Yargının Kestiği Parmak Acıyor..

ZZH8N4Q83MT7 Yeni Çek kanunu Aralık 15 inde yürürlüğe girdi, Adliyelerde tam bir kargaşa var, Bu güne kadar cezaevlerinden tahliye olan arkadaşlarımızın sayısı çok az, çek kanununa muhalefetten dolayı cezaevlerinde olan ikibin kişi!! taahhütnamelerini vermelerine rağmen tahliye edilemedi, ikibinkişi olarak ifade edilen çek mağdurları Adliyeleri iş yapamaz hale getirdi, sadece Bakırköy Adliyesinde Asliye Ceza Mahkemesine cezaevlerinden gelen fax sayısı 500 !
Tahliye taleplerine, Sayın Savcı ve Hakimlerimizin cezacı zihniyetide eklenince işin içinden çıkılmaz bir durum oluştu.
Arkadaşlarımız cezaevlerinde bir an önce tahliye olmayı, çocuklarına bir an önce sarılmayı bekliyor, ama yargı cephesinde büyük bir vurdum duymazlık var.. Antalya'da kaçak durumda olan arkadaşlarımız taahhütleri savcılığa vermek istediler ve Savcının talimatıyla cezaevlerine gönderildiler, taahhüt işlemlerini cezaevlerinden yapılmasını istemiş sayın savcımız!!
Keza İzmir'de pazar günü eve baskın yapılarak nezarete atılan, ve ertesi gün Savcılığa çıkarılan arkadaşımız, hatırlı kişilerin devreye girmesiyle cezaevine gönderilmeyerek savcılıkca taahhüt alınarak bırakıldı, O esnada yine Adliyede savcının karşısında olan, ama hatırlı dostları olmayan, bir mağdur cezaevine gönderilerek, taahhütnameni cezaevi müdürlüğü bize göndersin demiştir..
Aslında bir kısım hukukçunun, çek mağdurlarına karşı olan tutumlarını Adalet. org sitesinde görmekteyiz, Adaletten, insan haklarından yana olan Yargıçlarımız yokmu? tabiki var, fakat cezacı zihniyet tarafından pasifize edilmeye çalışılmaktadırlar, Adalet. Org sitesinde hukukçularımızı yorum ve düşüncelerini paylaşalım.

yargının kestiği parmak

Yargıçlarımızın Yeni Çek Kanunda düşünceleri...
Gerçek kişi çeklerinde vekillerin sorumluluğu kalktığından onlar için artık suç teşkil etmediğinden, Tüzel kişi çeklerinde ise mali konularda görevli olarak atanmayan, müdür, şirket yönetim kurulu üyesi veya herhangi bir şekilde şirket yönetim kurulu üyesi olmayan sadece çalışan durumunda olup vekaletnameye istinaden çek keşide edin şirket temsicilerinin de sorumluluğu kalktığından onlar için de artık eylem suç teşkil etmediğinden..
Bu hükümlüler yönünden derhal infaz durdurulmalı, eylem suç olmaktan çıkmış. Hakim..
.
Yeni yasanın geçici madde 2/1-b bendi, deyim yerindeyse, "af" çıkarmış çek sanıklarına ve hükümlülerine...Tozlanmış dosyalar, insin raflarından...Ne denebilir ki, alıştık bu durumlara, daha doğrusu alıştırıldık... Hakim..
.
sanık adına CMK'nun 195 maddesine göre açıklamalı çağrı kağıdı tebliğ edilerek eskisi gibi yokluğunda karar verilsin.. Savcı..
.
Bize göre, kanunkoyucu bilinçli olarak, önceden yaşanan bazı sıkıntıları, örneğin başkasının kimlik bilgilerine ulaşıp, sahte belge ile çek hesabı açtırarak karşılıksız çek keşide edenlerin yaşattığı sıkıntıyı, bertaraf etmek amacıyla sanık yokluğunda karar verimesin diye bu düzenlemeyi yapmıştır. Mahkemelerin iş yükünü artıracak olmakla birlikte, bize göre bu düzenleme yerindedir.Hakim..
.
Arkadaşlar 2003 yılından önce yaşanan gerçekler varken kanun koyucu bu tecrübeyi bir kenara bırakarak sırf çek hesabı açmaktan yasaklanma vb tedbir var diye CMK 195.maddeyi kapsam dışı bırakmaz.2003 yılında Asliye cezaların kilitlenmesi, karar çıkmaması, çek kanununu uygulanamz hale gelmesi üzerine yeni düzenleme ile ekleme yapıldı. Çek suçlarında savunma alma oranı 100/10 u geçmez, zaten adam mali durumu bozulduğu için kaçmaktadır. Ben tereddütsüz uygulanacağı,arkadaşların geniş yorum yaptığını düşünüyorum,bu şekilde yorumlarsak yasayı sulh cezaların karar çıkarması imkansız , bizlerin terfi etmesi olanaksız hale gelir, Ayrıca kanun koyucu,arkadaşların takıldığı tedbirlere karar verildikten sonra tebliği konusunda Tebligat kanunun 35.maddesinin uygulanacağı açıkca belirtmiş, CMK 195 .maddenin uygulanacağını öngörerek 5/1 maddesi için ayrıca yazmaya gerek duymamıştır diye düşünüyorum. Tabiki yargıtay bu konuda ne diyecek bunu beklemek lazım ama en iyi ihtimal 1 yıldan önce Yargıtaydan karar çıkmaz. Hakim..
.
aynen katılıyorum. 2005 yılından bu yana yapılan değişikliklerden en çok ceza Hakimleri zarar gördü; birçoğu bu nedenle terfilerini yapamadı. Hakim..
.
Yeni yasanın geçici madde 2/1-b bendi, deyim yerindeyse, "af" çıkarmış çek sanıklarına ve hükümlülerine...Tozlanmış dosyalar, insin raflarından...Ne denebilir ki, alıştık bu durumlara, daha doğrusu alıştırıldık... Hakim..
.
Son derece yanlış. Bence cezaevinden çıkmak ve yargılamayı durdurmak için alacaklının yazılı muvfakatı ve anlaşma metni ibrazı şart olmalı...Hakim..
.
Taahhütte bulunan hükümlü dilekçesine adresini dahi yazmamış, ceza evinde ya. Biz bu taahhüt gereği infazın durdurulmasına karar verip, tutukluyu tahliye edip, bir örneğini müdahile gönderdiğimizde müdahil sanığı nereden bulacak?, Örneğin İstanbul’da yaşayan Müdahil, Kars veya Kütahya Cezaevine giderek hükümlünün sivil yaşamdaki açık adresini öğrenmek mi zorunda kalacak? Çek Ekonomimizde öylesine bir yer kaplamaktadır ki, ardında 10’ a yakın cirantası vardır. Çek TTK na göre nakit paradır. Güvencelidir. Görüldüğü anda ödenmesi gerekir. Ülkemizde ekonomide kredi vasıtası olarak kullanılmıştır. Önceden düzenlenmiştir, vadeli olarak verilmiştir. Bu nedenledir ki, çek keşidecisi ile çek hamilleri arasında hiçbir bağ ve bağlantı yoktur. Savcı..
.
koşulları uygun değilse red edersiniz her halukarda nasılsa günde 3 kere dilekçe gönderirler en sonunda koşullara uygun istem gelirse kabul edersiniz. Siz de tecrübelerinizle çok iyi bilirsiniz ki benim anımsadığım 1999 af'ında da bu şekilde acelecilikten saçmalıklar yapılıp gece yarısı cezaevinin kapısı önüne zorla atılmış olanları köşe bucak aramışlardı. Saygılarımla Hakim..
.
Çıkış felsefesinde, karşılıksız çek keşide eden kişiyi "çek mağduru" olarak tanımlayan bir yasa hakkında yorum yapmak en azından şimdilik içimden gelmiyor. Savcı..

Bunca yazışmalardan sonra sanırım bize düşen yorumda şu olmalı:

Yargıç, devleti, ülkeyi, ulusu, ormanları vb. kurtarma güdüsüyle davranırsa, yasa koyucunun yetkisini yağmalamış olur; hukuka siyaset bulaşır. Hukukun kestiği parmak acır durur. Hukuk da, yargı da çöker, ve çökmüş...

Cumhuriyet Halk Partisi’ne Güveniyoruz

Yeni Çek Kanununda Anayasamıza İnsan Hak ve Hürriyetlerine aykırı olan hükümleri gerek kürsüde gerek medyada her fırsatta dile getiren, Hukukun üstünlüğünü, Adaleti, İnsan hak ve Hürriyetlerini savunmayı öncelikli görev bilen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Parti Grup Başkan vekilleri, Adalet Komisyon Üyeleri ve CHP Milletvekillerimize, Çek Mağdurlarına verdikleri destek ve duyarlılıkları için teşekkür ederiz.


Cumhuriyet Halk Partisi’ne Güveniyoruz

YENİ ÇEK KANUNU ANAYASAYA AYKIRIDIR
5941 Sayılı Çek Kanunu, 20.12.2009 tarihili, 27438 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasanın 9. maddesinde 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ile bu kanun hakkında değişiklik yapan 4814 Sayılı Yasanın geçici 5. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlükten kalkan 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde ÇEKİ KEŞİDE EDEN hesap sahipleri veya temsilcilerinin, çek karşılığının bulunmamasından dolayı cezalandırılacağı yolundaki hükme istinaden görülmekte olan kamu davası açılmıştır.
Bahsedilen 16. maddenin metni okunduğunda, KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK FİİLİNİN TECZİYESİNİN ÖNGÖRÜLDÜĞÜ çok net bir biçimde anlaşılmaktadır.
Yürürlüğe giren 5941 Sayılı Yeni Yasanın 5. maddesinde ÇEKİN KARŞILIKSIZ İŞLEMİ YAPILMASINA NEDEN OLMAK EYLEMİNİN CEZALANDIRILMASININ ÖNGÖRÜLDÜĞÜ birinci fıkradan anlaşılmaktadır.
Yeni yasada eylemin failini belirlemek, tanımlamak çok geniş kapsamlı yapıldığından, aynı maddenin ikinci fıkrasında failin tanımlanması ihtiyacı hissedilmiş; HESAP SAHİBİNİN BİRİNCİ FIRKADA TANIMLANAN EYLEMİ İŞLEYECEK KİŞİ OLDUĞU VARSAYILARAK SAPTANMIŞTIR. Eğer hesap sahibi gerçek kişiyse bu gerçek kişi, hesap sahibi tüzel kişiyse ve eğer yönetim organı tarafından bir kişi bu konuda görevlendirilmişse o kişi, eğer görevlendirme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan kişi veya kişilerin tamamı eylemden dolayı Ceza Hukuku açısından sorumlu tutulmuştur.
Ceza Hukuku ilkeleri ışığında ve bu düzenleme karşıında mevcut yargılamalar açısından aşağıdaki sonuçlar doğmaktadır.
1- Karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı açılan davalarda, 3167 Sayılı Yasa yürürlükten kalktığı için bu eylem nedeniyle ceza verilmesi mümkün değildir.
2- 5941 Sayılı Yeni Çek Kanunu yürürlüğe girmeden önce karşılıksız çıkan çekler nedeniyle, çekin karşılığını hazır bulundurmamak eylemi suç olmadığından yeni yasaya göre de ceza verilemez.
Çünkü, Anayasa’nın 38. maddesi aynen “ kimse işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.”, keza Ceza Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrasında “işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez…” emredici hükümleri yer almaktadır.
Anayasanın ve Türk Ceza Yasası’nın genel bölümlerinde yer alan sarih bu hükümler karşısında davaya konu çekin karşılıksız çıktığı günde, çek hesabında karşılık bulundurmamak eylemi suç olmadığından, 5941 Sayılı Yasa yürürlüğe girmeden önce eylem işlendiğinden, sonradan yürürlüğe giren yeni yasa dolayısıyla mahkumiyet hükmü tesis edilemez.
Buna paralel olarak, 3167 Sayılı Yasa hükmü mülga olduğuna göre, mülga hüküm nedeniyle de mahkumiyet tesis edilemez.
Buradaki sorun, lehe olan bir yasanın uygulanması sorunu değildir. Çünkü 5941 Sayılı Yeni Yasa tamamıyla yeni bir suç ihdas etmekte, eski kanunda yer alan eylemler artık suç teşkil etmemektedir. Eğer öyleyse bile önceki yasa yürürlükten kalktığına göre, önceki yasa döneminde açılan davalar karara bağlanamaz.
İşlendiği anda, tanımlanmış bir suça giren eylem, daha sonra çıkan bir ceza kanunuyla tanımlanan yeni suça konu olsa da artık yeni tanımlama nedeniyle cezaya konu olamaz.
Çok net bir biçimde 3167 Sayılı Yasa karşılıksız çek keşide etmek eylemini, 5941 sayılı yasada çekin karşılığının bulunmaması sonucunu, daha net ifadeyle farklı farklı iki durumu ceza hükmüne konu almaktadır. Dolayısıyla bir fiil için getirilmiş iki farklı cezai hüküm söz konusu değildir. Farklı iki eylem için getirilmiş birbirinden apayrı iki farklı suç tipi söz konusudur.
Pratik bir ifadeyle, nasıl ki? 5941 Sayılı Yasa yürürlüğe girmeden önce suç olmayan bir konuda yeni bir suç ihdas edilseydi, yasanın yürürlüğe girmesinden önce işlenen eylem nedeniyle ceza verilemeyecektiyse, hakkında hasbel kader başka bir suçtan dolayı dava açılmış kişiler için de sonradan yürürlüğe giren yasayla getirilen yeni suç tipi açısından ceza verilemez.
Kaldı ki, 5941 Sayılı Yasanın 5. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan cezaların şahsiliği prensibine aykırı hüküm ifade etmektedir. Anayasaya aykırılık iddiasında bulunulmalıdır. Çünkü tüzel kişilerde yönetim organı üyesi olan kişilerin, suça konu eylemi işlememesi ve hatta suça konu eylemden haberi olmaması halinde bile cezai hükümle karşılaşması mümkün olmuştur.
5941 sayılı yasada düzenlenen yeni ve bambaşka bir eylemin suç kabul edilmesinden dolayı, daha önce mülga kanunda tanımlanan başka bir eylem nedeniyle hakkında kamu davası açılmış olsa dahi sanık hakkında yeni eylem nedeniyle ceza verilemez, 5941 Sayılı Yasanın 5. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ikinci cümle Anayasaya aykırıdır..

ÇEKTE VADE
Anayasamızın 38. Maddesi, Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesine göre “Çek, görüldüğünde ödenir.” Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir. demektedir Çek Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında” denilmek suretiyle suçun oluşumunu çekin üzerinde yazan keşide tarihinden sonra ibraz edilmiş olması şartına bağlamıştır.
(8) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret Kanununun 707 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak hukukî takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması şarttır.
-GEÇİCİ MADDE 1-(5) 31/12/2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.
Çeki hiç bir şekilde düzenleme tarihinden önce bankaya ibraz edemezsin,etsen bile karşılığı olsa dahi ödeme yapılmaz ve hukuki takip yapılamaz. Bu hüküm Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesine göre “Çek, görüldüğünde ödenir" hükmüne açıkça aykırıdır.Türk Ticaret Kanunu 692. Maddesinde çeklerde bulunması gerekli zorunlu unsurlar sayılmıştır. Bu maddeye göre çeklerde vade yoktur. Diğer ticari senetler Poliçe ve Bono (Emre Muharrer Senet) dan farklı olarak Çek iktisadi fonksiyon olarak nakit ödeme aracıdır. Poliçe ve Bono (Emre Muharrer Senet) ise iktisadi fonksiyon olarak kredi aracıdırlar.
Bu düzenleme Çeki kredi sözleşmesi niteliğine almaktadır ve artık senet niteliği taşıyan Banka çeklerine dolaylı olarak Adli Para cezası verilerek ve bununda özgürlüklerden alıkoyan hapis cezası, Anayasanın 38 inci maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 4 nolu Protokolünün ilgili hükümlerine açıkca aykırıdır.
Bu husus Adalet komisyon raporunda da açıkça belirtilmiştir.
Adalet Komisyonu raporunda : Anayasanın 38 inci maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 4 nolu Protokolünün il­gili hükümleri değerlendirildiğinde, karşılıksız çek keşide etmek suçuna hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesi doğru değildir.
- Tasarının değişik maddelerinde birçok suç tipi ihdas edilmiştir. Bürokratik halkalara yeni bürokratik halkalar eklenmiştir. Ancak bu yöntemle çekin güvenilir bir ödeme aracı olması sağlana­mayacaktır.
- Tasarıda, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz edilen çek ile ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine hürriyeti bağlayıcı bir yaptırım yerine, adli para cezası öngörülmesinin (adli para cezası ödenemediğinde hapis cezasına dönüşeceğinden) bir esprisi yoktur. Ayrıca, kişi ekonomik du­rumu uygun olması durumunda zaten çek bedelini ödeyecektir. Hamilin çek bedelini ödeyemeyen kişiye bir de adli para cezasının verilmesi mantık dışı bir durumdur.
- Avrupa Birliğine üye ülkelerde karşılıksız çeklerle ilgili olarak hürriyeti bağlayıcı bir yaptırım sistemi öngörülmemiştir. Karşılıksız çeklerle ilgili olarak hürriyeti bağlayıcı yaptırımlar veya adli para cezası yerine, idari para cezası verilmelidir.
ifadeleri tutanaklara geçmiş ve rapor halinde çek kanunuyla beraber yayınlanmıştır.

PARA CEZALARININ İNFAZI
KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK

--MADDE 10 - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 5170 - 7.5.2004 / m.1) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
--MADDE 5- (1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz. Gün adli para cezası sistemi ile nispi para cezası sistemi birbirine karıştırılarak karma bir uygulama yapılmıştır.Bu iki sistemin ise bu şekilde bir arada uygulanması mümkün değildir. Buna göre Anayasaya açıkça aykırılık vardır.
Yeni yasada karşılıksız çek suçunun üst sınırı 1500 gündür. Alt sınırı yazılmadığı için 5 gündür. Ancak verilecek ceza karşılıksız kalan çek bedelinden aşağı olamaz dendiği için asıl alt sınır karşılıksız kalan çek miktarıdır. Yani karşılıksız çek suçlarında artık karşılıksız kalan çek bedeli alt sınırdır. Bu miktarın ise kaç gün olduğu belli değildir. Çünkü doğrudan verilmiş bir para cezasıdır.. Bu düzenleme infaz sırasında eşitsizliklere yol açacaktır.
5275 S.K.’un 106/3 fıkrası uyarınca “Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir” düzenlemesine göre 500 gün adli para cezasından çevrilen 10.000 TL’yi ödemeyen hükümlünün cezası 500 gün hapse, 100 gün adli para cezasından çevrilen 10.000 TL’yi ödemeyen hükümlünün cezası 100 gün hapse çevrilecek olup bu durumda açıkça bir adaletsizlik doğacaktır, ekonomik sıkıntıları nedeniyle borçlarını ödeyemeyen ve sosyal ekonomik durumu kötü olan sanığa tayin edilen günün az karşılığı adli para cezasının çok tutulması mı gerekecektir? ( 1. örnekte 100 gün ve 100 TL/den hesaplanıp 10000 TL adli para cezası gibi) Yargıç yasa koyucu yerine geçerek norm koyamaz Kimse koşullar varsa 20 TL den yerine 100 TL den belirleme yapacağı mecburiyetini yasal olarak açıklayamaz..
TCY 52 md metninde veya gerekçesinde “ para cezasının hapse çevrilmesi aşamasında aleyhe bulunan 3167 sayılı Kanun’dan daha aleyhe bir durumun ortaya çıkmaması gerekliliği “ şeklinde takdir kullanılacaktır yazmıyor, sadece “ kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri” göz önünde bulundurulabilir(ki zaten sanık ekonomik olarak çökmüş ve çek karşılıksız çıkmış) Yani 100 TL değil 20 TL ye gerekçe olabilir, bu aynı bedel çek üzerinden yargılanan iki kişinin farklı cezalara çarptırılması anlamına gelirki Anayasamızın 10. Maddesine aykırıdır.

SUÇ VE CEZALARA İLİŞKİN ESASLAR
--5941 s. Yasanın 5. madde 4. fıkrasının gerekçesinde; “Dördüncü fıkrada, hakkında gerek koruma tedbiri olarak gerek güvenlik tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilecek kişiler, belirtilmiştir..
Bir kişi hakkında güvenlik tedbiri uygulanabilmesi için eylemin mutlaka suç teşkil etmesi gerekir.Suç işlemeyen bir kişi hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz.Sadece koruma tedbiri uygulanabilir.Yeni yasaya görede karşılıksız çek keşide etmek suç değildir.Karşılığını bankada bulundurmamak suçtur.
Çekin karşılığını bulundurmakla yükümlü kişiler ise kanunun 5/2.maddesinde açıkça ve tahdidi olarak sayılmıştır.kanunun 5/4.maddesinde yer alan "karşılıksız çek düzenleyen" ibaresi çek hesabı sahibi olupta (gerçek kişi veya tüzel kişiliğin kanunda sayılan yönetim organı üyeleri) aynı zamanda karşılıksız çeki keşide etmiş olan kişileri kapsar.Çek hesabı sahibi olmayan sadece vekaleten çek keşide edenleri kapsamaz.
Aksi takdirde TCK.nun 7/1.maddesi gereğince eylemi suç teşkil etmeyen bir kişi hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz?Çek Kanunun 5/3.maddeye göre herhangi bir hukuki yada cezai sorumluluğu bulunmayan kişi hakkında yasaklama kararı verilemez? suç işlemediği için hakkında herhangi bir dava açılmayan kişi hakkında Mahkeme resen yasaklama kararı veremez? Kanun maddesi açıkça anayasaya aykırıdır ve iptali gerekir. Çünkü kanun koyucu hiç bir zaman için eylemini suç olarak kabul etmediği kişi hakkında güvenlik tedbiri uygulayamaz..

--MADDE 38 . – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
5237 sayılı TCK MADDE 7. - [1] İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanunî neticeleri kendiliğinden kalkar.
[2] Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.

GÖREVLİ MAHKEME
--Yeni Çek Kanununda, 3167.Sayılı Yasa yürürlükten kaldırılmıştır. Geçici Madde 1/3 de eski çeklerle ilgili olarak 3167 Sayılı yasanın uygulanacağını ve görevli mahkemeninde Asliye Ceza Mahkemesinin görevli olduğunu söylüyor, Yasada çeklerin şekil şartı yönünden 3167'nin uygulanacağına dair ibare yoktur. 3167 sayılı kanun bir bütün olarak ele alınırsa mahkemenin görev kısmı da buna dahil oluyor. Yasada Açıkca Anayasaya Aykırılık vardır.

VEKALETEN ÇEK İMZALAMA
--5-(3) Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi hâlinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezaî sorumluluk çek hesabı sahibine aittir.
Bir tarafta vekalet ile çek keşidesini yasaklanmıştır, diğer yandan vekalet ile karşılıksız çek keşide edene ceza verilmemiştir..HUKUK DEVLETİ ilkesinin açık bir ihlalidir ve Anayasa kuralına aykırıdır. Bu durumda vekaleten çek imzalayana ceza verilemez...

Yeni çek kanunu uyarlama yargılaması

Karşılıksız çek suçlamasıyla açılmış davada, uyarlama yargılaması istenmiş ve yeni çek kanunu aleyhe hükümler taşıdığından infazın aynen devamına karar verilmiştir.

T.C.
K A Y S E R İ
3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/...
H A K İ M : MEHMET ŞAHİNER 36111
K A T İ P : ÇAĞDAŞ YILDIZ 100126
20.12.2009 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanununun 9. maddesi ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlükten kaldırılmış olması ve 5941 sayılı Çek Kanunun lehe hükümler içerdiğinden hükümlü Mehmet Selimoğlu hakkında Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/807 esas, 2004/1200 karar sayılı ilamın infazının durdurulmasına karar verilmesi istemli Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 22.12.2009 tarih ve 2009/1803 sayılı müzekkereleri ile mahkememiz dosyası incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 20.12.2009 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanununun 5. maddesinde karşılıksız çek düzenleme suçunun yeniden düzenlenip, müeyyide olarak da çek bedelinden az olmamak kaydı ile binbeşyüz güne kadar adli para cezası ile çek hesabı açmaktan ve çek keşide etmekten yasaklama cezaları öngörüldüğü, buna karşın 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 16/1 maddesinde ise çek bedeli kadar adli para cezası öngörüldüğü, öngörülen ceza miktarları yönünden her iki yasanın sanık yönünden lehe bir düzenleme getirmemesine karşın verilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde uygulanacak infaz rejimi yönlerinden farklılıklar olduğu, şöyle ki;
1-3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun16/1 maddesine göre verilen adli para cezasının ödenmemesi halinde günlüğünün 100 TL üzerinden hapsi çevrileceği, 5941 sayılı Çek Kanununun 5. maddesine göre verilecek gün para cezası karşılığı verilen adli para cezasının ödenmemesi halinde ise gün kadar hapis cezasına çevrileceği, 2-3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 16/1 maddesine göre bir yıl süreyle çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilmesine karşın 5941 sayılı Çek Kanununda adli para cezası ile çek hesabı açmaktan ve çek keşide etmekten yasaklanmasına hükmedileceği ve bu yasaklamanın infazdan itibaren üç yıl devam edeceği,
3-5941 sayılı Çek Kanununun 5/1 maddesinde karşılıksız çek düzenleme suçunun çek bedelinden az olmamak kaydı ile binbeşyüz güne kadar adli para cezasının günlüğü 20TL ile 100 TL arasında belirlenecek miktar üzerinden azami para cezasının 150.000 TL olacağı, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 16/1 maddesinde ise en fazla her bir çek yönünden 80.000 TL adli para cezasına hükmedileceği,
4-Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde5941 sayılı Çek Kanununun 5/2 maddesinde sorumluluğun tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen ortak olduğunun belirtildiği, Türk Ticaret Kanunun 317. maddesine göre anonim şirketin idare meclisi tarafından idare ve temsil edilip, 319 madde gereğince anonim şirket ana sözleşmesiyle görevlendirilen sorumlu mali müdür veya böyle bir belirleme yoksa idare ve temsil işlerinin yönetim kurulu üyeleri arasında taksim edilip edilmeyeceğinin, taksim edilecekse bu bölüşmenin nasıl yapılacağının belirleneceği, Türk Ticaret Kanunun 540/1 maddesinde göre ise limited şirketlerde şirket ana sözleşmesi ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsile yetkili oldukları, 540/2 madde gereğince de şirket ana sözleşmesi veya genel kurul kararıyla şirketin idare ve temsilinin ortaklardan bir veya birkaçına verilebileceği, tüzel kişi şirketler yönünden verilen mahkumiyet kararlarındaki gerçek kişi hükümlülerin bu sıfatla şirketi temsil ve ilzama yetkili aynı zamanda mali işlerini de yürüten ortak olması münasebeti ile bu yönde karardaki sanığın durumunda bir değişiklik olmadığı,
Yapılan bu karşılaştırmalara göre 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre kurulan hükmün sanık lehine olup, 5941 sayılı Çek Kanunun aleyhe hükümler içermesi nedeniyle infazın durdurulmasına yer olmadığına,
İnfazın 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine göre verilen ceza miktarı üzerinden yerine getirilmesine,
İnfaz dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 5271 sayılı CMK’ nun 267-268’ inci maddeleri gereğince Kayseri Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine 7 gün içerisinde itirazı kabil olmak üzere karar verildi. 24/12/2009
Katip HAKİM 36111

Çek defterini iade etmemek beraat

Çek defterlerinin iade edilmemesiyle ilgili karar örneği aşağıdadır..
Arkadaşlarım birçok cezaevinde halen arkadaşlarımıza taahhütname formu verilmedi, Adalet bakanlığından matbuu form beklendiği söyleniyor bir Çok cezaevi yönetimide işi ağırdan alıyor, Bazı cezaevlerinde Savcılar, Alacaklıyla anlaş avukatı ara yönlendirmesi yapıyor..

YASA ÇIKTI VE BİZLER MİLLETVEKİLLERİNİ, ADALET BAKANINI, BAKANLARI ARAMAYI BIRAKTIK
ARKADAŞLARIMIZI CEZAEVLERİNDE SAVCILARIN GARDİYANLARIN İNSAFINA TERKETTİK..
ÖZELLİKLE ADALET BAKANINI, ADALET KOMİSYON ÜYELERİNİ ARAMALIYIZ..

T.C.
KARŞIYAKA 3. SULH CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2022/228
KARAR NO : 2022/1229
YARGIÇ : HASAN FAHRİ GÖNCÜ: 30020
YAZMAN : HÜSE ŞİEK 11
HÜKÜMLÜ : A….Karşıyaka/ İZMİR adresinde oturur.
SUÇ : Çek Karnesini İade Etmemek
SUÇ TARİHİ : 02/02/2009
ASIL KARAR TARİHİ : 22/09/2009
EK KARAR TARİHİ : 23/12/2009
Karşıyaka C.Başsavcılığının 22/22/2022 tarih ve 2009/42222-1870 sayılı yazıları ile hükümlü hakkında lehine oluşan hukuki durumun değerlendirilmesi talep edilmiş olmakla, dosya arşivden çıkarılarak incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hükümlü hakkında mahkememizin 15/22/2022 tarih ve 2009/33308 E - 2009/103369 K sayılı ilamı ile çek karnesini iade etmemek suçundan 3167 Sayılı Yasanın 13/1 maddesi gereğince 450 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın infazı için C.Savcılığına gönderildiği anlaşılmıştır.

Karşıyaka C.Başsavcılığının 22/22/2022 tarih ve 2022/224-182270 sayılı yazıları ile, çek karnesini iade etmemek fiilinin 5941 Sayılı Yasa ile yaptırım altına alınmadığı ve suç olmaktan çıkarıldığı, lehine oluşan yeni hukuki durumun değerlendirilerek uyarlama yargılaması yapılması ve hükümlünün beraatine karar verilmesi talep edilmiştir.

20/12/2009 tarihinde yürürlüğü giren 5941 Sayılı Yasa ile 3167 Sayılı Yasayı yürürlükten kaldırıldığı, hükümlüye ceza verilen çek karnesini iade etmemek suçuna benzer eylemin 5941 Sayılı Yasada bu kez 5. maddesinin 6. fıkrasında düzenleme yapıldığı, ancak eylemin suç veya kabahat olarak belirlenmediği, herhangi bir müeyyideye bağlanmadığı, bu durumda TCY 7/1 madde dikkate alınarak infazın durdurulması ve hükmolunmuş cezanın kanuni neticeleri ile ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı şekilde;

1-)Hükümlü A.. hakkındaki mahkememizin 2022/30228 E - 2009/122069 K sayılı ilamı ile HÜKMOLUNAN CEZANIN; TÜM KANUNİ NETİCELERİ İLE ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-)5237 Sayılı TCY 7/1 maddesi amir hükmü dikkate alınarak;
a)Karşıyaka C.Başsavcılığının 22/12/2009; tarih ve 2022/422-182222 sayılı uyarlama yapılması ve beraat kararı verilmesi isteminin REDDİNE,
b)UYARLAMA YARGILAMASI YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,

c)Hükümlü hakkındaki 450 TL adli para cezasına ilişkin İNFAZIN DURDURULMASINA,
3-)Kararın gereği için tali fiş ile birlikte C.Başsavcılığına gönderilmesine,
İlişkin, dosya üzerinden C.Başsavcılığı açısından itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.23/12/2009

Çek Kanunu örnek taahhütnameler

Cezavinde bulunan Arkadaşlarımızın vereceği taahhütname örneği..

........ E TİPİ KAPALI CEZAEVİ MÜDÜRLÜĞÜ
Gönderilmek Üzere
.................. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
İLAMAT NO :
MAHKEME ESAS NUMARASI :

MAHKEME KARAR NUMARASI :
TALEPTE BULUNAN :
TALEP KONUSU : Taahhütname
TAAHHÜTNAME TARİHİ :
TALEP : Cezanın infazının durdurulması ve tahliye
Mahkemenizin yukarıda esas ve karar sayılı ilamı ile ...........TL adli para cezasının infazı nedeni ile halen …….. E tipi Cezaevinde bulunmaktayım.

20/12/2009 gün ve 27438 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5941 Sayılı Çek kanunu 6 ncı maddesi hükmünde belirtildiği üzere karşılıksız kalan çek bedelinin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte 2 yıl içerisinde tamamen aşağıda belirttiğim şekilde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum.

Mahkemenizce verilen cezamın, 5941 sayılı Çek Kanununun geçici 2/1-b maddesine göre infazının durdurulmasına ve tahliyeme karar verilmesini arz ederim.
Adı soyadı :
Tarih :
İmza :
TEBLİGAT ADRESİM :

ÖDEME TAAHHÜT KURALI :
1.) 5941 S.Kanunun 6 ncı maddesinde belirtilen toplam miktarının en az 1/3 ünü taahhüt tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ( taksitler halinde veya - tamamını )
2.) 5941 S. Kanunun 6 ncı maddesinde belirtilen geri kalan miktarı ise taahhüt tarihinden itibaren 1. yıl sonundan başlayıp 2. yılın sonuna kadar ödemeyi ( taksitler halinde veya tamamını) taahhüt ediyorum.
ÖDEME PLANI:
ÇEK BEDELİ : ………………………. TL
1. YIL ÖDEME PLANI

2. YIL ÖDEME PLANI
S, NO TARİH ÖDENECEK MİKTAR S, NO TARİH ÖDENECEK MİKTAR
1 …/…./... .........TL + FAİZ 1. .../... ....TL+FAİZ
2 …/…./... .........TL + FAİZ 2. .../... ....TL+FAİZ
3 …/…./... .........TL + FAİZ 3. .../... ....TL+FAİZ
4 …/…./... .........TL + FAİZ 4. .../... ....TL+FAİZ
5 …/…./... .........TL + FAİZ 5. .../... ....TL+FAİZ
6 …/…./... .........TL + FAİZ 6. .../... ....TL+FAİZ
7 …/…./... .........TL + FAİZ 7. .../... ....TL+FAİZ
8 …/…./... .........TL + FAİZ 8. .../... ....TL+FAİZ
9 …/…./... .........TL + FAİZ 9. .../... ....TL+FAİZ
10 …/…./... .........TL + FAİZ 10. .../... ....TL+FAİZ
11 …/…./... .........TL + FAİZ 11. .../... ....TL+FAİZ
12 …/…./... .........TL + FAİZ 12. .../... ....TL+FAİZ


-----------------------------------------------------------------------------------------

Halen Kaçak durumda veya davası olan Arkadaşlarımız için taahhütname örneği..

…………. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
İnfaz Dosyasına Gönderilmek Üzere
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
..…. Mahkemesinden İnfazın durdurulması kararı
C.Savcısı
.../.../....
İLAMAT NO :
MAHKEME ESAS NUMARASI :
MAHKEME KARAR NUMARASI :
TALEPTE BULUNAN :
TALEP KONUSU :
Taahhütname
TAAHHÜTNAME TARİHİ :
TALEP : Cezanın infazının durdurulması
Mahkemenizin yukarıda esas ve karar sayılı ilamı ile ........ TL adli para cezasının infazı nedeni ile aranmaktayım.
20/12/2009 gün ve 27438 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5941 Sayılı Çek kanunu 6 ncı maddesi hükmünde belirtildiği üzere karşılıksız kalan çek bedelinin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte 2 yıl içerisinde tamamen aşağıda belirttiğim şekilde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum.

Mahkemenizce verilen cezamın, 5941 sayılı Çek Kanununun geçici 2/1-b maddesine göre infazının durdurulmasına karar verilmesini arz ederim.

Adı soyadı :
Tarih :
İmza :
TEBLİGAT ADRESİM :

ÖDEME TAAHHÜT KURALI :
1.) 5941 S.Kanunun 6 ncı maddesinde belirtilen toplam miktarının en az 1/3 ünü taahhüt tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ( taksitler halinde veya - tamamını )
2.) 5941 S. Kanunun 6 ncı maddesinde belirtilen geri kalan miktarı ise taahhüt tarihinden itibaren 1. yıl sonundan başlayıp 2. yılın sonuna kadar ödemeyi ( taksitler halinde veya tamamını) taahhüt ediyorum.

ÖDEME PLANI:
ÇEK BEDELİ : ………………………. TL
1. YIL ÖDEME PLANI

2. YIL ÖDEME PLANI
S, NO TARİH ÖDENECEK MİKTAR S, NO TARİH ÖDENECEK MİKTAR
1 …/…./... .........TL + FAİZ 1. .../... ....TL+FAİZ
2 …/…./... .........TL + FAİZ 2. .../... ....TL+FAİZ
3 …/…./... .........TL + FAİZ 3. .../... ....TL+FAİZ
4 …/…./... .........TL + FAİZ 4. .../... ....TL+FAİZ
5 …/…./... .........TL + FAİZ 5. .../... ....TL+FAİZ
6 …/…./... .........TL + FAİZ 6. .../... ....TL+FAİZ
7 …/…./... .........TL + FAİZ 7. .../... ....TL+FAİZ
8 …/…./... .........TL + FAİZ 8. .../... ....TL+FAİZ
9 …/…./... .........TL + FAİZ 9. .../... ....TL+FAİZ
10 …/…./... .........TL + FAİZ 10. .../... ....TL+FAİZ
11 …/…./... .........TL + FAİZ 11. .../... ....TL+FAİZ
12 …/…./... .........TL + FAİZ 12. .../... ....TL+FAİZ


----------------------------------------------------------------------------------------------

Vadesinden önce yazılan çek dilekçe

Vadesinden önce arkası yazılarak karşılıksız çek suç duyurusunda bulunulan davalara ilişkin Asliye ceza mahkemelerine infaz/dava itiraz dilekçesidir..

.…….ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
...... (ŞEHİR)
ESAS NO : 200. / …
KARAR NO : 200. / …
SANIK :

TALEP : ..... Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşen ….. ESAS, …... KARAR sayılı ilamında verilen cezanın bütün hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kaldırılarak hükmün infazının durdurulmasıdır.

OLAYLAR :

….Esas, …. Karar sayılı ilamınıza konu olan çek, üzerinde yazılı keşide tarihinden (vadesinden) önce bankaya ibraz edilerek “karşılıksızdır” işlemi yapılmış, fiilin işlendiği ve davanın görüldüğü tarihte yürürlükte olan kanuna göre de mahkemenizce adli para cezasına hükmedilmiştir.

20.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5941 Sayılı Çek Kanununun 5nci maddesinin 1nci fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında” denilmek suretiyle suçun oluşumu çekin üzerinde yazan keşide tarihinden sonra ibraz edilmiş olması şartına bağlanmıştır. Böylece 5941 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle üzerinde yazılı keşide tarihi gelmeden yani vadesinden önce ibraz edilen çeklerle ilgili olarak “çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme” suçu oluşmayacak, 20.12.2009 tarihinden önceki dönem için de vadesinden önce ibraz edilip karşılıksızdır işlemi yapılan çeklerle ilgili olarak “karşılıksız çek keşide etme” suçundan açılan davalar ortadan kaldırılacaktır.

NETİCE VE TALEP : Türk Ceza Kanununun 5 ve 7nci maddeleri gereğince, lehe kanun hükmü uygulamasıyla, suç olmaktan çıkarılan fiilim sebebiyle hakkımda verilen cezanın bütün hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kaldırılarak, infazın durdurulmasını saygılarımla arz ve talep ederim.
Davalı / Vekili

Yeniden yargılama talep dilekçesi

ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ESAS NO     : 200. / …
KARAR NO     : 200. / …
SANIK     : ……. ……….

TALEP     : … Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşen …. ESAS, …. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın ortadan kaldırılarak hükmün infazının durdurulması ve durumumun yeniden değerlendirilerek bir karar verilmesidir.

OLAYLAR :

5941 Sayılı Çek Kanununun 14.12.2009 tarihinde TBMM’de kabulü ile ortaya çıkan hukuki durum incelenirken başlıca şu hususların irdelenmesi gerekmektedir:

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan Genel Hükümlerin, 01.01.2009 tarihinden itibaren özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanma zorunluluğu,
01.01.2009 tarihinden itibaren, özel nitelikteki 3167 sayılı Kanunun ceza içeren hükümlerinden, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Genel Hükümlerine aykırı olanlarının uygulanamaz hale gelmesi ile oluşan yasal boşluk sebebiyle yeni bir kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar (20.12.2009 ‘a kadar) işlenen karşılıksız çek suçlarının yasal unsurlarının eksik olması dolayısıyla herhangi  bir cezai yaptırıma tabi olmaması,
3167 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5941 sayılı yeni Çek Kanununun kabulü ile, devam eden davalar ve kesinleşen hükümler için lehe kanun hükümlerinin uygulanması.  

1)  01.01.2009 tarihinden itibaren TCK Genel Hükümlerinin uygulanma zorunluluğu :
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, 5237 sayılı Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.
Anılan maddenin gerekçesinde ise şöyle denilmektedir:

“Özel ceza kanunlarında ve ceza içeren kanunlarda suç tanımlarına yer verilmesinin yanı sıra, çoğu zaman örneğin teşebbüs, iştirak ve içtima gibi konularda da bu Kanunda benimsenen ilkelerle çelişen hü­kümlere yer verilmektedir. Böylece, ceza kanununda benimsenen genel ku­rallara aykırı uygulamaların yolu açılmakta ve temel ilkeler dolanılmaktadır. Tüm bu sakıncaların önüne geçebilmek bakımından, ayrıca hukuk uygula­masında birliği sağlamak ve hukuk güvenliğini sağlamak için; diğer kanun­larda sadece özel suç tanımlarına yer verilmesi ve bu suçlarla ilgili yaptı­rımların belirlenmesi ile yetinilmelidir. Buna karşılık, suç ve yaptırımlarla ilgili olarak bu kanunda belirlenen genel ilkelerin, özel kanunlarda tanımla­nan suçlar açısından da uygulanmasının temin edilmesi gerekmektedir.”

Özel ceza kanunları, genel nitelikteki Türk Ceza Kanunu’ndan ayrı olarak, suç ve cezaları düzenleyen kanunlardır. Ceza içeren özel kanunlar ise, sadece suç ve cezaları düzenlemezler. Bunların dışında, örneğin özel hukuka ilişkin hükümler de içerebilirler. Nitekim 3167 sayılı Kanun, ceza içeren özel kanunlara bir örnektir. Bu kanunun içerisinde, özel hukuka ilişkin hükümler olmakla birlikte, suç ve cezaların öngörüldüğü maddeler de yer almaktadır.

TCK’nın genel bir kanun olması ve bundan yola çıkarak hukuk uygulamasında birliği ve hukuk güvenliğini sağlamak amaçları güdülerek ihdas edilen bu hüküm, mülga 765 sayılı TCK’nın benzer 10 uncu maddesinden farklılık arz etmektedir. Bahsi geçen 10 uncu madde de TCK ile özel kanunlar arasındaki ilişkiyi düzenlemekle birlikte, “bu kanundaki hükümler, hususi ceza kanunlarının buna muhalif olmayan mevaddi hakkında da tatbik olunur” demek suretiyle, ancak genel kanun ile özel kanun arasında bir aykırılık olmadığı durumlarda genel nitelikte olan 765 sayılı TCK’nın uygulanması gerektiğini belirtmekteydi. Ancak 5237 sayılı TCK bu düzenlemeyi değiştirerek bütün özel ceza kanunlarını ve ceza içeren özel kanunları kendisine tâbi kılmayı amaçlamıştır. Tabidir ki bu yönde bir düzenleme, özel kanunların kimi kısımlarının uygulanamaz hale getirilmesi anlamını taşımaktadır. Hal böyle olunca da, TCK’ya aykırı olan bütün özel nitelikteki kanunların taranması ve aykırı hükümlerin tespit edilip değiştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır.

TCK’nın 5 inci maddesinin doğurduğu bu karmaşık duruma çare olarak, TCK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1 inci maddesi, ilk halinde 5 inci maddenin yürürlüğünü 31.12.2006’ya, daha sonra ise 31.12.2008’e ertelemiştir. Bununla ilgili olarak, “diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.

Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, 01.01.2009 tarihi itibariyle zımnen yürürlükten kaldırılmış olan 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren hükümleri yerine, TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur. 
.
Bu cümleden olarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için yeni TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını değerlendirirken, “5237 sayılı Yasanın; ‘Özel kanunlarla ilişki’ başlığını taşıyan 5. maddesindeki; ‘Bu Ka­nunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uy­gulanır.’ hükmü uyarınca uzlaşmanın, koşullarının bulunması halinde gerek TCY.nda, gerekse ceza hükmü taşıyan Özel Yasalarda yer alan suçlar bakımından uygulanacağı konusunda bir kuşku bulunmamakta “ diyerek 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin, TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir. 

2)  20.12.2009 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek suçlarının hukuki durumu:

Yukarıdaki maddede açıklandığı üzere, 01.01.2009 tarihi itibariyle, 3167 sayılı Çek Kanununun TCK Genel Hükümlerine aykırı olan ceza hükümleri geçerliliğini kaybetmiş bulunmaktadır. Bu aykırılıklardan bazıları ve oluşan hukuki durum aşağıda özetlenmiştir:

3167 sayılı Kanunda “şekli suç” olarak tanımlanan karşılıksız çek keşide etme suçu, TCK Genel Hükümlerine göre ancak kusurla (kasıt veya taksirle) işlenebilecek bir suç haline gelmiş ve suçun niteliği değişmiştir.
3167 sayılı Kanunda öngörülen “çek bedeli kadar adli para cezası” yönteminin TCK Genel Hükümlerine göre “gün/para” sistemine dönüşmesi sebebiyle, yeni Çek Kanununun yürürlük tarihi olan 20.12.2009 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek suçlarına, 01.01.2009 tarihinden itibaren, bu zaman diliminde geçerli olan 3167 sayılı Kanundaki yaptırımın fiilen uygulama imkanı kalmamıştır.
TCK Genel Hükümlerinde yer alan “uzlaşma” müessesesinin, takibi şikayete bağlı bir suç olan karşılıksız çek suçlarında da uygulanması zarureti, uzlaşma aranmadan verilen hükümlerin tekrar gözden geçirilmesini gerekli kılmıştır.  

3)  5941 sayılı yeni Çek Kanununun yürürlüğe girmesiyle ortaya çıkan hukuki durum:

31.12.2008 tarihine kadar 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa uyumlu hale getirilmesi unutulan yahut ihmal edilen 3167 sayılı kanunun ceza içeren hükümleri bu tarih itibariyle hükümsüz hale gelmişse de, bazı mahkemeler Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun açık görüşüne rağmen, 3167 sayılı kanunun yürürlükte olduğu iddiasıyla kanunu uygulamaya devam etmişlerdir. Bu arada yasama organı, mevcut uyumsuzluğu gidermek bakımından 20 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5941 sayılı yeni Çek Kanunu ile hem yasal boşluğu doldurmuş hem de TCK Genel Hükümlerine uygun bazı değişiklikler yapmıştır.

a.  En önemli değişiklik, 3167 sayılı eski Çek Kanununda objektif (kusursuz) sorumluluk esasına göre “şekli suç” olarak düzenlenen karşılıksız çek keşide etme suçu, 5941 sayılı kanunda taksire dayalı kusurluluğu gerektiren bir suç olarak tanımlanmış ve böylece suçun niteliği değişmiştir.   Bu husus 5941 sayılı yeni Çek Kanununun gerekçesinde şu şekilde açıklanmaktadır:

“ Söz konusu suçun oluşabilmesi için, çekin karşılığının, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, yani en azından taksirle, ilgili çek hesabında bulundurulmaması gerekir. Anayasanın 38 inci maddesinin yedinci fıkrasında düzenlenen ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi bağlamında güvence altına aldığı kusursuz ceza olmaz kuralının gereği olarak, söz konusu suç, objektif (kusursuz) sorumluluğu gerektiren bir suç olarak değil, en azından taksire dayalı kusurluluğu gerektiren bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu itibarla, kişinin, elinde olmayan sebeplerle ortaya çıkan zorunluluk hâli dolayısıyla, örneğin doğal afet, savaş, kaza geçirmesi gibi bir sebeple, çekin karşılığını ilgili hesapta zamanında bulunduramamış olması halinde, ceza sorumluluğu olmayacaktır.”

Esasen 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununun kabul ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun gerekçesinde objektif (kusursuz) sorumluluk esasının terk edildiği açık bir dille belirtilmektedir:

“765 sayılı Türk Ceza Kanununda ve Hükûmet Tasarısının bazı hükümlerinde, kişi gerçek­leştirmeyi kastetmediği böyle neticelerden objektif olarak sorumlu tutul­maktadır. Belirtmek gerekir ki, bu tür sorumluluk, ortaçağ kanonik hukukunun kalıntısı olan “versari in re illicita”, yani hukuka aykırı bir durumda olan bunun bütün neticelerine katlanır anlayışının ürünü olup, çağdaş ceza hu­kuku bu anlayışı çoktan terk etmiştir. Çünkü kusurun aranmadığı objektif sorumluluk hâlleri kusursuz ceza olmaz ilkesiyle açıkça çelişmektedir. Ül­kemiz ceza hukuku öğretisinde uzun süredir objektif sorumluluk hâllerinin ceza mevzuatından çıkarılması gerektiği ifade edilmektedir. Bu talebin ye­rine getirilmesi, Anayasada öngörülen kusur ilkesinin zorunlu bir sonucudur.”
Türk Ceza Kanunu Genel Hükümlerine (ve Anayasaya) aykırı olarak objektif (kusursuz) sorumluluğa göre suç tanımlaması yapan 3167 sayılı eski Çek Kanununun yürürlükten kalkmasıyla “karşılıksız çek keşide etme” suçunun niteliği üzerindeki tartışma da böylece sona ermiş olmaktadır.

b.  5941 sayılı yeni Çek Kanunu ile getirilen diğer önemli değişiklik, adli para cezasının tayini usulüne ilişkindir. 3167 sayılı Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. 5941 sayılı Kanun ise, Türk Ceza Kanununun adli para cezalarına ilişkin 52. Maddesine uyarak gün/para sistemini benimsemiş bulunmaktadır. Diğer taraftan TCK m.52 uyarınca yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. TCK 52. Maddeye uygun olarak gün/para sisteminin benimsenmesiyle, 20.12.2009 tarihinden önce verilen adli para cezalarında sanık lehine hafifletici hükmün ve ödeme kolaylıklarının dikkate alınmadığı davaların, lehe hükümlerin uygulanmasını âmir TCK hükümleri karşısında yeniden yargılama yolunu açtığına kuşku bulunmamaktadır.

NETİCE VE TALEP :   Bu değerlendirmeler ışığında;

1. 01.01.2009 tarihinden itibaren özel ceza kanunları bakımından da uygulanması gereken Türk  Ceza Kanunu Genel Hükümleri karşısında uygulama imkânı kalmayan 3167 sayılı Kanuna göre karşılıksız çek keşide etme suçundan verilen adli para cezaları, oluşan yasal boşluk sebebiyle “kanunsuz suç ve ceza olmaz” prensibi gereğince hükümsüz kalmış ve yasal boşluğun zaman sınırı olarak belirlenmiş bulunan 20.12.2009 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek keşide etme suçlarından dolayı görülmekte olan bütün davalar da konusuz kalmıştır. Bu cümleden olarak konusu kalmamış işbu davanın bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını,

2. Bu değerlendirmenin dikkate alınmaması halinde, 5941 sayılı yeni Çek Kanununun yukarıda açıklanan maddelerinin 5237 sayılı TCK 7nci ve 5252 sayılı Kanunun 9ncu maddeleri uyarınca lehime olan hükümlerinin uygulanarak;
a.    Kusur (kasıt veya taksir) aranmaksızın görülen davanın, yeni kanunun getirdiği kusur sorumluluğu esasına göre yeniden görülmesini,
b.    Çek bedeli kadar adli para cezası yerine gün/para esasına göre ceza tayin edilerek lehe olan hafifletici hükümlerin ve ödeme kolaylıklarının dikkate alınmasını, 
c.    5941 sayılı yeni Çek Kanununun 1nci madde 2nci fıkrasında yer alan “bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır” hükmünce, takibi şikayete bağlı suçlarda uygulanması gereken “uzlaşma” hükümlerinin bu davada da uygulanmasının sağlanmasını ve neticeten hakkımda verilen ceza hükmünün İNFAZININ DURDURULARAK DURUMUMUN 5237 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNE GÖRE YENİDEN DEĞERLENDİRİLİP BİR KARAR VERİLMESİNİ ARZ VE TALEP EDERİM.

İnfaz Erteleme ile ilgili taahhütname formu

Cezaevi İnfaz savcılığınca Karşılıksız çek nedeniyle tutuklu bulunan arkadaşlarımıza dağıtılan matbu taahhutname örneği aşağıdaki gibidir..
Anlaşılan halen infazı çıkmış yada çıkacak olan arkadaşlarımızda bunun gibi bir taahhütname verecekler
Hakkımızda hayırlısı..

...... ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO : …… /

Mahkemenizin yukarıda esas no yazılı dava dosyası ile ilgili olarak hükümlünün ödeme taahhütnamesi vermiş olması ve ödeme taahhütnamesinin ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile ödenmesi ve ilk yıla denk gelen ödeme miktarının Yasa’nın geçici 2/b madde ve fıkrası hükmü gereğince borcun en az üçte birini kapsadığı ve yasadaki diğer şartları da içerdiği anlaşılmakla;
Hükümlü hakkında yukarıda numarası ve tarihi yazılı kararın İNFAZININ 5941 Sayılı Yasanın 2/b madde ve fıkrası hükmü gereğince taahhütnamede belirtilen süre kadar DURDURULMASINA karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.
.../.. /2009

C. savcısı

ÖDEME TAAHHÜTNAMESİDİR
İLK YIL BORCUN ÜÇTE BİRİ OLACAK

... .. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO : 200.. /..
ÇEK BEDELİ : .... TL
İBRAZ TARİHİNDEN BU YANA FAİZİ İLE
BİRLİKTE TOPLAM BORÇ :.... TL

Yukarıda belirtilen borcumu aşağıda ayrıntıları belirtilen şekilde ödemeyi taahhüt ediyorum. Hakkımdaki davanın/infazın durdurulmasını istiyorum. Gereğini arz ederim. .../.. / 200

HÜKÜMLÜ
AD-SOYAD

1. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
2. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
3. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
4. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
5. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
6. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
7. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
8. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
9. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
10. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
11. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :
12. TAKSİT MİKTARI : TAKSİT ÖDEME TARİHİ :

Savcılık Mahkemeden infazın durdurulması için talepte bulunuyor, Mahkeme infazı durduruyor
Her davaya bir taahhütname
Kaçak durumda olan arkadaşlarımızda bu tip bir dilekçeyi savcılık kanalıyla ilgili mahkemeye hitaben verecek..

Bu taksitlere ay ay bölünen seçeneği, siz isterseniz 3 eşit taksit veya 12 ayda hesaplanacak yani son aydaki seçenekle veya 3 taksit 4 taksit her neyse artık..
Bunları seçebiliyorsunuz illaki 12 ay değil..

Çek kanunu infaz erteleme kararı

Yeni Çek Kanunu geçici 2.madde b fıkrasına göre verilecek infaz durdurma mahkeme kararı aşağıdaki örnekteki gibidir, bu örnek kararla sistemin nasıl işleyeceği, taahhütnamenin nasıl verileceği anlaşılır sanıyorum..



HÜKÜMLÜ/SANIK :...
SUÇ : Karşılıksız Çek Keşide Etme
SUÇ TARİHİ :
ASIL KARAR TARİHİ :
EK KARAR TARİHİ :

Hükümlü/Sanık ...................... mahkememizin 14/04/2009 tarih ......... Esas ........... karar sayılı ilamı ile karşılıksız çek keşide etmek suçundan .........cezasına hüküm giymişken/kamu davası devam ederken 5941 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ve mezkur yeni çek yasasının Geçici 1/b fıkrasına göre sanık/hükümlünün yasal temsilcisinin mahkememize verdiği ................ tarihli ve ....... noterliğinden düzenlenen/kendi el yazısı ile düzenlenmiş ve çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinde göre ibraz tarihinden itibaren işleyen 3095 Sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanan faizi ile birlikte tamamen ödeyeceğini içeren taahhütnameyi mahkememize sunduğu ve bu taahhütnamede borcunu 2 yılı geçmeyecek bir sürede .......... taksit süresinde ve buna bağlı olarak ilk yıl borcun 1/3 ünden az olmayacak bir taksit öngördüğünden sanık/hükümlü hakkında 01/11/2009 tarihi itibariyle kovuşturma başladığı/hükmün kesinleştiği görülmekle verilen taahhütnamenin 5941 Sayılı Yasanın 1/b fıkrasına uygun olduğu kanaatine varıldığından,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin 2008/..... esas 2009/..... karar sayılı ilamı ile karşılıksız çek keşide etme suçu sabit olmakla ............. tarihinde kamu davası açılmış, (3167 Sayılı Yasa gereği verilen hüküm ....... tarihinde kesinleşmiş) olduğu, bu sırada 5941 Sayılı Yasanın 20/12/2009 tarihinde yürürlüğe girmesi ile geçici 1/b fıkrasına göre sanık/hükümlüye taahhüt ile borcunu taksitlendirme ve zamana yayma imkanı getirildiği, bu hükme dayanarak sanık/hükümlünün yasal temsilcisinin mahkememize verdiği ................ tarihli ve ................ noterliğinden düzenlenen/kendi el yazısı ile düzenlenmiş ve çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinde göre ibraz tarihinden itibaren işleyen 3095 Sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanan faizi ile birlikte tamamen ödeyeceğini içeren taahhütnameyi mahkememize sunduğu ve bu taahhütnamede borcunu 2 yılı geçmeyecek bir sürede .......... taksit süresinde ve buna bağlı olarak ilk yıl borcun 1/3 ünden az olmayacak bir taksit öngördüğünden bu taahhüdün 5941 Sayılı Yasanın 1/b fıkrasına uygun olduğu görülmüş, yapılan inceleme sonucu Cumhuriyet Savcısının da aynı yöndeki mütalaası doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle.
Hükümlü/Sanık ..............’nın karşılıksız çek keşide etme suçundan devam eden yukarıda bahse geçen kamu davasında 5941 Sayılı Yasanın 1/b fıkrası gereği taahhütname süresi olan ........ yıl/ay/gün süresince KOVUŞTURMANIN DURMASINA (Kesinleşmiş hüküm gereği başlayan HÜKMÜN İNFAZININ ERTELENMESİNE/ DURDURULMASINA)
Bu suç ile ilgili dava zamanaşımı/ceza zamanaşımının durmasına.

Taahhüde uyulmaması halinde şikayetçinin başvurusu üzerine bu husus tespit edilirse kovuşturmaya devam edilmesine/hükmün infazının devamına.

Taahhütname süresi sonuna kadar şikayetçi tarafından yukarıdaki gibi bir başvuru olmaması halinde taahhütname sonucu belirlenen çek miktarı ve faizi süresinde ve tamamı ifa edildiği kabul edilerek dosyanın süre sonunda tekrar ele alınarak KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE/HÜKMÜN BÜTÜN SONUÇLARIYLA ORTADAN KALDIRILMASINA.

Kovuşturması durdurulan sanık/hükmü infazı ertelenen-durdurulan hükümlünün CMK 109/3-a fıkrası gereği Adli Kontrol tedbiri olarak yurtdışına çıkmasının yasaklanmasına ve bu kararın Cumhuriyet Savcılığı tarafından ilgili mercilere derhal duyurulması için gereğinin yapılmasına.

Dair, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine yapılan beyanın tutanağa geçirilmesi yolu ile CMK.nun 267, 268, 231/12 maddeleri gereği Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere iddia makamının mütalaasına uygun alenen ve usulen karar verildi.../../2009..



YENİ ÇEK KANUNUNDA LEHE OLABİLECEK KONULARLA İLGİLİ SAYFALARA BAKINIZ:

1- YENİ ÇEK KANUNU ANAYASAYA AYKIRIDIR

2- YENİ ÇEK KANUNU VE ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN SORUMLULUĞU

3- YENİ ÇEK KANUNDA ÇEKE KISMEN YAPILMIŞ ÖDEMELERLE İLGİLİ KONU

4- ÇEKLERDE VEKALETEN İMZASI OLANLARIN DURUMU

5- YENİ ÇEK KANUNDA LEHE OLAN KONULARDA GENEL DEĞERLENDİRME

Yeni çek kanunu Anayasa' ya aykırıdır.

Yeni çek yasasında büyük bir çelişki vardır. Karşılıksız çek suçlarında gün adli para cezası ile çek bedelinden aşağı ceza verilememesi hatalı bir durum ortaya çıkarmaktadır.

Daha doğrusu verilen ceza çek bedelini aşmadığı takdirde belirlenen gün miktarının 100 TL.den paraya çevrilmesi her zaman için sanığın lehine olur. Yani asgari miktardan çevirmek aleyhe üst miktardan çevirmek ise lehe olur. Örneğin 10.000 TL bedelli çek için sanığın 100 gün adli para cezasıyla cezalandırılıp günlüğü 100 TL.den paraya çevrilmesi durumunda şahıs para cezasını ödemezse 100 gün hapis yatar.Fakat 500 gün adli para cezasıyla cezalandırılıp günlüğü 20 TL.den hapse çevrilmesi halinde ise 500 gün hapis yatar. Böyle bir şey olabilir mi?
Gün adli para cezası sistemi ile nispi para cezası sistemi birbirine karıştırılarak karma bir uygulama yapılmıştır.Bu iki sistemin ise bu şekilde bir arada uygulanması mümkün değildir. Buna göre Anayasaya açıkça aykırılık vardır. Eşitliği sağlamak ve doğru bir karma sistem yapılabilmesi için karşılıksız çek suçuyla ilgili kanuni düzenlemenin şu şekilde olması gerekir. "... 1500 güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.Ancak belirlenen gün sayısı üst sınır aşılmamak kaydıyla karşılıksız kalan çek bedelinin 20'ye bölünmesi ile elde edilen tam gün sayısından aşağı olamaz.
20 sayısı 1 günlük paraya çevirme miktarının alt sınırıdır.. Örneğin 1000 TL. bir çek için alt sınır 1000/20=50 gün eder. Çünkü gün adli para cezalarında alt sınırda üst sınırda gün olarak belirlenmek zorundadır. Halbuki yeni yasada karşılıksız çek suçunun üst sınırı 1500 gündür. Alt sınırı yazılmadığı için 5 gündür. Ancak verilecek ceza karşılıksız kalan çek bedelinden aşağı olamaz dendiği için asıl alt sınır karşılıksız kalan çek miktarıdır. Yani karşılıksız çek suçlarında artık karşılıksız kalan çek bedeli alt sınırdır. Bu miktarın ise kaç gün olduğu belli değildir. Çünkü doğrudan verilmiş bir para cezasıdır. Kanun koyucu bu düzenleme ile aynen şöyle demektedir karşılıksız çek suçunun cezası 10.000 TL.den 1500 güne kadar adli para cezasıdır (Tabi ki buradaki 10.000 TL çek bedeline göre değişecektir.)Alt sınır para üst sınır ise gündür. Daha açık bir deyişle alt sınır armut üst sınır ise elmadır. Bu düzenleme infaz sırasında eşitsizliklere yol açacaktır. Örneğin 10.000 TL.lik çeki karşılıksız çıkan iki kişinin de alt sınırdan ceza aldığını yani çek bedeli kadar ceza aldığını farz edelim. Ancak birininki günlüğü 20 TL.den 500 gün üzerinden verilmiş olsun diğerininki ise günlüğü 100 TL.den 100 gün olarak verilmiş olsun.Para cezaları ödenmez ise ne olacak? Hani ikisi de alt sınırdan ceza almıştı?
Peki ya, kısmi ödeme olursa ne olacak. ?

ÇEKTE VADE, VADESİNDEN ÖNCE YAZDIRILAN ÇEKLER
Çek Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında” denilmek suretiyle suçun oluşumunu çekin üzerinde yazan keşide tarihinden sonra ibraz edilmiş olması şartına bağlamıştır.
Bu nedenle; 5941 s. Yasa yürürlüğe girmeden önce üzerinde yazan keşide tarihi gelmeden ibraz edilen çeklerle ilgili karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılan soruşturma ve kovuşturmaların 5237 s. TCK. nun 5. ve 7. maddeleri uyarınca ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Vadeli çeklerin önceden ibrazı halinde 5941 s. Çek Kanununun 5/1. maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Vadeli çeklerin önceden ibrazı yeni Çek Kanununda suç olarak düzenlenmemiştir. Suç olmaktan çıkartılmıştır.
Madem yeni çek kanununa göre çekin keşide tarihinden önce ibrazı halinde suç oluşmuyor ve ayrıca hukuki takipte yapılamıyor o halde geçici 1.maddenin 5. fıkrasına ne gerek vardı? Kanun koyucu şunu demek istemiş? 31/12/2011 tarihine kadar çeki hiç bir şekilde düzenleme tarihinden önce bankaya ibraz edemezsin,etsen bile karşılığı olsa dahi ödeme yapılmaz. Ancak 31/12/2011 tarihinden sonra Çeki düzenleme tarihinden önce bankaya ibraz edebilirsin,karşılığı varsa tahsilde edersin,fakat karşılığı yoksa yine herhangi bir işlem yapamazsın.. Buda açıkça çek tanımına aykırıdır..
Arkadaşlar Anayasa Aykırılık açısından sadece iki maddeyi yazdım ve bu aykırılığı özellikle yazdım ki sayın Avukatlar sayın yargıçlar okusun, bir çok aykırılık vardır ve bu yasa Anayasa Mahkemesinde iptal edilecektir.
Bizim şimdiki görevimiz Muhalefete yüklenip bu yasanın ANAYASA MAHKEMESİNE taşınmasıdır.. Bu çek belasından sonsuza kadar ülkemiz kurtulması yakındır
Bu nedenle biraz sabırlı olun ne Avukatların insafına nede derneklerin aidatlarına takılmayın..


YENİ ÇEK KANUNUNDA LEHE OLABİLECEK KONULARLA İLGİLİ SAYFALAR:

1- Yeni Çek Kanunu ve şirket müdürlerinin sorumluluğu

2- YENİ ÇEK KANUNDA ÇEKE KISMEN YAPILMIŞ ÖDEMELERLE İLGİLİ KONU

3- ÇEKLERDE VEKALETEN İMZASI OLANLARIN DURUMU

4- YENİ ÇEK KANUNDA LEHE OLAN KONULARDA GENEL DEĞERLENDİRME

Yeni Çek Kanunu ve şirket müdürlerinin sorumluluğu

3167 Sayılı Kanunun 16/1 maddesine göre, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar.. şeklindeki düzenlemeye göre çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri cezalandırılmaktaydı. Gerek gerçek kişilerin yetkili temsilcileri ve gerek tüzel kişilerin yetkili temsilcileri keşide ettikleri çeklerin karşılıksız çıkması halinde asıl menfaat sahibi olan çek hesabı sahibi ceza almazken görevleri gereği keşide ettikleri çeklerden dolayı sorumlu tutuluyorlardı. Bu nedenlerle Yeni Çek Kanunu'a düzenleme getirildi.

Bu yeni düzenlemeye göre Şirket Müdürü veya muhasebeci konumunda olan şahıslar hakkında verilecek muhtemel mahkeme kararları aşağıdaki gibidir.(Şirket Müdürünün, Şirket ortağı, hissedarı olamamsı kaydıyla)

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

Sanık hakkında, Pendik C. Başsavcılığınca, olay tarihinde, müştekiye verdiği suça konu çekin karşılıksız çıktığı ve düzeltme hakkındı da kullanmayarak atılı suçu işlediği iddiasıyla ve 3167 sayılı kanunun 16/1-3 maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle mahkememizde kamu davası açılmıştır.

Sanık duruşmalara gelmemiş savunmada bulunmamış, savunmasının alınmasından 5271 sayılı CMKnin 195.maddesi gereğince vazgeçilmiştir.

İddia, suça konu çeke ve sanığın bankaya bildirdiği adreslere ilişkin muhatap bankadan temin edilen tüm belgeler, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından; Sanığın olay tarihinde keşideci Tüzel Kişi adına hareket eden ŞİRKET MÜDÜRÜ SIFATIYLA çek keşide ederek müştekiye verdiği …/…/.2009 tarih ve 5.000 TL bedelli çekin karşılıksız çıktığı, sanığın 3167 sayılı kanunun 4814 sayılı kanun ile değişik 8. Maddesinde belirtilen şekilde düzeltme hakkını da kullanmadığı ve bu suretle atılı belirtilen yasanın 4814 sayılı kanunla değişik 16/1-3 maddelerinde yazılı suçu işlemiş olduğu anlaşılmış ise de,

5/2,3 fıkraları ise ; Birinci fıkra hükmüne göre çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi, çek hesabı sahibidir.
Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür
(3) Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez.
Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi halinde, bu çekten dolayı hukuki ve cezai sorumluluk çek hesabı sahibine aittir düzenlemesi içermektedir.
Yeni düzenlemeye göre karşılıksız çıkan çekten dolayı ceza sorumluluğu bizzat adına çek keşide edilen gerçek kişi hesap sahibi veya tüzel kişi adına çek keşide edilmesi durumunda , bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişilerdir. Böylece, bir şirkette muhasebeci veya müdür olarak çalışıp, görevi gereği çek keşide eden ve keşide ettiği çek karşılıksız çıktığı için hakkında ceza davası açılan, şirketin mali işlerinden, karından ve zararından sorumlu olmayan bu kişilerin ceza sorumluluğundan kurtarılması amaçlanmıştır..

Yasanın 5(4) madde ve fıkrasında yer alan Karşılıksız çek düzenleyen, adına karşılıksız çek düzenlenen ve ileri düzenleme tarihli çek üzerinde yazılı tarihe göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmayan gerçek ve tüzel kişi hakkında, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde resen mahkeme tarafından, karşılıksız çıkan her bir çekle ilgili olarak, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir; hükümleri gereğince sanığa para cezası tayin edilemeyeceği, sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmolunabileceği dikkate alındığında sanık hakkında tedbire ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği anlaşılmakla sanığın 5941 sayılı Kanunun 5(4) madde ve fıkrası hükmü gereğince çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan YASAKLANMASINA ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmek gerekmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

Sanığın ŞİRKET MÜDÜRÜ SIFATIYLA karşılıksız çek keşide ettiği sabit olmakla 5941 sayılı Kanunun 5(4) madde ve fıkrası hükmü gereğince çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan YASAKLANMASINA,

5271 sayılı CMKnin 325. - (1) madde ve fıkrasında yer alan Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir. Hükmü gereğince ….. TL tebligat ve yazışma giderinden ibaret yargılama giderinin sanıktan tahsiline,

Dair, 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek şartıyla zabıt katibine yapılacak sözlü beyan ile Yargıtay ilgili ceza dairesine temyiz yolu açık olmak üzere, sanığın yokluğunda, talebe uygun olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı.


Şirket hissedarı olmamak kaydıyla sadece şirket müdürü olarak atanmış şahıslar hakkındaki hüküm bu şekil olacaktır...

YENİ ÇEK KANUNUNDA LEHE OLABİLECEK KONULARLA İLGİLİ SAYFALAR:

1- YENİ ÇEK KANUNDA ÇEKE KISMEN YAPILMIŞ ÖDEMELERLE İLGİLİ KONU

2- ÇEKLERDE VEKALETEN İMZASI OLANLARIN DURUMU

3- YENİ ÇEK KANUNDA LEHE OLAN KONULARDA GENEL DEĞERLENDİRME

Bu sayfaları mutlaka okuyun....

Yeni Çek Yasasında kısmi ödeme

Yürürlükten kalkan 3167 sayılı yasada çek üzerinde yazan tutar üzerinden ceza vermekteyken, yeni çek yasası karşılıksız kalan çek miktarı üzerinden ceza vermektedir. O nedenle kapanmamış olan tüm davalarda uyarlama yargılamasına gidilmesi gerekecektir, aşağıda bunla ilgili muhtemel bir karar örneği vardır..

KARŞILIKSIZ KALAN ÇEK MİKTARI AÇISINDAN
Sanık hakkında ..... C. Başsavcılığıncasanık adına davetiyenin tebliğ edildiği çağrılmakla gelmediği anlaşıldı.

G.D. Talep gibi : Davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmeyen sanığın
savunmasının alınmasından 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 195 maddesi gereğince vazgeçilmesine karar verilip açık duruşmaya devam olundu.

İddia makamından soruldu: Soruşturmanın genişletilmesi talebimiz yoktur dedi.

İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA :
İddia, suça konu çeke ve sanığın bankaya bildirdiği adreslere ilişkin muhatap bankadan temin edilen tüm belgeler, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından; Sanığın keşide ederek müştekiye verdiği ../.../2009 tarihli ve 10.000 TL bedelli çek ile ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verdiği, müştekinin çek hamili olup, usulüne uygun olarak yasal sürede şikâyetçi olduğu, çek bedelinin ödenmesi konusunda 5941 Sayılı Çek Yasası Geçici 2.madde anlaşmaya vardıklarını, eylemine uyan 5941 sayılı Kanunun 5(1) madde ve fıkrası hükmü gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur dedi.
Dosya incelendi, duruşmanın bittiği bildirildi.

KARAR :

Sanığın A Bankasına ait B... şehrinde ../.../2009 tarihinde Keşide edilen 11.370 TL bedelli ../../2009 tarihinde C... bankasına ibraz edilerek karşılıksız olduğu saptanan çek ile ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verdiği, suçtan zarar görmesi ihtimali karşısında davaya katılan müştekinin çek hamili olup, usulüne uygun olarak yasal sürede şikâyetçi olduğu, çek bedelinin ödenmesi konusunda Çek Yasası Geçici 2.madde anlaşmaya vardıklarına dair bir belgenin bu güne kadar mahkememize sunulmadığı, ancak 5941 Sayılı Yasa 5/1 madde ve fıkrasının ikinci cümlesi hükmü gereğince hükmedilecek adli para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacağı hükmü gereğince, şikayetçiye Bankaca ödemekle yükümlü olunan 370 TL nin ödendiği, sanığın ise 6.000 TL sini şikayetçinin hesabına ../..2009 tarihinde yatırarak kısmi ödemede bulunduğu, iddia, tebligatlar, tasdikli çek fotokopisi ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla:
Sanığın Çek ile ilgili Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına sebebiyet verdiği sabit olduğundan eylemine uyan 5941 Sayılı Yasa 5/1.maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, çek miktarı, ödeme yaptığı miktar göz önüne alınarak takdiren 250 gün ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA.
Sanığın ekonomik durumu ve diğer şahsi halleri göz önüne alınarak takdirenTCK 52/1.maddesi gereği 1 günü 20 TL den 5.000 TL ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİNE,

5941 Sayılı Yasa 5/1.maddesi gereğince Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açtırmasının Yasaklanmasına. Yasaklama kararının aynı Kanunun 8. maddesi gereğince Merkez Bankasına bildirilmesine.

Müşteki tarafın zararını karşılamayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığından 5271 sayılı CMN nin 231 madde hükmünün uygulanmasına yer olmadığına,

..TL tebligat ve yazışma giderinden ibaret yargılama giderinin sanıktan tahsiline

Dair, 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek şartıyla zabıt katibine yapılacak sözlü beyan ile Yargıtay ilgili ceza dairesine temyiz yolu açık olmak üzere, sanığın yokluğunda, talebe uygun olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. ../.../.2009
Katip Hakim..

-------------------------------------------------------------------------------------------
Yukardaki Gün Para cezası adli para cezasına çevrilirken mecburen sanık lehine 20 TL den olacak ama Adli Para cezasını hapse çevirirken yine sanık lehine 100 TL olacak neden 20 TL diye kimsenin aklında soru işareti kalmasın..
Kısmi yapılan ödemelerde muhtemel uyarlama yargılaması bu örneğe yakın olacaktır.

Vekaleten Karşılıksız Çek İmzalama

Bir çok arkadaşımız yeni çek yasasında işleyiş nasıl olacağını haliyle merak ediyor, çek kanunda açıkça yazmasına rağmen, gelen sorulardan anlaşıldığı kadarıyla bazı arkadaşlarımızın kafasında soru işaretleri var (Hepimiz gibi).
Yeni Yasaya uyarlanmış örnek bir mahkeme kararı hazırladık, yeni çek kanunda vekaleten karşılıksız çek keşide edenlerle ilgili mahkeme kararı nasıl olacak, vekaleten çek imzalamış arkadaşlarımız yeni çek yasası'nda muhtemelen aşağıdaki gibi bir kararla karşılaşacaklar. Bu kararı hazırlarken yararlandığımız kaynaklar bu konuyla ilgili mercilerdir.

Vekaleten Karşılıksız Çek keşide etme suçlamasına ait alınabilecek örnek mahkeme kararı..
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Sanık hakkında, … C. Başsavcılığınca, olay tarihinde, müştekiye verdiği suça konu çekin karşılıksız çıktığı ve düzeltme hakkındı da kullanmayarak atılı suçu işlediği iddiasıyla ve 3167 sayılı kanunun 16/1-3 maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle mahkememizde kamu davası açılmıştır, sanık duruşmalara gelmemiş savunmada bulunmamış, savunmasının alınmasından 5271 sayılı C.M.K. nun 195. maddesi gereğince vazgeçilmiştir.
İddia, suça konu çeke ve sanığın bankaya bildirdiği adreslere ilişkin muhatap bankadan temin edilen tüm belgeler, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından; Sanığın olay tarihinde keşideci adına hareket eden VEKİL SIFATIYLA keşide ederek müştekiye verdiği ../.01.2008 tarih ve 5.000 TL bedelli çekin karşılıksız çıktığıdır,
Sanığın 3167 sayılı kanunun 4814 sayılı kanun ile değişik 8. Maddesinde belirtilen şekilde düzeltme hakkını da kullanmadığı ve bu suretle atılı belirtilen yasanın 4814 sayılı kanunla değişik 16/1-3 maddelerinde yazılı suçu işlemiş olduğu anlaşılmış ise de, 5941 sayılı Yasanın 5 (3) madde ve fıkrasında yer alan Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez.
Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi hâlinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezaî sorumluluk çek hesabı sahibine aittir, aynı Yasanın 5(4) madde ve fıkrasında yer alan Karşılıksız çek düzenleyen, adına karşılıksız çek düzenlenen ve ileri düzenleme tarihli çek üzerinde yazılı tarihe göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmayan gerçek ve tüzel kişi hakkında, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, sulh ceza hakimi tarafından, kovuşturma evresinde resen mahkeme tarafından, karşılıksız çıkan her bir çekle ilgili olarak, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir.
Hükümleri gereğince sanığa para cezası tayin edilemeyeceği, sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmolunabileceği dikkate alındığında sanık hakkında tedbire ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği anlaşılmakla sanığın 5941 sayılı Kanunun 5(4) madde ve fıkrası hükmü gereğince çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan YASAKLANMASINA ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmek gerekmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Sanığın VEKİL SIFATIYLA karşılıksız çek keşide ettiği sabit olmakla 5941 sayılı Kanunun 5(4) madde ve fıkrası hükmü gereğince çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan YASAKLANMASINA,
5271 sayılı C.M.K. nin 325-(1) madde ve fıkrasında yer alan Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir. Hükmü gereğince ?? TL tebligat ve yazışma giderinden ibaret yargılama giderinin sanıktan tahsiline,
Dair, 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek şartıyla zabıt katibine yapılacak sözlü beyan ile Yargıtay ilgili ceza dairesine temyiz yolu açık olmak üzere, sanığın yokluğunda, talebe uygun olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. ../..2009

---------------------------------------------------------------------------------------------

Mahkeme kararlarına yıllardır muhatap olduğumuz için bu şekilde daha iyi anlaşılabilir olduğunu sanıyorum. kısmi ödeme yapılmış olan çeklerle ilgili muhtemel karar örneği, şirket yetkilileri, gerçek kişiler, ait karar örneği ve ceza hesaplama yöntemlerinin nasıl olabileceği hakkında kararlar faydalı olacaktır..

Bir çoğumuz ertelemeye başvuracağı gibi oldukça fazla sayıdaki arkadaşlarımız karar düzeltme talebinde bulunacaktır. Bu tip muhtemel mahkeme kararları oldukça faydalı olur sanıyorum..

Çek Kanunu ve Lehe Olan Maddeler

Arkadaşlarım, yeni çek kanununda bir çok madde değişti ve karşılıksız çek ile ilgili haklarında dava açılmış arkadaşlarımızda bu yeni çek kanunun lehe olabilecek düzenlemeleriyle ilgili ve savcılara verilecek taahhütnamenin şekil ve içerik olarak neler olabileceğini merak ediyor, Çek Kanunu yüzeysel olarak incelediğimizde şu hususlar dikkat çekiyor.

Burada en önemli ve ayırt edici düzenlemeler çekte vade ve faillerle ilgili olanlardır.

1- Çekte vade
5941 s. Çek Kanunu 5/1.fıkrası; Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, bin beş yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder.

-Yeni Çek Kanununun eski yasadan ayrıldığı en önemli hususlardan biri; İleri tarihli (vadeli) çeklerin, üzerinde yazan keşide tarihinden önce ibrazı halinde karşılıksız çek keşide etmek suçunun oluşmayacağı hususudur. Bu husus, çekin T.T.K., İ.İ.K. ve Kanunlara göre çekin geçerliğini etkilememekte, sadece Çek Kanununa göre hamile şikayet hakkı vermemektedir.

Bu nedenle; Yeni Çek Kanunu yürürlüğe girmeden önce üzerinde yazılı keşide tarihi gelmeden ibraz edilen çeklerle ilgili karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılan soruşturma ve kovuşturmaların 5237 s. TCK. nün 5. ve 7. maddeleri uyarınca ortadan kaldırılması gerekmektedir.Vadeli çeklerin önceden ibrazı halinde 5941 s. Çek Kanunu 5/1. maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Vadeli çeklerin önceden ibrazı yeni Çek Kanununda suç olarak düzenlenmemiştir. Suç olmaktan çıkartılmıştır.

2 – Suçun faili:
Eski Yasaya göre: Karşılıksız çek keşide eden gerçek kişi, Lehine çek keşide edilen gerçek veya tüzelkişi,Suçun failidir.
Karşılıksız çek keşide eden gerçek veya tüzelkişi temsilcisi veya vekilinin, çekin ibraz edildiği tarihte çek keşide etme yetkisi sona ermiş, ya da şirketteki hisselerini devretmek suretiyle şirket yönetiminden ayrılmış olsa bile cezai sorumluluğu devam etmektedir. Karşılıksız çek keşide etmek suçundan fail olanlar hakkında çek bedeli kadar adli para cezası ve çek hesabı açma yasağı tedbirine hükmedilir.
Yeni Çek Kanununa göre;
a- Çeki keşide eden veya adına çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi bu suçun failidir.
Çeki keşide eden veya adına vekil veya temsilcisi tarafından çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi hakkında adli para cezasına ve çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilecektir.
b- Hesap sahibi gerçek kişi adına çek keşide eden vekil ve temsilci de bu suçun failidir.
Ancak bu kişiler hakkında adli para cezasına hükmedilemez, 5. maddenin 4. fıkrasına göre sadece koruma ya da güvenlik tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı verilebilir.
Yeni Çek Kanununun 5. maddesinin 4. fıkrasına göre;
Çekin karşılığını bankada hazır bulundurmakla yükümlü olmadığı halde karşılıksız çek düzenleyen,
a- Gerçek kişi, (hesap sahibi gerçek veya tüzelkişinin temsilcileri veya vekilleri) Adına karşılıksız çek düzenlenen tüzelkişi,
Hakkında sadece tedbire hükmedilecektir. (çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı)
Yeni Çek Kanununun 5/3. fıkrası; hesap sahibi gerçek kişi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Ancak hesap sahibi gerçek kişi adına vekili veya temsilcisi çek keşide etmişse hesap sahibi hukuki ve cezai yönden sorumludur. (5/3- son cümle) Gerçek kişi adına çek keşide eden vekil veya temsilci hakkında adli para cezasına hükmedilmeyecek, sadece tedbir kararı verilecektir.
b- Adına çek keşide edilen tüzelkişi(şirketler) Cezai yönden sorumlu değildir, ancak; hakkında 5/4. maddeye göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmolunur.
c- Tüzelkişi adına çek keşide eden tüzelkişi temsilcisi veya vekili,
- Aynı zamanda tüzelkişi adına çek bedelini bankada bulundurmakla yükümlü ise; hakkında hem adli para cezası hem de tedbir kararı verilir.
- Çekin bankaya ibraz edildiği tarihte tüzelkişi adına çek bedelini bankada bulundurmakla yükümlü değilse ya da tüzelkişi ortaklığından veya yönetiminden ayrılmış ise cezai yönden sorumlu tutulamaz sadece hakkında tedbir kararı verilir çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı verilir..
T.C.K. 7/2 maddesi uyarınca yapılacak lehe kanun değerlendirmesinde ; önceki kanun döneminde işlenen suçlar bakımından tüzel kişiler adına düzenlenen çekleri keşide eden görevliler hakkında açılan davada bu kişilerin bu tüzel kişinin malî işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler olmadıklarının tespiti halinde haklarındaki ceza davalarında beraatlerine karar verilmesi gerekecektir.
Bu durumda karşılıksız çıkan çekten dolayı cezai sorumluluk kalkacaktır. Zira, yeni kanuna göre temsilcinin ceza sorumluluğu yokken eski kanuna göre de yeni kanunda kendilerine ceza sorumluluğu yüklenen tüzel kişinin malî işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişilerin ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu durumda karşılıksız çıkan bu gibi çekler hakkında cezai sorumluluk söz konusu olmayacaktır.

3- Kısmi Ödeme
Eski Yasada kısmi ödeme nedeniyle çek bedelinden daha az adli para cezasına hükmedilmesi söz konusu olmadığı halde yeni Çek Kanununda kısmi ödeme nedeniyle çekin karşılıksız kalan kısmı kadar yani çek bedelinden daha az bir miktar adli para cezasına hükmedilebilecektir. ( hüküm verilinceye kadar çeke ilişkin olarak keşideci tarafından hamile yapılan ödemeler de adli para cezasının tayininde göz önüne alınmalıdır.) uyarlama yargılaması yapılacak..

4- Şikayet hakkı
Şikayet hakkı çeki elinde bulunduran hamile aittir. (5/1. m.)
Hamil; emrine çek keşide edilmek veya çekin arkasında ciro silsilesine uygun cirosu bulunmak veya çeki bankaya ibraz etmek suretiyle haklı olarak çekin hamili olduğunu kanıtlamalıdır.

5- Sanık Yokluğunda karar verilmesi
08.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4814 s. Yasanın 16. maddesiyle 3167 s. Yasanın 16. maddesine eklenen 16/b. fıkrası ile; karşılıksız çek keşide etmek suçlarından yapılan yargılamalarda 1412 s. C.M.U.K. nün 225. maddesinin uygulanabileceği hükmü getirilmiş idi. Bu hükme dayanarak C.M.U.K. 225. maddesi ve daha sonra yürürlüğe giren CMK. nün 195. maddesine göre ihtarla davetname tebliğ edilmek suretiyle sanık gelmese bile duruşma yapılabilmekte ve sanığın yokluğunda hüküm kurulabilmekteydi. Ancak; 3167 s. Yasanın 16/b. fıkrasındaki bu hükme benzer bir düzenlemeye 5941 s. çek kanunu yer verilmemiştir. Fakat CMK. nün 195. maddesi kısıtlayıcı bir hüküm içermektedir bu nedenle geçmişe yürüyüp yürümeyeceği konusu !!

6 – Uyarlama yargılamaları:
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılan davalarda uyarlama yargılamaları duruşmalı yapılmalı, kısmi ödeme bulunup bulunmadığı, miktarı, tüzelkişi temsilcileri ve vekillerin çekin karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olup olmadığı veya temsilcilik ya da vekillik görevlerinin devam edip etmediği vs. hususlar araştırılmalıdır.

3167 s. Yasada kusursuz sorumluluk söz konusu iken 5941 s. Yasanın 5. maddesinde kusurlu sorumluluk öngörülmüştür.

Karşılıksızdır işleminin yapılmasına sebebiyet vermek suçunun oluşabilmesi için, çekin karşılığının, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, yani en azından taksirle, ilgili çek hesabında bulundurulmaması gerekir. Anayasanın 38 inci maddesinin yedinci fıkrasında düzenlenen ceza sorumluluğunun şahsîliği ilkesi bağlamında güvence altına aldığı kusursuz ceza olmaz kuralının gereği olarak, söz konusu suç, objektif (kusursuz) sorumluluğu gerektiren bir suç olarak değil, en azından taksire dayalı kusurluluğu gerektiren bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu itibarla, kişinin, elinde olmayan sebeplerle ortaya çıkan zorunluluk hâli dolayısıyla, örneğin doğal afet, savaş, kaza geçirmesi gibi bir sebeple, çekin karşılığım ilgili hesapta zamanında bulunduramamış olması hâlinde, ceza sorumluluğu olmayacaktır.

Şüphelinin, “çekin karşılığını elimde olmayan nedenlerle bankada hazır bulundurmadım” yönündeki savunması araştırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Uyarlama yargılamaları sonunda verilen kararların, itiraza mı? yoksa temyize mi? tabi olduğu hususu tartışmalıdır.
Ağırlıklı bir görüş; bu suçlardan yapılan uyarlama yargılamaları, duruşmalı olarak yapılsa bile itiraza tabi olduğunu savunmaktadır.

7- Çek karnelerini iade etmemek
3167 s. Yasanın 13/1. maddesinde; Banka tarafından yapılan ihtara rağmen çek defterlerini bankalara geri vermeyenler hakkında adli para cezası öngörülmekte idi. Yeni çek kanununun 5/6.fıkrasında;hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankalara iade etmekle yükümlü tutulmuş, ancak çek karnelerini bankaya iade etmeyenler hakkında herhangi bir cezai yaptırım öngörülmemiştir.
Bu nedenle; TCK. nün 5. ve 7. maddelerine göre lehe yasa uygulaması gereği, yeni çek kanununda çek defterlerini ilgili bankalara geri vermeyenler hakkında cezai yaptırım öngörülmediğinden ve bu yükümlülük yasada suç olarak düzenlenmediği için 3167 s. Yasanın 13/1. maddesi uyarınca açılmış bütün soruşturma ve kovuşturmaların düşürülmesi ve verilmiş mahkumiyet kararlarının da ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Şimdilik göze ilk çarpanlar bunlar

Savcılıklara ve Mahkemelere verilecek olan Taahhütnameler ile ilgili olarak
1.4.2010 tarihine kadar kimse alacaklıyla anlaşmayacak çünkü parayı ödese zaten şikayetten vazgeçiyorlar elini tutan yok. O yüzden kesinleşmiş mahkumiyet kararlarında şöyle bir taahhüt verilecek ben borcun 1/3 ünü 11 ay 29 gün sonra kalanını da 11 ay 29 gün sonra olmak üzere 2 taksitte ödeyeceğim bu taahhüt verildiğinde davalar duracak, infazlar duracak, hapistekiler dışarı çıkarılacak. 11 ay 29 gün sonra ne olacak? 1/b maddesindeki tek taraflı, anlaşmaya tabi olmayan taahhüdüne uyup uymadığını kim kontrol edecek? Her defasında alacaklı(veya şikayetçiyi) bir şekilde savcı bulup soracak:) Mağdur ödemeyi taahhüt ettiği bu parayı Kime? Nerede? Nasıl? verecek, alacaklıyı bulamazsa veya alacaklı ödemeyi kabul etmezse(kısmi ödemeyi kabul etmek zorunda da bırakılamaz) hakime veya savcıya mı verecek:)

Kanun metninden anladığım kadarıyla infaz aşamasındaki dosyalarda taahhütname Cumhuriyet Başsavcılığı’na da verilebileceğinden ve kanun metninde hükmün infazının ertelenmesi de düzenlendiğinden 5275 sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince infaz taahhütnameyi alan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da ertelenebilir. Ayrıca mahkemeden infazın durdurulmasını talep etmek gerekmez..

Ayrıca 1.bentte getirilen 1.11.2009 tarihten sonra, ancak, yasanın yürürlük tarihinden önce veya daha da ileri gidelim sonra mahkumiyetleri kesinleşen çek mağdurları nın suçu nedir?(Ancak başları keldir) Bu mağdurlar yasanın eşitlik kuralına aykırı bu hükmünün kendilerine de uygulanmasını isteyerek Anayasa Mahkemesine başvurabilirler. Çünkü 3167 sayılı yasa döneminde çek keşide etmişlerdir..

:)

(Bu makale çek mağdurlarına ait özgün bir içeriktir, Alıntılar, link adresi verilme şartına bağlıdır.)