca TBMM den herhangi bir girişim beklemeyin. zaten bizleride kimse ciddiye almayacaktır.
Bunlar yeterince söylendi sanırım.
Anayasa Mahkemesi ise meclisten çıkacak uyum yasalarını bekliyor ve kilitlenmiş durumda, uyum yasalarının yeni parlemanto tarafından yapılmasına muhakkak gözüyle bakılıyor. uyum yasalrının bir yıl sonra yapılması ise çok iyimser bir tahmin olarak düşünmek lazım.
Anayasa Mahkemesinden umut yok..
Sadece sizler varsınız.

Ya kaderdaşlarınız ve sizlere destek veren Arkadaşlarınızla Abdi İpekçi Parkında buluşursunuz, yada ne olacağını biliyorsunuz, söylemeye gerek bile yok.

Onurumuz için son kez yola çıkıyoruz

Sevgili ARKADAŞLAR

ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ ALMAK 
Ve ZAFERLE DÖNMEK İÇİN,
SON KEZ, yola çıkıyoruz.

4 Aralık 2010 Cumartesi günü SABAH SAAT 8.oo de Arkadaşlarımız SİVRİHİSAR'dan  ANKARA'ya doğru yürüme eylemine başladılar.

8 Aralık 2010 Çarşamba günü saat 10:00 da ANKARA Abdi İpekçi parkında kader arkadaşları, bizler, yürüme eylemini yapan arkadaşlarımızı karşılamak için toplanacağız.


Kıymetli ARKADAŞLARIMIZ!...
Siyasetçi, hukukçu, gazeteci ve aydınlardan, insaf sahibi pek çok insana kadar her kesimden vicdanlarda da bir ışık yakmayı başardık ve biz o küçücük titrek ışıklardan oluşan vicdanlı bir aydınlık ile zindanlardan çıktınız.
Zulme karşı direnmek için karanlık odalarınızdan tekrar çıkacak ve bir özgürlük ışığını yakacak, hep birlikte vicdanları aydınlatacağız.

Kara zindanların nizamiyelerinden sevdiklerinize uzanan eller, hasretle açılan kucaklara dönmüşken, bizleri sevdiklerimizden bir kez daha koparmalarına asla izin vermeyeceğiz.

Bizleri hapislere sığdırmaya kimselerin gücü yetmeyecek,  
GURURLARIMIZI, HAYSİYETLERİMİZİ koruyacağız..
Çünkü biz esnafız ,iş adamlarıyız , çiftçiyiz.

Özgürlüğümüz için, onurumuz için toparlanıyoruz…
Bu vakit, şimdi TAMAMEN HAKKIMIZI alma vaktidir.
HAKLIYIZ ve GÜÇLÜYÜZ

ZİNCİR NE KADAR BÜYÜK ve GÜÇLÜ OLURSA OLSUN,
ZİNCİRİN TOPLAM GÜCÜ EN ZAYIF HALKASINA EŞİTTİR…

Bizim ortak gücümüz, TOPLAM GÜCÜMÜZDÜR...
Toplam gücümüz ise; Her bir omuz veren, destek veren, Mücadeleye iştirak eden,
HER BİR KİŞİNİN DESTEĞİDİR; SON BİR KİŞİNİN DESTEĞİDİR...

Bardağı da SON DAMLA taşırır, BU SON DAMLA SİZ OLUN...
GAFLET VE İHANET İSE AYNI ŞEYDİR,
Bunun için HEPİMİZ EYLEME KATILMALIYIZ...

Bu defa bize katılmayanın, özgürlüğü HELALİNDEN TENEFFÜS ETMEYE hakkı yoktur
ZAFERDEN ONURLANMAYA, gururla ortaya çıkmaya hakkı da yoktur...
Gerçek bir mazereti olmayıpta bize katılmayanın;
Sadece UTANMASI GEREKEN sahte bir MAZERETİ vardır..



________________________________________________________________________________

BASIN BİLDİRİMİZ

DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI

ÜLKEMİZ İŞGÜCÜNE EN BÜYÜK İSTİHDAMI SAĞLAYAN MİLYONLARCA ESNAF, TÜCCAR VE KOBİLERİN TEMSİLCİLERİYİZ..
ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE MAL VE HİZMET ÜRETEN, VERGİ VE SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİYLE KATKI SAĞLAYAN VERGİ MÜKELLEFLERİYİZ..
ÜLKEMİZDE HÜKÜM SÜREN ÇETİN EKONOMİK ŞARTLARIN, KISA ARALIKLARLA ORTAYA ÇIKAN EKONOMİK KRİZLERİN SONUCUNDA BÜYÜK ZARAR VE ZİYANLARA UĞRAMIŞ HER SEKTÖRDEN MAĞDUR İŞADAMLARIYIZ, İŞVERENLERİZ..

KAYIPLARIMIZ ÇOK BÜYÜK.. BU YÜZDEN ÇEKLERİMİZİ (BORÇLARIMIZI) ÖDEYEMEZ HALE GELDİK.. İŞLERİMİZ BOZULDU, İCRALARDAN DOLAYI İŞYERLERİMİZ KAPANDI..

ANCAK BÜTÜN KAYIPLARIMIZIN, YAŞADIĞIMIZ EKONOMİK VE SOSYAL DRAMIN ÜSTÜNE AİLE HAYATIMIZI ORTADAN KALDIRAN EŞ VE ÇOCUKLARIMIZI PERİŞAN EDEN ÇAĞDIŞI, İNSANLIK DIŞI, HUKUK DIŞI HATTA KANUN DIŞI BİR ZULÜMLE, HAPİS CEZASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ..

SONUÇTA TİCARİ BİR ALIŞ-VERİŞ YAPAN BİZLERİN; ÇEKLERİMİZİ (BORCUMUZU) ÖDEYEMEDİĞİMİZ İÇİN, YAŞAMA HAKKINDAN SONRA EN TEMEL VE KUTSAL HAKKIMIZ OLAN ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ KISITLANMAKTA, HAPSE ATILMAKTAYIZ..

AİLELERİMİZ EŞ VE ÇOCUKLARIMIZ PERİŞAN, BİNLERCE KİŞİ CEZAEVİNDE, BİNLERCESİ DE KAÇAK DURUMDA BİNLERCESİ DE HAPİS TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYADIR..
ÇALIŞIP İŞİMİZİ SÜRDÜRECEK, BORCUMUZU ÖDEYECEK ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ YOK.. SIRF BORÇLU DİYE VATANDAŞINA SUÇLU MUAMELESİ YAPAN BİR DEVLET, ASLA BİR HUKUK DEVLETİ DEĞİLDİR.

ADALET TERAZİSİNİN BİR KEFESİNDE FİNANSAL HESAPLARIN, DİĞER KEFESİNDE PİYASALARIN MAĞDUR ETTİĞİ İNSANLARIMIZIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN BULUNDUĞU; AMA HİÇ BİR SURETTE ADALET DUYGUSUNUN VE İNSANIMIZIN ONUR VE HAYSİYETİNİN DİKKATE ALINMADIĞI BİR DEVLETTE YAŞIYORUZ.

UYGAR DÜNYADA OLMAYAN BİR SUÇ ve CEZANIN HUKUKİ MEŞRUİYETİ 3167 s. yasa 1.1.2009 TARİHİNDEN İTİBAREN ZATEN YOKTUR. NİTEKİM PEK ÇOK MAHKEME "ORTA YERDE SUÇ VE CEZA İÇEREN BİR KANUN YOKTUR" DİYE BERAAT KARARLARI VERİRKEN CEZADA BİRLİK" İLKESİ DE TAMAMEN ORTADAN KALKMIŞTIR... BU HUKUKİ ve KANUNİ KARGAŞA HALA SÜRMEKTEDİR... ÇÜNKÜ BU BİR ZORLAMADIR, BU BİR ZULÜMDÜR... HİÇ BİR YASAL KILIF BU ÇAĞ DIŞI UYGULAMAYI HAKLI ve TUTARLI KILMAYACAKTIR...

12 AY SÜREN YASAL BOŞLUKTAN SONRA 5941 SAYILI YASA ÇIKARILMIŞTIR... BU YASADA EVRENSEL HUKUKA, AİHS'NE VE ANAYASAMIZA (M.38) AYKIRIDIR...

AİHS 4 NOLU EK PROTOKOLUNUN; “Hiç Kimse, Yalnızca Akdi İlişkiden Doğan Bir Yükümlülüğü Yerine Getirememiş Olmasından Dolayı Özgürlüğünden Yoksun Bırakılamaz..” İLKESİ, ANAYASAMIZDA DA (MADDE 38) AYNI İFADEYLE; “Hiç Kimse, Yalnızca Sözleşmeden Doğan Bir Yükümlülüğü Yerine Getirememesinden Dolayı Özgürlüğünden Alıkonulamaz..” OLARAK YER ALMIŞ OLMASINA RAĞMEN, ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL BAŞVURUSU İÇİN TAŞINAN 5941 SAYILI ÇEK KANUNU, BİZZAT ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN BİR YILI AŞKIN SÜREDİR SÜMEN ALTI EDİLMİŞTİR.

KANUNSUZ, HUKUKSUZ, İNSAFSIZ ÇEK YASASININ MAĞDUR ETTİĞİ BİNLERCE AİLEMİZ FERYAT EDERKEN; BU DAVALARIN VE ÇAĞDIŞI HAPSİN SÜRMESİNDEN ÇIKARLARI BULUNAN; BAŞTA BANKALAR, FAKTORİNG KURULUŞLARI, ‘ÇEK KIRARAK’ PARA SATAN TEFECİLER VE MAALESEF BAROLAR BU ADALETSİZ VE TARTIŞMALI YASANIN ORTADAN KALDIRILMASINA ENGEL OLMAK İSTEMEKTEDİRLER..

İCRA, HACİZ VE DİĞER SEBEPLERDEN DOLAYI İŞYERİ KAPANAN VE BU SEPEPLE İŞYERİNE DÜZENLİ GİDEMEYEN BİR İŞ ADAMINA, GIYABINDA YAPILAN TEBLİGATLAR İLE SAVUNMASINA VE SUÇ KASTI BULUNUP BULUNMADIĞINA BAKILMAKSIZIN ADİL BİR YARGILAMA YAPILMADAN  KOLAYCA HAPİS CEZASI VERİLMEKTEDİR..

KİM Kİ BİZLERİ DOLANDIRICI VE SUÇLU TELAKKİ EDİYOR İSE ŞİDDETLE REDDEDİYORUZ.. TÜRKİYEDE MESLEKİ HATA VE BAŞARISIZLIĞINDAN DOLAYI CEZAEVİNE ATILAN TEK MESLEK GURUBUYUZ..

ARTIK YETER! ÜLKEMİZİ VE BİZLERİ BU AYIP YASASINDAN KURTARIN ŞEREFLİ HAYSİYETLİ TALİHSİZ ESNAF, TÜCCAR, YÖNETİCİ VE KOBİ TEMSİLCİSİ MESLEKTAŞLARIMIZA REVA GÖRÜLEN BU ZULME DERHAL SON VERİN..
HEPİMİZ NAMUSLU, HAYSİYETLİ BİRER İŞ ADAMIYIZ,
BATTIK, BORÇLUYUZ..
FAKAT, ASLA!
ADİ BİR SUÇLU DEĞİLİZ!.